Sağlık

DEHB (ADHD) Nedir ve Belirtileri Nelerdir?


Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk dönemi için en yaygın nörogelişimsel bozukluklardan biridir. Çocukların dikkatlerini odaklamakta, dürtülerini kontrol etmekte ve enerjilerini düzenlemekle ilgili güçlükler yaşamasına sebep olan bu durum, akademik başarıyı ve sosyal ilişkileri olumsuz etkileyebilir. DEHB, yalnızca “hareketlilik” veya “yaramazlık” ile tanımlanmamalıdır; bunun arkasında pek çok biyolojik, genetik ve çevresel faktör bulunmaktadır.

DEHB Nedir?

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocuklukta başlayan ve yetişkinlikte de sürebilen bir nörogelişimsel bozukluktur. Bu durum, dikkat süresinin kısalması, dürtüsellik ve aşırı hareketlilik gibi temel belirtilerle kendini gösterir. DEHB, akademik başarıyı etkilemekle kalmaz; sosyal ilişkileri, aile içi iletişimi ve kişinin öz güvenini de olumsuz yönde etkileyebilir. Beyindeki dopamin ve noradrenalin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği, bu hastalığın temel mekanizmalarından biri olarak görülmektedir.

DEHB Açılımı Nedir?

DEHB’nin açılımı “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu”dur. Bu tanım, bozukluğun sadece dikkat dağınıklığından değil, aynı zamanda aşırı hareketlilik ve dürtüsel davranışları da içerdiğini gösterir. Türkçe’de DEHB, İngilizce’de ise ADHD (Attention Deficit Hyperactivity Disorder) olarak adlandırılmaktadır.

ADHD Nedir?

ADHD, İngilizce “Attention Deficit Hyperactivity Disorder” teriminin kısaltmasıdır. Dünya genelinde kullanılan bu kavram, Türkçe’deki DEHB ile aynı anlama gelir ve her iki terim de benzer klinik tabloyu tanımlar.

DEHB Neden Olur?

DEHB’nin kesin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Genetik, biyolojik ve çevresel etmenlerin birleşimi ile ortaya çıktığı düşünülmektedir. Beyinde dikkat, planlama ve davranış kontrolü ile ilgili bölgelerde görülen yapısal ve işlevsel farklılıklar saptanmıştır. Ayrıca bazı nörotransmitterlerin dengesizlikleri, bu bozukluğun gelişimine önemli katkıda bulunmaktadır.

DEHB’nin olası nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Genetik yatkınlık: Ailede DEHB öyküsü bulunan çocuklarda gözlemlenme olasılığı artar.
  • Beyin yapısındaki farklılıklar: Ön beyin ve frontal loblarda gelişimsel farklılıklar gözlemlenebilir.
  • Nörotransmitter dengesizlikleri: Dopamin ve noradrenalin düzeylerindeki dengesizlik, dikkat ve davranış kontrolünü zorlaştırır.
  • Çevresel faktörler: Kurşun gibi zararlı maddelere maruz kalma veya yüksek stres ortamları riski artırabilir.
  • Beslenme ve uyku sorunları: Bunlar doğrudan sebepler olmasa da belirtilerin şiddetini artırabilir.

DEHB Belirtileri Nelerdir?

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), farklı yoğunluklarla bireylerde görülebilir ve belirtiler çocukluk döneminde başlasa da yetişkinlikte de devam edebilir. Bu belirtiler genellikle üç grupta toplanır: dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik. Dikkat eksikliği çeken çocuklar veya yetişkinler, odaklanmakta, görevleri tamamlamakta ve detaylara dikkat etmekte güçlük yaşamaktadır. Hiperaktivite belirtileri, uyumlu olmayan hareket etme, sürekli kıpırdanma veya aşırı konuşma gibi davranışlarla kendini gösterir. Dürtüsellik ise düşünmeden hareket etme, başkalarının sözünü kesme ve sıra beklemekte zorlanma gibi davranışlarla belirginleşir. Bu belirtiler, sadece akademik veya iş yaşamını değil, aynı zamanda sosyal ilişkileri ve günlük hayatı da olumsuz etkiler.

DEHB belirtileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Dikkat gerektiren işlerde sıkça hata yapma ve detayları atlama
  • Verilen görevleri veya ödevleri tamamlamakta zorluk
  • Konuşurken veya dinlerken sık sık dalıp gitme
  • Günlük aktivitelerde unutkanlık (örneğin, ders araçlarını, anahtarları veya randevuları unutma)
  • Uzun süre aynı aktiviteye odaklanamama
  • Aşırı hareketlilik, yerinde duramama, kıpır kıpır olma
  • Uygunsuz zamanlarda koşma, tırmanma veya sürekli hareket etme isteği
  • Aşırı derecede konuşma ve başkalarını dinlemede zorluk
  • Başkalarının sözünü kesme, sırasını bekleyememe, aniden cevap verme
  • Düşünmeden hareket etme, sabırsızlık ve riskli kararlar alma eğilimi
  • Grup çalışmalarında veya oyunlarda kurallara uyma zorluğu
  • Sosyal ilişkilerde hızlı öfkelenme veya kırılma

DEHB Tanısı Nasıl Konur?

