
Onay Vermeden Önce…
Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal
Yaz, evlenmek için en güzel mevsimlerden biri… Kış boyunca süregelen tatlı telaşların sona yaklaştığı bu günlerde, çiftler arasında tatlı-sert tartışmalar da sık sık yaşanıyor. Ancak, gerginlikle kendini gösteren bu sorunların evlendikten sonra artmayacağına ve gelecekte daha büyük problemler yaratmayacağına emin olmak gerekiyor. Çünkü hiç kimse “hastalıkta ve sağlıkta” birlikte olacağına söz verdiği kişiden ayrılmak için evlenmiyor. Bu nedenle, genç çiftlere yardımcı olacağına inandığımız bir konu üzerine NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Saadet Merih Çengel ile görüşerek, “evet” demeden önce çiftlerin birbirine sorması gereken soruların yanıtlarını aldık. Psk. Çengel, aşağıdaki 13 soruyu baştan sorma cesaretini gösteremeyenlerin, sonrasında kendilerini daha zor sorulara cevap vermek zorunda kalabileceğini vurgulayarak açıklamalar yaptı.
Gelecekten ne bekliyorsun?
Çiftlerin aynı hedefe doğru yönelmesi ve birlikte yürümesi önemlidir. Bu, ailede uzun vadeli amaç birliğini de gündeme getiriyor. Eğer çiftlerin aileyi 5-10 yıl sonra görmek istedikleri yer birbirinden farklıysa, gelecekte gerilim yaşamaları kaçınılmaz olacaktır. Amaç birliği olan çiftler, sağlam adımlarla birlikte büyüyerek aileyi güçlendiriyor.
Neden birbirimiz için doğru olduğumuzu düşünüyorsun?
Mutlu bir evlilik için eşlerin uyum içinde olması ve birlikte daha büyük bir bütün oluşturabilmeleri önemlidir. Uyum değerlendirmesi yapabilmek için eşlerin hem kendilerini hem de birbirlerini tanıması şarttır. Eğer kişi kendini yeterince tanımıyorsa, uyumlu ruh ikizini de tanıyamayacaktır. Bu nedenle kişi, neleri sevip neleri sevmediğini, karakterini, eğilimlerini, hassasiyetlerini, takıntılarını, psikolojik durumunu, sorumluluk alabilme yeteneğini ve olmazsa olmazlarını bilmelidir. Ayrıca sevgi, paylaşımcılık, tolerans, saygı, empati yapabilme, fedakarlık gösterme ve güven verme gibi değerleri de irdelemesi önemlidir. Geçmişte sağlam dostluklar kurmuş ve geçimli olarak bilinen kişilerin sosyal becerileri, evliliklerine de olumlu yansır. Kendini ne kadar iyi tanırsan, kendisiyle uyumlu bir ilişki kuracak özelliklere sahip partneri de o kadar kolay tanıyabilirsin. Tam ve doğru bilgiye dayalı değerlendirme, gelecekte tatsız sürprizleri önlemeye yardımcı olacaktır.
Ayrıyken benimle olmayı özlüyor musun?
Uyumlu bir evliliğin temeli karşılıklı sevgidir. İnsan, sevdikleriyle birlikte olmak gibi, kendisini mutlu hissettiren şeyleri de özlüyor. Kişinin sevgilisini görmek için hissettiği özlem ve birlikteyken zamanın hızla geçtiği duygusu, bu güçlü bağın kurulduğunu gösteriyor. Sevgi dolu bir ortamda kişi, kendini rahat ve doğal bir şekilde ifade edebilir. Eğer çiftler entelektüel açıdan uyumluysa ve birlikte yaratıcı şeyler üretebiliyorsa, ilişki bu yeni boyutla daha da güçlenir. Tam uyum sağlamış iki kişi, yakın arkadaş gibi hissederek birlikte büyüyebilir.
Temel değerlerin neler?
