Aşk ve İlişkiler

Yeni Seks Özgürlüğü: Gerekli Olmayan Bir Kavram!

Orgazma ulaşmak için üç adımda ipuçları, sekiz adımda seks süresini uzatma yolları, 29 adımda daha çekici olma yolları, cinsellikte mutluluğu yakalamak için 37 öneri, seks sırasında partnerinizle iletişim kurun ama vazgeçip sessiz kalmayı da tercih edebilirsiniz.

Yatakta kesinlikle yapmamanız gereken 66 şey. Haftada bir kez seks yapanlar daha az yaşlanıyor, haftada 13 kez seks yapanlar ise hayatın sırlarını keşfediyor. Siz aşk insanı mısınız yoksa sadece cinselliğe mi önem veriyorsunuz?

Seyirci jokerimi kullanmak istiyorum. Aşksız prensim, akıl sahibiyim, belki de bayağı biriyim. Bugün böyleyim, yarın farklı. Bu değişiklik önemlimi? Ana akımın aşırı seks sinyallerine bakarsak, evet, önemli.

İdeal bir cinsel yaşam, dizilerde ve kitaplarda doğru adımlarla ulaşılabilecek bir hedef olarak sunuluyor; başaramıyorsanız kendinizi suçlu hissetmeniz gerekmiyor.

Diğerlerinden garip sayılabilecek fantezilerinizi, cinselliği hayatınızın önceliği yapmamanızın da son derece normal olduğunu belirtmekte fayda var; bu durum suçluluk hissetmenizi gerektirmez.

Yakın dostlarınızla bir masada otururken, “her gün başka biriyle seks yapıyorum” dediğinizdeki şok edici bakışlarla, uzun bir süre seks yapmadığınızı söylediğinizde hissettiğiniz bakışlar arasında pek fark olmadığını söyleyebilirim. Yanılıyor muyuz? Cinselliğin sağlık, hormonlar veya psikolojiye olumlu etkilerine dair bilimsel veriler olsa da, hangi sıklıkta seks yapmanın normal ya da anormal olduğuna dair kesin bir kural yok.

Klinik psikolog Mehtap Ak, “Hayatta kalmak için nefes almak, yemek içmek, uyumak ve seks yapıp üremek şarttır. Bazı insanlar yemeği diğer ihtiyaçlardan daha çok sever. Kimi insanlar uykuya daha düşkün olabilir. Seks isteği ve ihtiyacı kiminde daha fazla ya da az olabilir. Bu durum bir ‘anormallik’ belirtisi değildir.” diyor.

Bütün bunları göz önünde bulundurduğunuzda, seks konusundaki kafa karışıklığının temelinde yanlış anlaşılan ‘seks pozitivizmi’ yatıyor. Bu terim, cinsellikte açık, yargılayıcı olmayan bir yaklaşımı ve seçim özgürlüğünü kutlamayı ifade eder. Buraya kadar her şey düzgün.

Fakat bunlar sadece ekstrem fantezilere sahip olanlar için geçerli değil; cinselliği hayatının merkezine almayan kişileri de yargılamamak gerekiyor. Özetle, seks yapmıyorsanız bile seks pozitivizmi sizi kucaklar! Peki, bu aseksüel olduğunuz anlamına mı geliyor? Elbette hayır.

“Herkesin cinsel istek taşıdığına dair yaygın bir inanış bulunsa da, aseksüalite, her iki cinse karşı da cinsel çekim hissetmemek demektir. Bu bir tercih değil, bir yönelimdir. Aseksüalite günümüzde sıklıkla yanlış yorumlanıyor. Aktif bir cinsel hayatı tercih etmeyen birçok heteroseksüel veya homoseksüel çift, cinselliği öncelikli olarak görmediklerini belirtmek için aseksüel olduklarını ifade ediyor.”

Kısacası, ihtiyaçlar hiyerarşinizde ‘orgazm’ yoksa endişelenmeyin. Seks yapmama özgürlüğü sizin elinizde!

TAKİP ET, BEĞEN, SEKS YAP

Yazar Karley Sciortino, karantina döneminde yayınladığı ‘Love in Quarantine’ podcast serisinde; pandemiden sonra cinsellik alışkanlıklarımızın nasıl değişebileceğine dikkat çekiyor.

