Aşk ve İlişkiler

Kralı mı arıyorsunuz?


Babanızla ilişkiniz nasıl?
Baba-kız ilişkisi, kadın-erkek ilişkilerinin kalitesi ve yönünde önemli bir etken olarak görülmektedir. Kadınların ilişki biçimi, babalarıyla olan ilişkileriyle birebir bağlantılıdır. Babayla yaşanan zorluklar, romantik ilişkilerin gelişimini olumsuz etkileyebilir. Baba ile ilişkideki düzelme, çoğu zaman kadınların diğer ilişkilerinin de düzelmesine yol açar. Birçok kadın, babasıyla bağlarını onardıktan sonra ilişkilerinde olumlu değişimler gözlemlemiştir.

Ah nerede vah nerede?
Her birey, gençliğinden itibaren gelecekteki eşini merak eder, değil mi? İçten içe hep ideal partnerimizi arıyoruz. Murzaev, “Ara ve vazgeçme. Kendiniz hazır olduğunuzda o kişi gelecektir. Ayrıca, sizi arayan da sizi bulacaktır.” diyor. Devam ediyor: “Aradığınız kişiyi net bir şekilde tanımlamalısınız. Nasıl biri, kaç yaşında, hangi meslekten, hangi özelliklere sahip? Hayalinizde şekillendirin, o kişi tam karşınıza çıkacaktır. Ama bunu kimseye anlatmayın. Evrene bu vibrasyonu göndereceğinizden emin olun. Eğer sürekli isterseniz, bir gün karşınıza çıkacaktır. O kişi de sizin gibi birisini arıyordur. Seminerlerimize katılan birçok insan istediği ve inandığı zaman ‘o’ kişiyi bulmuştur.”
Önemli bir nokta; mükemmel bir insan yok. Mükemmel birini aramak, kaybetmeye davetiye çıkarmaktır!

Ya yanlış kişi için boşa emek veriyorsak…
Diyelim ki, mutlu bir ilişki için çok çaba sarf ettiniz, sevgilinizi ideal partnerinize dönüştürmek için uğraşıyorsunuz. Ama o kişi gerçekten sizin için doğru değilse? Murzaev; “Elinizden gelenin en iyisini yapın, sonra gerisini kadere bırakın. Önce her yolu deneyin. İçtenlik ve sevgi ile emek verirseniz, bunun karşılığını alırsınız. Yıllarca çabalarsınız, bir gün kalbiniz size ‘yeter artık’ der. O zaman ayrılık zamanı gelmiştir. Ancak ayrılık kararı alırken sadece aklınıza güvenmeyin. Çevrenizdeki insanların görüşlerine de dikkat etmeyin; ne aile üyelerinize, ne akrabalarınıza, ne de arkadaşlarınıza. Yaşayacak olan sizsiniz, kararı siz verin. Kalbinizin sesine güvenin; o asla yalan söylemez. Gerçek her zaman içimizdedir. Kalbinizin verdiği kararda pişman olmazsınız. Mantık her zaman yanıltıcıdır, hislerinizi kalbinizle yönlendirin ve boşanma kararı aldıysanız, bunu en az 21 gün düşünün.” Unutmayın ki yaşamımıza giren insanlar ya dost ya da düşman olabilir, ancak hepsi bize bir şeyler öğretir. Hayatınızdan biri çıkarsa, üzülmeyin; size çok şey öğreterek gitmiştir. Teşekkür edin, o görevini tamamladı. Önce affedin, böylece sevgi için bir alan yaratın, sonra da şükredin.

Murzaev, ilişkilerde dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralıyor…
Kayınvalideyle çatışmayın
Erkek çocuklar genelde anneleri doğrultusunda eş seçerler. Bu nedenle evlendikten sonra kayınvalidenize karşı asla bir savaş açmayın. Olumsuz yönlerini bir kenara bırakarak, ondan olumlu şeyler çıkarmaya çalışın. Bir anne, yıllarca büyüttüğü evladını bir kadına teslim ediyor ve o kadından beklentileri yüksek. ‘Siz bana harika bir erkeği verdiniz, ben de onu daha iyi yetiştireceğim’ mesajını, sözlerden ziyade davranışlarla ifade etmek önemlidir.