Öncelikle, çocuğun veya yetişkinin tıbbi geçmişi alınır; belirtilerin ne zamandır sürdüğü ve günlük yaşamlarını ne şekilde etkilediği sorgulanır. Ardından aile, öğretmenler gibi çevresel geri bildirimlerle bireyin farklı ortamlardaki davranışları değerlendirilir. Ayrıca nörolojik veya psikiyatrik değerlendirmeler ile diğer hastalıkların belirtilerinin karışıp karışmadığı incelenir. Gerekli görüldüğünde dikkat, bellek ve öğrenme becerileri gibi alanlarda psikometrik testler yapılır. Tanının konulabilmesi için belirtilerin en az 6 ay sürmesi, 12 yaşından önce başlamış olması ve günlük yaşamda olumsuz etki yaratması gereklidir.

DEHB Tedavisi Var mı?

DEHB, tamamen ortadan kaldırılabilen bir hastalık değildir. Ancak uygun yöntemlerle kontrol altına alınabilir; bu sayede bireyin yaşam kalitesi önemli ölçüde artabilir. Tedavi genellikle çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. İlaç tedavileri, genellikle uyarıcı ilaçlar (stimulantlar) kullanılarak dopamin ve noradrenalin düzeylerinin düzenlenmesini sağlamakta, bu da dikkat ve odaklanmayı artırmaktadır. Ancak ilaç tedavisi tek başına yeterli değildir.

Davranışçı terapiler, psikoeğitim, aile danışmanlığı ve okul desteği tedavinin önemli bileşenleridir. Çocuklar için sosyal beceri eğitimi ve planlama yeteneklerini geliştirme çalışmaları yapılırken; yetişkinlerde iş hayatı ve sosyal ilişkilerde yaşanan sorunları azaltmaya yönelik stratejiler uygulanabilir. Düzenli uyku, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite de tedavi sürecini destekleyen unsurlar arasındadır. Erken tanı ve uygun tedavi ile DEHB belirtileri büyük ölçüde kontrol altına alınabilir.

DEHB Testi Nedir?

DEHB testi, bozukluğun varlığını kesin olarak kanıtlayan bir laboratuvar ya da görüntüleme testi değildir. Uzmanlar tarafından uygulanan standart değerlendirme ölçekleri ve davranış gözlemleri, test sürecini oluşturur. En yaygın kullanılan testlerden biri Conners Derecelendirme Ölçeği ve Vanderbilt Değerlendirme Ölçeğidir. Bu testler, bireyin dikkat düzeyi, dürtüsellik ve hiperaktivite belirtilerini ölçmeye yarar. Ayrıca bilgisayar tabanlı dikkat testleri (örneğin TOVA testi), kişinin dikkat süresi ve yanıt kontrolünü değerlendirir. Test sonuçları klinik gözlemler ve aile-öğretmen raporları ile birlikte incelenir. Yani DEHB testi, tanuyu destekleyen bir araçtır ancak tek başına tanı koymak için kullanılmaz.

DEHB Tanısı Konulan Birine Nasıl Davranılmalı?

DEHB tanısı almış bireylere çevresindeki insanların yanlış tepkileri, eleştirileri ya da sabırsız tutumları kaygı, öfke veya öz güven sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle aile bireyleri, öğretmenler, arkadaşlar ve iş çevresi, DEHB tanısı almış kişilere karşı daha bilinçli ve destekleyici bir tutum sergilemelidir. Sabırlı, anlayışlı ve yapılandırıcı bir yaklaşım, bireyin kendini kabullenmesine ve toplumsal hayata uyum sağlamasına yardımcı olur.

DEHB tanısı konulan birine yaklaşımda dikkat edilmesi gerekenler şöyle sıralanabilir:

  • Sabırlı olun: Yapamadıkları şeyleri eleştirmek yerine, küçük başarılarını övmek, özgüvenlerini artırabilir.
  • Net ve kısa talimatlar verin: Uzun açıklamalar yerine basit, anlaşılır yönergeler kullanmak odaklanmayı kolaylaştırır.
  • Rutin oluşturun: Günlük yaşamda belirli bir düzenin olması (uyku, yemek, ödev saati gibi) kişinin dikkatini daha iyi yönetmesine yardımcı olur.
  • Görsel ve yazılı destek kullanın: Hatırlatma notları, çizelgeler ve görsel materyaller işleri takip etmede faydalı olur.
  • Olumlu pekiştirme yapın: Doğru davranışları ödüllendirmek, motivasyonlarını artırır.
  • Duygusal destek sağlayın: Öfke nöbetleri, hayal kırıklığı veya başarısızlık anlarında sakin kalıp onları anlamaya çalışın.
  • Fiziksel aktiviteleri teşvik edin: Spor ve hareket, enerjilerini doğru kullanmalarını ve streslerini azaltmalarını sağlar.
  • Önyargıdan kaçının: “Tembel” ya da “yaramaz” gibi etiketlerden uzak durmak, bireyin kendini değersiz hissetmesini engeller.
  • Okul ve iş çevresiyle iş birliği yapın: Öğretmenlerin ya da yöneticilerin durumu bilmesi, bireye uygun çözümler geliştirmeyi kolaylaştırır.
  • Profesyonel destek alın: Psikolog, psikiyatrist ve özel eğitim uzmanlarının önerilerine göre hareket edin.

