Sağlık

Anoreksiya Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

Anoreksiya, bireyin vücut ağırlığı, dış görünümü ve yemekle olan ilişkisi üzerine aşırı takıntılar geliştirmesiyle tanımlanan ciddi bir yeme bozukluğudur. En yaygın türü anoreksiya nervoza olarak bilinir. Bu rahatsızlıkta, insanlar ideal kilolarının çok altında olmalarına rağmen şişman olduklarına inanır ve kilo almaktan korkar. Bu durum, zamanla yeme davranışının bozulmasına, ciddi kilo kaybına ve yaşamı tehdit eden sağlık sorunlarına yol açabilir.

Anoreksiya Nedir?

Anoreksiya, kişinin beden algısında yaşadığı bozulma ve buna bağlı olarak yemek yeme eylemini bilinçli bir şekilde reddetmesiyle kendini gösteren bir yeme bozukluğudur. Hasta, ne kadar zayıf olursa olsun kendini hala kilolu olarak algılar. Bu yanlış algı, aşırı egzersiz yapma, düşük kalorili diyetlere yönelme ve bazen kusma ya da müshil gibi yöntemlerle kalorileri vücuttan atma çabasına neden olur.

Anoreksiya nervoza hastaları genellikle yeme konusunda yoğun bir kontrol hissi geliştirirler. Kalori takibi, sürekli tartılma ve aynada kendini inceleme gibi davranışlar sık olarak gözlemlenir. Vücut kitle indeksi çoğunlukla normal sınırların altına düşer. Ancak kişi bu durumu kabul etmemekte ısrarcadır. Yetersiz beslenme sonucu hormonal dengesizlikler, bağışıklık sistemi zayıflığı ve organ fonksiyonları bozulabilir.

Bu hastalık yalnızca kilo ile ilgili değildir; temelinde genellikle düşük özsaygı, mükemmeliyetçilik, çevresel baskılar ve duygusal travmalar gibi psikolojik faktörler bulunur. Bu nedenle anoreksiya, hem ruhsal hem de fiziksel yönleriyle bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır.

Anoreksiya Nervoza Neden Olur?

Anoreksiya nervozanın kesin nedeni tek bir faktöre bağlı değildir. Bu rahatsızlık çoğunlukla biyolojik, psikolojik ve çevresel etmenlerin birleşimiyle ortaya çıkar. Kişinin kişilik özellikleri, aile yapısı, medya etkisi, toplumsal beklentiler ve yaşadığı bireysel deneyimler anoreksiya gelişiminde rol oynayabilir. Ana nedenler arasında şunlar bulunmaktadır:

  • Psikolojik nedenler: Düşük özsaygı, mükemmeliyetçilik, kontrol ihtiyacı ve yoğun kaygı bozukluğu anoreksiya gelişimini tetikleyebilir. Olumsuz beden algısı ve kilo alma korkusu ise baskın duygular haline gelir.
  • Aile ve çevre etkisi: Katı kurallara sahip, aşırı eleştirel ya da koruyucu aile yapıları, bireyin bedenini kontrol etme eğilimini artırabilir. Ayrıca çocuklukta yaşanan ruhsal travmalar ya da duygusal ihmal de hastalığın temelini oluşturabilir.
  • Toplumsal ve kültürel baskılar: Medyada idealize edilen zayıf vücut algısı, sosyal medyada beden karşılaştırmaları ve moda sektöründeki güzellik normları, özellikle genç bireyleri etkileyebilir.
  • Biyolojik yatkınlık: Anoreksiya gelişiminde genetik faktörler de etkili olabilir. Ailede benzer yeme bozuklukları geçmişi olan bireylerde risk daha yüksektir. Serotonin düzeyleri gibi bazı nörotransmitter bozuklukları da iştah ve ruh hali düzenlemesini etkileyerek bu hastalığa yol açabilir.

Anoreksiya genellikle yavaş bir şekilde gelişir. Başlangıçta “biraz kilo verme isteği” gibi masum görünen davranışlar zamanla takıntılı hale gelebilir. Erken fark edilmezse, durum kronikleşebilir ve hem fiziksel sağlığı hem de sosyal yaşamı ciddi şekilde olumsuz etkileyebilir.

  • Konsantrasyon bozukluğu,
  • Depresyon, kaygı, anksiyete,
  • Yemek zamanlarında endişeli ve huzursuz olmak,
  • Sürekli olarak vücut şekli, kilo kaybı ve katı diyetler ile meşgul olmak,
  • Düşük özsaygı ve benlik algısı.

