Kahramanmaraş Seyahat Rehberi: Tarih, Kültür ve Doğanın Buluştuğu Nokta

Kahramanmaraş, Akdeniz Bölgesi’nin doğusunda, Toros Dağları’nın eteklerinde derin tarihi, doğal zenginlikleri ve kültürel mirasıyla dikkat çeken bir şehir.

Kahramanmaraş, Hititlerden itibaren Anadolu’nun kalbi olmayı başaran şehirlerden biridir. Kurtuluş Savaşı sırasında gösterdiği kahramanlıkla “Kahraman” unvanına sahip bu şehir, sadece bu özelliğiyle değil, kendine özgü mutfağı, el sanatları ve ünlü Maraş dondurması ile de Türkiye’nin kültürel mirasında önemli bir yere sahiptir.

Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu kadim şehir, derin tarihi kadar doğasıyla da misafirlerini kendine çekmektedir. Doğa, tarih ve kültürün birleştiği Kahramanmaraş’ta görülmesi gereken yerler şunlardır:

Afşin ilçesinin 7 kilometre kuzeybatısında konumlanan Eshab-ı Kehf Külliyesi, Antik Çağ’dan beri kutsal sembol olarak kabul edilen bir mağara etrafında inşa edilmiştir. Külliye, Bizans ve İslam dönemlerinde de önemli bir ziyaret noktası olmuştur. Bu yapı yalnızca dini bir merkez değil, aynı zamanda kültürel ve bilimsel bir merkez olma özelliğini taşımaktadır.

Hristiyanlar ve Müslümanlar tarafından ortak bir inanç yeri olarak kabul edilen bu mekan, inanç turizmi açısından büyük bir öneme sahiptir.

Kahramanmaraş’ın doğa turizmi alanında öne çıkan yerlerinden biri olan Başkonuş Yaylası, her mevsim ziyaretçilerine huzur sunmaktadır. Köknar, sedir, meşe ve ardıç ağaçları arasında yapılan yürüyüşler ve kamp etkinlikleri hem bedensel hem de zihinsel rahatlama sağlar.

Ayrıca, 78 farklı endemik bitki türüyle dikkat çeken bu yayla, 1987 yılında geyik üretme istasyonu olarak kurulmuştur. Ziyaretiniz sırasında geyikleri görebilir, ata binebilir ve ATV turuna katılabilirsiniz.

Ali Kayası Cam Terası, şehir merkezinin yaklaşık 20 kilometre dışında yer alıyor. Bu eşsiz yer, Kahramanmaraş’ın doğal güzelliklerini kuş bakışı görmek isteyenler için mükemmel bir durak. Menzelet Barajı’nın görkemli manzarasına hakim konumu ve huzurlu atmosferi ile ziyaretçilerini etkiliyor. Aynı zamanda, cam teras çevresindeki yürüyüş yolları, restoranlar ve çocuk oyun alanları ile her yaştan ziyaretçiye keyifli vakit geçirme fırsatı sunuyor.

M.Ö. 334’te Büyük İskender tarafından fethedilen Maraş, onun ölümünden sonra Selevkos Krallığı yönetimi altına girdi. M.Ö. 2. yüzyılda Roma ile mücadelesine devam eden bölge, M.S. 1. yüzyılda Roma topraklarına katıldıktan sonra, İmparator Kaligula’nın onuruna “Germanicia” adı altında yeniden inşa edilmiştir.

2009 yılında başlatılan kazı çalışmalarında 300 m² büyüklüğünde mozaik alanı gün yüzüne çıkarılmıştır. Ayrıca, 2018’de ören yeri olarak turizme açılan bölgenin, Geç Roma ve Erken Bizans dönemlerine ait olduğu bilinmektedir.