Aşk ve İlişkiler

Hikayene Cevap Verdi

Bu kez hata payı bırakmadan ilerliyoruz. Neyi, nasıl yapmalı? Bir selfie ile başlıyoruz… Tuş kilidini aç, o tanıdık renkli ikona dokun ve tepedeki ilk yuvarlakla birlikte hikayelerin büyülü dünyasına dal. Uzun bir süredir içinde bulunduğumuz bu rutine hepimiz aşinayız, değil mi?

Yazı: Baran Alışkan

Instagram’ın 2016 yılının ağustos ayında hayatımıza kattığı ‘hikayeler’ uygulamasıyla ilgili değişimleri konuşmak için artık geç kalmadık. Dijitalleşmenin etkisiyle sosyal ve romantik ilişkilerimizi akıllı telefonlarımıza hapsetmişken, ‘hikayeler’ flört dünyamızda göz ardı edilemeyecek bir seçenek olarak belirdi. Sadece anlık fotoğraflar paylaşmakla kalmıyor, aynı zamanda herkesin bildiği ama resmi olarak dile getirilmeyen bir olguya dikkat çekiyoruz: Hikaye flörtü! Yeni neslin dijital şehir meydanında rengarenk çemberlerle süslediği bir kafede olduğumuzu düşünürsek, eğer vaktiniz varsa hikayenize yanıt vermek isteriz.

KAYBOLAN USTALIK ESERİ FOTOĞRAFLAR

Instagram’ın ‘stories’ yani ‘hikayeler’ sekmesi, dört yıl önce popüler uygulama Snapchat’ten alınarak hayatımıza girdi. Başlangıçta, ‘Neden kaybolacak bir fotoğraf paylaşalım?’ sorusunu akıllara getiren bu özellik zamanla vazgeçilmezimiz haline geldi. Elbette, şirketin bu özelliği sürekli zenginleştirmesinin de büyük bir etkisi var. Bugün, yalnızca 24 saat sonra kaybolan bir görselden bahsetmiyoruz; özenle hazırlanmış bir hikaye, uzaklardan bile dikkat çekiyor. Özgün filtreleri, kullanıcıya özel filtreler, müzik, GIF, soru sorma etiketleri, emojiler ve anketlerle birlikte ‘hikayeler’, belirli bir ustalıkla hazırlanmış eserler haline geliyor.

Geçtiğimiz ilkbaharda pandeminin etkisiyle evde kapanan insanlar, birbirlerine evde kalma çağrısı yaparken içerik üretmekte zorlandılar. Dört duvar arasındaki yaşamlarımızda demlenen kahveler, ekşi mayalı ekmekler, sanat filmleri ve spor selfie’leri bir süre sonra cazibesini kaybetti. Ancak normalleşmenin ilk anlarından itibaren parklara, bahçelere, sokaklara ve plajlara dönüşü kutladığımız 24 saatlik şaheserlerle hepimiz oyuna geri döndük. Bunların hepsi malum… Hikayeler hakkındaki övgümüzü burada sonlandırarak, alev emojisi ve alametifarikasına odaklanalım. Tanıdık geldi mi?

YENİ NESİL FLÖRT ARACIMIZ

Hikayeler, bir paylaşım aracı olmanın ötesinde, artık ciddi bir flört aracı haline geldi. Üzerinde ustalıkla çalışılan içerikler, adeta bir reklam kampanyası gibi özenle eklenen etiketler, doğru ışık ve filtre seçenekleriyle bu platformu flört için kullanmak oldukça mümkün. Artık tanışmak için bir çeşme başında, gösterişli bir bara veya popüler bir kafe masasında oturma zorunluluğumuz yok. Dijital kimliğimizin yanı sıra çevrimiçi kişiliğimizi ifade edebileceğimiz ‘hikayeler’ ile birlikte, malum altı farklı hızlı yanıt seçeneğimiz var: Gülen surat, şaşırmış surat, kalpli göz, ağlayan surat, alkış, alev, konfeti ve yüz puanı. Tüm bunlar, iletişimimizi bir emojiye kadar minimalize eden bir çağın eseri. Ancak, alev emojisi konusunda dikkatli olmakta fayda var. Biliyorsunuz, bazı emojiler pek de masum değil. Hanımlar, beyler! İlk amacımız DM kutusuna düşmek!

