Aşk ve İlişkiler

Modern Eşleştiriciler

Gerçek kör randevu
Adını ‘Karanlıkta Yemek’le duyuran Karanlık İşler; radyo tiyatroları, tanıtım filmleri ve müzecilik çalışmalarının yanı sıra yılda bir kez kör randevu etkinliği düzenliyor. Nuri Kaya, projesini şöyle anlatıyor: “13 Şubat’ta, Sevgililer Günü öncesinde yaptığımız programa 21 kadın ve 21 erkek katılabiliyor. Seçildiğinizde, görevli sizi belirtilen bir yerden alıyor. Karanlığa girmeden önce kameraya kendinizi tanıtıyor, cep telefonunuzu teslim ediyor ve içeri giriyorsunuz. Garson sıcak şarap ikram ediyor. Seslerin geldiği yere gitmeye çalışıyorsunuz. O andan sonra bir partner bularak oturmaya çalışıyorsunuz. Aydınlıkta ne kadar samimiyseniz, karanlıkta da o kadar samimi oluyorsunuz. Güvenlik amacıyla karanlıkta görebilen gece kameralarımız mevcut. Aydınlıkta en güzel kişiye yönelmek mümkün olsa da, bu yöntemle görünümü ikinci plana atarak, ne söylendiğini anlamaya çalışıyorsunuz. Bu sırada körler müzik yapıyor, dans ediliyor. Program sonunda herkes ayrı ayrı çıkıyor. Gece, seçtiğiniz kişinin videosunu gönderiyoruz. Taraflardan biri devam etmek isterse bu talebi karşı tarafa iletiyoruz. İyi ses her zaman dikkat çekiyor, bu nedenle tiyatrocuları ve dublaj sanatçılarını davet etmiyoruz.” Kaya, böyle bir organizasyonun yılda bir kez, yalnızca farklı bir deneyim sunmak için yapıldığını vurguluyor. “Birden fazla olursa başka bir algı oluşur; biz mevlit de yapıyoruz, tiyatro da. Ana hedef farkındalığı artırmak” diyor.

Bay doğruyu bulmak için…
Dünyanın en tanınmış çöpçatanı Patti Stanger, yıllar içinde erkeklere ve kadınlara dair biriktirdiği tüm sırları, ipuçlarını ve özel bilgileri ‘Kendi çöpçatanın Ol’ kitabında topladı. Lisa Johnson Mandel ile birlikte yazdığı kitap Kahve Yayınları tarafından basıldı. Kitapta sekiz adımda nasıl doğru kişiyi bulabileceğiniz anlatılıyor. Tavsiyelere uyduğunuzda, en kısa sürede Bay Kusursuz ile tanışabileceğinizi iddia ediyor. Randevu detoksu, kendi eş haritasını hazırlama, aşkın ilk günleri, ilişkinin gerçeğe uygunluğu ve yüzük pazarlığı kitapta yer alan başlıklar arasında…

Online çöpçatan e-çift
eÇift, online çöpçatanlık sitelerinden biridir. Türk toplumunun kültürel özellikleri göz önünde bulundurularak, psikologlar tarafından geliştirilmiş kişilik analizleri ile, üyelerin özel arama kriterlerine göre uyumlu bireyleri öneriyor. 23 kişilik analiz sorusu ve 23 kişisel bilgi sorusu ile profil oluşturuluyor. Her üye profili eÇift müşteri temsilcileri tarafından tek tek kontrol ediliyor ve sitenin kriterlerine uygun profiller yayınlanıyor. Üye fotoğrafları yalnızca üyelerin belirlediği kişiler tarafından görüntülenebiliyor. Arama kısmı mevcut olmadığından, yalnızca sistem tarafından önerilen üyelerle tanışabiliyorsunuz. Kişisel bilgiler profilde ve ilk mesajda paylaşılmıyor. Gerçek isimler de gizli tutuluyor. Online üye görüntüleme veya chat de yok. Üyelerinin çoğunluğu 25 yaş üstü ve çoğunluğu üniversite mezunu. eÇift, bu yapısıyla ilginç bilgilere de ulaşmış. İşte bazıları:
• Amerika ve Avrupa’da arkadaşlık sitelerini kullananların sayısı artıyor. Gelecekte sekiz kişiden biri aradığı eşi internetten bulacak.
• İnsanlar en büyük sorunlarını yeni insanlarla tanışmak için zaman bulamamaları olarak görüyorlar. Sabit bir çevreye sahip olanlar ve yoğun çalışanlar yalnız kalıyor. Birçoğu da çevrelerinde kendilerine uygun biri olmadığından şikayetçi.
• eÇift araştırmalarına göre erkekler yalnız kalmak istemiyor, kadınlar ise ısrarla büyük aşk arıyor.
• eÇift’in 3041 üyesine göre sevgilinin en yakın arkadaşına aşık olmak yasak! Erkeklerin yüzde 85’i, kadınların yüzde 71’i ‘asla olmaz’ diyor.
• 1953 erkeğin yalnızca yüzde beşi yasak aşk yaşadığını belirtiyor, kadınlarda bu oran yüzde 11.
• Erkeklerin yüzde 17’si eşinin ya da sevgilisinin sosyal paylaşım siteleri şifrelerini bilmek istiyor; kadınların yüzde 28’i ise sosyal paylaşım sitelerinde eş ya da sevgililerinin kadın arkadaş sayısının fazlalığından rahatsız.
Size başvuran erkekler, sizin aracılığınızla tanıştığı kadınlara ne kadar değer veriyor?
Erkekler yatırım yaptığı için görüşmeye de heyecanlı, özenli, şık bir şekilde gidiyor. Kaç kadın ilk akşam yemeğinde Vogue’a, Papermoon’a götürülür?

