Aile ve Çocuk

Gençlerin iletişim şekilleri | Anne

Telefonda iletişim kurmak, birçok genç için genellikle en son tercih edilen yöntemler arasında. 14 yaşındaki bir kızın da ifade ettiği gibi, birini aramak “garip” hissettiriyor. Bu yalnızca onun deneyimi değil: Avustralya’da yapılan bir araştırma, Z kuşağının %42’sinin rahatsız edici telefon görüşmelerinden kaçındığını ve bunun en çok kaçınılan davranışlardan biri olduğunu ortaya koydu. Bunun yerine gençler, sürekli bağlantıda kalmak için görüntülü sohbet veya sesli notları tercih ediyor. Geleneksel telefon görüşmeleri artık pek “şık” sayılmasa da, aslında konuşma oranının arttığını gösteren yeni bir rapor var. Bu rapor, kullanıcılarının %60’ını gençlerin oluşturduğu bir sosyal medya platformu tarafından yayımlandı. Sosyal medya platformunun Ürün Başkan Yardımcısı Ceci Mourkogiannis “Telefon görüşmelerinin sona erdiği düşüncesi yanlıştır” diyor. Gençler sadece telefonda iletişim kurma şeklini değiştiriyor ve bunun da bazı avantajları bulunuyor.

Haziran 2025’te yayınlanan sosyal medya raporuna göre, gençlerin telefonda konuşmadığı düşüncesi bir efsanedir. Verilere göre:

Sosyal medya kullanıcıları yani Z kuşağı ve Milenyumlardan oluşan grup, her gün ortalama 1,7 milyar dakikadan fazla iletişimde bulunuyor. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre %30 artış göstermektedir.

Sesli notlar, gençlerin iletişim kurma konusunda en çok tercih ettiği yöntemlerden biri hâline geldi. Sadece 2025’in ilk üç ayında, ABD’deki sosyal medya kullanıcıları 2,5 milyardan fazla sesli not gönderdi. Bu, bir yıl önceye kıyasla 650 milyonun üzerinde bir artış anlamına geliyor!

Araştırmaya göre, konuşma ile ilgili verilerin hem görüntülü hem de sesli sohbetleri kapsadığını belirtmek önemlidir. Mourkogiannis, insanların kendilerine en doğal gelen şekilde iletişim kurduklarında anlamlı bağlantılar kurduklarını belirtiyor; bu ister sesli not kaydetmek, ister telefonda konuşmak olsun. Öte yandan, Collaborative ABA Services, LLC’nin kurucusu ve klinik sosyal hizmet uzmanı Alisha Simpson-Watt, gençlerin görüntülü sohbetler ve sesli notlara yöneldiğini, mesajlaşmanın ise geri planda kaldığını gözlemlediğini söylüyor. Simpson-Watt konuya ilişkin olarak, “Bazı kişiler için düşünce ve duygularını konuşarak ifade etmek daha kolay. Ayrıca sesli notlar, mesaja kişisel bir boyut kazandırıyor çünkü bu, gerçek zamanlı iletişim kuruyormuşsunuz gibi bir his yaratıyor; tek fark, cevap vermek için uygun bir zamanı seçebiliyor olmanız.” diyor. Ayrıca, görüntülü sohbetler ve sesli notların daha güçlü bir bağ duygusu sağlayarak, özellikle gençler arasında artan yalnızlık hissini azaltmaya yardımcı olabileceği vurgulanıyor.

Elbette, iletişim genel olarak olumlu bir şeydir. Ancak çocuklarımızın klasik telefon görüşmelerinden kaçınmaları bazı şeyleri kaybetmelerine yol açıyor olabilir mi?

Simpson-Watt, modern dünyada teknolojinin giderek daha merkezi bir yer edindiğini kabul ediyor, ancak “gerçek” etkileşim eksikliğinin gençlerin sosyal kaygılarını artırabileceği konusunda uyarıyor. “Gençler, biriyle yüz yüze görüşmek yerine daha çok telefonla konuşmayı tercih ediyorlar.” diyor. Ayrıca, Simpson-Watt, gençlerin basit telefon görüşmelerinden bile kaçındığını gözlemliyor. “Örneğin, daha küçük yaştaki çocuklar, doktor randevusu almak için arama yapma konusunda daha çekingen olabiliyor; çünkü karşılarındaki kişiyi tanımadıkları için bu durum onları geriyor.” şeklinde açıklıyor.

Gençler sesli not göndermekte, birden fazla kişiyle görüntülü sohbet ayarlamakta ve uygulamalar üzerinden neredeyse her şeyi sipariş etmekte oldukça başarılılar. Ancak, ergen çocuklarınızın çevrimdışıyken de doğal ve özgüvenli bir şekilde iletişim kurabilmelerini istemekte yalnız olmadığınızdan emin olabilirsiniz. Simpson-Watt’a göre, çocukları telefonla ve yüz yüze iletişim kurmaları yönünde teşvik etmek çok önemlidir. “Bugün sahip olduğumuz tüm teknolojiye rağmen, ister telefonda ister gerçek hayatta olsun, başkalarıyla iletişim kurmak hayati öneme sahiptir; çünkü iletişim, başkalarıyla daha kişisel bağlar oluşturmamıza ve bağlantı hissetmemize olanak tanır.” şeklinde tavsiyede bulunuyor.

Teknoloji yardımı olmadan iletişim kurmanın diğer bazı faydaları şunlardır:

  • Dinleme becerilerini geliştirmek

  • Metin veya sesli notlarla iletilemeyen sosyal ipuçlarını fark edebilmek

  • Ekran süresini sınırlamak

Dolayısıyla, görüntülü sohbetler ve sesli notlar eğlenceli ve popüler olsa da, çocuklarımızı geleneksel telefon görüşmelerine ve mümkün olduğu kadar yüz yüze iletişime teşvik etmek uzun vadede büyük katkılar sağlayabilir.

Referanslar

Melissa Willets, “Is Talking on the Phone Dead for Gen Z? Not Quite”, https://www.parents.com/do-teens-talk-on-the-phone-11757121