
Bir CEO gibi Flört Etmek: Bu Yılın İlişki Trendi ‘Hardballing’
Aşk hayatını profesyonel bir gözle değerlendirenlerin sayısı giderek artıyor. Bu insanlar, aşktan önce aklını, kalbini, deneyimlerini ve hayallerini bir araya getiriyor ve ortak bir karar için çalışmalara başlıyor. Aşkı ne istediğini bilenler ve zamanı boşa harcamayanlar için yeni maceralara hazırlanmış durumda.
Yazı: Baran Alışkan
Hava sıcaklıkları hızla değişirken takvimde bahar müjdeleri belirmeye başladı. Pencereden dışarı baktığımızda doğanın kendini yenilemekte olduğunu, aynada ise yeni kararlar almak için hazırlanan birini görüyoruz. Kahvenin kokusu, televizyondan gelen belirsiz sesler, sokakta çocukların gülümsemeleri ve telefonumuzdaki okunmamış bildirimler… Kulaklıkta ise Mirkelam “Geçip giden zamanları, bir yerlerde bulsam, sonra üzülsen, üzüldüğüme üzülsen…” diyor. Endişelenmeye gerek yok, zira sırada Athena’dan bir parça var: “Her yeni başlayan macera, heyecan dolu çilek kokar…”
Bilimkurgu filmlerini aratmayacak bu dönem; yaşam pratiklerimiz, iş rutinlerimiz ve sosyal ilişkilerimizde hızlı bir değişim yaşanıyor. Romantik ilişkilerimiz ve flört dünyamız da bu değişimden nasibini aldı. Uzun sahil yürüyüşleri, kafede içilen latte ve paylaşılan tatlılar, sürpriz konser biletleri ve ‘sen de gelmek ister misin?’ ile katıldığımız partiler artık yerini uzun WhatsApp mesajlarına, çöpçatanlık uygulamalarına, Instagram hikayelerine yanıt vermeye ve sıklıkla beğenilen tweetlere bıraktı. Aramızda ‘hayır’ diyenler varsa, bu dönemde flört etme şekilleriyle bizimle paylaşmalarını gönülden isteriz. Zira aramızda buna ihtiyaç duyanlar olabilir.
KAÇINILMAZ BİR DÖNÜŞÜM
Yeni ve eski normaller arasında sıkışan hayatlarımız, romantik ilişkiler açısından da bir yol bulmaya çalışıyor. Pandemi dönemindeki ayrılıklar ve yeni başlayan aşkların hikayesini artık biliyoruz. Bir grup ise bu süreyi tamamen kendine odaklanarak geçiriyor. Alışık olmadığımız bir hayatı deneyimlerken yalnız kalma şansı bulanlar, aşk hayatlarında yeni bir sayfa açmış durumda. Düşünceler, anılar ve hatalar birbirini takip ederken kaçınılmaz bir dönüşüm yaşandı.
Uzman Psikolog Dilay Süloğlu, birçok kişi için pandemi öncesinde yalnızlığın korkulan bir durum olduğunu, çevremizdeki kişilerin sürekli oyalayıcı olduğunu düşünüyor. “Artık bu durum ‘az olsun ama öz olsun’ anlayışına dönüşmeye başladı. Yalnız kalabilme hissine daha yakın ve kendimizle baş başa kalmayı ürkütücü bulmuyoruz” diyor. Belki siz de bu durumun içindesiniz ya da böyle birini tanıyorsunuz. Her hâlükârda, bu yılın ilişki trendlerinden biri olan ‘hardballing’ ile ne istediğini bilen kişilerle tanışmak üzeresiniz.
Onlar, ne istediklerini biliyor ve boşa zaman harcamıyorlar. Ortak zevkler, arzular ve hayaller paylaşmayan olası partnerleri dışarıda bırakıyorlar. Bu yıl, olmayacak duaya ‘Amin!’ demeyen ve ‘öylesine’ zaman geçirmeyenlerle tanışıyoruz. Hadi, fazla vaktimiz yok, bir sonraki paragrafa geçelim!