Fiyatlarınız o yüzden mi yüksek?
Ücret ödendiğinde kimse gecikmiyor. Öbür türlü ‘olsa da olur, olmasa da olur’ denilebilir.

Sosyal medya ilişkileri nasıl etkiledi?
İletişim araçlarının artmasıyla bir araya gelmek azalıyor. Biri Instagram’dan ‘like’ yapmış, bunlar çabasız işler. Buluşmak ise giyinmek, makyaj yapmak, efor gerektiriyor. Öte yandan LinkedIn’de özgeçmişinizi görüyorsunuz, Facebook’ta profilini inceleyebiliyorsunuz; nerelere gittiğini anlıyorsunuz, hepsi referans. Bu yüzden herkes profilini ‘en iyi keki ben yaparım’ diye güncelliyor.

En sık yapılan hatalar neler?
Her şeyde hızlı gidiyoruz. Bazen ilk buluşmada 3-4 mekâna gidiliyor. Görüşün, iletişim bilgilerinizi verin. Sonra 1-2 defa arasın, farklı ortamlarda ve zamanlarda buluşun. İnsanlar bir anda kanka oluyor veya bir anda nefret ediyor. Tanımak için biraz zaman tanımalısınız. Bir haftada 50 kez çıkarsanız hızlı tüketirsiniz. Bugün tanışıp ‘yarın görüşelim’ diyen ‘hayır’ yanıtı alırsa problem çıkıyor. Oysa ki siz dün yoktunuz. O insanın da bir hayatı var.

Erkekler nasıl kadınları istiyor?
Saçını süpürge etmesini, anaç olmasını, anlayışlı olmasını istemiyorlar. Onların talebi ‘hayatıma saygılı olsun.’ Çünkü belirli bir olgunluğa gelmişler, sorgulanmak istemiyorlar; pozitif olmalarını ve hayattan keyif almalarını istiyorlar. Kendi başına da bir şeyler yapabilen, karşı tarafa huzur veren kişiler arıyorlar. Tabii herkes spor yapmasını, kendi görünümüne dikkat etmesini istiyor.

Seksi olsun diyen var mı?

O zaten bir gereklilik! Erkekler, kadınların bir yerde onları çekmesini istiyor; hiçbir erkek cinsel anlamda çekici bulmadığı biriyle ikinci kez görüşmek istemez. Fakat bir de şöyle bir durum var: Kadının giyimi, kuşamı harika ama o kadar ilgi bekliyor ki erkekler ‘ben istemiyorum’ diyor; çünkü bu durumu ürkütücü buluyorlar. Adam 40 yaşına geldiğinde biraz da kendisi için iltifat edilmesini istiyor.

Kadınlar nasıl erkekler istiyor?

Erkeklerden fikir olarak bağımsız olmasını ve fazla anneci olmamasını bekliyorlar. Ayrıca organizasyonu üstlenmesini istiyorlar. ‘Ne yapalım, nereye gidelim?’ sorusunu erkek sormamalı! Ancak erkekler, hata yapmamak adına sürpriz yapmaktan kaçınıyorlar. Maddi durumu iyi olması da zorunlu maddelerden! Harcayabilsin.

