
HELLP Sendromu Nedir ve Belirtileri Nelerdir?
HELLP sendromu, gebelik döneminde gelişen ve hem anne hem de bebek için ciddi tehlikeler arz eden nadir ama hayati bir komplikasyondur. Adını hemoliz, yüksek karaciğer enzimleri ve düşük trombosit sayısı gibi üç temel tıbbi belirtiye dayandırmaktadır. Genellikle preeklampsi ile bağlantılı olsa da, yalnızca bu sendromda da ortaya çıkabilir. Gebeliğin son dönemlerinde veya doğumdan hemen önce görülür ve hızlı ilerlemesi nedeniyle acil tıbbi müdahale gerektirir. Belirtiler genellikle karın üst kısmında ağrı, baş ağrısı, bulantı ve görme bozuklukları şeklinde kendini gösterir.
HELLP Sendromu Nedir?
HELLP sendromu, gebelikte ortaya çıkan ve acil tıbbi müdahale gerektiren ciddi bir durumdur. Hemoliz, yükselmiş karaciğer enzimleri ve düşük trombosit sayısı terimlerinin baş harflerinden oluşan bir isimlendirmeye sahiptir. Genellikle preeklampsi ile birlikte görülmektedir, ancak bazı durumlarda tek başına da gelişebilir. İkinci trimesterin sonlarına, özellikle de 27. haftadan sonra veya doğum öncesinde ortaya çıkabilir. Hem anne hem de bebek için ciddi riskler taşıdığından, erken tanı ve hızlı tedavi oldukça önemlidir.
Tüm gebeliklerin yaklaşık %0,5–0,9’unda gözlemlenir. Preeklampsi yaşayan kadınların %10-20’sinde bu sendromun gelişme riski vardır. Bu oran durumu nadir gibi gösterse de, hızla ilerlemesi nedeniyle anne ve bebek sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturur. Özellikle ilk gebeliklerde, çoğul gebeliklerde ve ileri yaş gebeliklerinde daha sık gözlemlenir. Dünya genelinde yapılan araştırmalara göre, HELLP sendromunun görüldüğü gebeliklerde anne ölümleri %1-3, bebek ölümleri ise %10-30 oranında gerçekleşebilir. Bu nedenle, gebelik süresince farkındalık ve erken teşhis son derece önemlidir.
HELLP Sendromunun Belirtileri ve Nedenleri Nedir?
HELLP sendromunun belirtileri genellikle ani bir şekilde başlar ve preeklampsi belirtilerine benzerlik gösterir. Şikayetler genellikle karın üst kısmında ağrı, baş ağrısı, bulantı ve kusma şeklinde kendini gösterir. Durum ilerledikçe görme sorunları, ödem, aşırı yorgunluk ve nefes darlığı gibi belirtiler de eklenebilir.
HELLP sendromunun belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
- Şiddetli baş ağrısı
- Karın üst kısmında (sağ üst kadran) şiddetli ağrı
- Bulantı ve kusma
- Görme bulanıklığı, ışığa hassasiyet
- Ellerde, ayaklarda ve yüzde şişlik
- Yorgunluk ve halsizlik
- Burun veya diş eti kanamaları
- Morarma eğilimi (düşük trombosit sayısına bağlı)
Hastalığın kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bazı durumlarda belirtiler hızla ilerler ve anne adayı birkaç saat içinde ciddi sağlık sorunları ile karşılaşabilir. Rutin gebelik kontrolleri sırasında yapılan kan tahlilleri ve idrar testleri, hastalığın belirti vermeden önce tespit edilmesinde büyük rol oynamaktadır. Araştırmalar, HELLP sendromunun bağışıklık sistemi bozuklukları, damar içi basınç değişimleri, genetik yatkınlık ve plasentadaki kan akışındaki bozuklukların birleşimi ile ortaya çıkabileceğini göstermektedir.
Hastalığın preeklampsi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Anne adayının bağışıklık sistemindeki anormallikler, damarlarda hasar ve karaciğerdeki hücre yıkımı bu sürecin gelişiminde etkilidir.
HELLP sendromunun olası nedenleri şunlardır:
- Preeklampsi veya eklampsi geçmişi
- Damar içi pıhtılaşma bozuklukları
- Bağışıklık sistemi sorunları
- Karaciğer hastalıkları
- Genetik yatkınlık
HELLP Sendromu Tanısı Nasıl Konur?
HELLP sendromu tanısı, klinik belirtiler ile laboratuvar testlerinin bir arada değerlendirilmesi ile konulur. Doktor, şüphe durumunda acilen kan tahlili yaparak hemoliz, karaciğer enzim seviyeleri ve trombosit sayısını kontrol eder. Kan tahlillerinde LDH, AST ve ALT değerlerinin yüksek, trombosit sayısının ise düşük olması tanı koyma aşamasında önem arz eder. İdrar tahlili ile proteinüri (idrarda protein varlığı) incelenir. Ultrason, bebeğin durumu ve plasentanın kan akışı hakkında bilgi sağlar.
HELLP sendromu tanısında, kan testlerinde LDH seviyesinin genellikle 600 IU/L üzerinde bulunması, AST veya ALT karaciğer enzimlerinin normalin en az iki katı yüksek olması ve trombosit sayısının 100.000/mm³’ün altında olması önemli göstergelerdir. Hemoliz bulgusu olarak periferik yaymada parçalanmış kırmızı kan hücreleri gözlemlenebilir. Klinik belirtiler ve laboratuvar sonuçlarının bir arada değerlendirilmesi, yanlış tanı riskini en aza indirir. Zira akut karaciğer yetmezliği, safra kesesi hastalıkları veya bazı viral enfeksiyonlar HELLP sendromuna benzer bulgular gösterebilir.