İnternet, hepimizi daha cesur (popüler ifadeyle klavye delikanlısı) hale getirdi. Bugün, her konuda fikrimizi rahatça ve özgürce beyan etme imkanına sahibiz. Bu yalnızca gündem, spor ve siyaset gibi alanlarla sınırlı değil. Beğenilerimiz doğrultusunda dilediğimiz herkese ulaşma ve onlarla kolayca iletişim kurma şansımız var.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, Instagram ve diğer sosyal medya platformlarının gerçek hayatın birer yansıması olduğudur. Çünkü herkes gerçek bir kullanıcı! Bir kafede, barda, sokakta veya plajda birine nasıl yaklaşmanız gerekiyorsa, burada da aynı şekilde yaklaşmanız gerektiğini unutmamalıyız. Zira kimse gerçek hayatta rahatlıkla ağzına geleni söylemiyor ya da ilanı aşk etmiyor, değil mi? DM kutusuna düşerken ‘garip biri’ olmamak için ilk kuralımızı belirlemiş olduk.

DM KUTUSUNDA BULUŞMAK

Yeni nesil aşk ‘hikayeleri’nin ve ilk tanışmaların merkezi hepimizi çok iyi biliyoruz: DM kutusu. Özel bir iletişimin en basit yolu olarak görülen bu sekme ile konuşmaya başlamanın çeşitli yolları mevcut. Ansızın bir tanışmadan ziyade; ‘hikayene yanıt verdi’ bildirimini tercih ediyoruz. Öncelikle, basit bir ‘merhaba!’ ideal gibi görünse de sosyal medyada bu durum neredeyse yok hükmünde bir mesaja dönüşüyor. Normal şartlar altında yapmanız gereken bu davranış, adeta sıfırla çarpılarak kayboluyor. Bu noktada ihtiyaç duyduğumuz tek şey merak unsuru.

Hikayeyle bağlantılı bir soru veya merak unsuru, yanıt almak için iyi bir başlangıç olabilir. Bu süreç, elbette karşılıklı diyalogun gelişimine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak yanıt almakta ısrarcıysanız, bunun da bir süre sonra işe yaramayacağını hatırlatmak isteriz… Çünkü bu özelliğin kapısında ‘yanıt vermek zorunludur!’ yazısını bulmuyoruz. Son olarak, tek bir mesajla yetinmekte fayda var. Çünkü iletişime geçme çabanızın taciz olarak algılanmaması gerekiyor… Burada önemli olan muhatabınızın bunun farkında olması.

TECRÜBEYLE SABİT: ALEV EMOJİSİ 🔥🔥

Dijitalleşen aşkların, arkadaşlıkların ve işlerin arasında, ilk tanışmanın ve erken flörtün en güvenilir adreslerinden birini işaret ediyoruz. Peki, etrafımızdaki dostlarımız bu konuda ne düşünüyor? Yirmili yaşlarının sonunda bir kadın, DM kutusunun seviyesiz mesajlarla dolup taştığını belirtiyor. Çoğu kullanıcı gibi, Instagram ‘hikayeler’ine özenle fotoğraf eklediğini ve bu sayede birçok kişinin hikayeye yanıt verip iletişime geçtiğini ifade ediyor. Hatta bazen sadece bir kişinin yanıt vermesi için hikayeler paylaşıyormuş…

Burada ilginç olan, takip ettiği kullanıcıların asgari nezaketi korurken, takipleşmediği kişilerin seviyesiz yanıtlarla ortaya çıkması. Görünüşe göre uygun dengeyi sağlamakta pek başarılı değiliz… Yirmili yaşlarının ortasında bir erkek ise nadiren uygulamanın bu özelliğini kullananlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Genellikle yanıt verenler arasında yer alan bu kişi, alev emojisinin popülaritesini kaybetmemek adına yeni ve yaratıcı fikirler bulması gerektiğini fark etmiş.

