Aile ve Çocuk

Z Kuşağı Ebeveynlerin Oluşturduğu Ebeveynlik Akımları | Anne

Her nesil, ebeveynlik yaklaşımlarında bir değişim yaşıyor gibi görünüyor. X kuşağı ebeveynleri, genellikle ilk “anahtarlık çocuklar” olarak denirken, ilgili ebeveynliğe ya da “helikopter” veya “gizli” ebeveynliğin daha aşırı halleriyle ilgilendikleri görülüyor. Buna karşın, Y kuşağının, yani milenyum kuşağının ebeveynlerinin üçte üçü “nazik ebeveynlik” modelini benimsemiş durumdadır. Yeni araştırmalar ise Z kuşağı ebeveynlerinin kendi ebeveynlerinin ve büyük ebeveynlerinin yöntemlerinden uzaklaştığını ve eşsiz bir hibrit ebeveynlik tarzı geliştirdiğini ortaya koyuyor. Bu kuşak, döngüyü kırmaya ve durumdan duruma göre hibrit bir yaklaşım benimsemeye odaklanıyor. Yapılan bir ankete göre, 0-6 yaş arası çocuğu olan Z kuşağı ebeveynlerinin sadece %38’i nazik ebeveynlik yöntemlerini tercih ediyor.

0-6 yaş arası çocukları olan 2.000 ebeveynle gerçekleştirilen ankette, Z kuşağı ebeveynlerinin %54’ünün çocuklarını gerçek dünyaya hazırlamayı önceliklendirdiği, milenyum ebeveynlerinin ise çocuklarını zihinsel ve duygusal olarak desteklemeye daha fazla odaklandığı ortaya çıkmıştır. Genel olarak genç ebeveynler, ebeveynlik stillerini harmanlayarak ve duruma uygun halde kullanılması gerektiğine inanıyor. Ankete göre, genç ebeveynler birçok yeni tarz benimsemekte. Örneğin:

  • %37’si döngü kırma (veya nesiller arası travmaları iyileştirme) yöntemini kullanıyor

  • %33’ü bağlanma temelli ebeveynliği (ya da güçlü duygusal bağlar kurmayı) benimsiyor

  • %31’i neden-sonuç (ya da gerçek dünya sonuçları) yaklaşımını önceliklendiriyor

  • %20’si çocuk merkezli ebeveynliği uyguluyor

Her 10 ebeveynden 7’si, ebeveynlik yöntemlerini çocuklarının ihtiyaçlarına göre belirliyor; buna karşın ebeveynlerin yalnızca %23’ü, çocuklarının kişiliğinden bağımsız bir şekilde kendi tercih ettikleri tarzı uygulamaya çalışıyorlar.

Dr. Cynthia Vejar, nazik ebeveynliğin empatiyi ve saygılı iletişimi ön plana çıkardığını, sert cezalardan kaçındığını açıklıyor. Z kuşağı ebeveynlerinin nazik ebeveynlikten uzaklaşması, ebeveynlerin bir “etiket” ya da belirli bir anlayışın sıkı bağlarına bağlı kalma baskısının azaldığını gösteriyor. Dr. Vejar, “Bu tür etiketlere odaklanmak yerine, ebeveynler evlerinde hangi davranışların en uygun olduğunu belirlemeye odaklanabilirler” diye ekliyor.

Psikoterapist Lexi Berard, nazik ebeveynliğin çekici olmamasının sebeplerinden birinin ebeveynden yüksek düzeyde duygusal emek istemesi olduğunu belirtiyor. Etkili olabilmesi için ebeveynlerin yüksek bir duygusal zekâ ve güçlü duygusal düzenleme becerilerine sahip olmaları gerekiyor. Bir araştırma, “nazik ebeveynlerin” üçte birinden fazlasının tükenmişlik yaşadığını ortaya koymuştur. Berard, “Nazik ebeveynlik gerçekten zor ve bazı ebeveynler kendilerini hayal kırıklığına uğramış hissediyor. Bu tarzla ilgili büyük bir yanılgı, duyguyu kabul ettiğinizde öfke nöbetlerini önleyebileceğinizdir. Bu doğru değil. Hiçbir ebeveynlik tarzı öfke nöbetlerini tam olarak engelleyemez; önemli olan ebeveyn olarak sizin bu duruma nasıl tepki verdiğinizdir” diyor.

Berard, nazik ebeveynliğin öfke nöbeti sırasında mevcut olmayı, duyguyu kabul etmeyi ve bunun geçmesini beklemeyi gerektirdiğini belirtiyor ve şöyle ekliyor: “Birçok ebeveynin zor ve rahatsız edici duygularla yüzleşmenin normal olduğunu söyleyen yaklaşımlara yönelmesinin sebebi de budur.”