Gözyaşlarınızı gizleyin!

Gözyaşlarınızı erkeklere mümkün olduğunca az gösterin. Ağlamanın vücut üzerinde bazı faydaları olsa da, karşı taraf üzerinde olumsuz bir etki oluşturabilir. Erkekler, durumu tehlike sinyali olarak algılayabilir ve harekete geçme ihtiyacı hissedebilirler. Kadınların ağlaması, erkekleri daha da çeker bir hale getirebilir.

Olumlu yönleri keşfedin
Erkeklerin olumsuz yönleri olabileceği gibi, olumlu yönleri de vardır! Onların en azından bir iyi yönünü bulmaya çalışın. Çok iyi bir çay demliyorsa ‘Gerçekten çok güzel çay demlersin, bir bardağını sen hazırla.’ derseniz, bu onu mutlu edecektir. Bilgisayarda uzmandıysa, ‘Bana da öğretir misin?’ şeklinde yaklaşın. Bu, onun kendini olumlu hissetmesini sağlayacaktır.

Ailenizi memnun edin
Eşiniz ya da sevgiliniz eve geldiğinde hemen sorular sormaya başlamayın. Ona biraz zaman verin. Oturmasına, çayını içmesine izin verin, soru sormadan bekleyin. O zaten bir süre sonra kendiliğinden paylaşacaktır. 10 dakika geç kalırsa, ‘Neredeydin?’ demeyin, bu erkeklerde tedirginlik yaratabilir. Susarak ona biraz zaman tanımayı deneyin. Bu yaklaşım ile zamanla bazı şeyleri anlatacağını görebilirsiniz.

Zekanızı sergilemeyin
Murzaev; “Kadınların daha zeki olduklarını söylemek belki bazı erkekleri kızdırabilir ama gerçekte öyle” diyor. İşte bu yüzden kadınlar, ilişkilere yön vermektedir. Kadınlar genellikle sağ beyinlerini aktif kullanırken, erkekler mantıkla yaklaşma eğilimindedir. Kadın ve erkek tamamlayıcı bir bütünlüğü temsil eder; bu dengeyi sağlamak önemlidir. Ancak, zeka seviyenizi erkeklerin tanıdığı ya da akrabaları önünde göstermemelisiniz. Zeka korkutucu olabilir!

Evlenmeden önce dikkatli olun

Evlenmeden her şey yolunda giderken, evlendikten sonra mutsuz olan çiftler oldukça fazladır. Murzaev’in önerisi şu; evlenmeden önce dikkatli olun, evlendikten sonra gözlerinizi kapatın. Evlilik öncesi her iki taraf da iyi yönlerini göstermeye çalışır. Eğer sonunda evlenmeye karar verirseniz, önceden görmezden geldiğiniz şeyleri evlilik sonrası da aynı şekilde göz ardı etmeye devam etmelisiniz.

Yazı: Filiz Şeref

“Elinize geçen erkek bir tohumdur. Siz onu büyütmelisiniz!” diyor Kişisel Gelişim Uzmanı Kabuljan Murzaev. Ayrıca, “Kadın iki kez doğurur; kendi çocuğunu ve kendi eşini.” ifadesini de ekliyor. Arkasından “Annelere büyük görevler düşüyor; çocuklarını sonraki hayata hazırlamaları önemli. Ailenin direği kadındır. Kadın aileyi ustaca yönetirse, hem erkek hem de çocuklar mutlu olur.” diyerek sözlerine devam ediyor.

Daha pek çok benzer cümle duyduğumda içimde bir ağırlık hissediyorum. Yanlış anlaşılmasın; bu huzur veren, pozitif biri olması nedeniyle değil. İçimdeki sorgulama durumundan… ‘Neden ben?’ sorusunun cevabı, yazının ilerleyen bölümlerinde ortaya çıkacak elbette. Ancak, bu durum bana kadınların ve erkeklerin rollerini değiştirdiğimizde rahatlayabileceğimi düşündürüyor. Neden ilişkilerin düzgün ilerlemesi hep benim sorumluluğumda olsun ki? Aslında bu durum, geçmişte annelerimizin ve büyükannelerimizin ilişkilerindeki anlamı hatırlatıyor. Onların neden böyle uzun süreli ve mutlu ilişkileri olabilmiş?