HELLP Sendromu Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
HELLP sendromu, anne ve bebek sağlığı açısından acil tedavi gerektiren bir durumdur. Tedavi sürecindeki ana amaç, annenin durumunu stabilize etmek ve gebelik haftasına göre en uygun doğum zamanını belirlemektir.
HELLP sendromu tedavi yöntemleri şunlardır:
- Erken doğum: Genellikle 34. hafta ve sonrasında doğum gerçekleştirilir.
- İlaç tedavisi: Kan basıncını dengeleyen antihipertansif ilaçlar, pıhtılaşmayı düzenleyen tedaviler ve kortikosteroidler kullanılabilir.
- Kan ve trombosit transfüzyonu: Trombosit seviyesi çok düşükse uygulanır.
- Magnezyum sülfat: Eklampsi nöbetlerini önlemek amacıyla verilir.
- Yoğun bakım desteği: Durumu kritik olan hastalarda gerekli olabilir.
Tedavi planı, gebelik haftasına, annenin genel sağlık durumuna ve bebeğin gelişimine göre belirlenir. 34. haftadan sonra genellikle doğum yapılır, çünkü bu aşamada bebeğin yaşayabilirliği yüksektir. Ancak, annenin durumu kritikse daha erken haftalarda da doğum gerçekleştirilebilir. Bebeğin akciğer gelişimini hızlandırmak amacıyla doğum öncesinde kortikosteroid tedavisi uygulanabilir. Düşük trombosit seviyeleri olan anne adaylarına doğum öncesi veya sırasında trombosit transfüzyonu yapılması, kanama riskini azaltır.
HELLP Sendromu Sonrası İyileşme Süreci Nasıl Olur?
Erken tanı ve tedavi ile genellikle birkaç gün içinde laboratuvar değerlerinin düzelmesi beklenir. Ancak bazı annelerde karaciğer hasarı, böbrek fonksiyon bozukluğu veya pıhtılaşma problemleri kalıcı hale gelebilir. Doğum sonrası dönemde düzenli kan testleri ve organ fonksiyon testleri ile takip edilmelidir.
İyileşme, genellikle doğumdan sonraki ilk hafta içerisinde başlar; ancak karaciğer fonksiyonlarının ve kan değerlerinin normale dönmesi birkaç hafta alabilir. Bazı annelerde böbrek fonksiyonlarının normale dönmesi daha uzun sürebilir. Doğum sonrası ilk 48 saat, komplikasyonların önlenmesi açısından kritik bir dönemdir. Bu süreçte yoğun bakım takibi gereklidir. Ayrıca HELLP sendromu yaşamış kadınların bir sonraki gebeliklerinde yeniden aynı durumu yaşama olasılığı %5-25 arasında değişmektedir; bu nedenle sonraki gebeliklerde yakın takip hayati önem taşımaktadır.
HELLP Sendromu Gebelikte Nelere Sebebiyet Verir?
HELLP sendromu, hem anne hem de bebek için ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Erken tanı ve tedavi, bu risklerin azaltılmasına yardımcı olur. Sendromun neden olabileceği komplikasyonlar şu şekildedir:
- Erken doğum
- Plasenta dekolmanı (plasentanın erken ayrılması)
- Düşük doğum ağırlığı
- Bebekte gelişim geriliği
- Annenin karaciğerinde yırtılma veya kanama
- Böbrek yetmezliği
- Pıhtılaşma bozuklukları
HELLP sendromu, plasenta dekolmanı riskini 10 kat artırabilir, bu da anne ve bebek yaşamı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra, bebeğin anne karnındaki gelişimindeki gerilikler, düşük doğum ağırlığı ve oksijen yetmezliği gibi riskler de artar. Erken doğan bebeklerde solunum sıkıntısı sendromu, beyin kanaması ve beslenme güçlükleri gibi prematüre ile bağlantılı sorunlar da görülebilir.
HELLP Sendromunda Erken Doğum Yapmak Bebek için Zararlı mıdır?
Erken doğum, bebeğin prematüre doğmasına yol açabilir. Bu durum, bebeğin akciğer, beyin ve sindirim sistemi gelişimini olumsuz etkileyebilir. Ancak annenin durumu kritikse, erken doğum hem anne hem de bebek için en güvenli seçenek olabilir. Prematüre doğan bebekler, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde özel destekle yaşam şansını artırabilir.
HELLP sendromu, erken tanı ve hızlı tedavi ile yönetilebilen, ancak ihmal edilirse ölümcül sonuçlara yol açabilen bir gebelik komplikasyonudur. Düzenli doğum öncesi kontroller, tansiyon ve laboratuvar takipleri, risk faktörlerinin erken tespit edilmesine ve olası komplikasyonların önlenmesine yardımcı olmaktadır. Tedavide genellikle doğum, annenin hayatını kurtarmak adına en kritik adımdır; bu nedenle gebeliğin her aşamasında şüpheli belirtiler göz ardı edilmemelidir. Annenin ve bebeğin sağlığını korumak için multidisipliner bir yaklaşım, doğum sonrası dönemde de düzenli takip ve bakım, iyileşme sürecine destek sağlar. HELLP sendromu hakkında bilgi sahibi olmak ve belirtileri tanımak, hayat kurtarıcı öneme sahiptir.
Son güncellenme tarihi: 07 Ekim 2025
Yayınlanma tarihi: 07 Ekim 2025