‘Cinsellik yaşandığında erkekler kadını merak edip keşfetmek istemiyor’ diyorlar, doğru mu?

Bu, beklentilere bağlı… Altı ay birlikte olmamışsınız, birlikte olduğunuzun ertesi günü de terk edilebilirsiniz. İlk günde cinsellik yaşamayı tavsiye etmiyoruz, çünkü ertesi gün pişman olabilirsiniz. Orada gördüğünüzü beğeniyorsunuz ama o kişi yalnızca görünen değil. Etrafınızdaki kişilerden ona dair bilgi edinmeye çalışmalısınız; başka biriyle ilişki yaşıyor olabilir, çok dağınık bir kişilik olabilir. Bunu kontrol etmek önemlidir.

Aile olma bilinci nasıl?

Kadınlar, mutluluklarını başkaları üzerinde değil, kendi özgürlükleri üzerinde inşa etmelidir. Evlilikle, çocukla mutlu olacağını düşündüğünde bu onlara sıkıntı verebilir.

Bazı erkekler modern görünümlü muhafazakâr, sizin gözleminiz ne?
Kadın-erkek demeden büyük çoğunluk böyle. Hemen hemen hepimiz geleneksel ailelerden yetiştik. Kadınlar, gerçekten modern olsalar, oğullarını da öyle yetiştirirlerdi.

Bu işin kitabını yazdınız…
Evet, ‘kendin yap/do it yourself’ modeli bir kitap oldu. Adı ‘Neden Hala Bekarsınız?’ Birkaç saatinizi ayırarak kendinize dair yeni ufuklar açabilirsiniz.

Ancak siz nasıl? Bu işi yaparken, karşınıza biri çıkmadı mı?
Hala bekar olduğumu belirtmeliyim; başvuranları kendim için değerlendirmek iş etiğine aykırı olur; böyle bir yaklaşımım olmadı.
Yazı: Mürsel Çavuş

Bu işi yapmaya nasıl karar verdiniz?

Kurumsal çalışırken, insanların yalnızlıklarının bir problem olarak ortaya çıktığını gözlemledim. Yurt dışında bu iş yapılıyordu; Türkiye’de neden olmasın diye düşündüm. 2009 yılından beri devam ediyoruz. Sosyal çevrem oldukça geniş; birçok insan benimle bu konuda görüşmeye istekli oluyordu. İnsanlar sürekli bir arayış içindeler, yeni biriyle tanışmanın peşindeler; yeni açılan bir restorana yemek tatmak için gitmiyorlar, ‘ortam oradadır’ mantığıyla gidiyorlar.

Ortada bir flört enerjisi vardı yani…

Kesinlikle! Mesela arkadaşımın doğum günü var, hiç alakasız bir başkası ‘ben de geleyim’ diyor; sizin referansınızla biriyle tanışmak istiyor. Mutlaka biri aracılık yapacak; ‘sizde iyi anlaşırsınız, görüşseniz’ diye ısrar edecek, o da ‘istemiyorum, yan cebime koy’ diyecek.

Neden böyleyiz?
Kötü bir öğrenilmişlik söz konusu. Aldığımız tavsiyeler günümüzde geçerliliğini yitiriyor. Ebeveynler bizlere ilk önce; ‘sokakta gezme, derslerine odaklan, karşı cinsten uzak dur!’ dedikten sonra, üniversite bitince de ilk soru da ‘eeee kiminle evleniyorsun?’ oluyor. Kimseyle görüşmenizi, çıkmanızı, flört etmenizi istemiyorlar ama evlendiğinizde çocuk yapın diyorlar! Biz insanlara sosyalleşmeyi de öğretiyoruz; nerede biriyle tanışabileceği, nelerin doğru olabileceğine dair tavsiyeler veriyoruz. Birini etkilemek de bir yetenek; kendini doğru ifade etmek, karşınızdakine istediğiniz sonucu elde etmek için doğru sinyalleri vermek… Aklınızda biri vardır ama yaklaşamıyorsunuzdur, bu konuda da danışmanlık veriyoruz.

