İlişkide 3S Kuralı Nedir? Olumlu Etkileri Var mı? Uzman Klinik Psikologun Açıklamalarıyla
Çiftlerin bir araya gelişinde yoğun biçimde hissettikleri aşk, tutku ve sevgi gibi duygular zamanla dönüşüm geçiriyor. İlişkide sevgi, saygı ve sadakatten oluşan 3S kuralının büyük önem taşıdığını belirten uzmanlar, bu duyguların 3S’lerden birine evrilmesinin ilişkiye olumlu yansıyacağını ifade ediyor. Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, hayattaki ya da ruhtaki boşlukları doldurmak amacıyla yapılan aldatmanın her iki tarafı da negatif etkilediğini vurguluyor ve aldatmanın ardından yeniden bir araya gelse de eski düzene dönmenin hemen mümkün olamayacağını belirterek çiftlere sabırlı olmalarını tavsiye ediyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, aldatmanın çiftler üzerindeki etkileri hakkında görüşlerini paylaştı ve önerilerde bulundu.
İlişkideki duygular zamanla değişiyor
Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, çiftlerin bir araya geldiğinde genellikle aşk, tutku ve sevgi gibi son derece yoğun duygular taşıdıklarını ifade ederken, “Ancak bu duyguların sürekli aynı kalması mümkün olmuyor. Zamanla bu duyguların gelişimi söz konusu. Bu süreçte duyguları iyi yönetmek ise hayati öneme sahiptir. İlişkide sevgi, saygı ve sadakate dayanan 3S kuralının kritik öneme sahip olduğunu söyleyebiliriz. Eğer gelişen duygular bu 3S’den birine dönüşüyorsa, bu durum ilişkinin olumlu yönde etkileneceği anlamına gelir” dedi.
Aldatan taraf kendini cezalandırıyor
Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, ‘Araştırmalar, aldatmanın bireyin yaşamındaki ya da ruhundaki fiziksel veya psikolojik boşlukları doldurmak için yanlış bir yol seçtiğini gösteriyor’ diyerek sözlerine devam etti:
“Yanlış yolda ilerlemenin, trafikte de bir cezası olduğu gibi, aldatma eylemi gerçekleştiren kişinin de uzun vadede bu durumdan etkilenmesi, ister görünür ister görünmez, söz konusu olmaktadır. Sadakatsizlik, karşı tarafa yapılmış gibi görünse de, zamanla aldatan kişinin sadakat hissinin zayıflaması, kendisini kötü hissetmesine yol açabilir. ‘Ben aşık olamıyorum, ben sadık kalamıyorum, ben seni üzerim’ gibi sıkça duyulan ifadeler, aslında bireyin öğrenilmiş çaresizliğinden kaynaklanmaktadır. Bu durumu duyan karşı taraf, bağımlı ilişki modeli içindeyse, ‘ben aşık olamam’ diyen partnerine daha fazla sarılacak ve bu, partnerin öğrenilmiş çaresizliğini besleyecektir.”
Her iki taraf da aldatmadan etkileniyor
İlişkiye hazır olmayan ve öğrenilmiş çaresizlikle ilgili ifadeler kullanan partnerler ile ilişki kurmaya çalışan bireylerin, aslında ‘aldatılma sinyallerini’ önceden algılamış olabileceğine dikkat çekerek Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Ancak ilişki kurma çabasındaki rehavette bu sinyalleri göz ardı edebilirler. İlk aşamada önemsenmeyen konular, uzun vadede bireylerde travmatik etkiler yaratabilir. Aldatma, önemli bir travma etkisi yaratabilir ve kişinin psikolojik durumuna ciddi zararlar verebilir. Bu durum yalnızca aldatılan tarafı değil, aldatmayı gerçekleştiren tarafı da olumsuz etkiler” diye belirtti.
Aldatma hem suçlu hem de mağdur açısından ele alınmalı
Aldatmanın hem suçlu hem de mağduru olduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Her iki tarafı da incelemek gerekir. Mağdur olan partnerin bu durumdan ötürü travmatik bir ayrılış yaşayacağı kaçınılmazken, aldatan kişinin de travmasına maruz kalabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Sadakat duygusunun yokluğu, partneri kaybetme veya kaybetme korkusu, aldatılan partnerin hisleri kadar derin olabilir” dedi.
Sabır anahtar kelime olmalı
Mevcut bir ilişkideki güvensizlik nedeni ile sona ermesinin ardından yeniden inşa edilmesinin oldukça zor olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “İlişkinin temel yapı taşı olan güven kırıldığında, mağdur ve aldatma gerçekleştiren partner, çeşitli duygusal karmaşalarla başa çıkmak zorunda kalıyor ve belirsizlik hâkim oluyor. Eğer partnerler, aldatma sonrasında yeniden bir araya gelmek istiyorlarsa, yeni yürümeye başlayan bir bebek gibi zaman zaman yavaşlayarak, ara sıra düşerek ve yavaşça ilerleyerek bu sürece geçiş yapacaklardır. Hemen eski düzeni beklemek, yapılacak en büyük hata olacaktır. Sabır, bu süreçte anahtar kelime olarak öne çıkmalıdır. Bu dönemde çiftler, ilişkilerini yeniden gözden geçirmek ve yapılandırmak için bireysel psikoterapi veya çift terapisi süreçlerinden faydalanabilir” şeklinde ifade etti.