Cappadocia’da Ziyaret Edilecek Yerler | Turna.com
Kapadokya, tam anlamıyla bir masal diyarı! Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan bu eşsiz coğrafya, milyonlarca yıl evvel Erciyes, Hasan ve Güllü dağlarının fışkırttığı lavların zamanla soğuması ve erozyonla şekillenmesi sonucunda meydana gelmiştir. Sonuç olarak, adeta başka bir gezegende geziyor hissi veren, doğanın şekillendirdiği dev peribacaları, vadiler ve kayalara oyulmuş evler karşımıza çıkıyor… Tabii Kapadokya bu güzelliklerle sınırlı değil; tarih, kültür ve mistisizm burada iç içe geçmiş vaziyette.
Hititler’den Bizans’a, Selçuklulardan Osmanlı’ya kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bu topraklar, yerin üstünde ve altında birbirinden farklı dünyalar sunuyor. Yüzyıllar öncesine ait kiliseler, yer altı şehirleri, taş evler ve kayalara inşa edilen kaleler, Kapadokya’nın tarihi zenginliğini gözler önüne seriyor. Ayrıca, burada gün doğumunda gökyüzünü süsleyen rengarenk sıcak hava balonları, bölgeye adeta bir rüya atmosferi katıyor. Kapadokya uçak bileti ve bavulunuz hazırsa, bu büyülü coğrafyayı birlikte keşfetmeye hazır olun!
Kapadokya’da Ziyaret Edilmesi Gereken En Güzel 15 Yer
Devrent Vadisi
Hayal Vadisi olarak da bilinen Devrent Vadisi, Kapadokya’nın en ilginç duraklarından bir tanesidir. Burada klasik peribacalarının yerini doğanın çeşitli şekillere soktuğu kaya oluşumları alıyor. Kayaların arasında dolaşırken, “Bu deveye benziyor!” ya da “Şu sanki bir denizkızı!” gibi cümleler kurarken kendinizi bulabilirsiniz. Her bir kaya, hayal gücünüzü çalıştıran doğal bir sanat eseri gibi.
Devrent Vadisi’nde yürüyüş yaparken rehber veya tabela aramanıza gerek yok; tek ihtiyacınız olan dikkat ve bolca hayal gücü. Fotoğraf tutkunları için burası tam anlamıyla bir cennet. Özellikle gün batımında kızıl tonlara bürünen kayalar arasında kartpostal gibi görseller yakalamak mümkün.
Üç Güzeller

Kapadokya denilince akla gelen ilk görüntülerden biri kesinlikle Üç Güzeller. Ürgüp’te bulunan bu üç tanınmış peribacası, hem şekilleri hem de çevresindeki efsanelerle oldukça etkileyici. Efsaneye göre bunlar bir prenses, onun çocuğu ve sevdiği adamdan oluşuyor. Ailesinin bir prensle evlenmesini isteyen prenses, halktan biriyle evlendiği için lanetlenmiş ve bu üç figür taş haline gelmiştir.
Manzara, özellikle gün batımında altın sarısı tonlara büründüğünde nefes kesici. Seyir alanına çıkarak bu doğal güzellikleri izleyebilir ve arka plandaki Erciyes Dağı ile harika anılar biriktirebilirsiniz.
Göreme Açık Hava Müzesi
Kapadokya’nın UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan en gözde noktası! Göreme Açık Hava Müzesi, aslında kaya içine oyulmuş pek çok kilise, şapel, yemekhane ve manastırdan oluşan devasa bir komplekstir. 10. yüzyıldan kalma fresklerle süslü kiliseleri gezerken, kendinizi Orta Çağ döneminde hissedeceksiniz.
En çok dikkat çeken yapılar arasında Elmalı Kilise, Karanlık Kilise ve Yılanlı Kilise yer alıyor. Özellikle Karanlık Kilise, inanılmaz detaylı ve renkler hala ilk günkü gibi canlı. Müzeye girişte birkaç bilgi edinmeyi unutmayın; yapıları gezerken tarihi ve hikayeleri daha iyi anlamanıza yardımcı olur.
Derinkuyu Yer Altı Şehri