Bunu nasıl yapıyorsunuz?
İnsanları analiz ederek, onlara göre yönlendiriyoruz. Bu işi yapmaya başladıktan sonra gördük ki, ulaşılamayacak kadın ya da erkek yok. Yakışıklı, eğitimli, kültürlü, kurumsal bir ortamda çalışan biri geliyor ve o kadar farklı bir kişilik tarif ediyor ki hiç beklemezsiniz. Taksim’de mini müzikhol severim; indie rock’çı birini isterim, diyor. Ona da, ‘verdiğin izlenimle, insanların sana farklı yaklaşmasına zemin hazırlıyorsun’ diyoruz. Amerika’da yüzünü piercing ve dövme ile kaplatan ama sadece süt içen tipler var. İlk izlenim ve görsellik önyargılara zemin hazırlıyor; herkese kendini değiştirmelerini söylemiyoruz elbette ama bu yansımanın bilincinde olup ona göre hareket etmek lazım. Günümüzde kabuğunun kırılmasını ve birilerinin gerçek kimliğini keşfetmesini beklemek gerçekçi değil; kimsenin böyle bir bilmece içinde zaman harcayacak bir durumu yok.

O zaman herkesin tipolojisi, tarzı, tavrı ne olursa olsun önyargısız tanımaya çalışmak mı gerekiyor?
Evet ama bu planlı olmalı; yoksa eli boş dönebilirsiniz.

Doğru tavır kendini ortaya koymak mı, yoksa politik davranmak mı?

Aslında akıllı olmak. ‘Gelişigüzel’ hareket diye bir şey yok; önce bunu bilmek lazım. Her şey ölçülü ve hesaplı. ‘Mıç mıç’ olma dönemine kadar karşı taraf her hareketinde, tavrında seni notluyor. Bir kadın, daima ağırlığını korumalı, hareketleri ile karşı tarafın davranışlarına yön vermelidir. Beyefendi kapıyı açmadıysa durup beklemelisin ki açsın. Kendini nereye konumlandırırsan, karşındaki de seni o şekilde değerlendirir.

Görüştüreceğiniz insanları nasıl seçiyorsunuz?

Üniversite mezunu, aktif çalışma hayatında olan, aynı masada yemek yemeyi isteyebileceğiniz insanları seçiyoruz. Çok ticari yaklaşmadığımız için, ‘bizim için anlamlı biri mi?’ diye sorguluyoruz. Ayrıca karşı taraf için ‘bir ilişkiye açık mısınız?’ diye soruyoruz. Başvuran kişinin özel hayatını önceliğine almış olması gerekiyor. Mesela biri ‘çok işim var, randevuyu son dakika iptal edebilirim’ diyorsa, biz ‘hayır, bunu önceliğine almalısınız’ diyoruz. Kendin özel hayatına önem vermezsen, iş yerindekiler tabii ki ‘mesaiye kal’ derler, onlar sevgilin var mı yok mu hiç umursamaz! Bir birey bekar olduğunda, aile olanlardan daha fazla zamana ihtiyaç duyar. Evi temizlemesi, özel işlerine koşturması gerekir. Bizde ise toplantılara yalnız bekarlar kalır. Evlilerin ise kayınvalidesine bir şey olursa o dertle ilgilenir ve kaçar.

Hangi yaş grupları, hangi meslekler sizi tercih ediyor?

Erkeklerde 35 yaş üstü, kadınlarda ise 27-28 üstü geliyor. Sağlık, hızlı tüketim malları, turizm ve danışmanlık şirketleri çalışanları… Akademisyen müşterilerimiz pek çok. Hepsi sosyal ama hep aynı kişilerle görüşüyorlar. Yıllardır aynı spor salonuna gidiyor, okuldan arkadaşlarıyla takılabiliyorlar. Genel kanı, 35 yaş üzeri kadınların ya sevgilisinin olduğudur ya da evlidir; kadınlarda da aynı sıkıntı mevcut. VIP olduğunu düşündüğünüz kişiler de benzer sorunlardan muzdarip olup, gelip sizinle konuşabiliyorlar.

TÜİK’in araştırmasına göre internet üzerinden oyun oynamıyoruz, porno izlemiyoruz, çöpçatan sitelerine girmiyoruz ama çöpçatan sitelerinde milyonlarca kullanıcı var. Neden gizliyoruz?

Cem Yılmaz’ın dediği gibi, “Viagra’nın prospektüsünde bile ‘arkadaşına söyle’ yazıyor”; işte bu mantık. İnsanlarda ‘istemem, yan cebime koy’ düşüncesi mevcut. Bu doğru bir davranış değil. İnsan kendine böyle işkence etmemeli. ‘Ben böyle iyiyim, kimseyi aramadım, yalnızlık benim için normal’ dedikçe, kimse sizi umursamıyor.