Aile ve Çocuk

Eller, ruhu iyileştirir! | Hayat

Giriş: 11 Mart 2025 Salı

Bu hız ve gürültü dolu çağda kendimi çoğunlukla sıkışmış, kaybolmuş ve yabancılaşmış hissediyorum. Hayatı daha derin, daha sakin ve düşünceli bir ritimle yaşama isteğim ise büyük bir baskı oluşturuyor. Yavaşlamanın, yüz yüze iletişimin sıcaklığında huzur bulmanın, anın özünü sadece hissederek yaşayabilmenin peşindeyim…

Mevcut sosyal medya hesabımı da bir süreliğine sessizliğe gömdüm. Kaosun içinden uzaklaştığımda, içimde derin bir sessizlik meydana geliyor. Ruhumdan taşan şeylerle meşgul olmayı istiyorum. Dijital dünyanın parıltıları gözlerimizi kamaştırsa da gerçek ışık, her sabah doğan güneşin sessiz ve cömert ışığında gizlidir.

Okulsuz yaşamımız bu arzusunu destekliyor. Zihnimdeki başarı tanımlarını yavaşça söküp, sabırla ve içsel bir dikkatle yenilerini örmeye başlıyorum. Oğlum için de dileğim; bu hız ve rekabet çağında, kendi ritminde ilerleyebilmesini sağlamak. Yavaşça içine dönmesi, içinden geleni duyabilmesi. İçini güçlü kılan şey, dışarıdaki sert rüzgârların onu devirmemesidir.

Oğlum öğrenirken ben de derin bir bilgiyle karşılaşıyorum; beklemek, gözlemlemek, güvenmek…

Oğlum keşfederken ben de sabırsızlığımın, kontrol arzumun ve içsel huzurumun farkına varıyorum…

Tıpkı öğrenmek gibi, yaşam da aceleye getirilmeden, sabır ve emekle yavaş yavaş şekillenebiliyor…

Okulsuz yaşam yalnızca çocukları değil, yetişkinleri de dönüştürüyor. Kalıplara sığamamak, insanın iç dünyasını dolduruyor.

Merakımı kendime yönelttiğimde; dışarıya bakma isteğim azalıyor. Görmemek; zamanla iyileştiriyor.

Oğlumun doğduğu evdeki, boya, hamur ve kâğıtlarla dolu sehpa, yeni evimizin verandasına taşınıyor. Onun elleriyle üretme hevesi, beni de yeniden ellerimle buluşturuyor. İçimde gizli kalan hikâyeler, ellerim işledikçe derinleşiyor ve yüzeye çıkıyor.

Bu mekân, bizi dünyanın kıyısında bir sessizliğe çekerken, aynı zamanda onun özüne daha derin bir temas sağlıyor. Dünyadan uzaklaşma isteğimiz, bizi dünyaya daha yakın hale getiriyor.

Clarissa Pinkola Estés, Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabında el işlerini, kadınların içsel dünyalarıyla bağ kurmalarına yarayan yaratıcı eylemlerden biri olarak tanımlar. Estés’e göre kadınlar elleriyle çalışırken içsel dünyalarında sessiz ama derin bir yolculuğa çıkarlar. Bu tür uğraşlar, zihni sakinleştirir, geçmiş yaraları iyileştirir ve kadının içsel sesini dinlemesine olanak tanır. Eller yalnızca bir şey yaratmaz, aynı zamanda ruhu onarır. Modern dünyada unutulmaya yüz tutmuş bu tür işler, kadının doğasına dönmesi için bir köprü gibidir.

İçimdeki sessizlik, ellerimin çalışmasıyla derinleşiyor ve ruhumun en uzak köşelerine ulaşabiliyorum sanki.

Bu mekân, bazen dünyaya karşı bir meydan okuma, bazen de kabuğuma çekilip saklanma alanı haline geliyor. Her hâlükârda içsel bir sığınak, dış dünyanın gürültüsünden uzak bir huzur noktası. Ve zamanla bu mekân bir hikâyeye dönüşüyor.

Eşyanın Dilinden Anlamak (Emeğin Değeri ve Anlamı Üzerine Felsefi Bir Tartışma) kitabında Matthew B. Crawford, ‘‘Hiç şüphe yok ki, kendini dünyada el becerisi aracılığıyla, nesnel yoldan var etmenin sağladığı tatmin duygusu insanı sakin, huzurlu ve ağırbaşlı bir karaktere dönüştürür. Bu duygu, kişinin kendi değerini kanıtlamak için gereksiz yorumlarda bulunma ihtiyaçlarını da azaltıyor’’ diyor.

Chicago Üniversitesi’nde siyaset felsefesi doktorasını bitirdikten sonra Washington’da bir düşünce kuruluşunda yönetici olarak işe başlayan Crawford, işinden ayrılıp bir motosiklet tamirhanesi açıyor. Bu süreçte, zihin emeğine kıyasla el ile yapılan işlerde daha fazla hissettiği faillik ve yeterlilik duygusunu masaya yatırdığı Eşyanın Dilinden Anlamak kitabını yazıyor.

Sadece zihinsel çabaların önemli sayıldığı günümüz dünyasında, Crawford kitabını yazma amacının ‘‘el becerisi ve ustalık gerektiren mesleklere de bir değer atfetmek ve bunlara ait itibarını geri kazandırmak’’ olduğunu ifade ediyor.

Ellerimiz yavaşça çalıştıkça, yaşam da yavaşlıyor… Oysa zihnimizle yaptığımız işlerde zamanın akışı farklı ve daha hızlı gibi geliyor.

Dünyayı kabul edebilmek için, zihnimin gürültüsünü susturup ellerimin sessiz çağrısına kulak vermem gerekiyordu.

Çünkü eller ruhu onarır!