
Seks Hayatınızdaki İletişim Başarınız Ne Düzeyde?
Yazı: Elif Gürsoy
Ruhsal ve fiziksel sağlık, cinsel birleşme için gerekli olan zindelik ile cinsel yeterlilik ve öz güven sağlayamadığımızda, cinsel heyecanı hissetmek zorlaşır. Uz. Dr. Ayça Can Uz, güvenin ilk kriter olduğunu vurguluyor; her iki partnerin hem bedensel hem duygusal açıdan güvende hissetmesi gerektiğini belirtmektedir. Cinselliğe dair inançlar, bilgiler, istekler, davranışlar ve fanteziler hakkında yargılanmayacağından emin olmak önemlidir. Aksi takdirde, kişi kendisini partnerine açamaz. İkinci kriter ise yakınlık ve mahremiyettir. Dr. Uz, “Gerçek yakınlık kalben değil, zihnen başlar. Mahremiyet, yaklaşmak yerine duyguları ve düşünceleri paylaşarak gelişir. Çiftler, mahremlerini ne kadar paylaşırsa, birbirlerine o kadar duygusal yakınlık hisseder” diyor.
Sağlam bir iletişime nereden başlamalı?
Cinsellikte iyi bir iletişim kurmak için öncelikle günlük iletişimi güçlendirmek gerekir. Pozitif bir dil kullanmak çok önemlidir. Karşı tarafa yönelik olumlu duyguların sözel olarak ifade edilmesi, takdir edilmesi ve pozitif geri bildirimde bulunulması gerekir. Ancak sadece pozitiflerden bahsetmek, samimiyetsizlik olarak algılanabilir. Ek olarak, paylaşmayan olumsuz duygular, patlamaya hazır bombalar gibi olur. Bazı çiftler, tartışma korkusuyla iletişimi keser. Farklı mizaçlar, geçmişler ve aile yapısına sahip iki insan arasındaki çatışmalar kaçınılmazdır. Sağlıklı iletişim, sağlıklı tartışmaları da içerir. Üretken tartışmalar için iki alışkanlıktan vazgeçmek gerekiyor: Hep kazanmak ve her zaman haklı olmak. Tartışmalarda kazanmak yerine ödün vermek, anlaşamadığınız bir konuda dahi partnerinizin duygularına önem vermeyi ifade eder. Her zaman haklı olmayı bırakıp, karşı tarafın da doğru olabileceğini kabullenmek, onu takdir ettiğinizi gösterir. Cinsellikteki iletişimde de aynı kurallar geçerlidir. Cinsellik sırasında hoşlandığınız şeyler hakkında pozitif geri bildirimde bulunmak, aşk sözleri söylemek, iltifat etmek, iyi bir sevişmeden sonra partneri övmek ve önceki sevişmelere referans vermek cinsel iletişimi güçlendirir. Elbette kişisel farklılıklar nedeniyle anlaşmazlıklar da olabilir; herkesin cinsel isteği, uyarılma eşiği ve zevk alma şekli farklıdır. Doğru iletişimle çiftler, sağlıklı ve mutlu bir cinsellik için gereken yolu uzlaşarak bulabilir.
Beden dili yataktaki iletişimin bir parçası olabilir mi?
Konuşmadığımızda bile bedenimiz mesaj vermeye devam ediyor. Cinsellikte beden dili, özellikle de dokunma önemli bir yer teşkil eder. Erkekler görsel uyarıcılarla, kadınlar ise dokunma ile daha kolay uyarılır. Ön sevişmeye yeterince zaman ayırmayan çiftler görüyorum. Uyarılma yoksa zevk ve orgazm da olmaz; bu durum, isteksizliğe yol açar. Kadın-erkek arasındaki uyarılma farklılığı sebebiyle, dokunmak ve dokunulmak kadınlar için büyük önem taşır.
İletişimde hangi noktalara dikkat edilmeli, nasıl bir yol izlenmeli?
