Aşk ve İlişkiler

Aşkın 8 Türü: Nedir, Ne Zaman Başlar ve Ne Zaman Biter?

İnsanlığın tarihi kadar eski bir his olan aşkın başlangıcından sonuna kadar, hislerimiz ve düşüncelerimiz arasında kalp atışlarımızla notlar alıyoruz. Psikanaliz Uzmanı Çağatay C. Öztürk ile bir aşk yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız?

Aşk, insanlık tarihinden beri var olan bir duygudur. Adem ile Havva’dan bugüne kadar uzanan ve günümüzde psikoloji alanında tartışmalara neden olan bir his. Aşk, insan bedenini etkileyen; fiziksel, ruhsal ve zihinsel boyutlarıyla üç sac ayağını barındırır… Aşğın ömrü olmasaydı, insanın vücudu, ruhu ve zihni bu duruma dayanamazdı.

Yapılan araştırmalar, aşık olan bireylerin, duygularını karşı tarafa açma süresinin ortalama olarak kadınlarda 134, erkeklerde ise 88 gün civarında olduğunu göstermektedir. The Journal of Sexual Medicine’deki bir diğer çalışma ise erkeklerin, kadınlara nazaran daha hızlı aşık olduğunu ortaya koyuyor. Diğer bir araştırma da erkeklerin %48’inin ilk görüşte aşık olduğunu gösteriyor.


Psikanaliz Uzmanı
Çağatay C. Öztürk

AŞK NE ZAMAN BAŞLAR?

Hoşlanma, tutku hissetme ve taahhüt etme arzusu, kişiyi aniden aşk duygusuyla tanıştırır. Aşkın aslında anlık bir his olduğu ve bu duygunun sevgi ile derinleşerek uzun yıllar sürmesinin arkasındaki en büyük etki, bu üç isteğin varlığıdır. Bu noktada, farklı düşünürlerin aşk tanımlarını hatırlamak faydalı olabilir. Sigmund Freud, aşkı libido olarak nitelendirirken; Albert Camus, “Aşk geçici bir yanılsamadır” der. Jean-Paul Sartre, aşkı birleşme olarak tanımlarken; Friedrich Nietzsche, “Aşk, kendi arzularını sevmektir” der. Johann Wolfgang von Goethe ise en acımasız tanımıyla “Aşk, zaman kaybıdır” der… Aşkın zaman kaybı olup olmaması, duygusal yatırımınız ve beklentilerinizle doğrudan ilişkilidir.

Aşık olduğunda insanların, fiziksel ve zihinsel tepkileri ile obsesif-kompulsif bozuklukta verdikleri tepkilerin benzerlik gösterdiği, son yıllarda keşfedilen önemli bilgilerden biridir. Aksi takdirde, aşk tanımında sıkça kullanılan ‘midede kelebeklerin uçuşması’ ifadesi başka türlü açıklanamazdı… Aşk sırasında vücutta salgılanan iki hormon bulunmaktadır; ‘sarılma hormonu’ olarak bilinen oksitosin ve birçok bağımlılıkta etkili olan dopamin, aşk üzerindeki ve dolayısıyla insan psikolojisi üzerindeki etkisiyle dikkat çeker.

AŞKIN TARİFİNİ YAZSAK YENİDEN…

Peki, aşkı nasıl tanımlarsınız? Henüz bu soruya yanıt veremeyenler için aşkın 8 farklı türü olduğunu söyleyelim. ‘Aşkın 8 Türü’ başlığını okurken, kendinize uygun aşk türünü seçmekte özgürsünüz; ancak bu seçimi yapmak çoğu zaman kolay olmayabilir. Aşık olduğunuzda duygularınızı kontrol altına almak, sanıldığı kadar basit değil. Genellikle sizi zorlayabilecek olan bu duygu anında, belki de hayatınızdaki en büyük korkularla yüzleşebiliyorsunuz. Ne dersiniz?

Birçok düşünürden alıntı yaparak, uzun yıllar boyunca edindiğimiz deneyimler sonucu biz aşkı şu şekilde tanımlıyoruz: ‘Aşk insana istediğini yaptırır; zaman ise bunun doğru olup olmadığını ortaya çıkarır.’ Bu tanıma katılır mısınız bilmiyoruz; ancak herkes aşkın etkisi altında normalde yapmayacağı şeyleri mutlaka yapmıştır.