ADHD ve DEHB Farkı Nedir?

ADHD ile DEHB arasında içerik olarak bir fark bulunmamaktadır. Fark, yalnızca dil kullanımından kaynaklanır. ADHD, İngilizce “Attention Deficit Hyperactivity Disorder” ifadesinin kısaltmasıdır. Türkçeye çevrildiğinde ise bu tanım “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)” olarak kullanılır. Yani her iki terim de aynı klinik durumu ifade etmektedir. Ancak bazı kaynaklarda ADHD terimi daha çok uluslararası literatürde kullanılırken, DEHB ifadesi Türk tıp literatüründe tercih edilmektedir.

Çocuklarda DEHB Belirtileri Nelerdir?

Çocuklarda DEHB belirtileri, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik olmak üzere üç ana kategori altında toplanır. Bu belirtiler sürekli hale geldiğinde ve çocuğun günlük yaşamını olumsuz etkilediğinde profesyonel bir değerlendirme gereklidir.

Çocuklarda dikkat eksikliği belirtileri şunlardır:

  • Detaylara yeterince dikkat etmez, ödevlerinde veya oyunlarında sıkça dikkatsizlik hatası yapar.
  • Uzun süre bir işe odaklanmakta zorlanır, sık sık başka şeylerle ilgilenir.
  • Bir görevi tamamlama konusunda zorluk yaşar, başladığı işi yarım bırakır.
  • Günlük eşyalarını sık sık kaybeder (örneğin kalem, kitap, oyuncak).
  • Yönergeleri dinler gibi görünmez veya anlatılanları çabuk unutur.
  • Zihinsel çaba gerektiren görevlerden kaçınır veya erteler.
  • Dış uyaranlara (ses, hareket vb.) karşı dikkati kolayca dağılır.

Çocuklarda hiperaktivite belirtileri ise şu şekildedir:

  • Sürekli hareket halindedir; uzun süre oturmakta zorlanır.
  • Ellerini, ayaklarını oynatmak veya kıpırdanmak gibi huzursuz davranışlar sergiler.
  • Sessiz aktiviteler yaparken bile gürültü çıkarabilir.
  • Oyunlarda ya da grup aktivitelerinde sırasını beklemekte zorlanır.
  • Aşırı konuşur, başkalarının sözünü sıkça keser; fiziksel olarak enerjik görünür, dinlenme gereğini hissetmez.

Çocuklarda dürtüsellik belirtileri ise şöyledir:

  • Düşünmeden hareket eder veya hızlı kararlar alır.
  • Sabırsız davranır, sonuçlarını düşünmeden riskli davranışlar sergileyebilir.
  • Başkalarının konuşmasını kesme, sorular tamamlanmadan cevap verme eğilimindedir.
  • Grup içinde kurallara uymakta veya beklemekte güçlük yaşar.
  • Duygusal olarak ani tepkiler verebilir (örneğin öfke nöbetleri, ağlama, gülme).

Bu belirtiler, öğretmenler tarafından okulda fark edilebileceği gibi, ebeveynlerin gözlemleriyle evde de belirgin hale gelir. Çocuğun sosyal ilişkilerinde zorluk çekmesi, öğrenme güçlükleri yaşaması veya davranış sorunları göstermesi durumunda, bir psikiyatrist veya nöropsikolog tarafından detaylı bir değerlendirme yapılması gerekir.

Çocuklarda DEHB Tedavisi

Tedavi süreci her birey için özeldir. Öncelikle çocuğun yaşı, belirtilerin şiddeti ve eşlik eden duygusal veya öğrenme sorunları değerlendirilir. Hafif belirtilere sahip çocuklarda davranış terapileri ve ebeveyn eğitimi öncelikli olurken, belirgin ve yaşam kalitesine etki eden vakalarda ilaç tedavisi gündeme gelebilir.

Ancak ilaç tedavisi tek başına yeterli değildir. Psikoterapi, oyun terapisi, özel eğitim ve okul desteği, tedavi planının önemli parçalarıdır.

Ebeveynlerin tedaviye aktif katılımı başarı için kritik öneme sahiptir. Aile, çocuğun davranışlarını anlama, olumlu davranışları pekiştirme ve öfke anlarında sakin kalmayı öğrenmelidir. Aynı şekilde, öğretmenlerle iletişimde bulunarak çocuğun okul ortamında da desteklenmesi sağlanabilir. Tedavi süreci sabır gerektirir ve genellikle uzun vadeli bir takip planı oluşturmak gerekmektedir. Doğru yönlendirmelerle DEHB’li çocuklar akademik başarı elde edebilir, sosyal ilişkilerini geliştirebilir ve duygusal olarak daha dengeli bir yaşam sürdürebilir.