Nasıl mı? İlişkisi olmayan birçok kişi karantinadan ilişkisiz geçerken, Sciortino’ya göre bu durum günümüz ilişkileri hakkında farkındalık yarattı. Çünkü uzun süre flört etmediğimiz veya seks yapmadan aşık olma deneyimi yaşamadığımız bir dönemde yaşıyoruz.

Bu, seksi bir arzu nesnesi ve statü göstergesi olarak konumlandıran ana akımdan kaynaklanıyor; özellikle medyanın yanlış yansıttığı ‘seks özgürlüğü’ anlayışı üzerine. Bir yandan, kadınların farklı insanlarla arzularını kısıtlamadan ve utanç duymadan seks yapması toplumsal bir ilerlemeye işaret ediyor.

Öte yandan ise her iki cins için de seks özgürlüğü, sağlıklı ilişkilerin anahtarı olan birçok deneyimin kaybını da beraberinde getiriyor. Birbirine özlem duymak, uzun vakit geçirmek, kur yapma ve geç kazanılan tatmin hissi… Gerçekten de süreçten çok sonuca odaklı cinsel özgürlük, seksin cazibesini mi azaltıyor?

İşte bu noktada yasak, ayıp, günah ya da belki de aseksüel olduğunu düşündüğü için değil; gerçekten kuvvetli hisler taşımadığı için seks yapmayı erteleyen ve bunu hayatının merkezine almayan bir düşünce karşımıza çıkıyor. ‘Seks yapmıyorum çünkü hayatımda yoğun duygular hissettiğim biri yok’ anlayışı, cinsel özgürlükle birlikte gelen ‘her gün, daha fazla, mükemmel sevişme’ mesajından sıkılan birçok kişi için daha cazip hale geliyor. Sex and The City dizisinde ilişkilerin kutsal sözlüğünü düşünün…

Bir yanda birbirinden farklı fantezilerin kraliçesi Samantha Jones; diğer yanda ilk randevularını yatak odasına taşımaktan kaçınan Charlotte Goldenblatt karakteri… Ne Samantha ne de Charlotte gibi olmak sizden bir şey götürmez. Ancak günümüzde flörtten zevk almak, duygusal bağı güçlendirdikten sonra cinsellikle buluşmak; daha az bulunan ve belki de artık daha değerli bir seçenek olarak öne çıkıyor.

SEKS YAPMAMAK, KÖTÜ SEKSTEN DAHA MI İYİ?

Seksi ikinci plana atmak, sadece ‘duygusal bağ’a önem verenlerin değil, sekste mükemmeli arayanların da tercihi. Bu grup size şu soruyla geliyor: Mükemmel olmayacaksa, kim seks ister ki? Cinsellikte her defasında kusursuz bir orgazm beklentisi olmadığı gibi, bu beklentiye girmek kadında veya erkekte stres yaratabilir.

Bu görüşe göre, medyanın yanlış yansıttığı ‘seksi olumlamak’ yaklaşımı, her türlü deneyimi kucaklamakta ama şu gerçeği unutmaktadır: Her seks fırsatına ‘evet’ demek, sizin için ‘kötü’ olabilecek bir deneyime ‘evet’ demek anlamına geliyor.

The Guardian’da yayınlanan bir makalede bu durum ‘sex pozitivism’den türeyen ‘meh-tivism’ terimiyle açıklanıyor. Yani seks pozitivizmini ‘seks makinesi’ olarak algılayıp her defasında ‘evet’ diyenler ve sonucunda yalnızca ‘ehhh işte’ hissini yaşayanlar…

Meh-tivism’in eş lideri olmamak adına, daha fazla ‘hayır’ demek belki de daha iyi bir seçenek! Peki, cinsellikteki ‘az çoktur’ filtresi, hali hazırda ilişkisi olanlar için nasıl işliyor? Uzun süredir birlikte olduğunuz partnerinizle daha az sık cinsel ilişki kurma isteği duyuyor ve kendinizi bu nedenle suçlu hissediyorsanız, ya da onu üzmemek için ‘ehhh işte’ ile işi bitiriyorsanız.

Partnerlerin yatak odasındaki bu senkronizasyon sorunu için Klinik Psikolog Mehtap Ak şöyle diyor: “Seks, sadece biyolojik bir ihtiyaç değil, duygusal ve zihinsel tatmin için de gereklidir. Kişi libidinal enerjisini kullanarak başka heyecan verici alanlar keşfetmeye yöneldiğinde, seks ihtiyacı o kadar önemli olmayabilir.

