Dünyanın En İçe Kapanık Noktaları: Terk Edilmiş Şehirler
Tarih boyunca doğal afetler veya savaşlar sonucunda hayalet kentlere dönüşen ıssız yerler, ziyaretçilere ilginç bir keşif fırsatı sunuyor.
İnsanlık tarihi boyunca birçok bölgede yerleşimler oluşturuldu. İnsanlar, yerleşik hayata geçtiğinde ihtiyaçları doğrultusunda yapı ve eserler inşa ederek dünyaya kalıcı izler bıraktılar. Ancak, kendi elleriyle inşa ettikleri bu şehirleri terk etmek zorunda kaldıkları zamanlar da yaşandı. Bu ayrılışların sebepleri, bazen büyük yıkımlara yol açan savaşlar, bazen de doğal afetler oldu.
Günümüzde hayalet kentlere dönüşmüş bu yerler, yaşanmışlıkların izlerini taşırken aynı zamanda ürkütücü manzaralar sunuyor. Birçok yer korkutucu görünse de, turistik açıdan çekici hale getirilenler de mevcut. Yaşanmışlıkların arasında dolanırken geçmişe ışınlanmış hissi uyandıran hayalet kasabalardan biri de Türkiye’de bulunuyor. Dünyanın en ıssız ve terk edilmiş şehirlerini merak ediyorsanız, bu yazı tam size göre.
İşte dünyanın en ıssız yerleri, hayalet şehirler…
PRIPYAT- UKRAYNA
Son yakın tarihte yaşanan en büyük felaketlerden birine tanıklık eden Pripyat, 1986 yılında büyük bir acının parçası oldu. Çernobil Nükleer Santrali’nin bakım sürecinde reaktörlerden biri patlayarak o anda çalışan 31 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. İlk başta basit bir kaza gibi görünen patlama, ilerleyen yıllarda birçok ülkede sağlık sorunlarını da beraberinde getirdi.
Yayılan radyasyon, yalnızca patlama sonrası dönemde değil, takip eden yıllarda da insanların ölümüne sebep olmaya devam etti. Telafi edilemez bu kaza, ülke topraklarının yüzde 40’ını kirletti ve şehrin tamamen tahliye edilmesine yol açarak hayalet bir şehir bıraktı.
KOLMANSKOP- NAMİBYA
Afrika’nın güneybatısında kaybolmuş bir hayalet kasaba olan Kolmanskop, çölün derinliklerinde gizleniyor. Elmas madenlerinin bulunduğu bu bölge, 1990’ların başında zenginlik arayışındaki yatırımcıların dikkatini çekti ve kasaba bir anda kalabalık bir şehre dönüştü. Zamanla çeşitli kompleks yapıların yükseldiği bu yer, özellikle Avrupa ülkelerinden gelenlerin ilgisini çekti ve çöl ortasında minik bir Avrupa kasabası haline geldi.
Birinci Dünya Savaşı sonrası elmas taleplerinin düşmesi ve rezervlerin tükenmesiyle Kolmanskop’un popülaritesi bir anda sona erdi. Bu durum, kasaba halkının göç etmesine ve dolayısıyla boş kalmasına neden oldu. Son sakinlerinin de ayrılmasıyla Kolmanskop, kumların arasında kayboldu.
CRACO-İTALYA
Dünyanın en tanınmış terk edilmiş yerlerinden biri olan Craco, ilk bakışta antik bir şehri andırıyor; ancak kaderi diğer ıssız yerlerden farklı değil. 19. yüzyıl ortalarında büyük kuleler, kiliseler ve evler inşa edilerek 2 binden fazla insanın yaşadığı Craco, doğal afetlerle başa çıkmak zorunda kaldı. Sık sık meydana gelen depremler, halkı evlerini terk etmeye zorladı.
Günümüzde neredeyse tüm binaları ayakta kalan Craco’da, turistlerin yankılanan sesleri sürüyor. Binaların sağlam yapısı, film yapımcıları için de çekici kılıyor. Bu nedenle Craco, birçok filme set haline gelmektedir.
SAN ZHI CITY- TAYVAN
Gizemli UFO evleriyle tanınan San Zhi City, diğer bölgelerden farklı olarak henüz bir yaşamın olmadığı terkedilmiş bir şehir. San Zhi City’nin ilginçliğinin kaynağı, buranın inşaat sürecinde meydana gelen kazalar ve iflaslar sonucu hayalet bir şehre dönüşmesidir. Yuvarlak, üstten basık göz alıcı evler, Tayvan’daki batıl inançların esiri olmuş ve bu nedenle yalnız kalmıştır. Bu inançlara göre, kentin inşa edildiği dönemdeki kazalar ve iflaslar burayı uğursuz kılmaktadır.
Bu uğursuz olayların başlangıç noktası, inşaat alanında yer alan ve Uzak Doğu kültüründe önemli bir yere sahip olan ejderha heykelinin yıkılması olarak kabul ediliyor.
HASHIMA ADASI- JAPONYA
Gemi Adası olarak da bilinen Hashima Adası, deniz ortasında terkedilmiş bir hayalet şehir. 1800’lü yılların sonlarına doğru kömür rezervlerinin keşfedilmesiyle burada madenler ve yapılar inşa edilmeye başlandı.
Yeni kömür keşiflerinin gerçekleşmesi ve petrolün tercih edilmeye başlanması, Hashima Adası’nın değerini kaybetmesine ve işlevsiz hale gelmesine yol açtı.
KAYAKÖY-TÜRKİYE
Muğla’nın yemyeşil doğasıyla masmavi denizi, her yaz dünyanın dört bir yanından misafirleri ağırlarken, burada terkedilmiş bir köy de bulunuyor. M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanan tarihi ile antik bir kent özelliği taşıyan Kayaköy, Türkler ve Rumlar arasında sevgi ve dostluk içinde yaşanan bir yer olarak bilinir.
Bitişikte bulunan yamaçlarda kurulu olan Kayaköy’ün taş evleri, bir korku filmi sahnesini andırıyor. Bu köyde, bir kilise, şapel, kütüphane ve atölyeler yer alıyor.