
Yüksek Tansiyon: Cinsel Gerilimin Gözle Görülebilir Hale Geldiği Anlar…
Hayat, sıradan akışında sürüyor. Günlük yaşamın tanıdık sesleri kulaklarımıza doluyor. Bir telefon çalıyor, uzaktan korna sesleri yankılanıyor, nadiren birkaç kuş cıvıltısı duyuluyor, yakınlarda ise heyecanlı bir tartışma gerçekleşiyor ve tam bu noktada bazı şeyler tabiri caizse ‘rayından çıkma’ aşamasına geliyor. Birisi var. Onu gördüğümüzde; kalp atışlarımız hızlanıyor, gözlerimiz birbirine kilitleniyor ve elbette tutum ve davranışlarımız değişiyor. Aşk mı desek, değil. Flörtöz bir tavır aniden ortaya çıkıyor. Ona karşı durdurulamaz bir çekim hissediyoruz. Ancak romantik bir aşk hikâyesi yaşamıyoruz. Bu gerçek bir aşk değil. Acaba aramızdaki bu elektriği başkaları görebiliyor mu? Cevap muhtemelen ‘evet’ ve bunun bilinen adı ‘sexual tension’, yani cinsel gerilim. Sizce de burası biraz sıcak değil mi?
Yazı: Baran Alışkan
ELEKTRİK AKIMI
İki kişi sosyal bir etkileşime girdiğinde ve birbirine cinsel anlamda ilgi duyduğunda ortaya çıkan bu yüksek gerilim hattı, beraberinde yüksek tansiyon ve bol aksiyon dolu anlar vadediyor. Cinsel gerilim, bu eyleme yani sekse yönelik her şeyi kapsayan bir sosyal fenomen olarak kabul ediliyor. İki kişi ve karşılıklı arzu, bu olgunun temel malzemesini oluşturuyor. Bunu tek başımıza yaşamak, biraz kafa karıştırıcı olabilir. Gerilimin oluşması için bir noktadan diğerine yayılacak elektronlara gereksinimimiz var. Platonik aşk, hayranlık veya başka bir terimle tanımlanabilir. İki kişi arasındaki bu elektrik alma-verme durumu ise kendine özgü bir hikaye içeriyor. Hem de herkesin bildiği, gözle görülür ama fiziksel anlamda tutulması mümkün olmayan bir hikaye.
Ortam sıcaklığından bağımsız bir sıcaklık sunan bu elektrik akımına her an, her yerde kapılmak mümkün. İş yerinde sık çalıştığınız yanı departmanda, kalabalık arkadaş grubunuzda, spor salonunda ya da düzenli gittiğiniz köşedeki restoranda ve daha birçok yerde. Belki yakın arkadaş adayınızla, belki de yöneticinizle. Nadiren de olsa -tabii her şey yolunda gittiyse ve yeterince zaman geçmişse- eski sevgilinizle bile aranızda bu gerilim yaşanabilir. ‘Gerilim’ ne ilginç bir kelime. İlk başta olumsuz bir çağrışım yapsa da yaşatıkları insanın hayata olan arzusunu pekiştiriyor. Açık olmak gerekirse, bu gerilim hepimizi heyecanlandırma potansiyeline sahip. Öyle ki Scenes from a Marriage dizisinin yıldızları Oscar Isaac ve Jessica Chastain, 78. Venedik Film Festivali’nin kırmızı halısında cinsel gerilim olgusunun gözle görülür bir olgu olduğunu kanıtladı. Isaac’ın rol arkadaşının koluna kondurduğu öpücük, artık unutulmazlar arasına girdi. Önceki yüksek gerilimli yıldızlarımız Lady Gaga ve Bradley Cooper, birlikte rol aldıkları A Star is Born filminde, filmden sonra, kameraların önünde ve hatta Oscar töreninde piyano çalarken bile bu gerilimi hissetmemizi sağlamışlardı. Teşekkürler şov dünyası!
