Aşk ve İlişkiler

Denge Arayışı: Uyum ve Özveri | Sağlık

Giriş: 03 Mart 2025 Pazartesi

Bu hafta çift seanslarında sıkça karşılaştığım önemli bir konuya değinmek istiyorum. Birçok çift, ilişkilerinde huzur ve mutluluk/tatmin hissetmek istediklerinden, partnerlerine uyum sağlama çabası gösteriyorlar. Ancak hiç kimse birbirinin tam kopyası olmadığı için, her zaman aynı anda benzer ihtiyaçlar duymak ya da aynı şeyleri istemek mümkün değil. Bu nedenle, tatil planları, iş dışındaki zaman değerlendirmeleri veya aile ziyaretleri gibi birçok konuda uzlaşmanın yollarını bulmak gerekiyor. Ama ne yazık ki, sağlıklı bir uyum sağlamaktansa benlik sınırlarını zorlayacak ödünler vermek, hem bireylerin hem de ilişkinin sağlığına zarar verebilir.

Partnerimizle ilişkimizde huzur bulmayı, ihtiyaçlarımızın eksiksiz karşılanmasını ve içimize uygun seçimler yapabilmeyi hepimiz arzuluyoruz. Ancak bu isteklerin sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi, biraz ütopik bir hedef gibi görünüyor. Zira, insan doğası benzer unsurlarla şekillenmiş olsa da, bu unsurların kombinasyonu her bireyde farklıdır. Her insan, eşsiz ve benzersizdir. İhtiyaçlar, bunların yoğunluğu, tercih ettiğimiz şeyler ve olaylara karşı tepkilerimiz, duygularımızı yaşama ve ifade etme şeklimiz kişiden kişiye değişiklik gösterir. Aynı zamanda, insanlar sürekli bir değişim içindedir; yaşam deneyimlerinden ve yaşlanma ile ilgili fiziksel değişimlerden etkilenerek, özümüz aynı kalmış olsa bile, yaş ilerledikçe tutumlarımız, duygularımız ve düşüncelerimiz farklılaşır.

Böyle bir durumda başka biriyle çift yaşamına geçerken, önümüze yeni bir dosya açılır: Birlikte olabilmek ve huzur içinde yaşamak için uyum sağlama becerisi geliştirmek. İlişkinin başlangıcında bu beceriyi edinmek ve uygulamak için motivasyon genellikle yüksektir; partnerimizi mutlu gördükçe biz de mutlu oluruz ve kendi ihtiyaçlarımızı ve tercih etme haklarımızı arka plana atarak adeta “rica ederim, siz geçin” tavrı sergileriz. Daha önce bahsettiğim gibi, iki farklı yapının birlikte mutlu olabilmesi için bu tür bir duruş olmazsa olmazdır. Özveri olarak özetlenebilecek bu tavır, ancak bir denge içinde sürdüğü sürece ilişkinin ömrünü uzatır. Aksi takdirde sürekli “siz buyrun” diyen taraf yıpranır, öfkelendirir ve sonuçta uzaklaşabilir.

Peki, hem huzurlu ve tatmin dolu bir ilişki yaşamak hem de benliğimizden fazla ödün vermeden (partnerimizi sömürmeden) bu ilişkide kalmak mümkün mü? Daha önce açıklamaya çalıştığım farklılıkların ve öz ihtiyaçlarımızın farkında olduğumuz sürece, evet… Dengeyi sağlamak için iki farklı varlığın ihtiyaçlarının (ağırlıklarının) ve bu ihtiyaçları ne ölçüde dengeleyeceğimizin bilincinde olmalıyız. Ne yazık ki bu bilgiye, bir ürünün ambalajındaki “içindekiler” yazısını okur gibi ulaşamayız. Denge için gerekli sağlıklı özveri miktarını anlamak için partnerimizle farklı konularda çokça etkileşimde bulunmak, olumlu ya da olumsuz deneyimler elde etmek gerekir. Böylece hem kendi sınırlarımızı test ederiz hem de karşı tarafın özveri tutumunu gözlemleme fırsatı buluruz.

İhtiyaçlar, tercih ve benlik yapısı farklı olabilir; ancak sağlıklı bir ilişkide tek bir şeyin kesinlikle aynı miktar ve olgunluk seviyesinde olması gerekmektedir: Sağlıklı özveri becerisi… Aksi takdirde alma-verme dengesi bozulur ve uzun vadede ilişkinin tükenmesi kaçınılmaz hale gelir. Son olarak, sağlıklı özverinin yanında bulunması gereken ve en az bu kadar önemli bir beceriyi de vurgulamak gerekir: Takdir edebilmek… Partnerimizin huzur ve uyum adına ne gibi özveriler gösterdiğini fark edip takdir edebilmek, özveri motivasyonunu sürdürmek için hayati bir öneme sahiptir. Dengesiz bir özveri döngüsüyle huzurlu ve tatmin dolu bir ilişki sürdürmenin zorluğunu göz önünde bulundurarak, size böyle bir ilişkinin tadını çıkarabileceğiniz günler diliyorum…