Aşk ve İlişkiler

Sesiz Flört: Modern Kadının Aşka Farklı Yaklaşımı

Şehir yaşamı, sürekli bir koşuşturma ve bir gösteri alanı gibidir. Bazen aşk, bir şehrin gece ışıklarında parlayan en önemli unsur haline gelir ve çoğu zaman bu gösterinin en çok konuşulan konusu olur. Sokaklarda yürürken, grup sohbetlerinde, Instagram hesaplarının “ilişki güncellemesi” akışlarında, sokak lambalarının altında yürüyen çiftlerin gözlerinde veya metroda bir yabancının bakışında hepimiz romantik hayatımızı bir sezon finaline dönüştürmeye çalışıyoruz.

Herkes bir sonraki hikayenin peşindeyken, kadınlar için “aşk güzel ama kendini bilmek daha güzel” gerçeği ön plana çıkıyor. İşte bu nedenle quiet dating, öncelikle kendine danışmak üzerine odaklanıyor. Bazen en büyük romantizm, kalbin sesini dış dünyanın gürültüsüne rağmen duymayı seçmektir.

Quiet dating nedir?

Rica Little Broke Girls adlı podcast’in sunucusu Kimberly Bizu tarafından ortaya atılan bu terim, aşk hayatımızda sessiz bir özgüvenle hareket etmeyi ifade ediyor. Herkesin bir şeyler anlattığı, birileriyle görüştüğü ve yeni bir “hard launch”ın konuşulduğu bu çağa girdiğimizde, bir ilişkide yer almak çoğu zaman bir deneyim olmaktan çok bir gösteriye dönüşüyor. Bazen düşünüyorum, aşk hayatımız gerçekten ne zaman bir performansa dönüştü? Quiet dating’i ilk duyduğumda, bunun ilişkiyi gizlemekle ilgili olduğunu düşündüm. Ancak mesele gizlemek değil, abartmamaktır. Aşkı hayatın karmaşasından alıp daha sakin bir alana yerleştirmek gerekiyor.

Aşkı yaşarken gösteriyi kısmak

Bir noktada hepimiz “Peki biri var mı?” sorusuyla karşılaşmışızdır. Aile yemeklerinde, kız kıza kahve veya brunch buluşmalarında, hatta beklenmedik anlarda iş çıkışında duyduğumuz bu soru için cevaplarımızın uzun bir açıklama gerektirmediğini biliyoruz. Quiet dating, bu noktada “Eğer varsa, yoksa da senin hayatının ana konusu olmak zorunda değil” der. Belki yeni biriyle tanışmanın yarattığı heyecan hoşumuza gidiyor ama hikayeyi hemen kimseyle paylaşmaya hazır değiliz. Bu da gizem yaratmaktan çok kendimize alan açmak anlamına geliyor.

Bu yaklaşım, ilişki durumunu bir statü gibi taşımayı bırakmayı, partneri profil fotoğrafı güncellemesi gibi görmeyi reddetmeyi ve romantik hayatı bir yarış yerine bir deneyime dönüştürmeyi ifade ediyor.

Sessiz buluşmalar yüksek frekanslı bağlar

Bir randevunun ardından eve dönerken arkadaşlarınıza 10 dakikalık ses kaydı göndermek yerine, kendi kendinize “Ben ne hissettim?” sorusunu sormak iyi gelebilir. Belki heyecanlıyız, belki emin değiliz veya sadece güzel bir akşam geçirdik. Hislerimizi kendi iç sesimizle duymak, dışarıdan gelecek yorumlardan çok daha iyileştirici olabilir. Böylelikle kadınlar için aşk, bir “başarı”dan ziyade bir deneyim haline geliyor; artık bir şeyler olsun diye buluşmuyoruz, iyi hissettiğimiz için bir araya geliyoruz. Quiet dating sayesinde buluşmalar, “ilişki yaşansın” baskısından kurtuluyor. Randevular, bir boşluk doldurma çabasından çok, gerçek bir meraka dönüşüyor. Etiket beklentisi ve zaman çizelgesi olmadan daha olgun ve sağlıklı pek çok yüksek frekanslı bağlantılar doğuruyor.

Aşkı bir kenara itmek değil, hayatımıza kendimizi ön plana koymak demektir. Böylece ilişki durumumuz değişse bile, kimliğimiz sabit kalır.

Ritim senin hikaye senin

Quiet dating, romantik veya mesafeli olma meselesi değil, bilinçli olma meselesidir. Aşka yer açarken, kendimizi merkezde tutmayı gerektirir. Romantik bağlar daha yumuşak, daha nazik ve daha özenli bir şekilde kuruluyor çünkü bu kez ilişkiye atılma sebebimiz, olmasının gerekmesi değil, hissettiğimiz ihtiyaçtır.

Belki biri var, belki yok ve belki de kalbimiz yeni bir ihtimale doğru yavaşça açılıyor. Quiet dating’in bize hatırlattığı şey çok basit; aşk, gösterişle değil, ritmi sana iyi geldiğinde güzel bir deneyimdir ve muhtemelen her şey buna çıkıyor. Bir ilişki aramak yerine bir hayat yaşamak önemlidir. Aşka yer açarken, kendimize daha fazla yer açmayı unutmamalıyız. Çünkü hayatımızın başrolü hala biziz, aşk ise doğru zamanda ortaya çıkan, doğru şekilde gelişen güzel bir yan hikayedir.

Duygularımız hâlâ orada ancak bu kez bizim ritmimizde, bizim sessizliğimizle ve en önemlisi de bizim istediğimiz şekilde varlar.

Fotoğraf: Dua Lipa @dualipa