İlişkide Üçüncü Kişilerin Rolü
Evlilik sona erdikten sonra, 1-3 yıl içinde birçok yetişkin yeni yaşamlarına uyum sağlamaya başlar ve duygusal dengeleri yeniden kurulur. Boşanmış kadınların yaklaşık üçte ikisi, erkeklerin ise dörtte üçü tekrar evlenir. Bu durum, boşanmanın yetişkinlerin evlilik anlayışını değiştirmediğini gösteriyor. İkinci evliliklerin başarısı çoğu zaman üvey anne, üvey baba ve çocuk arasındaki ilişkiye bağlıdır. Bu nedenle boşanma şekli, boşanmaya adaptasyon süreci ve çocukla yeni ilişkiler, psikolojiyi etkileyebilir. Üvey anneye yüklenen algı, onun psikolojik durumunu da şekillendirir. Bu algıyı değiştirme çabası içinde sınır koyma, duyguları bastırma, disiplinli olma gibi konularda belirsizlikler yaşanabilir. Her biyolojik anne, çocuğuna dönem dönem çeşitli olumlu ya da olumsuz tepkiler gösterebilir. Üvey annenin olumsuz tepkileri daha yıkıcı, olumlu tepkileri ise sahte olarak algılanabilir. Çocuğun onaylamadığı bir eylemi göz ardı etmek, kendisine yapılan saygısızlığı koşulsuz kabul etmek ya da babayla olan mutluluğu ya da mutsuzluğu gizlemek gibi davranışlar sergileyebilir. Kendi isteğine göre hediye almak, aşırı özverili olmak gibi davranışlar da bu süreçte ortaya çıkabilir. Bu psikolojik durum, anne rolünü oynamak zorunda hissetme, eşiyle çocuk arasında denge kurma çabası, yeni birliktelikte hata yapmaktan kaçınma isteği ve iyi olanı korumak adına daha fazla çaba gösterme ile öz sorumluluk almaya yol açar.
Çocuk ise başlangıçta üvey anneye karşı önyargılı olabilir; ani ve beklenmedik tepkiler gösterebilir. Onu anlamak ve anladığınızı göstermek, birçok sorunu hafifletebilir. Yatma vakti, beğenilmeyen yemekler, okul ve arkadaş sorunlarına yaklaşımlar, babanın üvey anneye yapılan şikayetleri, özellikle ergenlik döneminde ortaya çıkabilecek rekabet gibi sorunlar arasında yer alır.
Erkeğin, yeni eşinin ya da sevgilisinin çocuğunun annesi gibi davranmasını istemesi normal mi?
Psikolog Şeyda Özdalga, “Evlilik, iki yetişkin arasında yapılan bir sözleşmedir, ancak çocuklara ebeveynlik yaparken bu yeni ebeveyn için hayal kırıklığı ve reddedilme riski bulunmaktadır. Çocuklarla üvey anne arasındaki ilişki ne kadar iyi olursa olsun; çocuğun üvey annesini annesi kadar sevmesi beklenemez. Olgun yetişkinler eğer çocukların tepkilerine hazırlıklı olurlarsa ve üvey ebeveynin rolünü net bir şekilde ortaya koyarlarsa, bu geçiş daha az sorunlu geçebilir” diyor.
Kayınvalide
İlişkilerde etkili olan bir diğer üçüncü kişi genellikle annelerdir. Erkeğin ya da kadının anne figürü baskın bir karaktere sahipse, iki kişilik ilişkilerde üç kişilik bir etki yaratma çabası olabilir. Bu anneler genellikle çocuklarını paylaşamayan, onların her hareketinden haberdar olmaya çalışan ya da sadece kendi arzularına göre bir hayat sürdürmesini isteyen kişiler olabiliyor. Bu durum çiftler arasındaki iyi geçinme halini olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle Türkiye’de, erkek annelerinin oğullarını paylaşmamaları konusunda yaygın bir inanç vardır ve çoğunlukla doğru çıkmaktadır. Kayınvalidenin baskın karakteri, gelin-kaynana çatışmasına yol açabilir. Yıllarca üzerine titreyip büyüttüğü oğlunu başka bir kadına teslim etmekte zorluk çekebilir. Sonuç olarak, mağdur olan yine erkeğin kendisi olmaktadır.
Kayınvalideyle başa çıkma yolları
• Öncelikle kayınvalidenizle yaşadığınız sorunun, sadece sizinle o arasında kaldığını unutmamalısınız.
• Kayınvalidenize kızdığınızda, konuyu büyütmek yerine sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmayı deneyebilirsin.
• Ne kadar kızgın olursanız olun, unutmayın ki o eşinizin annesidir. Eşiniz annesini sizin bakış açınızdan göremez ve sorunu sizinle aynı şekilde yorumlamaz. Bunu kabul etmelisiniz.
• Eşinizin sizin tarafınızı tutmasını beklememelisiniz. Kendinizi savunmalısınız.
• Eşinizi seçim yapmak zorunda bırakmamalısınız.
