Aşk ve İlişkiler

Evlilikte Mutluluğu En Fazla Olumsuz Etkileyen 7 Unsur Terapistlere Göre

Eşinizle olan ilişkiniz, hayatınızdaki en değerli bağlardan biridir. Terapistlere göre, evli bireylerin mutluluğuna yönelik en büyük tehditler nelerdir? Aşağıda, terapistlerin görüşlerine ve zorlandığınızda işleri nasıl düzeltebileceğinize dair önerilere yer verilmiştir.

İlişkinizi Başkalarıyla Karşılaştırmak

İnsanlar, başkalarıyla nasıl bir eşitlik içinde olduklarını görmeye doğuştan bir yatkınlık taşırlar. Bazen bu karşılaştırma arzusu motive edici olabilir; ancak çoğu durumda ilişkilerinizi tehdit eder. Los Angeles’taki evlilik ve aile terapisti Abigail Makepeace, HuffPost’ta şu ifadeleri kullanıyor: “Evliliğinizi sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırmaya çalışmak, genel ilişki sağlığı açısından tehlikeli olabilir.”

Makepeace, “Bazı karşılaştırmalar sizi mutlu edebilir, ama genel olarak bu tür karşılaştırmalar genellikle olumsuz bir kişisel algıya yol açabilir” dedi. “Başka birinin evliliğine dair tüm deneyim ve bilgileri bilemeyeceğiniz için, çoğunlukla kendi ilişkinizin günlük dinamiklerini, diğer evliliğin sosyal medya paylaşımları veya önemli olaylarıyla kıyaslarsınız. Bu da, tam anlamıyla gerçekleri bilmeden başkalarına gereğinden fazla güç vermek demektir.”

Başka bir çiftin hayatına dair yalnızca kısıtlı bir bakış açısına sahip olduğunuzu aklınızda bulundurun. Makepeace, karşılaştırmayı bıraktığınızda kendi ilişkinizde şükran ve gelişim için daha fazla alan yaratabileceğinizi belirtti.

Çocuk Sahibi Olmak

Çalışmalara göre, insanların evlilikteki mutluluğu, çocuk sahibi olduktan sonra, özellikle de çocuğun ilk yılında azalma göstermekte ve iyileşmesi biraz zaman alabilmektedir. Çocuklar, bir çiftin hayatına büyük bir sevgi ve mutluluk katarken, elbette yeni stres faktörlerini de beraberinde getirebilirler.

Kuzey Carolina’daki Therapy Charlotte’tan lisanslı klinik sosyal hizmet uzmanı Nicole Saunders, HuffPost‘ta şu açıklamalarda bulundu: “Birçok evli çift, birlikte bir aile kurma hedefinde ortaklaşa bir amaç taşırken, çocuk sahibi olmanın ve çocuk yetiştirmenin evlilik üzerindeki derin etkilerini gözden kaçırma eğilimindedirler.”

Saunders, “Yeni sorumluluklar, zaman, maddi durum ve uykudan feragat etmek zorunda kalma gibi kısıtlamalarla birlikte çocuk sahibi olmanın evliliğe baskı yaratmasının oldukça normal olduğunu” ifade etti.

Bu durumu aşmak için, çift olarak bağlantınızı güçlendirecek zaman ayırmayı öneriyor.

“Bu, sabahları birlikte bir fincan kahvenin tadını çıkarmak için 15 dakika ayırmak veya yatmadan önce sarılma anları yaşamak gibi basit olabilir – telefon gibi dikkat dağıtıcı etkenlerden uzak kaliteli zaman geçirmek önemlidir” dedi. “Bu aynı zamanda ebeveynlik sorumluluklarına bağlı olarak zaman ve enerji kısıtlamalarına odaklanarak cinsellik ve yakınlık için zaman yaratmak anlamına da geliyor.”

Terapistlere göre evli insanların mutluluğuna en çok zarar veren 7 şey - Resim : 2

İlişki Süresince Kendinizin ve Partnerinizin Aynı Kalmalarını Beklemek

Pek çok kişi, düğün gününde evleneceği kişinin, 5, 10 veya 50 yıl sonra aynı kişi olacağına dair yanlış bir inanç taşır. Chicago merkezli terapist Lauren Bailey, partnerlerinin yaşamındaki değişiklikleri, ister kariyerle, ister cinsellikle ya da cinsiyetle ilgili olsun, kabullenme konusunda zorluk çeken birçok müşteriyle çalıştığını belirtiyor.