Aynı değerleri paylaşmak aileyi güçlendirir ve değer çatışması riskini azaltır. Aksi halde iletişim ve karşılıklı saygı aile huzuru için kaçınılmaz bir öneme sahiptir. Farklı dini ve siyasi görüşlerin mevcudiyeti, bunlara fazla önem verilmesi halinde aile içinde sorunlar yaratabilir. Benzer tehlike, tatlı bir rekabetin fanatizme dönüşmesiyle takım taraftarlıkları için de geçerlidir. Farklı anlayışlar, kir boyutunu aşmadığı sürece evliliğe renk katabilir.
Geçmişinden gelen bir sırrın var mı?
Herkesin karanlık bir tarafı bulunur. Eski ilişkiler, nişanlılıklar, evlilikler ve hatta çocuklar… Bu liste, alkol veya kumar bağımlılığı, ruh sağlığı bozuklukları, kötü sicil kaydı ve beslenme bozukluklarını da kapsayacak şekilde genişletilebilir. Tüm bunlar evliliğin kalitesini etkileyebilir. Evlenecek kişi geçmişiyle birlikte gelir ve karşı tarafın bunları kabul etmeye hazır olup olmadığını değerlendirmesi gerekir. Çünkü geçmişin izleri geleceğin üzerinde bir gölge oluşturabilir.
Bir eş olarak benden beklentilerin neler?
Herkesin aklında ideal bir eş profili olduğu için, evlendiklerinde karşı tarafın buna göre davranması beklenir. Aksi halde hayal kırıklığı yaşanabilir. Bu gerçekliği önceden konuşmak, gelin ve damat adaylarının birbirlerinden beklentilerini açıkça ifade etmesi açısından önemlidir. Aile, karşılıklı fedakarlık gerektirir; bu nedenle kişi, gerekli durumlarda eşinin isteklerini kendi isteklerinin önüne koyabilmelidir. Hatırlanması gereken önemli bir konu, hiç kimsenin mükemmel olmadığıdır! Bu nedenle bu özelliğe sahip olmayan birinin karşı taraftan da aynı beklentiyi taşımaması gerekmektedir. Herkesin kendine özgü eksiklikleri, kusurları ve sevimli gelmeyen yönleri olabilir. Bu eksiklikleri kabullenmek ve onlarla birlikte yaşamak, sağlıklı bir evlilik için gereklidir. Eşlerin birbirlerinin eksikliklerine odaklanmak yerine, hayatlarını zenginleştiren ve yeni boyutlar ekleyen katkılara yönelmeleri önemlidir.
Nasıl tasarruf yapıyorsun?
Evliliğe adım atmakta olan çiftler için para, hem tabu hem de romantizmle bir arada düşünülemeyen bir konudur, bu yüzden bu hassas meseleye pek girilmiyor. Ancak ailelerde tartışmaların ve hatta boşanmaların önde gelen sebeplerinden biri harcama konusundaki anlaşmazlıklardır. İleride gerginlik yaşanmaması için eş adaylarının para yönetimi ile ilgili felsefelerinin uyumlu olması şarttır.
Anlaşmazlıklarda uzlaşma arayışına giriyor musun?
Farklı sosyo-kültürel altyapılardan gelen ve çeşitli bakış açılarına sahip kişilerin zaman zaman görüş ayrılıkları yaşaması oldukça doğaldır. Sağlıklı bir ilişkide, yapıcı bir yaklaşımla ve empati oluşturarak, eşler ortak bir noktada buluşup uzlaşır. Bunun için de kişilerin olaylara başkalarının gözünden bakabilme ve uzlaşmacı bir tutum sergileme kültürüne sahip olmaları gerekmektedir. Bu da iletişim becerilerinin önemini göstermektedir. Uzlaşmanın olmadığı ilişkilerde öfke, kırılma ve suçlama gibi aile birliğini tehdit edici olumsuz dinamikler ortaya çıkabilir ve zamanla bu durum yaygınlaşır. Sevgili veya nişanlıyken tartıştığınızda uzlaşabiliyor musunuz, yoksa farklılıkları görmezden mi geliyorsunuz? Eğer tartışmalar sert ve yıkıcı bir boyuta ulaşıyorsa, evlendikten sonra eşin değişeceğini ve bu problemin ortadan kalkacağını beklemek gerçekliğe gözünü kapatmaktan başka bir durum değildir.