• Onun hayatınızı kontrol etmesine izin vermemeli, fikirlerini dinlemeli ama kendi isteklerinizi de hayata geçirmelisiniz. Yazı: Nilgün Yıldız
İki kişi birbirini sever ve ilişki kurmaya başlar. Başlangıçta sorun yok gibidir ve beraber mutlu olmaktan başka bir istek yoktur. Ancak ilişki rayına oturduğu düşünüldüğünde, aslında raydan çıkmaya da hazır hale gelebilir. Çünkü artık ilişkide yalnızca iki kişi yoktur; erkeğin ya da kadının ailesi de ilişkiye dahil olmaya başlar. Bu kişiler anne, baba veya kardeş olabileceği gibi, eski eş ya da eski eşten olan çocuk da olabilir. Bu durumla baş etmek ise sanıldığı kadar kolay olmayabilir.
Eski eş
Boşanma sonrası yaşanan değişikliklere uyum sağlama sürecinde, kadın ya da erkek evlilik devam ediyormuş gibi davranabilir. Bu, kişinin kaygılarından korunma mekanizmasıdır. Psikolog Şeyda Özdalga, “Savunma mekanizmaları bilinçsiz kaygıyı azaltma çabası olarak ortaya çıkar. Gerçeği başka şekilde yorumlamak, bu kaygıyı hafifletebilir. Kişiler, ‘Aldatmayan erkek yoktur’, ‘Karım bir hata yaptı’ şeklinde olayları mantıklı hale getirmeye çalışırken; gerçek hislerini bastırarak anlayışlı bir tutum sergileyecek şekilde karşıt tepkiler geliştirebilirler. Bu durumlar, güzellik, zeka veya maddi kazanç gibi olumlu özelliklerle telafi edilerek içsel varlıklarını sürdürmeye çalışmayı içerebilir” diyor. Özellikle eski eşin sürekle kendini hissettirme çabaları, kadını veya erkeği sahiplenme, durumu kabullenememe ve kişilik yapısına bağlı olarak ilişkiyi kontrol altında tutma çabası olarak değerlendirilmektedir.
Eski eşle başa çıkma yolları
Eğer eşinizin eski eşi ilişkinizi bozma adına elinden geleni yapıyorsa, sizi veya eşinizi rahatsız ediyorsa;
• Sakin kalmalısınız, eşinizin eski eşiyle tartışmalara karışmamaya özen göstermelisiniz.
• Eski eş hakkında konuşmamalı veya olumsuz yorumlarda bulunmamalısınız.
• Eşinizi, eski eşiyle olan ilişkilerinde daha ılımlı olması konusunda uyarmalısınız.
• Eğer çocuk varsa, mezuniyet veya doğum günü gibi özel etkinliklerde bir araya gelmeyi göze almalısınız.
Boşanma, karşılıklı bir karar olsa da, birçok değişikliği de beraberinde getiren, ölümden sonraki en büyük stres kaynağı olarak kabul edilmektedir. DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden uzman klinik psikolog Şeyda Özdalga, “Boşanmayla birlikte düzen değişir, yeni planlar ve organizasyonlar gereklidir. Kayıplar yaşanır, ekonomik koşullar değişebilir, sosyal roller farklılaşır ve tekrar ‘bekar’ olunması durumu ortaya çıkar. Bu durumda sosyal çevre de değişir” diyor. Boşanmanın etkileri, evliliğin süresine, evlenme yaşına, eşler arasındaki ilişki ve iletişim düzeyine, maddi durumlara ve çocuklara bağlı olarak değişiklik gösterir.
Çocuğu kullanan eş
Boşanma sürecinde eşler genellikle kendi olumsuz duyguları ile baş başa kalırlar. Başarısızlık, ihanet ve kayıplar, boşanma sonrasında sık olarak hissedilir. Eşler arasında bir güç savaşı yaşanabilir ve bu süreçte çocuklar kullanılabilir. Eşlerden biri çocukları yasal olarak kendi tarafında tutmaya çalışabilir. Çocuklar, ekonomik bir araç olarak kullanılabilir. Oysa sağlıklı bir boşanmanın yolu, çocukların iyiliğini öncelikli hale getirmektir. Psikolog Şeyda Özdalga, “Ebeveynler, öfke ve mağduriyet gibi duygulardan uzaklaşarak, çocukların menfaatini gözeterek bir uzlaşma sağlamalıdır. Her iki ebeveyn de çocuk üzerindeki haklara sahiptir; velayet kimin elinde olursa olsun çocuk ile iletişim sağlamalıdırlar. Sağlık durumları, okul bilgileri gibi konuları birlikte takip etmelidirler” diyor.
Çocuğu kullanan eski eşle başa çıkma yolları
Eğer eski eşiniz çocuklarınızı kullanarak sizi ve yeni eşinizi rahatsız ediyorsa;
1. Eski eşiniz çocukları göstermek istemediğinde sakin kalın ve yasal yollara başvurarak müdahale etmeye çalışın.
2. Çocuklarınızın yanında anneleri hakkında kötü bir şey söylemeyin ve yeni eşinizi de bu konuda uyarın.
3. Çocuklarınız, sizin yanınızdaysa annelerinden bahsedebilsinler. Onlara anneleriyle olan ilişkilerini desteklediğinizi gösterin.
4. Eski eşiniz sizinle yeniden bir araya gelmek istiyorsa ve siz bunu istemiyorsanız, kelimeleri dikkatlice seçin. Onun için her şeyin bittiğini anlamasını sağlayın.
5. Eğer her karşılaşmanızda tartışma çıkıyorsa, yüz yüze görüşmek yerine telefonla iletişim kurmayı deneyin.