Kapadokya’nın en çarpıcı yapılarından biri olan Derinkuyu Yer Altı Şehri, tam anlamıyla bir mühendislik harikasını temsil ediyor! Yer yer 60 metre derinliğe inen bu şehir, 8 katlı yapısıyla binlerce insanı barındırabilecek şekilde inşa edilmiştir. Sadece yaşam alanları değil; su kuyuları, şaraphaneler, kiliseler ve hatta havalandırma sistemleri de düşünülmüştür.
Bu yer altı şehri, geçmişte saldırılara karşı korunmak amacıyla kullanılmıştır. İçeri girerken biraz tedirgin olabilirsiniz çünkü tüneller oldukça dar, tavanlar ise alçak… Ancak ilerledikçe bu devasa yapının ne kadar akıllıca ve ileri mühendislikle inşa edildiğini fark edeceksiniz. Kesinlikle görülmeye değer bir deneyim.
Temenni Tepesi
Ürgüp’ün tam ortasında yer alan Temenni Tepesi, hem manzarası hem de atmosferiyle büyüleyici bir noktadır. Tepede bulunan türbe, 13. yüzyıldan kalma ve zamanında dilek tutmak için ziyaret edilen önemli bir mekan olmuştur. Bugün hala insanlar buraya çıkarak dilek dilemekte ve manzaraya karşı içlerinden geçenleri evrene fısıldamaktadır.
Buraya çıktığınızda Ürgüp’ün taş evlerini, vadileri ve uzaktan süzülen balonları görebilirsiniz. Özellikle gün doğumu ya da batımı sırasında geldiyseniz, manzara sizleri adeta sarıp sarmalar. Tepede bir şeyler içip manzarayı izlemek de romantik bir an yaşamak isteyenler için birebir.
El Nazar Kilisesi

Göreme’nin biraz dışında, sakin bir vadide bulunan El Nazar Kilisesi, Kapadokya’nın en mistik yapılarından biridir. Nazar boncuğu şeklindeki penceresiyle dikkat çeken bu minik kilise, kayalara oyulmuş zarif bir yapıdadır. Büyüklüğü itibarıyla çok geniş olmasa da, bulunduğu konum sayesinde huzur dolu bir atmosfere sahiptir. Doğanın tam ortasında bir yapı görmek isterseniz burayı listenize mutlaka eklemelisiniz.
Tokalı Kilise
Göreme Açık Hava Müzesi içinde yer almasına rağmen, Tokalı Kilise kendi başına ayrı bir ziyaret noktası olmayı hak ediyor çünkü burası Kapadokya’daki en büyük ve en süslü kaya kiliselerinden birisidir. İçerideki freskler ise tam anlamıyla göz alıcıdır. İncil’den sahneleri tasvir eden resimler ve derin mavi tonlarla boyanmış kubbe ve duvarlarla birleşince etkileyici bir atmosfer oluşturuyor. Geçmişte burası sadece ibadet edilen bir yer değil, aynı zamanda eğitim verilen bir merkez olarak da kullanılmış. Kapadokya’nın dini mirasını anlamak istiyorsanız burası mutlaka ziyaret edilmelidir.
Asmalı Konak
Eski dizi hayranları buraya! Asmalı Konak, bir dizi mekanı olmanın yanı sıra Kapadokya’nın taş mimarisini sergileyen güzel bir konak örneğidir. 19. yüzyıldan kalma bu yapı, Ürgüp’ün kalbinde yer alıyor ve otantik havasıyla ziyaretçilerini zamanda bir yolculuğa çıkarıyor. Yüksek tavanlı odaları, taş duvarlı avlusu ve cumbalı pencereleriyle tam bir Osmanlı dönemi konağı.
İçeri adım attığınızda hemen o tanıdık dizi sahneleri gözünüzde canlanıyor; fakat burası yalnızca nostalji değil aynı zamanda mimari ve tarih açısından da büyük bir değer taşıyor. Konağın içi gezilebiliyor, odalar orijinal dokusunu koruyarak sergileniyor. Eğer bu konak gibi bir otelde kalmak isterseniz, Kapadokya otelleri seçeneklerine bir göz atmalısınız.
Ortahisar Kalesi

