Sağlık

Karaciğer Kanseri: Belirtiler, Tanı ve Tedavi Seçenekleri

Karaciğer kanseri, karaciğer hücrelerinin anormal bir şekilde çoğalması sonucu oluşan ciddi ve genellikle sinsi bir hastalıktır. Erken evrelerinde belirti vermemesi nedeniyle çoğu zaman geç fark edilir. Hem birincil (karaciğer kaynaklı) hem de metastatik (başka organlardan karaciğere yayılmış) türleri bulunan bu kanser, özellikle kronik karaciğer hastalıklarına sahip bireylerde daha yaygındır. Karaciğer kanseri için tanı, tedavi ve izleme süreçleri; hastalığın evresi, tümör yapısı ve hastanın genel sağlık durumu dikkate alınarak kişiselleştirilmelidir.

Karaciğer Kanseri Belirtileri

Karaciğer kanseri genellikle erken evrelerde belirti vermez; bu nedenle hastaların çoğu ileri evrelerde tanı alır. Bu durum, tedavi seçeneklerini kısıtlayabilir ve sağkalım oranlarını düşürebilir. Erken tanı, tümörün cerrahiden kurtarılabileceği bir aşamada yakalanmasını mümkün kılar ve hem tedavi şansını artırır hem de yaşam kalitesini korur. Karaciğer dokusunun fonksiyonel kapasitesi korunurken yapılan tedaviler, daha etkili sonuçlar verir. Erken evrede teşhis edilen karaciğer kanseri vakalarında:

  • Cerrahi rezeksiyon veya karaciğer nakli gibi tam tedavi edici yöntemler uygulanabilir.
  • Radyofrekans ablasyon (RFA) veya TACE gibi girişimsel tedaviler yüksek başarı oranı gösterir.
  • Karaciğer fonksiyonları genellikle iyi durumda olduğundan, hastalar tedaviye daha iyi yanıt verir.
  • Beş yıllık sağkalım oranları, ileri evrelere oranla çok daha yüksektir.

Bu nedenle, yüksek risk grubundaki bireylerde düzenli tarama testleri kritik bir önem taşır. Karaciğer kanseri erken evrelerde genellikle sessiz ilerler. Ancak, tümör büyüdükçe veya karaciğer fonksiyonlarını etkilemeye başladıkça belirtiler ortaya çıkar. Belirtiler sıklıkla karaciğerin büyümesi, safra yollarının etkilenmesi ve tümörün diğer organlara yayılmasıyla ilişkilidir. Aşağıda, karaciğer kanserinin sık görülen belirtileri açıklamalarıyla birlikte sıralanmıştır:

  • Karın sağ üst kısmında ağrı: Karaciğerin yer aldığı bölgede artan, künt veya baskı şeklinde hissedilen ağrılar görülebilir.
  • Karında şişlik veya kitle hissi: Tümör büyüdükçe fiziksel olarak fark edilen bir şişlik ortaya çıkabilir.
  • İştahsızlık: Sindirim sistemi etkilenebileceğinden, yemek yeme isteği azalabilir.
  • İstenmeyen kilo kaybı: Genellikle hızla ciddi miktarda kilo kaybı yaşanır.
  • Yorgunluk ve halsizlik: Vücudun enerji üretimi azalır, bu da sürekli bir yorgunluk hissine yol açar.
  • Ciltte ve gözlerde sararma (sarılık): Safra akışının bozulması sonucu bilirubin seviyeleri yükselebilir.
  • Kaşıntı: Artan bilirubin düzeyine bağlı olarak yaygın cilt kaşıntısı olabilir.
  • Koyu renkli idrar ve açık renkli dışkı: Safra akışındaki bozulma bu değişikliklere neden olabilir.
  • Karında sıvı birikimi (asit): Karaciğer fonksiyonlarındaki bozulmayla karın boşluğunda sıvı toplanabilir.
  • Mide bulantısı veya kusma: Sindirim sistemi üzerindeki baskılar mide rahatsızlıklarını tetikleyebilir.

