Selülitleri azaltan ve iyileştiren
Genellikle kilolu bireylerde görüldüğü düşünülen bir sorun olmasına rağmen, oldukça zayıf kişilerde de selülit problemi yaşanabilmektedir. Yani selülit, kilo ile doğrudan ilişkili bir durum değildir. Peki, yaz aylarını zindana çeviren bu selülit nedir? Derinin alt katmanında, yağ dokusunun etrafında oluşan ve cildin üst kısmında pütürlü bir görünüm yaratan bir rahatsızlıktır. Selülitin erkeklerden çok kadınları etkilemesinin nedeni ise, kadınların cilt yapısındaki farklılıklardır. Cildi destekleyen ve sıkı tutan kolajen lifleri, kadın vücudunda yağ hücrelerinin birikmesine daha uygun bir yapıdadır. Bu noktada bazı kadınların, kilolu olmalarına rağmen neden daha az selülit yaşadığını anlayabiliriz. Çünkü bu kadınların kolajen lifleri, erkeklerdekinin yapısına benzer ve selüliti büyük ölçüde engeller. Bu durum genetik bir özellik taşır. Aynı şekilde, neden zayıf kadınların vücudunda selülit oluştuğunu da bu ‘kolajen lifleri’ teorisi açıklamaktadır. Genetik olarak selülite yatkın bir vücuda sahipseniz, ne kadar kilo verirseniz verin, selüliti ortadan kaldırmak zor olabilir.
Selülit oluşumunun birinci aşaması dolaşım bozukluğudur; damarlardan çıkan su, dokulara dolarak acı ve hassasiyet oluşturur. İkinci aşamada ödem artar. Üçüncü aşamada, bu dokularda biriken yağ, su ve tuz molekülleri organizma tarafından kullanılmaz ve selülit yerleşir. Genellikle bacak, kalça, diz yanları, kolların üst kısımları ve karın bölgelerinde oluşur.
Genetik: Fazla yağlar genellikle kadınların kalça ve üst bacaklarında toplanır. Eğer annenizde bu bölgelerde selülit varsa, sizin vücudunuzda da, kilonuza bakılmaksızın, aynı durumun görülme olasılığı yüksektir.
Yaş: Yaş ilerledikçe cildin esnekliği ve sıkılığı azalır. Cildin dış tabakası incelir, zayıflar ve yer çekiminin etkisiyle sarkar; bu da cilt altındaki yağın yüzeye itilmesine neden olur.
Hormonlar: Selülit oluşumunda hormonların rolü olduğu düşünülmektedir. Çeşitli kaynaklar östrojen, insülin, noradrenalin, tiroit ve prolaktin hormonlarının selülit oluşumunda etkili olduğunu belirtmektedir.
Fazla yağlar: Selülitin oluşumuna bakınca, aslında selülitin ‘yağ’ anlamına geldiğini görüyoruz. Vücudunuzdaki yağ oranı ne kadar yüksekse, bu yağın dokularda birikerek görünme ihtimali de o kadar fazladır. Düzenli egzersiz ve ağırlık kaldırmak bu konuda önerilen yöntemlerdendir.
Kötü beslenme ve yanlış diyetler: Bir diyet programını beslenme uzmanı veya doktor rehberliğinde takip etmeden uyguluyorsanız ve bunu sık sık tekrarlıyorsanız, selülite davetiye çıkarmış oluyorsunuz demektir. Sık sık kilo alıp vermek, cildin gevşemesine neden olur ve selülit oluşumunu kolaylaştırır. Ayrıca, rafine gıdalar, yağlı yiyecekler, karbonhidratlar, şeker ve tuz tüketimi de selülit oluşumunu tetikleyen faktörlerdir. Lifli gıdalara ve taze meyve-sebzeye yeterince yer vermiyor ve yeterli su içmiyorsanız, bu durum selülit riskini artıracaktır.
