Aşk ve İlişkiler

İçe dönük ve dışa dönük bireyler arasında ilişki kurmak mümkün mü?

Giriş: 04 Kasım 2025 Salı

Uzun süre çiftlerle çalışan bir terapist olarak şunu söyleyebilirim; Romantik ilişkilerde genellikle zıt kutuplar birbirini cezbetmektedir. Buradaki zıt kutuplar, rastgele birbirinin zıddı olan özelliklerden ziyade, özellikle içe dönük ve dışa dönük kişiliklerdir. Bu iki farklı kişilik yapısı arasındaki çekimin arkasında yatan en büyük neden, tarafların çoğu zaman fark etmediği bir tamamlanma isteğidir…

Yaşamın her alanında gözlemleyebileceğimiz denge prensibi, romantik ilişkilerde de geçerlidir. İçe dönük kişilik (duygularına ve düşüncelerine odaklanan, sakinliği ve sessizliği tercih eden vb.) taşıyan bireyler, kendilerini daha iyi ifade edebilmek, belki daha sosyal ve cesur olma arzusundadır. Ağırlıklı olarak dışa dönük kişilik özelliğine sahip bireyler ise zaman zaman davranışlarından dolayı herhangi bir zorluk yaşayarak sakinlik ve durgunluk arayışı içinde olabilirler. Bu iki farklı kişilik yapısına sahip insanlar fiziksel olarak bir çekim hissettiklerinde ve romantik bir ilişki geliştirdiklerinde, başlangıçta karşı tarafın tutumları sayesinde özlemlerini bir nebze gidermiş olurlar. Bunu, Ay’ın Güneş’ten aldığı ışıkla dünyaya parlak görünmesi gibi düşünebiliriz.

Aslında her iki taraf da kendisinde olmasını istediği ancak kişilik yapılarını kolayca değiştiremediği için entegrasyon sağlayamadığı özelliklerin keyfini çıkarıyor. Kalabalık arkadaş ortamlarında ya da baş başa daha sakin ortamlarda daha fazla zaman geçirildiğinde, daha çok sohbet edilince ya da daha aktif programlar yapıldığında, karşı taraftaki özelliklere özlem duyan taraf en uyum sağlayan taraf haline geliyor.

Ancak bu iki kutup, aralarındaki çekim sonucunda ortak bir noktada buluşamazsa, sabit kalan partner bir arada olmaktan aynı şekilde keyif almadığını hissetmeye başlayabilir. Zıt kutupların çekimi, doğal ve anlamlı bir ilişkinin başlangıcı sunarken, bu çekimin hareketliliği ilişkinin kaderini belirleyebilir. Eğer bu hareketliliğin çoğu aynı partner tarafından sağlanmışsa, zıt kutupların çekimi zayıflayabilir hatta karşıt etki yaşanabilir.

Çoğu insanın içinde hem içe dönük hem de dışa dönük kişilik özellikleri mevcut. Ancak bu özellikler dengeli bir şekilde bizde bulunmuyor. İnsanoğlunun yaşamı boyunca, kendimizde az olanın karşı tarafta biraz daha fazla olduğu birini bularak bu dengeyi kurmamız gerekiyor. Uzun ömürlü ve sağlam bir ilişkinin belki de sırrı buradadır; Bizde bulunmayan özelliklerin keyfini çıkarmak ya da zamanla bunları eleştirmek yerine, elde ettiğimiz ölçüde kendimize entegre ederek hem kendimizde hem de ilişki içerisinde dengeyi sağlayabiliriz.

Bu şekilde ifade etmek kolay görünse de, uygulamada zorlu bir formül gibi gözükebilir; ancak kişilik özelliklerimizde küçük değişiklikler yapmanın imkansız olmadığını biliyoruz… İçten içe arzuladığımız özellikleri, kendi özgün kişilik yapımıza uyum sağlayacak şekilde benimseyerek hayatımıza dahil edebiliriz. Eğer bu çabanın karşılıklı olduğu varsayılırsa, zıt kutupların çekimi ile başlayan bir ilişkinin bu bilinçli çaba sayesinde nasıl zenginleşeceğini hayal edebilirsiniz. Belki de her iki tarafı mutlu edecek gerçek uyum bu yoldan geçiyor…