Aile ve Çocuk

Annelerin “sağlıklı” durumu | Anne

Psikiyatrist Dr. Catherine Birndorf, 1990’larda annelik ruh sağlığı alanında çalışmalarına başladığında, uzmanlık alanının neredeyse hiç tanınmadığını ifade ediyor: “O dönemde, kadınların özel bir ruh sağlığı hizmetine ihtiyaç duyduğu düşüncesi bile kabul görmüyordu. Sağlık, sağlıktı; ruh sağlığı da ruh sağlığıydı. Kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıklar ise tartışmaların bir parçası bile değildi.”

Psikiyatrist Dr. Lucy Hutner, kariyerinin ilk yıllarında kadın sağlığı üzerine uzmanlaşmasının kendisine “bir kariyeri olmayacağı” şeklinde söylendiğini hatırlıyor. 2021’de ise Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayımlanan, üreme ruh sağlığına dair ilk tıp ders kitabını kaleme alıyor. “Annelik sağlığı alanı, kadınların gerçekten nelerle mücadele ettiğini dinlemeye kendini adamış bir grup uzmanın sıfırdan inşa ettiği bir alan” diyor.

Yüksek risk

Annelik ruh sağlığı, 1990’lardan bu yana önemli mesafeler kat etti; kayda değer araştırmalar ve gelişmeler büyük kazanımlar sağladı, ancak bu kırılgan ilerleme kolayca kaybolabilir. Örneğin, ABD’de annelik ölümlerini analiz eden uzman komiteler, anne ölümlerinin %80’inin önlenebilir olduğunu belirtiyor. Psikiyatrist Dr. Lucy Hutner, “Bana göre, halk sağlığı açısından bu konuda sıfır tolerans olmalı; doğum sonrası dönemde kimsenin ölmemesi gerekir.” diyor. Dr. Birndorf da, “Bu, hayat memat meselesi—ve yeterince ciddiye alınmadığından endişeliyim. Bu herkesin sorunu; ekonomik, toplumsal ve ailevi bir mesele. Eğer kadınlara, yani toplumun temelini oluşturan büyük gruba iyi bakmıyorsak, büyük bir sorunumuz var. Anneler iyi değilse, kimse iyi değildir.” şeklinde ekliyor.

Herkese uygun tek bir çözüm yok

Doğum sonrası depresyon ve doğum sonrası anksiyete gibi annelik ruh sağlığı problemleri tıbbi durumlardır; ancak günlük mücadeleler, okul ve iş saatlerinin uyuşmaması, uykusuzluk, kendine zaman ayırmanın zorluğu ve her gün aşırı yorgun hissetmek de oldukça önemlidir.

Küçük stres unsurları birikerek, çocuklarınızın yaşı ne olursa olsun, depresyon veya anksiyete riskini artıran büyük strestelere dönüşebilir. Ayrıca birçok annenin karşılaştığı zorluklar, genellikle duyduğumuz doğum sonrası dönemin çok ötesinde devam eder. Lancet Public Health dergisinde yayımlanan bir çalışma, annelerin neredeyse dörtte birinin ruh sağlığı sorunu yaşadığını ve çocuklar büyüdükçe bu oranın arttığını ortaya koydu: Lise çağındaki çocukları olan annelerde bu oran %27’den fazladır.

Annelik ruh sağlığı problemleri ve doğum sonrası dönem dışındaki tüm ruh sağlığı durumları, ilaç, sosyal destek ve terapi gibi kanıtlanmış tedavilere sahiptir. Ancak uzmanlar, “wellness’in sosyal medyalaştırılması”, yani haftada bir yoga dersi almakla stresin tamamen geçeceği yanlış algısının, anneliğin tek tip bir wellness çözümü varmış gibi algılanmasına yol açabileceğinden endişe ediyor. Gerçekte, Hutner’ın dediği gibi, “wellness’in çözemeyeceği bir halk sağlığı acil durumu üzerinde oturuyoruz.”

İlginizi çekebilir: Anne psikolojisi hakkında tüm cevaplar

Annelerin kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olmak için, annelerin ruh sağlığını toplumsal destekten daha kişiselleştirilmiş ve topluluk temelli çözümlere kadar çeşitli yollarla bütüncül bir şekilde ele almak gerekecek. Annelerin bir araya gelerek değişim yaratmasının büyük faydaları vardır.

İçe dönebilmenin de bir gücü bulunmakta. Hutner, kendinize şu soruları sormanızı öneriyor: “Biraz daha iyi hissetmem için neyin değişmesi gerekiyor?” Cevap herkes için farklı olabilir; belki çocuklarınızla oyun oynamak için zamana ihtiyacınız vardır ya da yazın cuma günleri tatil olması gerekir. “Çoğu insan zaten cevapları biliyor” diyor Hutner. Mükemmel bir çözüm olmasa da bu egzersiz, kendinize öncelik vermeniz için izin vermenizi sağlar. Bu konuda uzmanlaşmış eğitim son derece önemlidir. “Kırık bir kolunuz varsa, bir uzmana gidersiniz” diyor Birndorf ve ekliyor: “Doğurganlık, hamilelik veya annelik konularına girdiğinizde, gerçekten bu alanı ve literatürü anlayan bir uzmana ihtiyacınız var.”

Türkiye’de de bu konuda, elbette ki bu konudaki zorlukları paylaşabilen kadınlar sayesinde, konuya ilgi, bakış açısı ve neticede farkındalık artıyor. Tabii ki bunda sosyal medyanın gücü de inkar edilemez. “Bir çocuk büyütmek için bir köy gerekir” sözü, artık Türkiye’de de yaygın. Özellikle anne adayları ve yeni anneler, muhtemelen deneyimlemiş yakın çevrelerinin varlığıyla, destek olmadan bu “yükü” sırtlarının ağırlığını biliyorlar ve çoğu kadın kendi şartları içinde yardım ve destek almayı kabul ediyor. Buna uzman desteği de dahildir…

Son olarak, “Arkadaşlar, aile ve zorlandığınızda dayanabileceğiniz kişiler annelik ruh sağlığının kritik bir başka parçasıdır” diyor Birndorf ve ekliyor: “Köyler oluşturmalı ve gerçeklerin konuşulduğu bir topluluk bulmalıyız.”

Referanslar

Cassie Shortsleeve, “”If Moms Aren’t Well, Nobody’s Well”: What We’re Missing About Maternal Mental Health”. Şuradan alındı: https://goop.com/wellness/parenthood/maternal-mental-health-study/