MUHTEMELEN SEKS
Muhtemel seksin başrolü ile aynı ortama girdiğinizde kalp atış hızınız sınır hatlarında seyrediyor. Flörtöz taktikler ve ufak jestler yaşanıyor. Kur yapma yetenekleriniz karşısında sosyal becerileriniz kayboluyor. Ses tonunuzda yeni bir perde açılıyor ve kendine özgü bir hal alıyor. Belki dirsekleriniz birbirine değiyor ya da dizlerinizde hafif titremeler mevcut. Aranızdaki gizlilik hissi, her ikinize de bir güven alanı sunuyor. En azından siz öyle düşünüyorsunuz. Çünkü tüm bunlar yaşanırken üçüncü bir kişi, büyük ihtimalle yaşananları açıkça doğru bir şekilde yorumlayabilir. Siz, seksi elektrik akımlarıyla dolu bir fanusun içinde olduğunuzu düşünürken; sizi bir kenara çekip olan biteni soracak bir kişi mutlaka vardır.
YUVARLAK MASA TOPLANTISI
Cinsel gerilim hattında neler olup bittiğini öğrenmek için birkaç arkadaşımızla bir araya geliyoruz. Arkadaş grubunun popüler bir üyesi olan Yeliz, kendisini farkında olmadan grubun başka bir üyesiyle bir elektrik akımının içinde bulmuş. Önceleri bunun yakın bir arkadaşlık hissi olduğunu düşünse de zamanla aralarında bir cinsel gerilim olduğunu kabullenmiş. Yeliz, yaşadıklarını şöyle ifade ediyor: “Her fırsatta soluğu onun yanında alıyordum. Kalabalık buluşmalarımızda onun yanında yer alıyor ve eğlenceli anları onunla paylaşmak istiyordum. Bana göre uzun ve anlamlı ama insanlık için kısa ve önemsiz bakışmalar yaşıyorduk ve kendimi ‘bizi’ hayal ederken buluyordum. Bunun bir yere varmayacağını düşünsem de o anı yaşamak beni mutlu ediyordu. Kabulleniyorum, onu arzuluyordum ama arkadaşlığımızın kaybolmasından korkuyordum. Aynı hisleri paylaştığımızdan emindim çünkü her kalabalık buluşma içinde bize özel bir buluşma daha vardı.” Hikayenin son kısmında grubun başka bir üyesinin meraklı bakışlarına maruz kaldıklarını ifade ediyor. Birbirlerine çok yakıştırıldıklarını her fırsatta dile getirerek olayın en çekici yanını, yani gizemini kaybetmeleri de bu şekilde gerçekleşmiş. İkili, bu tatlı rüyadan ‘dış güçler’ tarafından uyandırıldıktan sonra, kaldıkları yerden arkadaşlıklarına devam etmişler. Sevgili üçüncü şahıs, umarız yaptığını beğenmişsindir.
Sinan, konuyu bir yasak aşk perspektifinden resmiyete döküyor. Şu an evliliğinin üçüncü yılını yaşayan Sinan, eşiyle aralarındaki cinsel gerilimin -sevgililik dönemleri dahil- asla kaybolmadığını ifade ediyor. Romantik ilişkilerini monotonluğa teslim etmeden seksi oyunlarla canlı tuttuklarını da ekliyor. Ek olarak, bizi ters köşe yaparak geçmişteki farklı bir deneyimini şu sözlerle paylaşıyor: “İlk gördüğüm anda aramızda bir şeyler olacağını hissetmiştim. Onu göreceğimi bildiğim zamanlarda daha iyi görünmeye, aynı ortamda bulunduğumuzda daha farklı yürümeye çalışırdım. Gözlerimiz her zaman birbirini takip ederdi. Hatta bir yer değiştirdiğimde bile beni göz hapsinde tuttuğundan emin olmak için mevcut yerimde kalırdım. Hislerime rağmen aramızda bir şeyler yaşanması için hiçbir sebep yoktu. Ne aynı arkadaş grubu ne de ortak bir çalışma alanımız vardı… Bazı şeylerin gerçekleşememesi ihtimali insanı daha da heyecanlandırıyor. Heyecanı yasak ve gizem kelimeleriyle tanımlayabilirim. Hatırladığım kadarıyla 3-4 aylık bir süreden sonra tesadüfen buluştuk. O zaman, aslında yaşadığımız cinsel gerilimi sevdiğimi anladım. Beklentiler beni daha çok mutlu ediyordu.” Gizemli fanuslarını korumayı başarmışlar ve günün sonunda kendi hikâyelerini böyle sonlandırmışlar. Ardından, şu anki mutlu birlikteliğine yelken açan Sinan, eşiyle gerçek bir ruh eşi olduklarını ekliyor. Biz ise ‘keşke geçmişten bu kadar bahsetmeseydin’ diye düşünüyoruz.
