
Aft Nedir ve Nasıl Geçer?
Ağız içindeki yumuşak dokularda oluşan aftlar, genellikle beyaz veya sarı renkte, kenarları kızarık ve oldukça ağrılı küçük yaralardır. Tıbbi terimi aftöz stomatit olan bu durum, tüm yaş gruplarında görülebilir ve tekrarlama eğilimi gösterir. Aftlar bulaşıcı olmasa da, yemek yeme, konuşma ve yutkunma sırasında önemli rahatsızlık yaratabilir. Kesin nedeni henüz belirlenememekle birlikte, bağışıklık sistemi tepkileri, vitamin eksiklikleri, stres ve ağız içi yaralanmalar gibi çeşitli faktörlerle ilişkili olabileceği düşünülmektedir.
Aft Nedir?
Aft, ağız içindeki yumuşak dokularda, özellikle yanak içi, dudak içi, dil, diş eti ve damakta görülen küçük, acı veren ülserlerdir. Genellikle beyaz veya sarı renkte, kenarları kızarık bir görünüm sergiler. Tıbbi adı aftöz stomatit olan bu durum, toplumun %20-25’inde görülmektedir. Aftlar tek başına olabileceği gibi, aynı anda birden fazla bölgede de görülebilir. Bulaşıcı değildir ancak tekrarlama eğilimindedir.
Aft Neden Olur?
Aftların kesin nedeni tam olarak belirlenememekle birlikte, bağışıklık sisteminin rolü oldukça büyüktür. Bağışıklık sistemi, ağız içindeki mukozayı yanlışlıkla hedef alarak iltihaplanma yaratabilir. Bunun yanı sıra, bazı tetikleyici faktörler aft riskini artırmaktadır.
Aftların başlıca nedenleri şunlardır:
- Bağışıklık sistemi tepkileri: Otoimmün yanıt nedeniyle mukozanın iltihaplanması.
- Stres: Aşırı stres ve yorgunluk aft oluşumunu tetikleyebilir.
- Ağız içi travma: Yanak ısırma, sert yiyecekler veya diş telleri etkili olabilir.
- Hormonal değişiklikler: Özellikle adet dönemlerinde artış gösterebilir.
- Bazı gıdalar: Asitli, baharatlı ya da aşırı tuzlu yiyecekler.
- Enfeksiyonlar: Viral ya da bakteriyel hastalıklar sonrası bağışıklık azalması.
- Genetik yatkınlık: Ailesinde aft öyküsü bulunan kişilerde daha sık rastlanır.
Aft oluşumunun pek çok nedeninde bağışıklık sistemindeki dengesizlikler önemli rol oynamaktadır. Vücudun savunma hücreleri bazen ağız mukozasını yabancı bir doku gibi algılayarak saldırıya geçer. Bu durum, stres, uykusuzluk ve yorgunluk dönemlerinde daha sık gözlemlenir. Romatoid artrit, çölyak hastalığı ve inflamatuvar bağırsak hastalıkları gibi otoimmün durumlar da aft riskini artırmaktadır. Grip veya soğuk algınlığı sonrası bağışıklık direncinin geçici olarak düşmesi, ağız içinde yaraların oluşmasına zemin hazırlayabilir.
Ağızda Aft Hangi Vitamin Eksikliğidir?
Aftların oluşumunda vitamin ve mineral eksikliklerinin önemli rolü bulunmaktadır. Bağışıklık sistemini destekleyen vitaminler azaldığında, ağız içi mukozası daha savunmasız hale gelir.
En sık ilişkilendirilen eksiklikler şunlardır:
- B12 vitamini eksikliği: Mukoza sağlığını korur; eksikliğinde yaralar meydana gelebilir.
- Folik asit eksikliği: Hücre yenilenmesini yavaşlatır; iyileşme süresi uzar.
- Demir eksikliği: Doku onarımını zorlaştırır; tekrar eden aftlara yol açabilir.
- Çinko eksikliği: Bağışıklık direncini azaltır.
Aft Yarasına Ne İyi Gelir?
Aft tedavisinin amacı, yaranın iyileşmesini hızlandırmak, ağrıyı azaltmak ve tekrarını önlemektir. Evde uygulanabilecek yöntemler ve tıbbi tedaviler bir arada kullanılabilir. Evde uygulanabilecek bazı yöntemler şunlardır:
- Tuzlu su gargarası: Antiseptik etkisi vardır.
- Karbonatlı su gargarası: Asit dengesini nötralize eder.
- Topikal anestezik jeller: Ağrıyı geçici olarak hafifletir.
