Aile ve Çocuk

Çocuk Sahibi Olduktan Sonra Kariyer: Kadınların Gelirleri Hiç İyileşmiyor | Anne

Cinsiyete dayalı ücret farkı, kadınların refahı önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Bunun başlıca nedenlerinden biri annelik durumudur. Anneler, ister kendi tercihleriyle ister zorunluluktan dolayı olsun, çocuklarına bakmak için sıklıkla iş gücünden ayrılmaktadır. Bu durum, “Annelik ücret cezası”, “Çocuk cezası” veya “Annelik ücret farkı” gibi terimlerle adlandırılmaktadır. Kadınların çocuk sahibi olduktan sonra gelirleri düşerken, erkeklerin gelirleri genellikle aynı seviyede kalmaktadır.

İşgücü içerisinde yer alan kadınların gelir düzeyleri, çocuk sahibi olma durumuna göre değişiklik göstermektedir. ABD’de gerçekleştirilen bir araştırmaya göre; çocuk sahibi olan yüksek nitelikli bir kadın, hiç doğum yapmamış benzer kadınlara kıyasla yaşam boyu ortalama 230.000 dolarlık bir gelir kaybı yaşamaktadır. Buna karşılık, düşük nitelikli çalışan kadınlar ise yaşam boyu yalnızca 49.000 dolarlık bir ücret kaybı yaşamaktadır.

ABD’de yapılan “Annelik Yolunda Ayrışmalar: Farklı Beceri Düzeylerindeki Kadınların Ücretleri Üzerindeki Çocuk Doğurmanın Etkisi” başlıklı çalışma, çocuk sahibi olmanın bir kadının yaşam boyu kazancı üzerindeki etkilerini incelemiştir. Kadınlar, yüksek, orta ve düşük beceri seviyelerine ayrılmış ve bu beceri kategorileri; kazançlar, iş gücüne katılım ve aile kurma verileri ile ilişkilendirilmiştir. Ardından, kadınların doğum öncesi ve sonrası iş gücü piyasasındaki gelişmeleri araştırılmıştır.

Sonuçlara göre, gerçek işgücü piyasası deneyimleri ve çalışma saatleri göz önüne alındığında, düşük puanlı kadınlar çocuk sahibi olduklarında yaklaşık %6’lık kalıcı bir ücret kaybı yaşayabilmektedir. Yüksek puanlı kadınlar ise doğumdan sonraki ilk beş yıl içinde net %8’lik bir düşüş yaşarken, bu kayıp doğumdan on yıl sonra %24’e kadar çıkabilmektedir.

Erkeklerin gelir profilleri çocuk sahipliğinden çok fazla etkilenmezken, hiçbir çocuğu olmayan erkekler ortalama olarak çocuk sahibi olanlardan daha az kazanmaktadır. Geç çocuk sahibi olan yüksek puanlı kadınlar ise yüksek puanlı çocuksuz kadınlara göre daha fazla kazanç elde etme eğilimindedir. Kazanç avantajları çocuk sahibi olmadan önce belirginleşmekte, ancak anne olduktan sonra önemli ölçüde azalmaktadır.

Columbia Üniversitesi’nden ekonomist Douglas Almond ve lisansüstü öğrencisi Yi Cheng tarafından yürütülen bir araştırma, yüz binlerce ailenin yirmi yıllık gelir ve istihdam verilerini analiz etmiştir. Araştırmacılar, çalışan kadınların çocuk sahibi olduktan sonra ortalama gelirlerinin yarıya düştüğünü ve sonraki yıllarda da bu devam ettiğini ortaya koymaktadır.

Uluslararası İlişkiler ve Kamu İşleri Okulu’nda profesör olarak görev yapan Almond, “İlk çocuğun doğumundan sonraki altı yıl boyunca ebeveynlerin maaşlarını izledik ve bir annenin geliri, başlangıçta düştükten sonra, genelde bu süre zarfında toparlanmadığını gördük,” demektedir.