Bu belirtilerden birkaçı bir arada görülüyorsa, özellikle karaciğer hastalığı öyküsü mevcutsa, zaman kaybetmeden bir doktora başvurmak önemlidir.

Karaciğer Kanseri Evreleri

Karaciğer kanseri evrelemesi, tümörün boyutuna, karaciğer içindeki yayılımına, lenf nodlarına geçişine ve uzak organ metastazına göre belirlenir. Bu evreleme sistemi, hem hastalığın seyrini anlamada hem de doğru tedavi planlamasında kritik bir rol oynamaktadır. Evre 1’den Evre 4’e kadar olan süreç, hastalığın ilerleyişini yansıtır ve her evrede belirti profili ile tedavi yaklaşımı değişiklik gösterir.

1. Evre Karaciğer Kanseri

1. evre karaciğer kanseri, tümörün sadece karaciğerde sınırlı kaldığı, genellikle tek bir odakta yer aldığı ve lenf bezlerine ya da uzak organlara yayılmadığı aşamadır. Tümör genellikle 2-5 cm çapındadır. Karaciğer fonksiyonları genellikle korunmuştur.

Bu evre genellikle belirti vermez veya belirtiler hafiftir. Rastlantısal kontrollerde veya başka nedenlerle yapılan görüntülemelerde fark edilebilir. Belirtiler şunlardır:

  • Hafif sağ üst kadran rahatsızlığı
  • İştahsızlık
  • Belirsiz kilo kaybı
  • Hafif yorgunluk
  1. Evre 1 karaciğer kanserinde tedavi seçenekleri şunlardır:
  • Cerrahi rezeksiyon: Tümör karaciğerin rezeke edilebilecek bir alanında ise ameliyat ile çıkarılması.
  • Karaciğer nakli: Eğer tümör küçük ve uygun bir yerdeyse, karaciğer nakli ile tamamen tedavi edilebilir.
  • Radyofrekans ablasyon (RFA): Ameliyata uygun olmayan küçük tümörlerde yüksek sıcaklık ile yok edilmesi.
  • TACE (Transarteryel kemoembolizasyon): Erken evrede, ancak cerrahinin uygun olmadığı vakalarda kullanılabilir.

2. Evre Karaciğer Kanseri

2. evrede tümör tek bir odakta olabilir veya 2 küçük tümör bulunabilir. Bunlar genellikle 5 cm’nin altındadır. Tümörlerden biri kan damarlarına sınırlı derecede invazyon göstermeye başlamış olabilir. Lenf bezlerine ya da uzak metastaz henüz yoktur. Belirtiler şunlardır:

  • Karın sağ üst kısmında belirgin bir ağrı
  • Ara sıra bulantı hissi
  • İştahsızlık, kilo kaybı
  • Ciltte hafif sararma (özellikle mevcut karaciğer hastalığı varsa)

Tedavi seçenekleri şu şekildedir:

  • Cerrahi rezeksiyon: Uygun anatomik yerleşim varsa hala uygulanabilir.
  • Radyofrekans ablasyon veya mikrodalga ablasyon: Damar tutulumunun düşük olduğu sınırlı odaklarda özellikle etkilidir.
  • TACE veya TARE: Tümör damar invazyonu gösteriyorsa kemoembolizasyon tercih edilebilir.
  • Karaciğer nakli: Milan kriterlerine uygun vakalarda kesin tedavi yöntemi olabilir.

3. Evre Karaciğer Kanseri

3. evre, daha ileri bir yayılım aşamasıdır. Bu evrede tümör genellikle 5 cm’den büyüktür ve karaciğer içindeki büyük damarları (portal ven, hepatik ven) etkileyebilir. Lenf bezlerine yayılım görülebilir ancak uzak metastaz yoktur. Belirtiler şunlardır:

Sürekli ve artan karın ağrısı, karında belirgin şişlik hissi, gözlerde ve ciltte sararma, karında sıvı birikimi (asit), ciltte kaşıntı, azalan iştah ve belirgin kilo kaybı, yorgunluk ve gece terlemeleri.