İlişkiler üzerine yapılan araştırmalar, sağlıklı bir ilişkinin aşk ile başlayıp uzun yıllar sürmesinin en önemli sırlarının başında partnerle eğlenmek ve onu şaşırtmak geldiğini göstermektedir. Yani kişi aşık olduğu kişiyle eğlendiğinde, onunla daha çok vakit geçirmek istiyor; partneri tarafından şaşırdığında ise ilişkiye karşı daha fazla heyecan duyuyor. Ayrıca, yine yapılan araştırmalar, erkeklerin kadından huzur, düzenli ve sağlıklı bir cinsel yaşam ile anlaşılma beklediğini; kadınların ise güven ve anlaşılma arzusu içinde olduğunu ortaya koyuyor.

Kadın ve erkeklerin farklı fiziksel özellikleri olduğu düşünüldüğünde, kadınların daha çok işitsel, erkeklerin ise daha fazla görsel varlıklar olarak öne çıktığı görülmektedir. Kadınlar, daha fazla sevildiğini ve ilgi gördüğünü duymak isterken; erkekler, karşı cinsin fiziksel görünümünden çok daha fazla etkilenmektedir. Bu sebeple, kadınlar partnerlerinden yeterince sevgi ve ilgi görmediklerinde bu duygulardan olumsuz etkilenirler; erkekler ise partnerlerinin görünümüne göre ilgi düzeyini belirlemektedir.

AŞK NE ZAMAN BİTER?

Son yıllarda yapılan araştırmalar, aşkın genellikle altı ay ile iki yıl arasında sona erdiğini ortaya koymaktadır. Yaklaşık yüzde 15-30’luk bir grup ise aşkın ilk günkü tazeliğinde olduğunu ifade ediyor. Aşkın gerçekte ne kadar sürdüğü ve ilişkinin devamlılığı, daha çok taraflar arasında yapılan yatırımlara bağlıdır.

Aşkın başlangıç ve bitiş noktalarına bakıldığında, tatmin ile tahammül arasında doğru bir orantı olduğu görülmektedir. Karşınızdaki kişiyi ne kadar tatmin ederseniz, tahammül seviyeniz de o denli artar. Aşk, farklı evrelerden geçebilir; eğer güven ve sevgi ile paylaşılmışsa ve sadakatle destekleniyorsa, ilişkinizin ömrü sizin düşündüğünüzden daha uzun olabilir. Aşk ve ilişki arasında ise her zaman doğru bir orantı yoktur. Aşk bittiğinde ilişki sona ermez; aksine ilişki farklı bir boyuta geçer. Daha güçlü ve sağlam bir hal alır. Sonuç olarak aşk, sizinle başlar ve sizinle biter.

AŞKIN 8 TÜRÜ

  • Sevecen aşk: Duygusal paylaşımın az olduğu, karşı tarafın aile gibi görüldüğü bir türdür.
  • Kalıcı-dayanılmaz aşk: Uzun süre devam edebilecek, karşılıklı çaba ve güvenin esas alındığı tutkulu bir paylaşım.
  • Tanıdık aşk: Duygusal ve fiziksel çekimin yoğun olduğu, aynı zamanda sınırsız bir aşk hissinin hâkim olduğu bir ilişki biçimidir. Bu tür aşk yaşayanlar, aile dinamikleri geliştirme konusunda daha başarılı olabilirler; örneğin, zorlu dönemlerden geçseler bile birbirlerini kolayca affedebilir ve unutulmaz anılar biriktirirler.
  • Romantik aşk: Fiziksel çekim ile harmanlanmış, çiftlerin birbirlerine olan yakınlıklarının ön planda olduğu bir aşk türüdür. Fiziksel beğeni ve dürtüsellik yoğun bir şekilde hissedilir ve bu etkileşim ilişkiyi canlı tutar.
  • Eğlenceli aşk: Çiftlerin birbirleriyle eğlenerek vakit geçirdiği, gülümseyerek sohbet ettikleri ve aktivitelerini eğlenerek sürdürdükleri bir aşktır.
  • Obsesif (takıntılı) aşk: Kişinin partnerine karşı takıntılı hale geldiği, bu durumun bağımlılık ve kıskançlık boyutlarına ulaştığı ama yine de bu huzursuz edici durumların aşkı beslediği bir türdür.
  • Kendini seven aşk: İlişkide kendi ihtiyaçlarına önem veren, kişisel alanına saygı gösteren ve mutlu hissetmek için uygun insanlarla birlikte olmaktan keyif alan bir aşk türüdür.
  • Özverili aşk: Karşılık beklemeden başkasının ihtiyaçlarına yönelen ve bu duyguda büyük bir özveri ile hareket eden bir aşk biçimidir.