‘Neden biz?’ sorusunun cevabı, yazının ilerleyen bölümlerinde karşınıza çıkacak. Ancak, işin özünde kadınlar daha akıllıdır. Murzaev’in amacı, bunu bize aktarırken biraz motivasyon vermek olabilir, kim bilir?
‘Neden uzun süreli ilişkiler azalmış, mutsuz ve huzursuz hale gelmişiz, ilişkileri neden bu kadar hızlı tüketiyoruz, boşanmalar neden arttı?’ gibi sorulara cevap bulmayı amaçlıyoruz. ‘Yeniden Doğuyorum’ kitabının yazarı Kabuljan Murzaev ile bir araya geldiğimizde, yeniden doğmanın öncelikle kendimizden geçtiğini anlamışızdır. İlişkilerimizi güzelleştirmenin yolu da kendimizdedir. İdrak etmek kolay mı? Denemekte zarar yok aslında. Öncelikle kişinin kendini bulması, erkeğin doğasını iyi en iyi şekilde anlaması ve istediği ilişkiyi yaratması gerekli. Bu basit görünüyor değil mi? Ama biraz yardım ve ipucu almak iyi olabilir.

Erkekler farklıdır, kabul edin!
“İnsanın en büyük düşmanı kendisidir. Mutlu olmak mı istiyorsunuz? Bunun için neden kendiniz çaba göstermiyorsunuz?” diyor Murzaev. İlişkide mutluluk sağlamanın en önemli sırrının, erkeğin sizin gibi olmadığını kabul etmekten geçtiğini vurguluyor. ‘Kadın ve erkeğin yapıları farklıdır’ diyerek kadınlara önerilerde bulunuyor: “Önce erkekleri olduğu gibi kabul etmeyi öğrenin. Onun nasıl olmasını istiyorsanız, sabırlı olup, onu öyle düşünmeye ve öyle davranmaya ikna edin. Böylece istediğiniz kişiyi ortaya çıkarabilirsiniz. Unutmayın bunu kimse için değil, kendiniz için yapıyorsunuz. Pozisyonlar ve para erkeklerin ellerindedir ama bu erkekler aslında kadınların elindedir. O yüzden kadınlara büyük görevler düşmektedir. Kadınlar bu durumu dert etmek yerine sevinmelidir; çünkü yönetecek olan ve gerçek erkeği doğuracak olan onlardır. Kadın varsa, hayat vardır.”

Murzaev’e göre durum şu: “Doğanın yasası öncelikle vermek, sonra almaktır. Ancak insanlar çoğu zaman ben alırım derdindedir. Ama işler böyle yürümüyor, önceden bir bedel ödemek gerekiyor. Sistem basit çalışıyor; biraz ver, daha çok al.” diyor ve ekliyor: “Erkekleri oluşturmak için bazen çaba, bazen güç, bazen sevgi, affetme ve şükran gerekmekte. Çünkü kadınlar ve erkekler kendilerini tanımıyor. Önemli olan, biz hem kadınlara kendilerini tanıtmayı hem de erkeklere kadınları tanıtmayı öğretmeliyiz.”

Değiştirmeye çalışmayın

Kadın ve erkekler arasındaki çatışmaların ve sorunların nedenini ise şöyle ifade ediyor: “Çünkü kadın erkeğe ‘benim gibi olmalısın’ diyor. Ama erkek farklıdır ve değişmesi zordur. Peki erkekler nasıl bir kadın ister? Yumuşak huylu. Günümüzde kadın, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmiştir. Bu bir yönden iyi olsa da, diğer taraftan olumsuz etkileri de vardır. Çünkü erkeğin doğal yapısı gereği, ona güçlü olduğunu hissettirmek gerekir. Ancak kadın ‘ben güçlü biriyim’ diye savruldukça, erkeği olumsuz yönde etkiler. Kadınlar bu nedenle doğalarından uzaklaşmakta ve bu durum ilişkilerine de yansımaktadır. Peki bu durumda bir çatışma çıkarmalı mıyız? Unutmayın, böyle bir durumda kimse kazanmaz, iki taraf da kaybeder. Bu nedenle erkeğin kim olduğu ve kadının ne olduğu üzerine iyi düşünmeliyiz.

