Aile ve Çocuk

Duygusal zekaya sahip çocuklar yetiştirmenin 3 yöntemi | Anne

Pek çok ebeveyn, çocuklarına kendi çocukluklarından daha iyi bir yaşam sunmayı arzulamaktadır. Kendi ebeveynlerinin hatalarından ders almak, nesiller süren olumsuz döngüleri kırmak ve çocuklarını sevgi dolu bir ortamda güven içinde, kendine güvenle dünyayı keşfeden bireyler olarak yetiştirmek isterler. Ancak ebeveynlik, yalnızca çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak, onu korumak veya disipline etmekle sınırlı değildir. Çocuğun geleceğini şekillendiren kritik bir beceriyi, yani duygusal zekayı öğretmek de ebeveynliğin önemli bir parçasıdır.

Duygusal zekâ, doğal bir yetenek değil, öğrenilen bir beceridir. Eğer ebeveynler kendi duygularını nasıl anlayıp yönetmeleri gerektiğini bilmiyorlarsa, bunu çocuklarına aşılamakta da zorluk yaşayabilirler. Peki, duygusal zekaya sahip çocuklar yetiştiren ebeveynler neyi farklı yapar? İşte çocukların duygusal gelişimini güçlendiren üç bilim destekli ebeveynlik alışkanlığı:

1. Çocuklara duygularını tanımayı öğretmek

Çocuğunuz, bir arkadaşıyla tartıştıktan sonra ağlayarak eve geldiğini düşünün. İçgüdüsel olarak “Üzülme, onu görmezden gel” diyebilirsiniz. Ancak bu yaklaşım, çocuğunuzun duygularını bastırmasına yol açabilir. Duygusal zekâya sahip ebeveynler, çocuklarını duygularını bastırmak yerine tanımaları ve adlandırmaları konusunda yönlendirir.

Bu sürece ‘duygu etiketleme’ denir ve araştırmalar, bu etiketlemenin duygusal sıkıntıyı azalttığını ve duyguları düzenlemeyi kolaylaştırdığını ortaya koymaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre, duyguları isimlendirmenin beyin üzerindeki düzenleyici süreçleri harekete geçirerek yoğun duygularla başa çıkmayı kolaylaştırdığı görülmüştür. Ancak, 2022 yılında yayımlanan bir başka çalışma, duygu etiketlemenin etkisinin duygunun yoğunluğuna bağlı olduğunu göstermiştir. Eğer duygu çok yoğunsa, onu adlandırmak rahatlama sağlayabilir. Ancak, duygu daha hafifse, isimlendirmek bazen sıkıntıyı artırabilir.

Bu nedenle, ebeveynlerin çocuklarını her an duygularını adlandırmaya zorlamalarının gerekli olmadığını unutmamalıdırlar. Bunun yerine, çocuklarının hazır olduğu anları gözlemleyerek onlara destek verebilirler.

  • Günlük yaşamda duyguları etiketlemeye çalışın. Bir kitap okurken veya film izlerken “Bu karakter ne hissediyor sence?” diye sorun.

  • “Fark ediyorum” ifadelerini kullanın. Örneğin: “Üzgün görünüyor gibisin. Konuşmak ister misin?”

  • Duygular için seçenekler sunun. Çocuğunuz duygusunu ifade etmekte zorlanıyorsa yardımcı olun: “Üzgün müsün, yoksa hayal kırıklığına mı uğradın?”

  • Duyguları sakin anlarda tartışın. Bu tür sohbetleri, çocuğunuzun huzurlu olduğu zamanlarda gerçekleştirin.

  • Model olun. Kendi duygularınızı dürüstçe ifade edin: “Planlarım istediğim gibi gitmedi, hayal kırıklığına uğradım ama yarın tekrar deneyeceğim.”

Çocuklar duygularını tanımlamayı öğrendiklerinde, bir sonraki adım ebeveynlerinin her sorunu onlar için çözmesine ihtiyaç duymadan zorluklarla başa çıkmayı öğrenmeleridir.