Ebeveynler hibrit bir yaklaşım benimsediklerinde, genellikle birden fazla ebeveynlik stilini bir araya getirerek kendilerine özgü bir ebeveynlik biçimi inşa ederler. Hibrit ebeveynliğin özünde, ailenizin hedeflerini ve değerlerini, kendi mizacınızı ve çocuğunuzun mizacını dikkate alarak, anlamlı bir ebeveynlik yapma çabası bulunmaktadır. Klinik psikolog Dr. Emily Guarnotta, bu konuyla ilgili olarak “Hibrit ebeveynlik, aynı anda iki durumu yönetmek gibidir. Çocuğunuzun duygularını önceliklendirirken, sınırlarınızı da korumanız gerekmektedir. Örneğin, çocuğunuz daha fazla ekran süresi istiyorsa; izin verici bir yaklaşım, onun isteğini kabul edip daha fazla saat tanımak olurdu. Hibrit bir yaklaşım ise bu duyguyu kabul ederken sınırları korumayı da amaçlar.” diye ifade ediyor.

Dr. Guarnotta, Boomer ve X nesli ebeveynlerinin itaat, otoriteye saygı ve bağımsızlığı öne çıkaran daha otoriter ve geleneksel yöntemlerle yetiştirildiğini vurguluyor. Bununla birlikte, milenyum ebeveynleri, kendi çocukluklarına tepki olarak nazik ebeveynlik hareketinin temsilcisi olmuşlardır. Dr. Guarnotta, “Z kuşağı ebeveynleri bu tartışmaya yeni bir ses ekliyor. Milenyum ebeveynlerinin tükenmişlikle ilgili zorluklarına tanıklık ettiler ve bu iki uç arasında dengeli bir yaklaşım bulmaya çalışıyorlar.” diyor.

Genç ebeveynler arasında gözden düşen, yalnızca tek bir ebeveynlik felsefesine bağlı kalma düşüncesidir. Sürekli nazik olma gerekliliği, esnek ve hibrit bir yaklaşım ile yer değiştiriyor. Dr. Guarnotta ayrıca, bu değişimin nazik ebeveynliğin reddi değil, onun bir evrimi olduğunu vurguluyor ve şunları ekliyor: “Günümüzde ebeveynler, ‘Ailem için sürdürülebilir ve gerçekçi olan nedir?’ diye düşünmeye başlıyor. Mükemmel ebeveynlik anlayışına bir duruş ve özgünlüğe, ebeveynin ruh sağlığını önemseyen bir vurgu mevcut.”

Dr. Vejar, bu modelin önemli avantajlar sunduğunu belirterek şunları ekliyor: “Aile kalıpları üzerine bilinçli bir şekilde düşünen ebeveynler, genellikle tepkisel olmayan, daha düşünceli ve nesilden nesile aktarılan reflekslerden arınmış bir ebeveynlik tarzına sahip olma eğilimindedir.” Ayrıca, empati ile tutarlı sonuçların birleşiminin “her iki dünyanın en iyisini” sunduğunu ifade ediyor. Bu yaklaşım, farklı ebeveynlik felsefelerinin en güçlü yönlerini birleştirerek tek yönlü sonuçlardan kaçınmaya yardımcı olmaktadır. Dr. Vejar, son olarak, “Ebeveynlik tarzları tepkisel hale geldiğinde, örneğin, ‘Annemin/babamın … yapmasından nefret ettim, bu yüzden ben tam tersini yapacağım’ düşüncesiyle hareket edildiğinde, riskler ortaya çıkar. Dengeli ve farkındalıklı bir duruş, ebeveynlerin bir uçtan diğerine savrulmasını engeller.” diyor.

Ebeveynler için yoğun bir bilgi karmaşası mevcut. Berard, “İnternet tarayıcılarına ve yapay zekaya birkaç saniyede ulaşabiliyoruz; ayrıca sosyal medyada influencer’lar, ne yapmamız ya da yapmamamız gerektiğini, küçük şeylerin çocuklarımız üzerinde büyük etkiler yaratabileceğini anlatıyor. Bu bilgi bombardımanı karşısında bunalmış hissetmek doğal bir durum, bu yüzden birçok ebeveyn ‘baş edemem’ diyerek içgüdülerine yönelip, doğru hissettiklerini yapmayı tercih ediyor.” diyor.

Dr. Guarnotta, hibrit ebeveynlik yaklaşımının güzelliğinin, “bırakabilme” iznini sunduğunu ekliyor. Nazik ebeveynlikten ve diğer ebeveynlik tarzlarından işe yarayanları alıp, gereksiz olanları bırakın diyor. Ayrıca, ebeveynliğin uzun bir maraton olduğunu hatırlatarak kendi duygusal sağlığınızı göz önünde bulundurmanız gerektiğini vurguluyor ve şunları ekliyor: “Bu yaklaşım, ebeveynler için uzun vadede daha sürdürülebilir. Ayrıca çocuklar için de daha net; çünkü onlara sınırlar sağlıyor. Ve bu yaklaşım, ebeveynlerin her zaman mükemmel olmaya çalışmadan insan olabilmelerine imkan tanıyor.”

Genel olarak Miller, nazik ebeveynlikten uzaklaşmanın, ebeveynlik stillerinin harmanlanması ve her bir çocuğun bireysel ihtiyaçlarına odaklanılması yönündeki daha büyük bir eğilimin parçası olduğunu ifade ediyor.

Referanslar

Sherri Gordon. “The Parenting Trend Gen Z Is Leaving Behind”. Şuradan alındı https://www.parents.com/parenting-trend-genz-is-leaving-behind-11826001