İnsan duygu ve davranışı matematiksel olarak hesaplanamadığı için; bu durum çiftler için farklılık gösterir. Ancak, birliktelikte cinsel isteksizlik sorunları ortaya çıktığında, çiftlerin cinsel hayatlarını olumsuz yönde etkiliyorsa, hormonal bir rahatsızlık olup olmadığı araştırılmalıdır.

Psikolojik kökenli bir sorun varsa, cinsel terapi ile bu isteksizlik durumu çözülebilir.” Kısacası, özellikle uzun süreli ilişkilerde ne sıklıkta cinsel ilişki istemek, partnerinize bağlı bir karar olmayabilir. Ama bekar iseniz ve aylarca cinsel ilişki yaşamadan sıkıntı duymuyorsanız, bu cinselliğin sadece zevk almak, eğlenmek, stres atmak veya onaylanma ihtiyacı olarak görülmediği anlamına gelir… Hepsi bu!

SORDUK!

SEKS SİZİN İÇİN NE ANLAM İFADE EDİYOR?

Seks otomatik bir kavram değil. Bir açma-kapama düğmesi olan ve “hadi, hemen, şimdi!” düşünceleriyle gerçekleşen bir eylem değil. Cinselliğin ‘birleşme’ ile farklı olduğunu anlamak gerekiyor. Ama maalesef özellikle erkekler için ilkel dürtülerine göre hareket etmemek, istememek veya yapmamak, ‘erkeklik’ normlarıyla oynayan faktörlerden biri.
Baran, 27, Editör

Kanada’da yaşıyorum ve görüyorum ki sekse bakışımızı toplum şekillendiriyor. Türkiye’de evlenmeden önce seks yapmak hoş karşılanmıyor; Batı toplumlarında 16-17 yaşındaki bir genç cinsel deneyime sahip değilse ‘bakir’ olarak damgalanıyor. Seks, toplum tarafından dayatılan tabulardan arındırılmalı. Bu kadar önemsenmemeli; çok fazla değer veriliyor sekse. Çiftler toplumsal normların dışında birbirleriyle açıkça konuşabilmeli, rol yapmamalıdır. Böylece sevişmek, partnerine zevk vermenin yanı sıra, doğası gereği akış halinde yaşanabilir.
Eylem, 26, Etkinlik Yöneticisi

Aşık olmadan seks yapmam ya da sadece eğlence için yapmam, her ikisi de cinselliği kalıplara sokuyor. Seks, o anki duygu ve dürtülerinizle hareket ettiğiniz bir eylem. Eğer bir çekim varsa, neden olmasın? Sevişmeyi yalnızca aşkla açıklamak mümkün değil; çünkü aşık olduğunuz kişiyle belki de tensel uyumunuz yoktur ve çoğu zaman seks mükemmel olmayabilir. Eğer uyum yoksa, evliliklerin bile bitmesi gibi…
Derin, 30, Pazarlama Stratejisti

Duygusal bir bağ hissetmediğim insanlarla tek gecelik ilişkilerim oldu; ama çok alkol dahi tüketsem, zevk aldığım bir dün gerçekleştirmedim. Ayrıca; ‘duygusal birlikteliklerde seks yapılmıyorsa, ilişkide bir sorun vardır’ anlayışına katılmıyorum. Uzun süredir beraber olduğunuz biriyle de seks yapmamayı seçebilirsiniz; sarılmak bile yeterlidir. O nedenle, evet, seks yapmamak bir tercih. Aksi takdirde, her gün sevişip, ertesi gün başka birisiyle aynı düzeni takip ederseniz… Bu, tüketim kültürünün saçmalığından başka bir şey değil.
Cansın, 29, Reklamcı

Benim için kesinlikle duygular ön planda. Fiziksel bir ihtiyaç düşüncesiyle, herhangi bir beğeni belirtisiyle karışık olarak yapılacak bir şey değil. İçinde sevgi olduğunda haz ve özgüvenim artırıyor; bu da cinsel hayatımın verimliliğini yükseltiyor.
Tuğçe, 32, Bankacı

Yazı: Simay ENGÜR