
İlişkide dikkate alınması gereken iki temel unsur
İş flörte geldiğinde, bu tür bir listeden kurtulun;
Onu seviyorum…
“…ama çok kısa.”
“…ama boşanmış.”
“…ama çocuğu varmış.”
Bu “ama”ları bir kenara bırakın, derin bir nefes alın ve serbest bırakın. Çünkü ilişkinizin nihai kaderini onlar belirlemeyecek.
Örneğin, ailemi örnek alalım: Üvey annem, babamla flört etmeye başladığında benim yaşlarımdaydı (25). Kendisi son derece akıllı, eğitimli, hırslı ve çok güzel bir kadındı. Çok yönlü bir insandı. İki kez evlenip boşanmış ve şu anda 8 yaşında çocuğu olan biriyle flört etme fikrinde değildi (O 8 yaşındaki çocuk benim bu arada). Babam ise, ne yakışıklı ne de zengin bir adamdı. (Üzgünüm baba!)
Anneme yakın zamanda, babamın bu sözde yükünü nasıl karşıladığını sordum ve verdiği cevap şöyle oldu:
“Bir ilişkide, yalnızca iki şey önemlidir:
O iyi bir insan mı?
Sana karşı iyi mi?
Bunların dışındaki her şey ayrıntıdır.”
O zaman, onun neden babamla evlendiğini anladım. Babam, onun bir insanda değer verdiği özelliklere sahipti ve bu değerleri kayıtsız şartsız hayatına yansıtıyordu.
Birliktelikleri süresince, babam her anlamda onun arkasında durarak bir koruma olmuştur. Babam gündelik işleri üstlenir ki, o bunları yapmak zorunda kalmasın. Her gün bulaşıkları yıkar ki, o kariyerine daha çok odaklanabilsin; 7 yıl önceki doktora mezuniyetinden ya da şu an kendi laboratuvarı için koşuştururken yaptığı gibi. Hep daha fazla çanta taşır ki, onun omuzlarındaki yük hafiflesin. Babam da evde oturmayı sevmeyen, tıpkı onun gibi bir bilim insanıdır.
Babamın ona sağladığı destek, başka hiçbir yerde görmediğim türden. İlişkileri tüm zorluklara rağmen devam etti. 15 yıllık mutlu, dinamik bir evlilikleri var ve üvey kız kardeşimi büyütüyorlar.
Özetle; bir birliktelik, sizinle birlikte hem güneşli hem de fırtınalı günlerde koşacak takım arkadaşını bulmakla ilgilidir. Sizi parkurun ortasında düşürdüğünde, bırakmayan; devam edemeyecek kadar yorgun olduğunuzda sizi omuzunda taşıyacak olan kişiyi bulmakla ilgilidir.
Parkurda sizinle koşmayı kabullenen, sizi önemseyen biriyle tanıştığınızda, dış görünüşü, maddi durumu veya geçmiş hayatı gerçekten mükemmel bir ilişki yaşamanızın önünde bir engel mi olacak?
***
Erkek arkadaşımla tanıştığımda, -onun kendi deyimiyle- “şişman, kel ve kısa bir adamla” buluşacağımı hiç düşünmemiştim. Sürekli iş dolayısıyla seyahat eden biriyle flört etmeyi planlamıyordum. Hatta benimle aynı cinsel geçmişe sahip olmayan biriyle buluşmayı da kafamda canlandırmamıştım.
Eğer “ama”ları dinleseydim, göz açıp kapayana kadar onu kaybetmiş olurdum ama iyi ki dinlemedim. Dinlemiş olsaydım mükemmel birini kaçırmış olurdum.
Birbirimizi tanıdığımız 4 aylık süreçte, 5 senelik eski sevgilimden aldığım destekten daha fazlasını ondan aldım. Sürekli kendimle olan mücadelemde yanımda oldu. Onun desteği olmasaydı, seks ile ilgili makalemi asla yayımlayamazdım ya da egzotik danslara olan merakımı keşfedemezdim.
Eğer önceki gibi listemi takip etseydim, büyük ihtimalle eski sevgilim gibi biriyle flört ediyor olurdum. Onun gibi biriyle birlikte olmakte bir sorun yoktu. Ancak o kişi, benim iç ve dış dünyamı zenginleştirmede bana asla yardımcı olamazdı, çünkü zaten bana verebileceği her şeye sahiptim.
İlişkim; kendimi, dünya görüşümü ve kişiliğimi sorgulamamı sağladı, hiçbir şeyin yapamadığı kadar. Kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek tecrübeler yaşattı bana.
Ben güven, cesaret, açıklık ve hırs besleyen bir insanım, çünkü amaların listesine kulak asmadım. Ben benim, çünkü kendime onunla olma izni verdim.
***
İlişki veya aşk meselesinde açık görüşlü olun. Kendinize cevap vermeniz gereken sorular yalnızca şunlardır:
“O iyi bir insan mı?” ve “Sana karşı iyi mi?”
“Ama”lar listesini unutmak ve birinin yükünü kabul etmek zor ama buna değer. O listeyi dinlemeye devam ederseniz, hayatta size dokunacak mükemmel insanları, hayatınızı değiştirecek deneyimleri ve lifelong dersleri kaçırmış olacaksınız.
Kaynak: huffingtonpost.com