
Duyusal Duyarlılık: Ebeveynlikte Anne Yaklaşımları
Certainly! Here’s a rewritten version of the content while retaining the original HTML tags:
Çocuk sahibi olmanın gürültü dolu, kokulu, yorucu ve duyusal olarak yoğun bir deneyim olduğunu söylemek yanlış olmaz. Küçük çocuklar, gün boyunca ayaklarınızın etrafında dolanırken, bazen yanınıza yapışıp ağlamak ya da mızmızlanmak gibi davranışlar sergileyebilirler. Bu durum, aşırı duyusal yüklenmeyi tetikleyebilir. Ancak birçok ebeveyn, bu aşırı yüklenmenin yalnızca ebeveynlikten mi kaynaklandığını, yoksa çocuk sahibi olduktan sonra mı duyusal sorunlar geliştiğini merak ediyor.
Uzmanlar, ebeveyn olduktan sonra çıkan duyusal sorunlar hakkında ne düşünüyor?
Terapist Rachel Goldberg, bu konuyla ilgili şöyle diyor: “Pek çok kişi, zaten duyusal farklılıklarla savaşıyor ya da bunların çoğunlukla basit müdahalelerle üstesinden gelinebileceğini düşünüyor. Ancak ebeveynlik, bu durumu değiştirebilir. Ebeveynlik sürecinde zihinsel yük sürekli olarak açık kalır ve bunu kapatmanın pek yolu yoktur. Önceden büyük sorumluluklar almakta deneyimli olsanız bile, ara vermek, bir daveti geri çevirmek veya boş boş bir şeyler izlemek gibi seçenekleriniz vardır; ama ebeveynlikte bu durum her zaman mümkün olmuyor.”
Bu, ebeveyn olmadan önce teşhis edilmemiş bazı duyusal sorunların kontrollü bir yaşam tarzı ile gizlenebilir olduğu anlamına geliyor. Ama ebeveynlik sürecinde, koşullar değişiyor. “Bunu özellikle annelerde çok görüyorum: Sürekli gürültü, dağınıklık, ‘Anne, Anne, Anne’ seslenmeleri, 24/7 fiziksel temas… Zihinlerindeki yapılacaklar listesine (öğle yemeği hazırlama, kıyafetleri temiz tutma, çeşitli evrak işleri vb.) eklenince, duyusal hassasiyetler daha da artıyor.”
“Dokunulma yorgunluğu” ile nasıl başa çıkılır?
Sürekli olarak “dokunulma yorgunluğu” yaşıyorsanız, yalnız değilsiniz. Psikoterapist Christina Klein, bu durumun özellikle küçük çocuk sahibi olan birçok ebeveynin karşılaştığı bir sorun olduğunu ifade ediyor ve şunları ekliyor: “Sürekli fiziksel ve duygusal olarak tükenmiş hissetmenin nedeni sürekli yakınlık, üzerinize tırmanılması, sarılınması ya da sadece birinin sürekli yanında olmasıdır. Çocuğunuzu sevmenize rağmen, ondan uzaklaşma isteği duyabilirsiniz.”
Goldberg, “dokunulma yorgunluğu”nun birçok insan için çocuklar bebekken, özellikle emzirme gibi yoğun fiziksel temas anlarında başladığını belirtiyor.
Klein’in önerisi nedir? “Bununla başa çıkmak, küçük duyusal molalarla başlar; birkaç nefes almak için dışarı çıkmak, topraklanma egzersizleri yapmak veya banyoda kendinize ayıracağınız bilinçli bir an gibi… Aynı zamanda ihtiyaçlarınızı tanımlayıp bunları ifade edebilmek de önemlidir… ‘Dokunulma yorgunluğu’ hissettiğinizde alan ve destek talep etmek gerekiyor,” diyerek Klein ekliyor.
Fiziksel temasın ve kişisel alanın ihlali, birçok ebeveyn için önemli bir aşırı duyusal yüklenme kaynağı olmanın yanı sıra, ebeveynlik süreciyle beraber seslere, kokulara ve parlak ışıklara karşı hassasiyetin arttığını da görebiliriz. Neden böyle oluyor? sorusuna Klein şu yanıtı veriyor: “Ebeveynlik, duyusal girdiyi artırıyor; parlak oyuncaklar, yüksek sesli oyunlar, yiyecek kokuları, duygusal patlamalar, görsel karmaşa… Ayrıca, bu duyusal girdilerden uzaklaşmak için daha az zamanımız oluyor. Sinir sisteminiz zaten yorgunsa, arka plandaki ufak sesler ya da dağınıklık bile fazla gelebilir.”