Tedavide aşağıdaki yöntemler kullanılır:

  • TACE / TARE: Tümör büyüklüğü ve yaygınlığı durumunda ilk basamak olarak tercih edilir.
  • Hedefe yönelik tedavi: Sorafenib, Lenvatinib gibi oral ajanlarla tümör büyümesi yavaşlatılabilir.
  • İmmünoterapi: Atezolizumab + Bevacizumab kombinasyonları ileri evrelerde umut verici sonuçlar verebilir.
  • Cerrahi veya nakil: Genellikle bu evrede mümkün değildir, ancak nadir uygun vakalarda tartışılabilir.

4. Evre Karaciğer Kanseri

4. evre, karaciğer dışına yayılımın olduğu en ileri aşamadır. Bu evrede tümör, lenf nodları dışında uzak organlara (akciğer, kemik, beyin gibi) yayılmıştır. Karaciğerdeki tümör sayısı ve boyutu genellikle yüksektir. 4. evre karaciğer kanseri aşağıdaki belirtilerle kendini gösterir:

  • Yaygın karın ağrısı ve baskı hissi
  • Asit nedeniyle karında ileri düzeyde şişlik
  • Nefes darlığı (akciğer metastazı varsa)
  • Kemik ağrıları (kemik metastazı durumunda)
  • Güçsüzlük, halsizlik, iştahsızlık
  • Kanlı kusma veya mide-bağırsak kanamaları
  • Zihinsel bulanıklık (karaciğer ensefalopatisi)

Bu evrede tedavi yöntemleri şöyle planlanır:

  • Sistemik tedavi (kemoterapi, hedefe yönelik tedavi): Hastalığı durdurmayı hedefler.
  • İmmünoterapiler: FDA onaylı bazı ajanlar umut verici sonuçlar göstermiştir.
  • Palyatif bakım: Belirtileri hafifletmek ve yaşam kalitesini korumak amaçlanır.
  • Radyoterapi: Ağrıyı azaltmak veya kanamayı kontrol altına almak için uygulanabilir.
  • Klinik çalışmalar: Yeni tedavi protokollerine erişim sağlamak amacıyla önerilebilir.

Karaciğer Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?

Karaciğer kanseri, erken evrelerinde belirgin semptom göstermediği için çoğu kez başka nedenlerle yapılan testler sırasında tesadüfen saptanmaktadır. Ancak şüpheli klinik belirtiler belirdiğinde, hastalığı tanılamak için bir dizi laboratuvar ve görüntüleme yöntemi kullanılır. Doğru teşhis, tümörün yerini, boyutunu, yayılım durumunu ve karaciğer fonksiyonlarını anlama açısından kritiktir. Tanı süreci genellikle çok aşamalı ilerler ve biyolojik ile görüntüleme değerlendirmelerini içerir. Karaciğer kanseri teşhisinde başvurulan temel yöntemler şunlardır:

  • Kan Testleri: En sık kullanılan biyomarkerlerden biri AFP (alfa-fetoprotein) testidir. Karaciğer kanseri olan hastaların bir kısmında bu değer yüksek çıkabilir. Ancak AFP her vakada yükselmez, bu yüzden tek başına tanı için yeterli değildir. Ayrıca karaciğer fonksiyon testleri (ALT, AST, bilirubin, GGT, alkalen fosfataz) değerlendirilir.
  • Karaciğer Ultrasonografisi: İlk başvurulan görüntüleme yöntemidir. Karaciğerdeki kitlelerin tespiti, büyüklükleri ve konumları hakkında bilgi verir.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Yüksek çözünürlük sunarak karaciğer kitlelerini değerlendirmede tercih edilen bir yöntemdir.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Karaciğerin anatomik yapısını ve olası lenf nodu büyümelerini göstermede etkilidir.
  • Biyopsi: Şüpheli lezyonların kesin tanısı için ince iğne aspirasyon veya tru-cut biyopsisi yapılabilir; ancak bazı vakalarda doğrudan biyopsi yapılmadan tanı konulabilir.
  • PET/BT Tarama: Uzak metastaz şüphesi olan ileri evre hastalarda uygulanır.
  • Endoskopik veya laparoskopik değerlendirmeler: Özellikle tanı konulamayan veya biyopsi yapılamayan vakalarda ya da cerrahi öncesi detaylı inceleme gerektiğinde yapılabilir.

