
Bazı çocuk kitapları her yaşa hitap eder | Anne
Su Gibi Konuşurum
“Ben su gibi konuşuyorum.”
“Su bile kekeliyor. Benim gibi.”
Su Gibi Konuşurum, anlatım tarzı ve görselliği ile etkileyici bir eser. Okuma sürecinde gözyaşlarınızın eşlik etmesi muhtemel. Bana kalırsa, Su Gibi Konuşurum’u bu kadar özel kılan; yazar Jordan Scott’un kendi kekemelik deneyimini, iyileştirici bir hikâyeye dönüştürmüş olmasıdır.
Çocuk, okulda konuşmamak için sınıfın en arka köşesine gizlenir. Öğretmen soru sorduğunda, tüm arkadaşları ona döner. Çünkü duydukları, onun gibi konuşamadığı ve gördükleri; yüzünün ne kadar garip göründüğü ve saklayamadığı bir korkudur. En sevdikleri konuda konuşmaları gereken bir günde, o bu fırsatı değerlendiremez. Babası gün sonunda onu alır ve nehir kenarına götürür. İlk önce ona, istediği sessiz alanı sunar ve ardından, ”Suyun nasıl hareket ettiğini görüyor musun? Sen de öyle konuşuyorsun” der. Ve çocuk, köpüren, girdaplanan, çalkalanan ve çarpışan nehirle bir bağ kurar; bu imge yeni bir dilin kapısını açar.
Su Gibi Konuşurum, bir çocuğun iletişim kurma zorluğunu ve yalnızlığını, içsel ve dışsal savaşını, anlaşılma özlemini ve bu konuda ona en büyük desteği sunan babasının sözleriyle keşfettiği nehrin büyüsüyle değişen perspektifini anlatan iyileştirici bir hikâyedir.
Kanadalı şair Jordan Scott’un kaleme aldığı, Sydney Smith’in ustaca çizimleriyle zenginleştirdiği bu kitabın çevirisi Gonca Özmen tarafından yapılmıştır. Kırmızıkediçocuk’un bize sunduğu Su Gibi Konuşurum, sınıfın arkasına gizlenmek zorunda kalanların dokunaklı hikâyesini ele alıyor.