Sağlık

Osteosarkom Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Osteosarkom, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde en sık görülen kötü huylu kemik tümörlerinden biridir. Hızlı ilerlemesi ve çevre dokulara ile uzak organlara yayılabilme potansiyeli nedeniyle ciddi bir hastalık olarak değerlendirilir. Genellikle uzun kemiklerde, özellikle diz çevresi ve uyluk kemiğinde görülür. Erken yaşlarda görülen yoğun büyüme hızı, bu tümörün gelişiminde önemli bir risk faktörü olarak kabul edilir. Nadir bir kanser türü olmasına rağmen, ortaya çıktığında hem hasta hem de aile üzerinde fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan derin etkiler bırakır.

Osteosarkom Nedir?

Kemik dokusunu oluşturan hücrelerden kaynaklanan osteosarkom, en sık görülen primer (kemikte başlayan) kötü huylu kemik tümörlerinden biridir. Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde daha yaygın olup, yetişkinlerde de ortaya çıkabilir. Hızlı kemik büyümesinin olduğu dönemlerde oluşması, tümörün kemik gelişimi ile sıkı bir bağının olduğunu göstermektedir. En çok uzun kemiklerde, özellikle diz çevresindeki uyluk kemiği (femur), kaval kemiği (tibia) ve kol kemiği (humerus) gibi bölgelerde gelişir.

Tümör, agresif bir seyir izleyerek hızlıca çevre dokulara ve metastaz yoluyla en çok akciğerlere yayılma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, erken tanı ve uygun tedavi, hastalığın seyrinde kritik bir rol oynar. Osteosarkom, sadece bir kemik tümörü olarak değil, aynı zamanda sistemik etkileri olan ciddi bir onkolojik durum olarak değerlendirilmelidir.

Osteosarkom Nedenleri Nelerdir?

Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, çevresel etmenler ve bazı önceden var olan hastalıkların etkili olabileceği düşünülmektedir. Hücresel düzeyde incelendiğinde, DNA hasarı veya hücre bölünmesini kontrol eden mekanizmaların bozulması osteosarkom gelişimine katkıda bulunur. Ayrıca, hızlı büyüme dönemlerinde kemik dokusunun yoğun hücresel aktivitesi de risk faktörlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Osteosarkomun nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Genetik yatkınlık: Li-Fraumeni sendromu, Retinoblastoma gen mutasyonu gibi kalıtsal genetik bozukluklar, osteosarkom gelişiminde önemli risk faktörleridir.
  • Hızlı kemik büyümesi: Ergenlik dönemindeki hızlı boy uzaması, osteosarkom riskini artırır.
  • Önceden var olan kemik hastalıkları: Paget hastalığı gibi kemik yeniden yapılanmasını etkileyen durumlar osteosarkom riskini artırabilir.
  • Radyasyon maruziyeti: Önceden kanser tedavisi amacıyla alınan yüksek doz radyoterapi, osteosarkom gelişimine yol açabilir.
  • Cinsiyet faktörü: Erkeklerde, kadınlara göre daha sık görülmektedir.
  • Travma ve kronik stres: Bu durumlar tek başına sebep olmasa da, kemik dokusundaki değişiklikleri etkileyebilir.
  • Bağışıklık sistemi faktörleri: Bağışıklık sistemindeki bozulmalar, kanser gelişimi için koruyucu mekanizmaların zayıflamasına neden olabilir.

Osteosarkom Belirtileri Nelerdir?

Bu hastalık, kemikte başlayan lokalize ağrı ile kendini gösterir ve zamanla günlük yaşamı etkileyen daha ciddi belirtilere yol açabilir. Belirtiler, tümörün bulunduğu yer, büyüklüğü ve yayılım durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Özellikle diz çevresindeki uzun kemiklerde görülen osteosarkomda, ağrı ve şişlik en yaygın şikayetlerdir. Başlangıçta spor yaralanmaları veya büyüme ağrıları ile karıştırılma olasılığı bulunur; bu da teşhiste gecikmelere sebep olabilir. Ağrı, başlangıçta yalnızca egzersiz sırasında hissedilirken, ilerleyen dönemlerde dinlenme sırasında da devam edebilir. İleri vakalarda tümör, kemikte zayıflamaya neden olarak, kırık riskini artırır.

Osteosarkom belirtileri şunlardır:

  • Kemik ağrısı: Gece artan, kronik ve istirahat halindeyken bile devam eden kemik ağrısı en belirgin belirtidir.
  • Şişlik: Tümörün bulunduğu yerde gözle görülür veya elle hissedilir şişlik olabilir.
  • Hassasiyet: Tümörün olduğu bölgede dokunmaya karşı hassasiyet ve rahatsızlık hissi söz konusu olabilir.
  • Hareket kısıtlılığı: Tümör eklem yakınındaysa hareket kabiliyetinde azalma ya da zorluk yaşanabilir.
  • Kemik kırıkları: Kemikte zayıflama sonucunda beklenmedik küçük travmalarla bile kırık gelişebilir.
  • Kızarıklık ve ısı artışı: İltihap benzeri bulgular görülebilir; tümörlü bölgede ciltte ısınma fark edilebilir.
  • Yorgunluk ve halsizlik: Vücutta kanserle mücadele nedeniyle genel bir halsizlik oluşabilir.
  • Ateş ve gece terlemesi: Daha ileri evrelerde tümörün sistemik etkileri görülebilir.
  • Kilo kaybı: İlerleyen aşamalarda tüm vücudu etkileyen metabolik değişikliklerle ilişkilendirilebilir.