Sağlığın nasıl, kötü bir alışkanlığın var mı?
Dürüstlüğün gereği olarak, eş adaylarının bedensel ve ruhsal sağlıklarıyla ilgili bilgileri birbirleriyle paylaşması önemlidir. Varsa diyabet, epilepsi ya da ailedeki genetik rahatsızlıklar, geçmişte yaşanmış psikolojik sorunlar ve bunların nedenlerinin konuşulması önemlidir. Alkol, kumar, madde, sigara, oyun ve internet gibi bağımlılıkların hafife alınmaması gerekir, çünkü bu sorunlar ailenin yaşamını zorlaştırabilir.
Kaç çocuk düşünüyorsun?
Finansal açıdan rahatlama sağlama çabası, ev ve araba edinme hırsları, çocuk sahibi olmayı ertelemek zorunda bırakabilir. Ayrıca erkeklerin, cinsiyet rolleri gereği, çocuk bakımına alışmak için şimdiden kendilerini hazırlamaları gerekmektedir. Yanlış beklentilere neden olmamak için bunların baştan konuşulması önemlidir.
Annenle aramda anlaşmazlık olursa, kimin yanında olursun?
Genç çiftlerin aileleri, genellikle yeni evlilere iyi niyetle yardımcı olmaya çalışırken, sağlıklı dozajı aşarak zarar verebilir. Gençler, ebeveynleri ile eşleri arasında zor bir konumda kaldıklarında taraf olmamanın iki tarafı da kırmaması için kendilerini zor bir durumda hissettiklerini sıklıkla ifade ederler. Oysa yeni evliler olarak bir çift olarak sınırlarını çizebilmeleri ve ortak bir duruş sergileyebilmeleri bekleniyor.
Evlenince bağımsızlığımızdan ne kadar fedakarlık edeceğiz?
Kişiler arasındaki evliliğe karşı direnç, alışılmış bağımsız yaşam tarzını ve özgürlükleri kaybetme korkusundan kaynaklanıyor. Bu, kişinin hayatına renk katan ve kimliğinin bir parçası olan alışkanlıklara veda etmekten duyduğu korkudur. Oysa evliliğin, bekarlık döneminin rutinlerini ve kişilikleri yok etmesi gerekmiyor. Eşlerin, bekarken mutluluk kaynağı olan birçok alışkanlıklarını devam ettirebilmeleri gerekir. Evlilik, yeni bir yaşam arkadaşına sahip olmak demektir ancak bu, kişinin her sosyal etkinliğe eşini dahil etmesi anlamına gelmez. Özgüven sahibi çiftler, bu özgürlüğü tehdit olarak görmüyor. Eşlerin, arkadaşlarıyla bir araya gelmesi gibi yeni ilgi alanları oluşturmasına imkan tanıyan bir serbest alanı olması da son derece doğal ve sağlıklıdır. Kendini bağımsızlığını yitirmiş ve sürekli kontrol altında hisseden bir eş, hem mutlu olamaz hem de başkalarına mutluluk veremez. Sağlıklı bir evlilik için, eşlerin birbirlerinin bireyselliklerine saygı göstermesi ve geniş bir serbestlik alanı tanıması gerekmektedir.
Öfkeyle nasıl baş ediyorsun? Ailende şiddet yaşandı mı?
Çiftler, en kötü hallerini görmeden birbirlerini tanımış sayılmazlar. İnsanların bir kaynama noktası olduğu gerçeği gibi, bu herkes için farklıdır. Zaman zaman yoğun duygu patlamaları yaşanabilir. Kızgınlık ve öfke de bu tür durumların içindedir. Kişinin gecikmeden öfkelenmesi, öfkelendiğinde kontrolünü kaybetmemesi ve kırıcı olmaması beklenir. Ancak öfkenin şiddeti, tetikleyici unsurlar arasında yer alır ve göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur. Çünkü bu durum, ilişki için kırmızı alarm demektir.
* Formsante dergisinden alınmıştır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
Mutlu evliliğin altın kuralları için TIKLAYINIZ