Karaciğer kanserinde tarama, hastalık belirtileri ortaya çıkmadan önce riskli bireylerde düzenli aralıklarla yapılan testler yoluyla tümörün saptanmasıdır. Tarama sayesinde tümörler daha küçük boyutlardayken, lenf nodlarına veya uzak organlara yayılmadan tespit edilebilir. Tarama önerileri, risk grubuna göre değişkenlik göstermektedir. Özellikle şu bireylerde düzenli tarama önerilir:

  • Kronik hepatit B taşıyıcıları (HBV pozitif olanlar)
  • Kronik hepatit C hastaları
  • Karaciğer sirozu tanısı almış kişiler (nedeni ne olursa olsun)
  • Ailede karaciğer kanseri öyküsü olan bireyler
  • Alfa-1 antitripsin eksikliği, hemokromatoz gibi kalıtsal karaciğer hastalıkları olanlar

Önerilen tarama yöntemleri ve sıklıkları aşağıdaki gibidir:

  • Karın ultrasonografisi: 6 ayda bir yapılmalıdır.
  • Alfa-fetoprotein (AFP) testi: 6 ayda bir önerilmektedir.
  • Gerektiğinde MR veya BT: Ultrason veya AFP’de şüpheli bulgular tespit edilirse değerlendirme yapalmalıdır.
  • Karaciğer fonksiyon testleri: ALT, AST, bilirubin gibi değerler düzenli olarak izlenmelidir.

Yüksek risk grubundaki bireylerde, semptomlar ortaya çıkmadan taramaya başlanmalı ve yaşam boyu sürdürülmelidir. Tarama programları, erken teşhis ile yaşam süresini önemli ölçüde uzatabilir.

Karaciğer Kanseri Tedavi Yöntemleri

Karaciğer kanseri tedavisi, hastalığın evresine, tümör büyüklüğüne, karaciğer fonksiyonlarının durumuna ve hastanın genel sağlık profiline göre belirlenir. Erken evrelerde cerrahi müdahale ile tam tedavi sağlanabilirken, ileri evrelerde sistemik tedavi ve palyatif uygulamalar ile hastalığın ilerlemesi yavaşlatılmaya çalışılır. Bu süreçte medikal teknolojiler kullanılarak tanı ve tedavi aşamalarındaki başarı oranı artırılmaktadır.

Cerrahi Tedavi

Cerrahi tedavi, karaciğer kanseri için tam iyileştirme potansiyeline sahip temel yöntemdir. Tümör karaciğerin belirli bir bölgesinde sınırlı kalmışsa ve yeterli karaciğer rezervi mevcutsa, hepatik rezeksiyon (tümörlü dokunun çıkarılması) tercih edilir. Bazı hastalarda karaciğer nakli de mümkündür.

  • Erken evre hastalarda en etkili tedavi yöntemidir.
  • Karaciğerin sağlıklı kısmı yeterliyse segmental rezeksiyonla tümör çıkarılabilir.
  • Siroz hastalarında veya çok sayıda küçük tümör mevcutsa karaciğer nakli uygulanabilir.
  • Uygun hastalarda nakil sonrası sağkalım oranı oldukça yüksektir.

Radyofrekans ve Mikrodalga Ablasyon

Cerrahiye uygun olmayan, küçük çaplı (genellikle 3 cm’den küçük) tümörlerde kullanılan lokal tedavi yöntemleridir. Radyofrekans ablasyon veya mikrodalga ablasyonu ile tümörlü doku ısıtılarak yok edilir.

  • Minimal invaziv olmasına rağmen iyileşme süresi kısadır.
  • Tekli ve küçük tümörlerdeki başarı oranı yüksektir.
  • Karaciğer rezervi sınırlı hastalarda tercih edilmektedir.