Önceki araştırmalar, annelerin büyük ölçüde daha az çalıştığını, ya iş gücünden ayrıldıklarını ya da çalışma saatlerini azalttıklarını göstermişti. Ancak Columbia araştırmacıları, annelik cezasını açıklayan varsayımları çürüten yeni bulgular sunmaktadır. Doğum yapmadan önce ailelerine destek sağlayan kadının bile kariyerlerine ara verip sonrasında büyük gelir kayıpları yaşadığını ortaya koymaktadırlar. Almond, “Veriler, ailelerinin ekonomik refahı için çocuk bakımı sorumluluğunu üstlenmesi gereken pek çok babanın bunu yapmadığını gösteriyor,” demektedir.

Columbia Üniversitesi’nde sosyal hizmet ve kamu işleri profesörü olan Ane Waldfogel’in yaptığı bir çalışmada, birçok kadına altı ila on iki ay süreyle bebekleriyle evde kalma ve daha sonra işlerine dönme fırsatı verildiğinde, bu fırsata olumlu yaklaştıkları ve böylece kariyerlerini sürdürebildikleri görülmektedir. Babalık izni kullanan erkekler ise ebeveynliğe daha aktif bir şekilde katılma eğiliminde olmaktadır; bu durum, çocuklara fayda sağlamasının yanı sıra kadınların çalışma hayatını da kolaylaştırmaktadır. Waldfogel, önceliklerin yüksek kaliteli, kamu destekli çocuk bakımına evrensel erişim sağlamak olması gerektiğini vurgulamaktadır. “Bu durumda hem kadınlar hem de erkekler, topluma ve ekonomiye tüm potansiyelleriyle katkıda bulunabilirler,” şeklinde ifade etmektedir.

Upjohn Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, erkeklerin ve kadınların ebeveyn olmadan önce giderek daha yüksek ücretli işlere ve mevcut iş yerlerinde daha yüksek ücretli pozisyonlara geçiş yaptıklarını ortaya koymaktadır. Araştırma, doğumdan sonraki dönemde erkeklerin bu yükseliş trendini korurken, kadınların daha düşük ücretli işverenlere yöneldiğini göstermektedir.

Çocuğun doğumundan on bir yıl sonra, işverenler arasındaki fark, cinsiyetler arası kazanç farkının üçte birini oluşturmaktadır. En yüksek geliri elde eden kadınlar ve doğumdan hemen önce bir yıldan daha uzun süre iş gücünden ayrılanlar, en büyük ücret düşüşü ile karşılaşmaktadır.

Annelerin çalıştığı düşük ücretli işler genellikle yarı zamanlı çalışma seçenekleri, daha kısa işe gidip gelme süreleri ve uzaktan çalışma fırsatları sunmaktadır. Ancak bu tür işlerin işveren destekli sağlık sigortası sağlama olasılığı daha düşüktür.

Nihai örneklemi 2,5 milyon kişiyi içeren araştırma bulgularına göre, anneler çocukları doğduğunda iş arkadaşlarının gerisinde kalmaktadır. Doğumdan önceki yıl, annelerin kazançları iş arkadaşlarıyla aynı seviyedeyken, doğum yılı itibarıyla yaklaşık %17 daha az kazanmaktadırlar. Annelerin doğum öncesi statülerine dönmeleri ortalama yedi yıl sürmektedir. Babalar ise bu süreçte işverenlerindeki gelir pozisyonlarını artırmaktadırlar.

İlginizi çekebilir: Erkeklerin kadınlardan daha fazla kazanamadığı ülke

Referanslar: Craig David. “Women Earn Half as Much After Having Children, Finds New Study” (2024) Şuradan alındı: https://magazine.columbia.edu/article/women-earn-half-much-after-having-children-finds-new-study

“Gender pay gap widens at childbirth, research finds” Şuradan alındı: https://www.upjohn.org/research-highlights/gender-pay-gap-widens-childbirth-research-finds