Yaşam biçimi: Sigara içenler, hazır gıdalara sıkça yönelenler ve gün içinde az hareket eden kişilerde selülit şikayetinin daha fazla olduğu gözlemlenmektedir. Kahve ve sigara, vücuttaki kan dolaşımını olumsuz etkileyerek selüliti artırabilir.
Bir kez vücudunuzda selülit oluştuğunda, piyasada bulunan hiçbir kozmetik ürün, masaj teknikleri veya cerrahi yöntemler selüliti tamamen ortadan kaldıramaz. Bilimsel olarak henüz selüliti tedavi eden bir yöntem kanıtlanmamıştır. Ancak selüliti azaltma konusunda birçok yöntem mevcuttur…
Selülitler:
Hiçbir pozisyonda ve hatta cildi sıkıştırdığınızda bile görünmeyen,
Ayakta ya da yatarken görünmeyen ama cildi sıktığınızda beliren,
Ayaktayken görünürken yatarken görünmeyen,
Hemde ayakta hem de yatarken görünen selülitler.
- Kilonuzu kontrol altında tutun. Günlük 1500 kalori alın.
- Bol hareket edin; örneğin jogging yapın, bisiklete binin, yüzün veya jimnastik yapın.
- Ayrıca yeterli vitamin ve mineral alımına dikkat edin. A ve E vitaminleri derinin düzgün görünmesini destekler, magnezyum metabolizmayı hızlandırır, fosfor ve silisyum ise dokuları güçlendirir.
- Vücudun fazla suyunu atabilmesi için beyaz ve kırmızı turp, maydanoz, kereviz, çilek ve pilav tüketimini artırın.
- Tuz, şeker, alkol, sigara, koyu çay, kahve, çikolata, kızartmalar ve unlu mamullerden mümkün olduğunca uzak durun.
- Derinin kan akışını teşvik edin. Örneğin masaj eldiveni ile yapacağınız masajlar, sıcak ve soğuk duşlar sorunlu alanlarda etkilidir. Sauna da fayda sağlayabilir.
Uzman Yardımıyla Selüliti Azaltma Yöntemleri:
- Tıbbi masajlar: Selülit tedavisinin en önemli unsurlarından biri masajdır. Masaj, kan ve lenf akışını harekete geçirir ve dokuları taze oksijenle doldurur. Dolaşım masajları ve lenfatik drenaj masajları, selüliti azaltmaya yarayan yöntemlerdir.
- Akupunktur: Organizmanın farklı fonksiyonlarının kontrolü kulakta bulunur. Akupunktur bu fonksiyonları harekete geçirir; su birikmesine neden olan durumlar da aktif hale gelir.
- Ozon terapisi-Ozon banyosu: Ozon terapisi, hücre oksijenlenmesine dayalı olarak selülit tedavisinde de uygulanmaktadır. Selülitli hücreleri oksijenle temizlemeye yönelik bir programdır.
- Lazer terapisi: Lazer terapisi ikiye ayrılır; soğuk lazer ve sıcak laser. Soğuk lazer, helyum neon lazer olarak da bilinir ve selülitli bölgelere uygulanır. Lazer, hücrelere nüfuz ederek değişimleri hızlandırır ve o bölgelerde su tutulmasını engeller. Sıcak lazer, selülitin oluştuğu hareketsiz bölgelere uygulanarak oradaki dokuların dolaşımını artırır.
- Ultrason: Kadınlardaki hemen hemen fark edilemeyecek kadar küçük yağları bile yakalayarak parçalayabilir. Daha fazla yağ birikiminin olduğu bölgelerde daha derine inerek lenfleri uyarır ve parçalar.
- Mezoterapi: Bu yöntem, sıvı haldeki ilaçların şırınga ile uygulanmasına dayanır. Yeni bir versiyonu da homeopatik yöntemlerle uygulamak ve tahmin sistemi kullanarak ilerlemektir. Hiçbir yan etkisi olmayan doğal maddeler kullanılmaktadır. Bu yöntem, kan birikimlerini de engeller.