2. Engelleri kaldırmak yerine rehberlik etmek

Bir ebeveyn olarak çocuğunuzun karşılaştığı her durumu çözmek istemeniz doğaldır. Bağcıklarını bağlamak, ödevini düzeltmek, arkadaşları ile olan sorunlarını gidermek… Ancak gerçek dayanıklılığa sahip çocuklar, sorunları hiç yaşamayanlar değil; zorluklarla nasıl başa çıkacaklarını öğrenenlerdir.

Duygusal zekâya sahip ebeveynler, çocuklarına çözüm yollarını gösterir ama problemleri onların yerine çözmez. Örneğin, bir çocuk arkadaşlarıyla tartıştığında “Onunla oynamayı bırak” demek yerine, “Sence bunu en iyi nasıl çözebilirsin?” diye sorabilirler. Bu yaklaşım, problem çözme becerilerini, özgüveni ve duygusal dayanıklılığı artırır.

2023 yılında yayımlanan bir araştırma, otoriter olmayan, rehberlik eden ebeveynlerin çocuklarının daha güçlü problem çözme yetenekleri geliştirdiğini göstermiştir. Bağımsız düşünmeye teşvik edilen çocuklar, karşılaştıkları zorlukları aşmada daha özgüvenli ve yetenekli hale gelirler.

  • Açık uçlu sorular sorun. “Sence burada en iyi çözüm ne olabilir?”

  • Beyin fırtınası yapın. Olası çözümleri birlikte listeleyin ve artılarını-eksilerini tartışın.

  • Duygularını kabul edin. Kesin bir çözüm olmasa bile: “Bu gerçekten sinir bozucu görünüyor, seni anlıyorum,” diyerek duygularını geçerli kılın.

Bu yöntemlerle çocuklar, karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelebileceklerine dair güven geliştirmeye başlarlar.

3. Duygulara tepki vermek yerine, onları düzenlemek

Çocuklar, duygularını ebeveynlerinden ne duyduklarıyla değil, ne gördükleriyle öğrenirler. 2019’da yayımlanan bir araştırma, duygularını yönetmekte zorlanan ebeveynlerin, çocuklarının duygularını anlamada da güçlük çektiğini ortaya koymuştur.

Eğer ebeveynler stresli anlarda ani ve kontrolsüz tepkiler verirse, çocuklar da aynı şekilde tepki vermeyi öğrenir. Ancak çocuklar, ebeveynlerinin duygularını nasıl yönettiğini gözlemlediklerinde, kendileri de daha güçlü bir duygusal kontrol geliştirebilirler.

İlginizi çekebilir: Çocuğuma sabırlı olmayı nasıl öğretebilirim?

  • Tepki vermeden önce durun. Sinirlendiğinizde derin bir nefes alın.

  • Duygularınızı kabul edin. “Şu an çok bunaldım, biraz sakinleşmeye ihtiyacım var.”

  • Sakinleşme teknikleri gösterin. Derin nefes almayı, esnemeyi veya kısa bir ara vermeyi çocuğunuza modelleyin.

  • Hata yaptığınızda özür dileyin. “Az önce sabırsız davrandım, üzgünüm. Bir dahaki sefere daha sakin olacağım.”

Çocuklar, duyguların korkulacak bir şey değil, yönetilebilecek duygular olduğunu keşfettiklerinde, hayatın zorluklarıyla daha büyük bir güvenle başa çıkarlar. Duygusal zekâ, çocukların yalnızca bugünkü mutluluklarını değil, tüm yaşamları boyunca başarılı, güçlü ve tatmin edici ilişkiler kurmalarını da sağlar. Bu nedenle ebeveynlerin yapabileceği en önemli şey, çocuklarına duygularını anlamayı, yönetmeyi ve bunlarla başa çıkmayı öğretmektir.

Kaynak: Mark Travers. “3 Ways to Raise Emotionally Intelligent Children”. Şuradan alındı: https://www.psychologytoday.com/us/blog/social-instincts/202503/3-ways-to-raise-emotionally-intelligent-children. (19.03.2025).