Yani, kadın doğasından uzaklaştıkça, erkeği kendisinden uzaklaştırabiliyor. Günümüzde güçlü, bağımsız kadınlar, erkeklere çekici gelmeyebiliyor. Kendi doğanızı tanımak, en önemli unsurlardan biridir. Kendi doğasını tanımayan bir kadın ya da erkek, mutlu olamıyor. Kendinizi tanıdığınızda, karşı tarafa daha iyi yansıtabiliyorsunuz. Karşı taraf da gerçek kişiliğinizi anlamak için fırsat buluyor. Kendinizi olduğunuz gibi sunduğunuzda daha çekici oluyorsunuz.

Önce kendiniz mutlu olun
Aslında, ilişkinizin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için, öncelikli olarak siz huzurlu ve mutlu olmalısınız. Önce kendinize yatırım yapın, kendinizi yönetin. Kendinize değer verdiğinizde, bu durumu karşı tarafa da yansıtabilirsiniz.

Gerçekten mutlu olmak bu kadar mı kolay ama biz mi zorlaştırıyoruz? Bu noktada Murzaev şöyle diyor: “Bilinen bir felsefe vardır; cehennem de, cennet de içimizdedir. Mutlu olmak için basit bir yöntem var. Moraliniz bozulursa, geçmişe dönün! En sevdiğiniz filmi hatırlayın. Güzel anılar gözünüzün önüne geldi mi? Çocukluk anılarınızı veya sizi heyecanlandıran zamanları düşünün. Sizlere kahkaha attıran bir anı seçin ve o anı zihninizde canlandırın. Çünkü, bedenin hücre hafızasında o an mutlaka yer alıyordur. Sadece beyin değil; tüm hücrelerimizin hafızası mevcuttur. Sağlıklı ve mutlu olmayı hatırlatacak anılar vardır; o anlara döndüğünüzde vücudunuz o anı hatırlar ve o zaman ile aynı davranışı gösterir. İnsanlar genelde geçmişte olumsuz şeyler aramaktadırlar.”
Mutluluktan bahsettiğimizde, hücre hafızamızda olumlu bilgileri kaydetmek çoğu zaman güçleşiyor. Murzaev, bunun zaman gerektiğini vurguluyor. “Olumsuz bir durumu olumlu hale getirmek için 21 gün gerekiyor. Bu olumlu durumu sabitlemekte 40 gün alıyor. Hayatın zorlukları, aslında kendi değişimimizi sağlamakta yatar; olumsuzların yerine olumlu olanları koymakta…” derken, hayatı güzelleştirmenin yollarından biri de seyahat etmektir. Uzaklara gitmek gerekmiyor, sadece sokağa çıkmak bile ruhunuza iyi gelir. Ayrıca, her gün vücudunuzda 20 milyon hücre ölüyor. Onların yeniden canlanabilmesi için, yeni kitaplar, yeni dostluklar, yeni manzaralar gerekmektedir. Hayat zordur diyenlere, yaşam her daim zor olacaktır. Küçük şeylerin tadını çıkarın. Sevgi de fazlasıyla önemlidir. Sekiz saniyede sevginizi başka bir insana iletebilirsiniz! Bu şekilde küçük adımlarla büyük değişimler yapabilirsiniz. Evet, ufak şeylerden başlamalıyız. Güzel bir yöntem daha var; her gün bir iyilik yapmak. Yaptığınız iyilik, titreşim olarak size geri döner. Bu dünyada her şey titreşimden oluşurken, gönderdiğiniz her iyilik mutlaka size geri gelecektir! Ayrıca, sabahları gülerek uyanmaya özen gösterin. ‘Yaşıyorum!’ diye bağırarak güne merhaba deyin; o günün enerjisini topladığınızdan emin olacaksınız. Akşamları ise ‘bugün çok güzel bir gün geçirdim, iyi ki varım.’ diyerek, kendinizi mutlu edin. Unutmayın, her eyleminiz hücrelerinize işleyecek ve kaydedecektir. Hayat, sadece yıllardan oluşmaz, yaşadığımız güzel anlardan oluşur. Yaşadığınız her anın tadını çıkarın.