Kendisini gerçek bir aşk insanı olarak tanımlayan Ezgi, romantik bir ilişkisi varken bir başkasından fazlasıyla etkilendiğini belirtiyor. İlk anlarda neler olduğunu anlayamadığını ama daha sonra karşısındaki kişiyle aralarında büyük bir elektrik olduğunu fark ettiğini ifade ediyor. “Aramızdaki enerjiyi herkesin gördüğünü düşünüyordum. O kadar belirgin olduğunu düşünüp neredeyse saklanma gereği hissediyordum. Bu kesinlikle gözle görülür bir elektrik akımıydı. Çok yoğun hislerim vardı ve istemsizce ona doğru çekiliyordum. O da aynı şekilde sürekli benimle vakit geçirmek istiyordu. Yaptığı tüm şakalarda kahkahalarımı tutamıyor ve onunla yan yana oturmaktan keyif alıyordum. Aramızdaki cinsel gerilim ortadaydı. Sevişmemizin gerekli olup olmadığını ise çok sorguladım. Bunu gerçekten istiyor muydum, bilemiyorum. Sevgilim olduğu için hiçbir zaman harekete geçmedim ve bu belirsizliği bir an önce sonlandırdım. Zaman geçtikten sonra ise düşüncelerim netleşti. Eğer kartlarımı daha açık oynasaydım bir şeyler yaşanabilirdi.” Zamanla o kişiye karşı hislerinin azaldığını fakat belki bir gün medeni durumları izin verirse tüm bunların yeniden alevlenebileceğini de ekliyor. Sevgili Ezgi, yolun açık olsun.
E DAHA DUR, DAHA DUR!
Sosyal ilişkiler, belirli yazısız kurallara sahip olsa da karmaşıktır. Cinsel gerilim gibi sınırlar içinde dolaşan bir sosyal fenomen ise çok daha dikkatli adımlarla yönetilmeyi gerektiriyor. Cinsel arzuyu alevlendiren, belki de midenizdeki kelebeklere uçuş izni veren dikkat dağıtıcı bir durumla yaşamak ve bunu yönetmek oldukça zor. Ancak bu hislerin yanlış anlaşılmalara yol açabileceği ihtimali mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Arzularınızın verdiği rol, aynı fikirde olmayabilir veya karışık sinyalleri yanlış yorumlayabilirsiniz. Tam da bu nedenle harekete geçmekten alıkoyan iç sesi dinlemeniz akıllıca olacaktır. Çünkü bir şey gerçekleşmesi gerekiyorsa, ortak kararla ve rızayla olmalıdır. Nihai sonuca ulaşmak, yani cinsel ilişkinin gerçekleşmesi, ‘cinsel gerilim’ fenomeninin doğasına aykırıdır. Emin olmak ve doğru adımlar atmak adına, yüksek tansiyonlu sözsüz bağlantınızı romantik bir davetle bir adım öteye taşımayı düşünebilirsiniz. Böylece reddedildiğinizde bu düşüncelerden kurtulup yola devam edebilirsiniz. Kabul edilirse, her şeyin yolunda gitmesini diliyoruz. O yakıcı bakışlar, kor gibi yakıcı melodilerle sizi kendi yüksek gerilim hattınızla baş başa bırakıyor ve Bülent Ersoy’un öğüdüne dikkat ediyoruz: “Yananı görür Allah, e görür inşallah… Çaresi yoktur, maazallah!”
“Her fırsatta soluğu onun yanında alıyordum. Bana göre uzun ve anlamlı ama insanlık için kısa ve anlamsız bakışmalar yaşıyorduk ve kendimi ‘bizi’ hayal ederken buluyordum.”