Aile ve Çocuk

Çocukları Sevinçle Doldurmanın Yöntemleri | Anne

Doğuştan kaygısız ve mutlu musunuz? Eğer öyleyseniz, bunun nedeni muhtemelen genlerin ve yaşam tarzınıza dair kişisel tercihlerinizin kombinasyonudur. Pozitif psikoloji, insanların yalnızca düşünce ve davranışlarını değiştirerek kendilerini mutlu edebileceği fikrini temel alır. Mutluluk, doğuştan gelen bir özellikten ziyade, bir alışkanlık olarak kavramsallaştırılmaktadır. Bazı insanların mutluluğu biyolojik olarak belirlenmiş olsa da, daha mutlu olmak adına atabileceğimiz birçok adım bulunmaktadır.

Çocuğunuzun uykudan önce tatmin ve mutlu hissetmesini sağlamak için iyi bir soru. Çocuğunuzun gün içerisinde yaşanan olumsuz durumlara değil, olumlu şeylere odaklanmasını sağlayarak bunu alışkanlık haline getirebilirsiniz.

Akşam yemeğinde sorulabilecek bir diğer soru. Ailenin her bireyi, sırayla o gün için minnettar oldukları şeyleri paylaşabilir. Mutluluk ve minnettarlık arasında güçlü bir bağ vardır; bu nedenle bu soru oldukça etkili olacaktır.

Çocuğunuz bir problemle geldiğinde, sakin ve meraklı bir ses tonu ile bu soruyu yöneltin. Hemen müdahale edip sorunu çözmeyin; bu durumun uzun vadede ne gibi avantajları olabilir ki? En azından ona kendi başına çözüm araması için bir fırsat tanıyın ve bu soruyu sorarak güveninizi gösterin; zira bu soru, onun kendi sorunlarına çözüm bulabileceğine inandığınızı ifade eder. Çocuğunuz “Bilmiyorum.” derse, birlikte düşünmeyi teklif edin. Mutlu insanlar, sorunlarını aşılabilir, kendilerini ise etkili problem çözücü olarak görme eğilimindedir.

Mutluluğun önemli bir bölümü, bireyin kendi duygularını fark etmesi ve bu duyguları ifade edebilmesidir. Hislerinizi kelimelere döktüğünüzde, onları anlamlandırabilir, işleyebilir ve diğerlerinden destek alabilirsiniz. Çocuğunuz size ‘kötü’ bir durumla geldiğinde, durumu çözmeye çalışmak ya da sorgulamak yerine, bu soruyu yöneltin. Böylece çocuğunuzun kendi duygularını anlama kapasitesini artırabilir ve bu bilgiyi etkili bir şekilde kullanmasını sağlayabilirsiniz.

Herhangi bir durumda, çocuğunuza başka birinin hislerini sormak empati tohumları ekmenize yardımcı olabilir. Empati, çocuğunuzun mutlu bir birey olmasına, sağlam kişisel ilişkiler geliştirmesine, başkalarını düşündüğü için kendini daha iyi hissetmesine ve hayattan daha fazla anlam çıkarmasına katkıda bulunacaktır.

Her koşulda, çocuğunuza olumlu şeyler olduğunu öğretmek mümkündür. Ergen ve ergenlik öncesi dönemdeki çocuklar için bu soru belki sıradan görünebilir; ancak küçük çocuklar için oldukça ilgi çekici olacaktır. Çocuğunuza ‘limondan limonata yapma’ ifadesini öğretebilir ve zor zamanlarda limonatayı nasıl yapacaklarını sorabilirsiniz. “Düştün ve canın yandı; bu bir limon. Ama rengârenk bir yara bandın oldu; bu da limonata! Şimdi sen anneye bir tane söyle” gibi.

Herhangi bir televizyon programında, kitapta ya da seyahatte; her zaman yeni şeyler öğrenilecek bir şeyler vardır. İnsan, öğrenmeye her zaman heveslidir. Televizyonda birinin “Bonjour” dediğini duyduğunuzda, Fransa’nın görsellerine bakabilir ya da YouTube’dan Fransızca bir şarkı dinletebilirsiniz. Çocuğunuz, bu durumun, telefonu çıkararak ona yeni bir bilgi sunacağınız anlamına geldiğini fark ettiğinde, sürekli olarak bunu yapmanızı isteyecektir.

Yapılan araştırmalar, pozitif deneyim beklentisinin, deneyimin kendisinden daha fazla mutluluk sağladığını gösteriyor. Çocuğunuz, yarının bugünden farklı olduğunu anladığında, küçük pozitif beklentilerin alışkanlığını oluşturmaya başlayabilirsiniz. Tüm hafta boyunca, hafta sonu yenilecek dondurma için heyecanlanan bir çocuk, mutlu bir çocuk olacaktır; tıpkı 6 ay sonraki tatil planları için heyecanlanan bir yetişkinin mutlu olması gibi.

Çocuğunuzu hasta ya da ameliyat geçiren bir akrabanızı ziyaret ederken yanınıza almak, ona verebileceğiniz harika bir hediyedir. Eğer hoş şeyleri kendisi düşünebilirse, çocuğunuz bu davranışıyla daha fazla gurur duyacaktır. Çocuğunuzu hayır işlerine katın; bu tarz aktiviteler, doğrudan mutlulukla ilişkili olan bir tür özgecillik biçimidir.

Çocuğunuzla birlikte dışarı çıkmak ve fiziksel aktivitelerde bulunmak, onu sürekli oturmaktan kurtarmanın harika bir yoludur. Egzersiz, endorfin salgılar ve depresyon tedavisinde etkilidir. Çocuğunuza egzersiz yapmayı öğretmenin en güçlü yolu, bunu kendinizin yapmasıdır. Egzersiz yapan anneleri olan çocukların, onları örnek alma ihtimali daha yüksektir. Güneş ışığının da ruh halini iyileştirip günlük ritmi dengeleyerek daha iyi uyku sağlaması sebebiyle mutluluk kaçınılmaz hale gelir.

Çocuğunuzun dikkatini en çok keyif aldığı deneyimlere yönlendirdiğinizde, zamanını mutlu eden aktivitelerle geçirme seçeneğine sahip olduğunu fark etmeye başlayacaktır. Araştırmacı psikolog Mihaly Csikszentmihalyi’ye göre, ‘akış’, kişinin bir aktiviteyi son derece eğlenceli ve ödüllendirici bulup zaman algısını kaybetmesi, yalnızca anın içinde hissetmesine neden olmuştur. Eğer çocuğunuz ‘akış’ hissini yaşayabileceği bir aktivite bulursa, buna dikkat etmeniz ve çocuğunuzun bu halde kalabileceği yeterli zaman sunmanız önemlidir.