Beynimizin ebeveynliğin getirdiği bu duyusal, duygusal ve zihinsel yükü yönetmesi son derece zorlayıcıdır. Goldberg, şöyle açıklıyor: “[Her an] üç çamaşır makinesi çalıştırıyor, öğle yemeği hazırlıyor, okula bırakıyor ve yerdeki yapışkan kiri temizlemeyi unutmuyorsunuz. Bunların hepsi aynı anda oluyor; bu yüzden her koku, köpek havlaması veya yanıp sönen oyuncak, zaten aşırı çalışan beyninize ek yük bindiriyor. Ayrıca, küçük çocukları olan çoğu ebeveyn yeterince uyumuyordur.” Klein ise şu noktayı ekliyor: “Uyku eksikliği, hassasiyeti daha da artırıyor. Ebeveynler aniden ‘çok hassas’ hale gelmiyorlar; fakat sürekli ve biriken bu yük, tahammül kapasitelerini azaltıyor.”
Çocuk sahibi olduktan sonra aşırı duyusal yükle başa çıkmanın yollarını arıyorsanız, size yardımcı olabiliriz. Klein, iyi bir başlangıç noktası olarak kendinize özgü stres noktalarını tespit etmenizi öneriyor. Belki belirli bir zamanda aşırı duyusal yüklenme yaşıyorsunuz. Belki evdeki belirli alanlar (mutfak ve oyun odası gibi) sizi tetikliyor. Veya belirli sesler, çocuk davranışları ya da kokular sizi zorlayabilir.
“Zorlandığınız anları öğrendiğinizde, gün içinde küçük duyusal rahatlama stratejileri eklemeye başlayabilirsiniz: kısa molalar, sakinleştirici müzik dinlemek, dışarıda zaman geçirmek ya da topraklanma egzersizleri yapmak gibi,” diyerek önerilerde bulunuyor Klein.
Goldberg’in önerdiği bazı ek başa çıkma yöntemleri:
- Gün içinde kısa, mini molalar bulmaya çalışın. Sadece birkaç dakika bile sizi sakinleştirmeye yardımcı olabilir.
- Ev dışında çalışıyorsanız, eve girmeden önce birkaç dakika derin nefes alarak geçişi kolaylaştırın.
- Benzer şekilde, işe gidip gelirken sakinleştirici müzik veya podcast dinleyin.
- Evde çocuklarınızla geçtiğiniz zamanlarda, onlara “sessiz zaman kulaklıklarına” ihtiyacınız olduğunu söyleyin ya da birlikte yapabileceğiniz diğer “sessiz zaman” aktiviteleri planlayın.
- Kendinizi sakinleştirmek için birkaç dakikanız olduğunda, her seferinde bir duyunuza odaklanmaya çalışın: derin nefes almak, favori bir mumun kokusunu hissetmek, ıslak ellerinizi hissetmek ya da bulaşık yıkarken sıcaklık değişimlerini fark etmek gibi…
En önemli nokta şu: Aşırı duyusal yüklenme kontrol edilemez hale geldiyse, dişlerinizi sıkarak devam etmek zorunda değilsiniz. “Eğer aşırı uyarılma sürekli bir sorun haline geldiyse, ilişkilerinize, çocuklarınıza yaklaşımınıza ya da bedeninizle ilgili hislerinize de etki ediyorsa, yardım aramanız gerektiği zamanı anlamış olabilirsiniz,” diye tavsiye ediyor Klein.
Bir terapist, tetikleyicilerinizi belirlemenize, sinir sisteminizi dengelemenize ve özgün ihtiyaçlarınıza yönelik bir plan geliştirmeye yardımcı olabilir. “Taşma noktasını beklemeye gerek yok; ne kadar erken yardım alırsanız, sorunlar o kadar yönetilebilir hale gelir,” diyor Klein.
Referanslar
Wendy Wisner. “Sensory Sensitivities in Parents Is a Real Thing—Here’s How to Cope”. Şuradan alındı: https://www.parents.com/sensory-sensitivities-in-parents-how-to-cope-11780086
This retains the original format and meaning while rephrasing the content for clarity and freshness.