Toksik Olabileceğinizi Gösteren 3 Belirti
Lisanslı terapist Jaime Mahler, “toksik” davranışlarını fark ettiğini ve bu durumun ilişkilerine nasıl etki ettiğini paylaşıyor…
Insider’ın haberine göre, Jaime Mahler eşinin ailesinin bir arada vakit geçirdiğini görmeden önce kendisinin oldukça ‘toksik’ biri olduğunu anlamamış:“Gerçekten ‘Bu gerçek olamaz mı?’ diye düşündüğümü hatırlıyorum. Birbirinizi gerçekten önemsiyor ve böyle mi davranıyorsunuz? Gülüyorlar ve bana ve başkalarına içten iltifatlar ediyorlardı. Rol yaptıklarına eminim”.
Bu durum, şu anda lisanslı bir terapist olan Mahler’i ‘toksik’ davranışlarını sorgulamaya yönlendirmiş. Üç yıl sonra terapi için yüksek lisans eğitimine başlamış.
Mahler, geriye dönüp baktığında ‘toksik’ olduğunu düşündüğü üç davranışını şöyle özetliyor:
Pasif agresif tutumlar
Mahler, çocukluğunda ailesinin birbirlerine karşı pasif-agresif yorumlarda bulunduğunu belirtiyor. Insider’a verdiği röportajda, bunun insanların sorunlarını çözmeleri veya duygusal ihtiyaçlarını karşılamaları için normal bir yöntem olduğunu düşündüğünü ifade etti.
Aynı yaklaşımı romantik ilişkilerinde de benimsiyordu. Örneğin, partnerinin ona bir bardak su getirmesini isteyince “özgüvenini kaybedip hiddetleniyordu” ve “Biri partnerinin ihtiyaçlarına dikkat etse iyi olurdu” gibi şeyler söylüyordu. O zamandan beri ihtiyaçlarını, beklentilerini ve düşüncelerini ima etmek yerine doğrudan ifade etmenin daha sağlıklı bir yol olduğunu öğrendiğini anlatıyor.
Partnerlerden sürekli onay alma ihtiyacı
Mahler, ilişkilerinde iltifatlar ve onaylayıcı sözler aracılığıyla öz değerini artırmayı beklediğini aktarıyor.
Örneğin, vücudu ile ilgili olumsuz düşüncelerle savaşırken, partnerinin onu bu durumu aşması için ona yardım etmesini bekliyormuş. Ancak bunun asla gerçekleşmediğini ve bu nedenle partnerine kızdığını belirtiyor. O günden sonra bu sorunların partneriyle hiçbir ilgisi olmadığını ve aslında kendi yaralarını ona yansıttığını ve ilişkilerini otomatik olarak olumsuz etkilediğini öğrendi.
ZOR GÜNDE DESTEK İSTEMEK FARKLIDIR
Mahler, sürekli onay aramanın zor bir günde ekstra destek istemekle aynı şey olmadığını vurguladı. Mahler, güvensizlikleriyle kişisel olarak başa çıkması gerektiğini öğrendi ve bu eğilimlerini değiştirmek için bir terapistle çalıştı.
Mahler, “Bir ilişkinin amacı birbirimizi sömürmek değil, onurlandırmaktır” diyor.
Tatmin etmeyen arkadaşlıklarda kalmak
Mahler, ilişkilerine yönelik düşünceleri kapsamında arkadaşlıklarının çoğunun kendisini tükenmiş hissettirdiğini fark etti. Bu arkadaşlıklar genellikle başkaları hakkında dedikodu yapmaya yönelikti. Örneğin, grubundaki bir arkadaş diğer bir arkadaşla bire bir zaman geçirdiğinde; üçüncü bir arkadaş davet edilmediğini, diğer ikisinin kendisine kötü davrandığını ima ediyordu. Mahler, aslında üçüncü arkadaşın muhtemelen dışlanmış hissettiğini fakat bunun doğru bir davranış biçimi olmadığını belirtiyor.
Mahler, bu konuda işin başında arkadaşlıklarıyla ilgili kendisine dürüst olmaya karar vermiş. Örneğin, beklentilerini, ilgilerini kızgınlıkla değerlendirmek yerine, aslında arkadaşlıklarının iyi olmadığını kabul etmiş.