Bedensel iletişimden başlayarak, dokunma, özellikle ön sevişme sırasında sadece genital alanla sınırlı olmamalıdır. Vücudun her yerinde dokunmanın farklı türlerini algılayan milyonlarca alıcı vardır; neden onları kullanmayalım? Örneğin, kulak memesi, boyun, üst iç bacak, el ve ayak parmakları da uyarılmaya açıktır. Dokunmanın sadece cinsellik ile sınırlı olmaması önemlidir; aksi takdirde, tüm dokunmalar cinsel ilişki daveti olarak algılanabilir ve çiftler arasında mesafe artabilir. Dinlenirken birbirine yakın ve temas içinde oturmak, birlikte iken çevrimiçi zamanları kısıtlamak, partnerin gözlerine kısa süreli ama anlamlı bakmak, el ele tutuşmak, yüzüne dokunmak gibi flörte dair eylemleri tekrar hatırlamak ve evde dans etmek ya da beraber duş almak ilişkiyi canlandırmanın yollarıdır. Sözel iletişimin anahtarı bolca konuşmaktır; ancak yaşanan olayların listesi yerine, bu olaylarla ilgili duyguları paylaşmak daha önemlidir. Çiftler bunu günlük hayatta yapabilirlerse, cinsel konulardaki beklenti ve duygularını daha rahat paylaşabilirler. Cinsel konuları konuşurken ise karşı tarafı suçlamamak ve suçlu hissettirmemeye özen göstermek gerekir; bu tutum karşı tarafta savunmaya geçmesine neden olabilir. Cinsellikle ilgili konuşmalarda “ben” dilini kullanmak, konuşmanın daha az suçlayıcı olmasını sağlar. Değişim için karşı tarafın kişiliğine değil, davranışlarına odaklanmak gerekir; çünkü bir kişi kendini olmasa da davranışlarını değiştirebilir. Davranışı tarafsız bir şekilde tanımlarken, ne anlama gelebileceği ile ilgili yorum yapmamak önemlidir. Sadece duygu paylaşmak, bu duyguların çiftin cinsel hayatı üzerindeki etkilerini açıklamak partnerin anlayışını kolaylaştırır. İstenmeyen davranışların yerine, başka hangi davranışların kendilerine iyi geleceği konusunda net seçenekler sunmak faydalı bir çözümdür.
Korkular ve toplumsal baskılar cinsel hayatı nasıl etkiler?
Sevişme sahneleri sansürlenir, çocukların soruları ayıp sayılır ve ebeveynler çocuklarının yanında öpüşmez. Sürekli olarak cinselliğin kötü bir şey olduğu mesajıyla karşılaşılır. Ayrıca cinsellik hakkında konuşmak, toplumda etiketlemelere yol açar; kötü kadın veya peşinde koşan adam olma kaygısıyla cinsellik tabu haline gelir ve üzerine hiç konuşulmaz. Birçok insan, cinsel mitlerden kaynaklanan kaygılarla, cinsel organının büyüklüğünden ilişki sıklığına kadar pek çok yanlış bilgi nedeniyle sıkıntı yaşamaktadır.
Mitleri ve çekingenliği yok etmek için çiftler neler yapmalı?
Eğer çiftler arasında güven yoksa veya birinin öz güven sorunu yoksa, utangaçlık genellikle mitlerin etkisindendir. Bu mitlerin kaygı verici etkisinden kurtulmak için doğru kaynaklardan bilgi edinmek gerekir. Cinsel terapi dernekleri, cinsel terapistler ve psikiyatristler, cinsellik hakkında doğru bilgilere ulaşmak için güvenilir kaynaklardır.
İletişimi güçlendirmek için cinsel terapi desteği nasıl fayda sağlar?
Cinsel yaşamı etkileyen yanlış inançlar, gevşeme, güven duyma, utanç duygusundan kurtulma, konuşma, dokunma, aşk oyunları, ideal ortamın sağlanması ve bedenle barışık olma gibi konularda çiftlere gelişim fırsatları sunar.
Yatak odasındaki iletişimsizlik hangi olumsuzluklara neden olur?
Cinsellik konuşulamadığında, mevcut problemin gerginliği başka, alakasız sorunlar üzerinden karşı tarafa aktarılabilir. Konuşulamayan sorunla ilgili yüklenen etiketler, günlük hayatta da etiketlemenin devam etmesine yol açar. Küçük konular üzerinden sıkça tartışan çiftler, cinsellik gibi bağlayıcı bir tutkaldan yoksun kaldıklarında birbirlerinden daha da uzaklaşabilirler.
* Formsante dergisinden alınmıştır.