MASADA MUHTEMEL AŞK VAR
Yeni bir iş bulmak, doğru yatırım yapmak, sürdürülebilir bir hobi edinmek veya düzenli egzersiz yapmak adına kararlara imza atıyoruz. Her pazartesi tatlıyı azaltma kararını da bu listeye ekleyebiliriz. Şehir hayatının büyük bölümünü çaldığı bir dönemde, düşüncelerimizle baş başa kalıyorsak, romantik ilişki geleceğimizi masaya yatırmayı da unutmamalıyız. İstenmeyen olaylar, yanlış kararlar ve bazı mutluluklarla bu masada çokça can yanmış durumda, kabul edelim. ‘İlk randevu’ karmaşasının kısa süreliğine askıya alınması, flört rüzgârının durulması ve kısa aşkların kaybolması belki de hiç fena olmadı. Zira bu, beynimizin ve kalbimizin birlikte karar vermek için masaya yumruğunu vurmasını sağladı.
Uzm. Psk. Dilay Süloğlu “Denge ve güven arayışı, insanlık tarihinin en temel noktalarından biridir. Stresi yatıştırmak için destekleyici ve şefkatli bir ilişkiye ihtiyaç duyarız. Zor bir dönemde ‘ne istediğini bilen ilişkiler’ benim için şaşırtıcı değil” diyor. Ne istediğini bilenleri görüyoruz. Duyuyor musunuz? Sertab Erener, usulca sesleniyor: “Bu sene iyi geçmedi, söylemem lazım. Kader beni seçmedi ama görmem lazım. Belki birdenbire yeniden başlamam gerek, eskiden taptığımı bugün taşlamam gerek. Yeni bir aşk, yeni bir iş, yine gülmek için bir neden lazım. Yeni bir haber, yeni bir kader bunlar için bana şans lazım!”
DOĞRU OLANIN KEŞFİ
Bir çöpçatanlık sitesinin araştırmasına göre, kullanıcıların %70’i pandemi sürecinin kendilerine odaklanma fırsatı sunduğunu düşünüyor. Ancak flört hayatlarında kendileri için doğru olanı bulan ve bu kararlarına güvenenlerin oranı ise %38. Katılımcıların üçte biri, kendilerine uygun olmayan partnerlere artık açık olarak bunu ifade edebildiklerini belirtmiş. ‘Peki, bunlar teori kadar pratikte de yaşanıyor mu?’ merak ediyoruz.
Global bir şirkette çalışan 27 yaşındaki bir kadın, geçmişte birçok kişiyle tanıştığını ve ardı ardına flörtler yaşadığını ifade ediyor. Bunun sosyal medya etkisiyle bir moda haline geldiğini, gerçek mutluluğu bulamadığını ve duygusal anlamda tatmin olmadığını da ekliyor: “Evdeyiz, sosyalleşemiyoruz ve ister istemez düşüncelerimizle baş başa kalıyoruz. O hız ve birilerini hızlıca tanıma süreci insanı yoruyor, bunun farkına varıyorsun. Ciddi bir ilişkiye, paylaşmaya ve uzun vadeli bir şeylere ihtiyaç duyduğunu anlıyorsun.” Geçtiğimiz aylarda yeni bir ilişkiye başlayıp erkek arkadaşını daha iyi tanımak için zaman ayırdığını ve ikisinin de beklentilerinin netleştiğini belirtiyor. Ayrıca, çoğunlukla evde vakit geçirdikleri için birbirlerini daha iyi tanıdıklarını ve ilişkilerine daha sağlam adımlarla devam ettiklerini ifade ediyor.
AŞKTA YÖNETİCİ KOLTUĞUNA OTURMAK
Diğer taraftan, 22 yaşında yeni mezun bir kadın, pandeminin ilk dönemlerinde yalnızlık hissinden ziyade bir sevgili istemiş ama zamanla tek başına devam etmenin mutluluğunu bulmuş. Kendisi için ne istediğini iyi bildiğini ve böyle bir dönemde güvenli bir alan oluşturmuşken başkalarını o alanın içine almak istemediğini söylüyor. 30’larının başında olup bu dönemde kendi markasını kuran bir kadın ise, sosyal yaşamdan uzaklaştığımız bu süreçte aşk ve ilişkiler hakkında daha net düşünceler geliştirdiğini iddia ediyor.
Hatta başkalarının beklentilerini bir kenara bırakıp ilk kez tam olarak bir ilişkide ne aradığını anlamış durumda. Genelde sakin bir flört hayatı var fakat artık hayatını paylaşacağı kişiyi seçerken nelerden ödün vermesi gerektiğine daha emin olduğunu ekliyor. Ciddi bir ilişkiye tamamen hazır hissetse de, ayıracağı ilişkinin bu yoğunluğa uygun olması gerektiğine inanıyor. Bir girişimci böylece bu ilişki trendini doğru tanımlamamızı sağlıyor: Hardballing, bir bakıma ‘bir CEO gibi flört etmek’ aslen. Olası ilişkinin artı ve eksi yönlerini incelerken, muhtemel partneri bir soğukkanlılıkla değerlendirmek ve kısa ya da uzun vadede fayda ve zararlarını ölçmek bu yıl önemli. Aşkı yatırım hedefleri gibi incelemeden paylaşmak yok! Aşkın değerine gelirken, bir sonraki parçaya ear atalım, bakalım Hande Yener ne diyor? “Kim bilebilir aşkı, aşktan ölene kadar. Sınırlarda yaşatır inan, kendi gidene kadar…”
DOĞRU AŞK ORTAĞINI NASIL BULURUZ?
