Aşk ve İlişkiler

Yalnız Başına ‘Dream Couple’

Mürvet, yani geleneksel bir ‘mürvetception’ hikayesi, iş, aş ve eş sıralamasıyla doğru orantılı olabilir. Ancak bu, yeterli değildir; hemen ardından mürveti koruma ve yaşatma yolları size şu soruyu sorar: Çocuk ne zaman? Biraz daha şanslıysanız, ‘çocuk da yaparım, kariyer de’ diyenlerden olabilirsiniz; çünkü annelik yapmayanlar için kariyer kurmak yalnızca bir oyun gibidir! Bunun yanı sıra, kendinizle mürvet dışı bir ilişki yaşıyorsanız, kafanıza düşen su damlaları gibi ‘yeni biri var mı, evlilik ne zaman, sen artık evlenmezsin’ şeklindeki sorulara katlanmak zorunda kalırsınız. Katlanırsınız, katlanırsınız ve en sonunda bu durumu sonlandırmak adına şu şifreyi tuşlarsınız: Bekarlığı acilen sonlandırmam gerekiyor! Tebrikler, mürvetception üyesi oldunuz.

Aslında evlenip çoluk çombalak yaşamak hiç de kötü bir fikir değil; ancak değişen dünya düzeni, zihnimize yerleşen bazı ön yargıları dönüşüme uğratıyor. Geçmiş yüzyıllarda ‘merhaba devlet, bu kişiyle beraberim’ diyebilmek imza gerektirmiyordu. Artık bekarlığın tek motivasyonu, onu bir an önce sona erdirme arzusu değil. Araştırma şirketi Wunderman Thompson Intelligence’ın geçtiğimiz yılki raporuna göre, Amerika’daki gençlerin yüzde 79’una göre, eski kuşaklara kıyasla günümüz toplumu bekarları sorgulamadan kabul ediyor. Ayrıca, bekarların yüzde 86’sı kendi mali kararlarını alabiliyor olmaktan dolayı çok mutlu; Çinli gençlerin yüzde 84’ü ise toplumun aile hayatına çok fazla önem verdiğini düşünüyor. Araştırmalar, birçok evli bireyin karar verme yetisini kaybettiğini ve bu nedenle eşlerini yanlış kararlar için sürekli suçladığını, pek çok bekarın ise birlikte olan meslektaşlarından daha mutlu olduğunu ortaya koyuyor.

Peki, bu evliliğin artık kötü bir fikir olduğu anlamına mı geliyor? Elbette ki hayır. Ancak araştırmalar gösteriyor ki, bekar yaşam tarzına ait geleneksel kalıplar artık geçerliliğini yitirmiş durumda. Mutsuz, öfkeli, bir an önce evlenmek isteyen ya da ilişkinin tam aksine, bir ilişkiye tamamen karşı olan bekar tanımları oldukça geride kaldı. “Single age”, yani ‘bekarlık çağı’ bilinçli bir seçim olarak yeni bir dönemi başlatıyor.

Bekarlık, Kendinle Ortaklıktır!

Geçtiğimiz yılın sonunda oyuncu Emma Watson, ilişki durumu için ‘self partnered’ ifadesini kullandı. Yani, ‘kendimle ortağım’ diyerek, bekar olmanın bir tercih olduğunu vurguladı. Bu açıklama elbette birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. İnsan nasıl kendiyle ortak olabilir? Kaliforniya merkezli Klinik Psikolog Carla Marie Manly, kişinin kendisiyle ortak olma halinin yalnız bir birey olarak mutlu ve eksiksiz olma idealine odaklandığını söyleyerek ekliyor: “Kişi kendi içinde bütünleşip tatmin olur ve başka birini sahiplenme zorunluluğu hissetmez.”

Kendiyle ortak olmayı, kalpten bekar olmayı seçtiyseniz, ‘kaçırılan şans’ endişesi yaşamaktan ve bekarlığı derhal sonlandırılması gereken korkunç bir durum olarak tanımlamaktan uzak duruyorsunuz demektir. Bu nedenle Emma Watson’ın tanımladığı ‘self partnered’ durumu, kaçırılan şans korkusunu ve ‘hayatında biri var mı?’ sorularını devre dışı bırakmış ve hayatında biri olsun ya da olmasın, evli olsun ya da olmasın ‘kalpten bekar’ olabilmeyi ifade ediyor.

İlişki Durumu: Kalpten Bekar

Günümüzde ilişki durumlarının tanımıyla ilgili büyük bir değişim yaşanıyor çünkü genç nesiller, artık geleneksel nesillerin standartlarının aksine bireyselliğe farklı bir bakış açısı geliştiriyor. Örneğin, bu değişimin farkında olan oyuncu Gwyneth Paltrow, ‘boşanma’ teriminin olumsuz çağrışımlarını azaltmak adına ‘bilinçli ayrılma’ tanımını gündeme getiriyor.

Kalpten bekar olabilmek ya da kendinizle ortaklık kurabilmek için ilk adım, başka bir ortak arayışının sosyal yükünden kurtulmak olacaktır. Kendinizi tanımaya zaman ayırmak ve ‘artık bekarlığı sona erdirme zamanı’ motivasyonu ile stres altında hissetmemek büyük önem taşır. Elbette ki tüm bunlar ilişkileri kökten koparmak ya da yalnızlaşmak anlamına gelmez. Uzman Psikolog Nurdan Büyükak, konuya dair şu sözleri söylüyor: “Bireysel bir değerlendirme yapıldığında, eğer bir kişi ilişki, dolayısıyla bağ kurma konusunda sorun yaşıyorsa, o zaman bir sıkıntı olduğu düşünülebilir.

Ancak bekarlık, kişinin tercihi ise buna sorun gözüyle bakmak doğru değildir. Çoğu zaman bir partner bulmak mutluluğu garanti etmez. Neden derseniz, kişi bireysel olarak mutlu değilse, ilişki içinde de mutlu olamaz. Bir kadının evli ya da bekar olmasının, toplumun gözünde kimliğini bu denli belirlememesi gerektiğini söylemek önemli. Yani bu durum, biyolojik, psikolojik, sosyolojik ve kültürel alanların bir bütünüdür. Sadece kültürel tercihleri kişinin ne derece güçlü, mutlu ya da mutsuz olduğunu belirlememelidir.” Eğer hali hazırda bir ilişki içerisindeyseniz, kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: Hayatımdaki yolları seçerken, ne kadar kendim olabiliyorum? Bu soru size kalpten bekar olup olmadığınıza dair ipucu verebilir. Aksi takdirde, şu an bekarsanız arkanıza yaslanın ve ‘ne zaman evleneceksin?’ sorularına gülüp geçerek bekarlığın tadını çıkarın.