Davranışsal belirtiler arasında, kalori sayma, yemek ritüelleri, yemek tarifleri ile meşgul olma, vücut şekli ile takıntılı davranışlar (bel ve bilek ölçme vb.), aşırı egzersiz yapma ve müshil gibi maddeler kullanma gibi örnekler yer alabilir.

Anoreksiya Belirtileri

Anoreksiya nervozanın belirtileri hem fiziksel hem de psikolojik boyutlarda görünür. Hastalığın en belirgin özelliği, bireyin ideal kilosunun çok altında olmasına rağmen hala kendini kilolu hissetmesi ve bunun sonucunda kilo almaktan korkmasıdır. Zamanla bu durum çeşitli davranışsal değişikliklere ve organ sistemi bozukluklarına yol açabilir. Anoreksiyanın dikkat çeken belirtileri şunlardır:

  • Ani kilo kaybı veya kronik zayıflık
  • Yemek yeme sıklığının ve miktarının belirgin şekilde azalması
  • Kalorileri aşırı takip etme, sürekli etiket okuma alışkanlığı
  • Aynada kendine sürekli bakma ve vücut takıntısı geliştirme
  • Aşırı egzersiz yapma, dinlenmeye tahammülsüzlük
  • Üşüme, ciltte solukluk ve saç dökülmesi
  • Adet düzensizliği veya adet görememe (amenore)
  • Konsantrasyon bozukluğu, halsizlik, baş dönmesi
  • Mide problemleri ve kabızlık
  • Sosyal ortamlarda yemek yemekten kaçınma
  • Kusma, müshil veya idrar söktürücü kullanma gibi telafi davranışları

Bu belirtiler, hastalığın ciddiyetine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Zayıflık ileri boyutlara ulaştığında, kalp ritmi bozuklukları, düşük tansiyon ve elektrolit dengesizlikleri gibi komplikasyonlar tehlikeli hale gelebilir. Bu nedenle anoreksiya nervoza belirtileri yaşayan kişiler, derhal profesyonel yardım almalıdır.

Anoreksiya Tedavisi

Anoreksiya nervoza tedavisi, çok disiplinli bir yaklaşım gerektirir. Hem psikolojik hem de fiziksel iyileşme hedeflenmelidir. Tedavi süreci, bireyin yaşı, hastalığın süresi, genel sağlık durumu ve psikolojik ihtiyaçlarına göre şekillendirilir. En etkili tedavi yöntemi, psikiyatrist, psikolog, diyetisyen ve gerekirse iç hastalıkları veya endokrinoloji uzmanını içeren bir ekip çalışmasıdır. Tedavi sürecinde kullanılan yöntemler şunlardır:

  • Psikoterapi: Bilişsel davranışçı terapi (BDT), anoreksiya tedavisinde en sık kullanılan tekniktir. Bu yöntem, kişinin yanlış beden algısını düzeltmeyi, yeme davranışlarını yeniden yapılandırmayı ve olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeyi hedefler. Aile terapisi de özellikle ergenlerde etkilidir.
  • Beslenme danışmanlığı: Diyetisyen rehberliğinde hazırlanan bireye özel beslenme programıyla vücut ağırlığı kontrollü bir şekilde artırılır. Hedef, dengeli ve sürdürülebilir bir beslenme alışkanlığı kazandırmaktır.
  • Tıbbi destek: Çok zayıf bireylerde hayati risk taşıyan komplikasyonların önlenmesi amacıyla hastaneye yatış, elektrolit takviyesi ve gerektiğinde tüple beslenme gibi yöntemler uygulanabilir.
  • İlaç tedavisi: Anoreksiya nervoza için özel bir ilaç yoktur. Ancak depresyon, anksiyete ve obsesif düşünceler için ilaç tedavisi uygulanabilir. İlaçlar, tek başına çözüm olmayıp hastaların terapi ile birlikte değerlendirilmesi gereklidir.
  • Takip ve destek: Tedavi süreci uzun bir yolculuktur. Nüks riski yüksek olduğundan, bireylerin düzenli olarak izlenmesi ve gerekirse sosyal destek gruplarına yönlendirilmesi önemlidir.

Anoreksiya tedavisi, sabır ve kararlılık gerektirir. Ancak doğru ekip çalışması, erken müdahale ve bireyin iyileşme isteği ile başarılı sonuçlar elde etmek mümkündür. Unutulmamalıdır ki anoreksiya sadece kilo sorunu değil, ciddi bir sağlık meselesidir.