Önce ‘100 puan’ emojisini, ardından da konfetiyi denedikten sonra aradığı tepkiyi bulamayan bu misafir, çareyi alevlerden oluşan GIF’ler göndermekte bulmuş. Anlaşılan, ‘ilgi çekici bir mesajın karşısında kimse duramaz’ düşüncesiyle hareket eden bu katılımcıdan öğreneceğimiz çok şey var. Karşı cephede mesajları karşılayan otuzlu yaşlarının başındaki bir kadın ise gönderilen hızlı emojilerin pek de anlam taşımadığını düşünüyor. Gerçekten yaratıcı ve yanıt verilmesi gereken bir mesaja dönüş yapmayı tercih ediyor. Elbette dil bilgisi ve imla kurallarına olan hassasiyetine de dikkat ediyor. Son ilişkisinin hikaye üzerinden başladığını da belirtmekte fayda var. Hikayelerin kendi dünyasında doğru yolu bulmaya çalışıyoruz…

SANAL DÜNYANIN FLÖRT BAHÇELERİ…

Sanal dünyanın flört bahçelerinde karşılaşabileceğiniz potansiyel gönül yarınızı bekliyor! İlk adımı atamayanlar için ‘güvenli bölge’ onaylı ‘hikayeler’, mutlu hikayenizin ilk sayfasını yazmanızı sağlayabilir. Romantik tanışma hikayelerinin gelecekte böyle bir şekilde anlatılacağına yemin edebiliriz ama henüz bunu kanıtlayamayız. ICQ, Yonja, Facebook ve daha fazlasıyla vedalaştığımız günümüzde yeni oyun sahamızda öncelikli kriterimiz karşılıklı takipleşme olacaktır. Sonuçta iletişim kurmanın ilk aşaması birbirimizi dikkate almaktır. En azından asgari bir tanışıklık konusunda mutabık kalalım. Aksi takdirde, DM kutusuna veda ederiz ve ‘diğer mesajlar’ bölümünde unutulmaya yüz tutarız.

Takvim yaprakları 2020 yılının son aylarını gösterirken, arkadaşlık kurmak veya flört etmek için büyük zahmetlere katlanmaya gerek olmadığını fark ediyoruz. Sosyal hayatlarımız dijital ortamda şekillenirken, tanışmanın kuralları online maddelerle belirginleşiyor. Instagram’ın beğeni ve yorumları tüm şeffaflığıyla gösterdiği bu platformda DM kutusu özel bir iletişim için ideal bir alan. Hikayeleri yanıtlayanlar kadar yanıtlananların da meraklı bakışlarını hissedebiliyoruz. İyi bir hikayenin beğeneni, yanıtlayanı ve alev atanı bol olur. Bu noktada asıl soru: Yanıtı kimden bekliyoruz?

İLK ADIMI SEN AT!

Yanıt beklediğimiz kişiye yani hedefe ulaşan bir hikaye, birçok iletişimin de ilk adımı olabilir. Ortak beğenileri göz önünde bulundurun; belki tanıdık bir yüz, ilgi çeken bir şarkı veya yanıtını bekleyen bir soru gibi zemin yoklayabilirsiniz. Bu noktada, The Great Gatsby’den ilham almak serbest! Jay Gatsby’nin Daisy Buchanan’ın dikkatini çekmek için verdiği şatafatlı partiler gibi, siz de yalnızca onun göreceği ve diğerlerinin göz ardı edeceği hikayeler yaratabilirsiniz. Aleviniz bol, yanıtınız bol olsun!