Gelinlik, Alyans, Gelin Başı ve Kırmızı Gelin Kuşağı: Düğün Ritüellerinin Hikayeleri
Ariş, yeni düğün sezonunun başlangıcını kutlamak için düzenlediği etkinlikte Eğitmen ve Araştırmacı Yazar Meltem Reyhan, “Düğün Ritüelleri” başlıklı bir konuşma yaptı. Konuşmasında, tarihin derinliklerinden günümüze kadar uzanan evlilik ve düğün geleneklerinden bahsetti. Gelinlik, gelin başı, alyans, kırmızı gelin kuşağı, gelinin evden çıkarken çalınan davul zurna ve hatta günümüzdeki korna çalma gibi ritüellerin anlamları ve kökenleri ile ilgili enteresan bilgiler paylaştı.
Haber: Elele.com.tr
Etkinlikte ayrıca “1920’lerden beri gelin takıları ve 2024 evlilik mücevherleri trendleri” de ele alındı.
Gelin başı
Duvakla gelinin başını örtmek ve yüzgörümlüğü vermek, neredeyse evlilik tarihi kadar eski bir gelenektir. Antik dönemlerde, geleneklerimize benzer şekilde, gelinin başı kırmızı bir kumaşla örtülüyordu. Bu kırmızı örtü daha sonra gelinlik olarak kullanılmaya başlandı. Ortaçağ döneminde ise kırmızı duvağın yerini çeşitli çiçekler, taçlar ve takılar aldı.
Gelinlik
Geleneklerimizde ilk gelinlikler, kına gecelerinde sıkça gördüğümüz bindallılardı. Bindallılar, ipek ve kadife kumaşlar üzerine yaldızlı işlerle süslenmiş gösterişli kıyafetlerdi. Daha sonra İngiltere Kraliçesi Viktorya döneminde, gelinlik giyme adetleri değişmeye başladı. Kraliçe’nin minimalist yaşam tarzı ve sembolik anlamlara olan ilgisi toplumları etkiledi ve gelinlikler de bu değişimden etkilendi. Sanayi Devrimi ile beyaz kumaşların ucuzlaması ve Fransa’dan yayılan beyaz gelinlik fikri, beyaz gelinliğin sembolik anlam kazanmasını sağladı.
Kırmızı Gelin Kuşağı
Gelinin aile evinden çıkmadan önce beline bağlanan kuşak ritüelini hemen hemen herkes bilir. Ancak bu kuşağın bir anlamı olduğunu biliyor muydunuz? Kuşak gelinin beline üç kez dolanır ve çözülür. Bu ritüel, kuşakları yani nesilleri temsil eder; gelinin yeni bir aile kuracağını ve yeni nesiller yetiştireceğini simgeler. Başlangıçta, bu kuşak adeti damada da uygulanıyordu. Kuşağın kırmızı olması zorunlu değildi; farklı renklerde de olabilirdi. Bazı kültürlerde gelin kuşağı 40 gün boyunca çıkarılmaz. Hatta geline kuşak şeklinde dövme yapıldığı da bilinir. Türk kültüründe bu adet Fatma Ana’nın kuşağı olarak da bilinir. Kırmızı tercih edilmesinin nedeni, duvakta da kırmızı kullanılmasıdır; zira kırmızı, koruyuculuk ve gücün sembolüdür. Nazardan ve kötülüklerden korunmak amacıyla kırmızı rengin enerjisinden faydalanılırdı.
Alyans
Evliliğin en tanınan sembollerinden biri alyanstır. Fransızca “birleşme” anlamına gelen alyans, her kültürde farklı anlamlarda kullanılırdı. Antik Mısırlılarda “aşk damarı” olarak bilinen vena amoris, sol elin yüzük parmağından kalbe gitmektedir inancıyla bu parmağa takılırdı. Yahudi kültüründe işaret parmağına, Hint kültüründe ise başparmağa takılırdı. Çiftlerin birleşimini sonsuz döngüdeki halka ile simgeler; bu uygulama, 1200 yıl önce bir papanın kararı ile başlamıştır. Farklı kültürler farklı parmaklar kullanmış olsa da zamanla antik Mısırlıların yaptığı gibi yüzük parmağı tercih edilmeye başlandı.
Düğünde davul zurna çalınması ve konvoylardaki korna
Gelin evinden çıkarken davul ve zurnalarla uğurlama geleneğinin çok eski kökleri vardır. Bu geleneğin amacı gürültü çıkararak kötü ruhları korkutup kaçırmaktır. Günümüzde konvoylarda korna çalmanın temelinde de bu içgüdüsel davranış, kötü enerjiyi uzaklaştırma isteği yatmaktadır.