Bu benzersiz yılın ardından, dışarıdaki sayısız uyarıcıya ve sosyal baskıya maruz kalmadan kendimizi ve olası aşkları daha iyi değerlendirme şansı yakaladık. Geçmişteki hızlı yaşam tarzını geride bırakırken, mutsuzlukları, umutsuzlukları ve başarısızlıkları da geride bırakmak için çok zaman harcadık. Romantik dünyamızı bir cetvelle ölçmek elbette mümkün değil. Ancak zamanın değerini anladığımızda, sonu olmayan veya verimsiz ilişkilere zaman ayırmamayı da istemek hakkımız. Aynı hedeflere sahip olmadığımız, benzer şeylerden tad alma konusunda iyi bir ortak olamayacağımız potansiyel partnerler için yola devam etme zamanı geldi.
Uzman Psikolog Dilay Süloğlu, bireysel aşkı kişinin kendisiyle ve dünya ile ilişkisini belirleyen bir kavram olarak tanımlıyor. “Yaşamın akışında, kendimize karşı anlayış ve şefkat geliştirebiliyor muyuz ve ihtiyaçlarımızı içgörme becerimiz var mı; bu konular oldukça önemli. Römantik ilişkilerde olmak kadar yalnız kalmayı da öğrenme becerisi gerektiğine inanıyorum. Benliğimizle olan ilişkimiz, partnerimizle olan ilişkide bir yol haritası oluşturuyor.” Yalnız geçen günlerden sonra, mutluluğun peşine düşmeden önce bir ilişkide aradıklarımızı ve aramadıklarımızı bilmek hiç de fena olmaz. Bakın, Ezhel ne diyor? “Ne istediğini iyi bil, belki istediğini bildiğin şey senin için hiç de iyi değildir…”
Yeni bir şehre taşınmak, yeni bir iş bulmak, yeni bir saç kesimi, yeni bir arkadaş ve yeni bir sevgili. Yenilikler hem heyecan verici hem de alışılmadık olabilir. Yeni bir aşka yelken açmadan önce eğri oturup doğru düşünmek, doğru kararlar almak için ince eleyip sık dokuyacak ve kendinizle tanışacak kadar kendinize güvenmeniz önemlidir.
Uzm. Psk. Dilay Süloğlu, ‘doğru karar’ olgusuna kesinlikle inanmasa da; en uygun partneri bulma yolunun anlayış, farklılıkları kabul etme, sohbet ve mizah anlayışındaki ortaklıklardan geçtiğini düşünüyor ve ekliyor: “Bu ortaklıklar ilişkiyi daha uzun ömürlü ve anlamlı hale getiriyor. Birini değiştirmek değil, anlamak için yola çıktığımızda, kısa ya da uzun süreli ilişki olsun fark etmeksizin sevgiye dair yeni beceriler kazanıyoruz.” Sonuç olarak, geçmişte kalmış öylesine aşklar ve paramparça flörtler geride kaldı, değil mi?
ARTIK VAKTİMİZ YOK, SEVGİMİZ ÇOK
2020’nin ardından, bu yıl bir iş insanı gibi zaman harcamadan doğru kararlar almak istiyoruz. Kaybedecek bir dakikamız yok, ama paylaşacak çok sevgimiz var. Kalp ortaklarınıza yolunuz açık, şansınız bol olsun. Bir gün daha sona ererken; takvim yaprakları yeni bir güne geçmeye, çocuklar eve girmeye, televizyon akşam kuşağına, aynadaki siz gelecekteki güzel günlere hazırlanıyor ve müzik listemiz ise bir veda parçasına yöneliyor… Kenan Doğulu diyor ki: “Şans meleğim nerelerdeydin? Tam zamanında geldin. En güzel bölüm başlıyor, yanıma uzan seyredelim!” Ancak bu kez bizden değil, gelecekteki aşkınızdan size geliyor, sevgilerle…