Ortahisar, Kapadokya’nın daha az bilinen ama bir o kadar da etkileyici köylerinden biridir. Ortasında ise bölgeye adını veren Ortahisar Kalesi yükselmektedir. 86 metre yüksekliğindeki bu dev kaya kütlesi, tarihi boyunca hem gözlem kulesi hem de bir sığınak olarak kullanılmıştır. İçine oyulan odalar ve geçitler sayesinde kale, doğal bir gözetleme noktası olmuştur.
Kalenin zirvesine çıktığınızda, Göreme, Ürgüp ve Erciyes Dağı’nı kapsayan muhteşem bir panoramik manzara sizi karşılamaktadır. Ortahisar’ın sokakları ise klasik Kapadokya taş mimarisiyle çevrilidir; keşfedilmesi ayrı bir keyif.
Güvercinlik Vadisi
Güvercinlik Vadisi, adını kayalara oyulmuş yüzlerce güvercin yuvasından almıştır. Geçmişte bölge halkı bu güvercinleri hem iletişim amacıyla kullanıyor hem de gübrelerinden faydalanıyormuş.
Burada yürüyüş yaparken kuş sesleri ve doğanın huzur veren atmosferi eşlik ediyor. Bir yanda yemyeşil ağaçlar, diğer yanda o meşhur Kapadokya kayaları var. Ayrıca vadi boyunca çeşitli seyir noktaları da bulunuyor.
Vaftizci Yahya Kilisesi
Çavuşin Köyü’nde yer alan bu kilise, bölgedeki en eski yapılardan biridir. 5. yüzyıla kadar uzanan geçmişiyle, Kapadokya’nın erken Hristiyanlık dönemine dair eşsiz bir örnektir. Kayaların içine oyulmuş olan bu kilise, zamanında önemli bir dini merkez olmuştur.
Kiliseye giden patika biraz zahmetli olsa da, tepeye vardığınızda hem yapı hem de manzara sizi fazlasıyla ödüllendirir. İçindeki fresklerin çoğu tahrip olsa da, mimari yapısı ve konumu hala oldukça etkileyicidir.
Tarihi Avanos Evleri

Avanos denilince akla hemen çömlekçilik geliyor ama bu kasabanın sokakları da bir o kadar etkileyici. Taştan yapılmış geleneksel Avanos evleri, bölgedeki medeniyetlerden izler taşımaktadır. Daralan sokaklar boyunca yürürken taş kemerli kapılar, cumbalı pencereler ve işlemeli balkonlar dikkatinizi çekecektir.
Evlerin çoğu hala yaşam alanı olarak kullanılmakta, bazıları ise butik otel veya kafe olarak restore edilmiştir. Ayrıca evlerin arasında dolaşırken karşınıza çıkan atölyelerde çömlek yapımına tanıklık edebilirsiniz.
Saruhan Kervansarayı
Selçuklu dönemine ait bu görkemli kervansaray, 13. yüzyılda ticaret yollarının en önemli duraklarından biri olmuştur. Taş işçiliğiyle bezeli kapısından içeri girdiğinizde sizi tarihe bir yolculuk bekliyor. Kervansarayın avlusu geniş ve taş döşemeli; iç kısımları ise serin ve mistik bir atmosfer sunuyor.
Saruhan günümüzde çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle akşam düzenlenen sema gösterileri oldukça etkileyici. Kapadokya’da farklı bir gece deneyimi yaşamak isterseniz burayı listenize eklemelisiniz.
Ihlara Vadisi

Melendiz Çayı’nın oluşturduğu bu muhteşem vadi, doğa ve tarih tutkunlarının buluşma noktasıdır. Yaklaşık 18 kilometre uzunluğundaki vadide yürüyüş yaparken, hem kuş sesleri hem de çayın şırıltısı sizi takip ediyor. Yol boyunca kayalara oyulmuş birçok küçük kilise ve şapel karşınıza çıkıyor.
Ihlara Vadisi’nin en güzel yanlarından biri, serin ve gölgeli yapısıdır. Yaz aylarında bile yürüyüş yaparken bunalmıyorsunuz. Rota boyunca dinlenebileceğiniz kır lokantaları da mevcuttur.
Kaya Camii
Kapadokya’nın az bilinen ama etkileyici yapılardan biri de Kaya Camii. Adından da anlaşılacağı üzere, kayaların içine oyulmuş bir camidir. Sade mimarisi dikkat çekiyor, fakat bulunduğu ortam ve taşın içindeki varlığı burayı çok özel kılıyor.
Caminin içi küçük ama gerçek anlamda huzur verici. Dualar sessiz bir şeklide taş duvarlardan yankılanıyor. Hristiyanlık ve İslam’ın bir arada yaşandığı Kapadokya’nın hoşgörü kültürünü yansıtan bu yapı, farklı inançların izlerini görmek isteyenler için anlamlı bir duraktır.
Kapadokya, adım attığınız anda sizi bambaşka bir zamana ve dünyaya ışınlayan bir deneyim. Burada gökyüzüne süzülen balonların gölgesinde kahvenizi yudumlayabilir, binlerce yıllık bir yer altı şehrinde gizemli tünellerde kaybolabilir veya kayalara oyulmuş bir kilisede tarihin sessizliğini dinleyebilirsiniz. Her köşesi ayrı bir hikaye, her vadisi başka bir masal gibi… Kapadokya, keşfettikçe sizi büyüleyen ve bir kez gelenin kalbinde yer eden bir yer. Eğer hala bu eşsiz coğrafyayı görmediyseniz, bavulunuzu hazırlayın çünkü Kapadokya sizi bekliyor!