
İlişkiyi Nasıl Bitirirsiniz?
Son dönemde sağlıklı bir ilişki bulmak oldukça zorlaştı. Çevremizde mutlu görünen çiftlerin ayrıldığına dair haberler sürekli artmakta. Ancak sorun kesinlikle sizde değil! Partnerinizde. Ayrılık sonrası yakın arkadaşlarla yapılan sohbetler, aslında ilişkide bir meleksiniz ve sevgilinizin ise bir ilişki celladı olduğu gerçeğini ortaya koyuyor. Sizler için bir ilişki sonlandırma kılavuzu hazırladık. İlişkinizin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için bu listedeki önerilerden kesinlikle uzak durun!
Sevgilinizin Kendi Alanına Asla İzin Vermeyin!
“Kendi alanı mı? Ama ben onu arkadaşlarıyla dışarı çıkarıyorum, daha ne yapmalıyım ki?” dediğinizi duyar gibiyiz. İlişkilerde her şeyi birlikte yapmak gerçekten de bir işkenceye dönüşebilir. Sevgilinizin sevmediği aktiviteleri yapmasını zorunlu kılmak bir fedakârlık değildir. Sizinle alışverişe gelmek ya da hoşlanmadığı arkadaşlarınızla vakit geçirmek, sevginin bir işareti değildir. Sürekli birlikte olmak, ilişkinizi sıkıcı hale getirebilir ve rutinin parçası haline getirebilir. Eğer ilişkinizi mahvetmek istiyorsanız, sevgilinizin kendi kişisel alanına sahip olmasına kesinlikle izin vermeyin! Onun siz olmadan aciz ve yarım hissetmesini sağlayın. Bu şekilde kendine güveni azalır ve kolayca sinirlenip agresifleşir. Ufacık şeylerden çıkan tartışmaların nereden kaynaklandığını düşünüyorsunuz?
Şüpheci Olmaktan Vazgeçmeyin!
“Seven kıskanır,” cümlesini söyleyeni tebrik etmek gerekir. Kim bilir bu söz kaç ilişkiye zarar verdi. Telefonunu, sosyal medya hesaplarını kurcalayın, hesap sorun. Tatmin olacağınız bir cevap ya da kanıt alana kadar durmayın! Bu, sevgilinizin aklına “Aldatmak hiç olmazsa bu kadar lafı çektiğime değer” fikrini kolayca yerleştirir. Seven güvenir. İlişkinizde önce kendinize, sonra da aranızdaki bağa güven duyulmalıdır. Güvensizlik, ilişkinizi kemiren bir hastalıktır. Elbette, ayrılmak istiyorsanız bu durum değişir. Bol bol hesap sorun, bağırın, çağırın; çok geçmeden ayrılıkla yüz yüze gelebilirsiniz, merak etmeyin!
Güvensizlik, ilişkinizi kemiren bir hastalıktır. Tabii ayrılmak istiyorsanız durum değişir. Bol bol hesap sorun, bağırın, çağırın; çok geçmeden ayrılıkla yüz yüze gelebilirsiniz, merak etmeyin!
İlişkinizin Olumsuz Yönlerine Odaklanın!
İlk günlerin heyecanı hızla geçip çok samimi hale geldiniz. İlk günlerin tadını bir türlü yakalayamıyorsunuz. O günler, sanki yıllar öncesine ait puslu bir anı gibi geride kaldı. Aklınızda “Neler oluyor, nereye gidiyoruz?” gibi belirsiz sorular var, bir an düşünüyorsunuz ki sevgiliniz aslında o kadar çekici ve etkileyici biri değilmiş. Çanlar sizin için çalıyor. İki seçeneğiniz var: İlişkinizin olumlu yönlerine odaklanıp bu noktaları artırmayı seçebilirsiniz. Rutininizin içine küçük değişiklikler ekleyip yeniden heyecan yaratmaya çalışabilirsiniz. Tabii sürekli olumsuzlukları görmek ve depresif bir ruh halinde kalmak da bir seçenek. Bu durumda ilişkinizi mahvetmeye çok yakın olduğunuzu söyleyebiliriz.
İlişkinizin olumlu yönlerine odaklanıp bunları artırmayı seçebilirsiniz. Rutininizde küçük değişiklikler yaparak yeniden heyecan yaratmaya başlayabilirsiniz.
En Ufak Şeylere Karşı Tahammülsüzleşin!
Artık belirli bir durumu ve aşamayı aştınız, bu nedenle bazı şeylere karşı sabrınız kalmadı. Evet, ilişkinin ilk dönemlerinde tahammül ettiniz çünkü her şey yeniydi. “Nasılsa değişir,” dediniz ama sevgilinizin direnç gösterdiğini görünce bu durum sizi zorladı. Artık en ufak şeyler gözünüze batabiliyor. Önceleri sevimli bulduğunuz huylar, artık katlanılmaz hale geldi. Ama ne değişti? Bu soruyu kendinize sormalısınız. Sevdiğiniz kişi hâlâ aynı. Sadece sizin beklentileriniz değişti. Eğer beklentilerinizi en baştaki temel duygular olan sevgi ve ilgi durumuna çekmezseniz, ilişkinizi mahvetmeniz kaçınılmazdır.