Transarteryel Kemoembolizasyon (TACE)

Cerrahiye uygun olmayan orta evre karaciğer kanserlerinde tercih edilen bir yöntemdir. İşlem sırasında tümörü besleyen kan damarına kemoterapi ilacı verilerek ardından damar geçici olarak tıkanır.

  • Tümöre özgü hedefli tedavi sunar.
  • Sistemik kemoterapiden daha az yan etki oluşturur.
  • İleri yaş ve diğer sağlık sorunları olan hastalarda güvenle uygulanabilir.
  • Tümör boyutunu küçültmek amacıyla da kullanılabilir.

Transarteryel Radyoterapi (TARE – Y90)

TARE, karaciğer içi tümörlere doğrudan radyonüklid madde (genellikle Yttrium-90) taşıyan mikrokürelerin damar yoluyla gönderilmesine dayanır. Özellikle büyük ve yaygın tümörlerde veya damar tutulumlarında etkili bir tedavi yöntemidir.

  • Kemoterapiye yanıt vermeyen tümörlerde etkilidir.
  • Daha az sağlıklı dokuya zarar verir.
  • Genellikle tek seansta uygulanmaktadır.
  • Uygulama sonrası birkaç hafta içinde tümörde küçülme gözlemlenebilir.

Sistemik Tedavi (Kemoterapi & Hedefe Yönelik Tedaviler)

Karaciğerin dışına yayılmış (metastatik) ya da cerrahi/lokal tedaviye uygun olmayan vakalarda sistemik tedaviler kullanılır. Geleneksel kemoterilerin yanı sıra son yıllarda hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler ön planda yer almaktadır.

  • Sorafenib, Lenvatinib: Tümörün büyümesini sağlayan damar oluşumlarına baskı yapar.
  • Atezolizumab ve Bevacizumab kombinasyonu: Bağışıklık sistemini aktive ederek tümörle mücadele eder.
  • Yan etkiler, sistemik kemoterapiye göre daha tolere edilebilir düzeydedir.
  • Uzun süreli kullanımda yaşam kalitesini artırır ve hastalığın ilerleyişini yavaşlatır.

Radyoterapi

Karaciğer kanseri radyoterapiye dirençli bir tümör olarak bilinse de, özellikle ağrılı metastazlar ya da özel durumlarda hedefe yönelik radyoterapi uygulanabilir.

  • Karaciğer dışı yayılımlarda etkili semptom kontrolü sağlar.
  • Cilt, kemik veya beyin metastazlarında ağrıyı azaltabilir.
  • Lokal radyoterapi ile birlikte sistemik tedavi devam edilebilir.

Palyatif Tedavi ve Destekleyici Yaklaşımlar

İleri evre karaciğer kanseri hastalarında, tümörün tamamen ortadan kaldırılması mümkün olmadığında palyatif bakım devreye girer. Amaç, yaşam kalitesini artırmak ve hastanın semptomlarını hafifletmektir.

  • Ağrı yönetimi
  • Beslenme desteği
  • Sıvı dengesi ve karında sıvı birikiminin kontrolü
  • Psikolojik ve sosyal destek
  • Evde bakım planlaması

Palyatif tedavi, multidisipliner ekiplerce yürütülmeli ve hasta ile ailesi sürece aktif bir şekilde dahil edilmelidir. Bu yaklaşım sayesinde ileri evre karaciğer kanseri hastaları, kalan yaşam sürelerini daha konforlu ve onurlu bir şekilde geçirebilir. Hasta ve ailesiyle kurulan açık iletişim, tedavi sürecinde güven duygusunu artırır. Yaşamın son dönemine dair kararlar, hastanın istekleri doğrultusunda planlanarak kişiselleştirilmiş bir destek sağlanır. Tıbbi teknolojilerle entegre edilmiş palyatif bakım, tedavi edilemeyen hastalıklarda bile insana değer veren bir sağlık anlayışını sunmaktadır.