Bailey, HuffPost’a şunları aktardı: “Aynı durum, kendileriyle ilgili yeni veya farklı bir şey keşfettiklerinde, ilişkilerindeki statükoyu bozmaktan korkan diğer müşteriler için de geçerli.”

“Eğer partnerimizi ya da kendimizi rehin alırsak ve değişime izin vermezsek, bu durum bireysel ve kolektif mutluluğumuzun pahasına gerçekleşir” dediler.
Bunun yerine, hem sizin hem de partnerinizin öğrenip büyümesi için gerekli alanı yaratmaya çalışın.

Terapistlere göre evli insanların mutluluğuna en çok zarar veren 7 şey - Resim : 3

Düzenli Kontroller İçin Zaman Ayırmamak

Evli çiftler, gecenin karanlığında birbirinden uzaklaşarak, kendi yapılacaklar listeleri, endişeleri ve dikkat dağıtıcı unsurlarla meşgul olduklarından, gerçek bir bağlantı kurmakta zorluk yaşayabilirler.

Los Angeles merkezli çift terapisti David Narang, her gecenin 15-20 dakikasını günün olaylarını konuşmaya ayırmayı, ve önemli olan, “bu olayların (örneğin mutluluk, stres, korku veya üzüntü) her bir partner üzerindeki duygusal etkisini” ele almayı öneriyor. Partnerinizin nereden geldiğini gerçekten anlayabilmek için sorular sorarak derinlemesine delil edin.

Terapistlere göre evli insanların mutluluğuna en çok zarar veren 7 şey - Resim : 4

Kendinizi İkinci Plana Atmak

Uçaklardaki oksijen maskesi metaforunu muhtemelen duymuşsunuzdur: Başkalarına yardım edebilmek için önce kendi maskenizi takmalısınız. Saunders, bu yaklaşımın evlilik için de geçerli olduğunu belirtiyor. Eğer sürekli olarak başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarınızın önüne koyarsanız, iyi bir partner olamazsınız.

Saunders, “Eğer bedeninizden hoşlanmıyorsanız, kişisel arzularınızı sürekli bir kenara atıyorsanız ve duygusal sağlığınızı ihmal ediyorsanız, ilişkide en iyi versiyonunuz olmanız zorlaşır” dedi. “Her gün kişisel bakım için zaman ayırmak, öz güveni, olumlu bir bakış açısını ve genel mutluluğu artırır. Bu enerjiyi günlük olarak ilişkiye katmak, dinamiği anında iyileştirir.

Mutsuzluğunuz İçin Partnerinizi Suçlamak

Evlilik ve aile terapisti olarak Makepeace, danışanların sıklıkla mutsuzluklarını partnerlerinin davranışları ya da pasiflikleriyle ilişkilendirdiğini gözlemliyor.

“Eşler, istemeden de olsa yaşamlarındaki hayal kırıklıklarını partnerlerine karşı bir öfkeye dönüştürebiliyor ya da kendi başarısızlıklarının günah keçisi olarak kullanabiliyorlar” dedi.

Hepimizin kendi mutluluğumuzdan sorumlu olduğunu unutmamalıyız. Makepeace, düşünce tarzınızı değiştirmenin öfke ve tatminsizlik duygularını hafifletebileceğini ve çiftin her iki üyesinin de kendi mutlulukları için daha güçlü bir şekilde çalışmasını sağlayabileceğini vurguladı.

Terapistlere göre evli insanların mutluluğuna en çok zarar veren 7 şey - Resim : 5

Yardım veya Destek İstememek

Bailey, uzun vadeli ilişkilerde mutluluğa yönelik en büyük tehditlerden birinin, sizin ve partnerinizin “özellikle ilişkinin zor dönemlerinde, yalnızca birbirinize güvenerek hayatınızı sürdürebileceğinize” olan inancınız olduğunu belirtiyor.
İhtiyaç duyduğunuzda duygusal destek almak, zayıflık değil, aksine bir güçtür.

Bailey, “Bir terapist olarak ‘bir terapist bulun’ demek kendi kendine yardım etmek gibi gelebilir, ancak ilişki danışmanınızın da terapide olduğunu ve ilişkileri hakkında konuştuğuna güvenmelisiniz” dedi.