Osteosarkom Hastalığı Nasıl Anlaşılır?

Hastalık, başlangıçta spor yaralanmaları, kas-iskelet sistemi ağrıları ya da büyüme ağrıları ile karıştırılabilir. Osteosarkomun karakteristik özelliği, ağrının zamanla şiddetlenmesi ve dinlenme esnasında da devam etmesidir. Ayrıca, ağrı ile birlikte şişlik, kızarıklık ve hareket kısıtlılığı mevcutsa mutlaka tıbbi bir değerlendirme yapılmalıdır. Özellikle çocuklar ve ergenler için hızla büyüyen uzun kemiklerde gelişen şiddetli ve sürekli ağrı, osteosarkomun erken belirtilerinden biri olabilir.

Hastalığın tanınmasında en önemli nokta, basit travmalar sonrasında dahi meydana gelen kemik kırıklarıdır. Normal şartlar altında dayanıklı olan kemiklerde kolay kırılmalar, kemik dokusunun zayıfladığını gösterir ve altta yatan malign bir tümör olasılığını akla getirir. Ailelerin, çocuklarının günlük aktivitelerinde ani değişiklikler, yürüyüşte aksama, merdiven çıkmada zorlanma ya da oyunlardan kaçınma gibi davranış değişikliklerini dikkate almaları önemlidir. Bu tür değişiklikler, ağrıyı hafifletmek amacıyla yapılan bilinçsiz adaptasyonlar olabilir.

Osteosarkom Teşhisi Nasıl Yapılır?

İlk olarak hasta öyküsü ve fizik muayene ile ağrı, şişlik ve fonksiyon kaybı gibi semptomlar değerlendirilir. Doktor, belirtilerin süresi, şiddeti ve travma öyküsünü sorgular. Daha sonra görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Röntgen filmleri genellikle kemikte düzensizlikler, yıkım ve yeni kemik oluşumları gibi karakteristik bulgular sunar. Bu bulgular osteosarkom şüphesini güçlendirdiğinde, daha ileri incelemelere geçilir. Bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR), tümörün boyutunu ve yumuşak dokulara ile eklemlere yayılımını detaylı bir şekilde gösterir.

Kesin tanı için biyopsi altın standarttır. Biyopsi ile tümörden alınan doku örneği patolojik inceleme için gönderilir. Burada tümörün tipi, agresifliği ve evresi belirlenir. Ayrıca, metastaz araştırması da önemlidir; çünkü osteosarkom genellikle akciğerlere yayılır. Bu nedenle akciğer BT’si yapılmalıdır. Kemik sintigrafisi ve PET taramaları, vücudun diğer bölgelerindeki olası metastazların tespitinde kullanılır. Tüm bu veriler bir arada değerlendirilerek hastalığın evresi belirlenir ve uygun tedavi planı yapılır.

Osteosarkom Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?

Osteosarkom cerrahisi sonrasında komplikasyonların önlenmesi ve hastanın yaşam kalitesinin artırılması açısından dikkat edilmesi gereken birçok faktör bulunmaktadır. Ameliyat sonrası süreçte multidisipliner bir takip gereklidir ve hasta düzenli kontrollerden geçirilmelidir.

Ameliyat sonrası dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:

  • Yara bakımı: Ameliyat bölgesindeki dikişler düzenli olarak gözden geçirilmeli ve enfeksiyon riskine karşı hijyen sağlanmalıdır.
  • Ağrı yönetimi: İlk dönemlerde şiddetli olabilen ağrılar için doktorun önerdiği ilaçların düzenli kullanımı önemlidir.
  • Fizik tedavi ve rehabilitasyon: Ameliyat sonrası hareket kabiliyetinin korunması ve kas gücünün yeniden kazandırılması için fizik tedavi süreci büyük önem taşır.
  • Kemoterapi devamı: Cerrahiden sonra tümör hücrelerinin tamamen ortadan kaldırılması için kemoterapiye devam edilir; bu nedenle bağışıklık sistemi ve genel sağlık sıkı bir şekilde izlenmelidir.
  • Beslenme desteği: Kemik iyileşmesini ve bağışıklığı güçlendirmek amacıyla protein, kalsiyum ve vitamin açısından zengin bir diyet uygulanmalıdır.
  • Psikolojik destek: Uzuv kaybı veya yaşam tarzı değişiklikleri yaşayan hastaların psikolojik danışmanlık alması, iyileşme sürecine yardımcı olabilir.
  • Düzenli kontroller: Akciğer metastazı riski nedeniyle hastalar, düzenli aralıklarla BT veya MR gibi görüntüleme yöntemleriyle takip edilmelidir.

Osteosarkom ameliyatı sonrası süreç, yalnızca cerrahi iyileşmeyle sınırlı değildir. Fiziksel, psikolojik ve sosyal iyileşme sürecinin bir bütün olarak ele alınması, hastanın hayata uyumunu ve yaşam kalitesini artırır.