- Antiseptik ağız gargaraları: Bakteri yükünü azaltır.
- Papatya çayı ile gargara: Yatıştırıcı ve iltihap giderici etki gösterir.
- Tahriş edici gıdalardan kaçınmak: Asitli, baharatlı ve sert yiyecekler iyileşmeyi geciktirir.
Aloe vera jeli, iltihap giderici ve yatıştırıcı etkisi sayesinde ağrıyı hafifletebilir. Karadut şurubu ile yapılan gargara, hem antiseptik etki sağlar hem de iyileşme sürecini hızlandırır. Adaçayı ve kekik çayı gargaraları, ağız içindeki mikropları azaltır. Hindistan cevizi yağı ile yapılan “oil pulling” yöntemi, ağız hijyenini destekler. Ancak bu yöntemler, medikal tedavi yerine geçmez; yalnızca destekleyici olarak kullanılmalıdır. Ağrı şiddetliyse, doktor reçetesi ile temin edilen kortikosteroid içeren ağız gargaraları veya yapışkan film şeklindeki aft bandı ürünleri tercih edilebilir.
Aft Nasıl Geçer?
Aftların tedavisinde genellikle semptomları hafifletmek ve iyileşme sürecini hızlandırmak hedeflenir. Küçük aftlar genellikle 1–2 hafta içinde kendiliğinden iyileşir; ancak ağrılı dönemi kısaltmak için çeşitli yöntemler uygulanabilir.
Aft tedavisinde kullanılan yöntemler şöyledir:
- Topikal ilaçlar: Anestezik jeller (lidokain gibi) ve kortikosteroidli merhemler ağrıyı ve iltihabı azaltır.
- Antiseptik gargaralar: Bakteri yükünü düşürerek iyileşmeyi destekler.
- Vitamin desteği: B12, folik asit, demir ve çinko takviyeleri.
- İmmün sistemi güçlendirme: Düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve stres yönetimi önemlidir.
- Ağız hijyeni: Düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımı enfeksiyon riskini azaltır.
Aftın geçme süresini hızlandırmak için ağız içinde tahrişe neden olabilecek her türlü etkenden kaçınılmalıdır. Çok sıcak içecekler, asitli meyve suları ve sert kabuklu yiyecekler yaranın iyileşmesini geciktirir. Gündüz birkaç kez tuzlu su ile gargara yapmak, yaranın temiz kalmasına yardımcı olacaktır. Sık tekrarlayan aftlarda hastalar için doktor bağışıklık sistemini düzenleyici ilaçlar önerilebilir. Diyet düzenlemesi de önemlidir; özellikle B12, folik asit, demir ve çinko yönünden zengin gıdaların tüketilmesi, hem mevcut yaraların iyileşmesini hızlandırır hem de yeni aftların oluşumunu engelleyebilir.
Aft Kaç Günde Geçer?
Aftların iyileşme süresi, boyutlarına ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir.
- Küçük aftlar (minör aftlar): 7-14 gün içinde iyileşir, iz bırakmaz.
- Büyük aftlar (majör aftlar): 2-6 hafta sürebilir ve bazen iz bırakabilir.
- Herpetiform aftlar: Çok sayıda küçük yaradan oluşur; genellikle 1-2 hafta içinde geçer.
Aft Bulaşıcı Mı?
Aftlar bulaşıcı değildir. Herpes virüsü ile karıştırılabilir; ancak aftların nedeni enfeksiyon değil, bağışıklık sistemi tepkileri ve tetikleyici unsurlardır. Bu nedenle, aynı tabaktan yemek yemek, aynı bardaktan su içmek veya öpüşmek aftın başkasına geçişine neden olmaz. Ancak, ağız hijyeninin zayıf olması, aftın iyileşme süresini uzatabilir.
Genellikle kendiliğinden iyileşseler de, sık tekrarlayan veya uzun süre geçmeyen vakalar altında yatan sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Düzenli ağız bakımı, tetikleyici gıdalardan kaçınma, vitamin eksikliklerini giderme ve stresi azaltma, aft oluşumunu önlemede önemlidir. Ağrılı dönemi hafifletmek için topikal jeller, antiseptik gargaralar ve doğal yöntemler kullanılabilir. Sık tekrarlayan ya da 2 haftadan fazla süren aftlar için mutlaka bir diş hekimi veya doktora danışmak gerekmektedir. Erken müdahale, hem yaşam kalitesini artırır hem de olası komplikasyonların önüne geçer.
Son güncellenme tarihi: 07 Ekim 2025
Yayınlanma tarihi: 09 Ağustos 2023