Berrak Tüzünataç: ‘Aile Kavramını Çok Sorguluyorum!’
NTV ekranlarında yayımlanan Empati programında Ahmet Mümtaz Taylan, oyuncu Berrak Tüzünataç’ı ağırladı.
Berrak Tüzünataç, Empati programında gerçek yaşam deneyimlerine empati kurarak, kariyerine nasıl başladığını, yaşamına dair perspektifini ve çocukluk yıllarını paylaştı.
AİLE KAVRAMINI DERİNDEN SORGULUYORUM!
Ahmet Mümtaz Taylan’ın “Aile senin için ne ifade ediyor?” sorusuna Berrak Tüzünataç, “Ben, mevcut olan her şeyi sorgulayan biriyim, bu benim doğamda var… Aile tabu olduğu için, sürekli sorguladığım bir konudur. Bu kadar yüceltilmesi……
Gerçekte, hayatımda tanıdığım insanlar, izlediğim filmler, okuduğum kitaplar, haberler ve belgeseller, aile kavramı işlevsel olduğunda harika bir yapıya sahip! Fakat, bu durum o kadar sınırlı kalıyor ki! Sevgi, destek, cesaret ve kabuli üzerine kurulu doğru işleyen ailelerin oranı oldukça düşük!
Benim aile hakkındaki düşünceme gelince! Eğer güzelse, harika; fakat değilse, o bağı koparmayı bilmek gerekiyor, çünkü hayatlar boşa geçiyor. İnsanlar, nesilden nesile aktarılan aynı hikayeleri yaşamaktan vazgeçemiyor!”
HENÜZ KABUL GÖRDÜĞÜM BİR AŞKI YAŞAMADIM
Aşk konusuna gelince, artık şansa inanmıyorum. Aşk, emek vererek elde edilen bir tercih ve seçimdir. Şu ana kadar, kendimi içinde var hissettiğim ve kabul gördüğüm bir aşk yaşamış değilim!
Kimseyi kırmak istemiyorum ama, yalan söyleyemem. Uzun ilişkilerim olmadı, fakat dostluklarım oldukça derindir.
HALDEN ANLADIKLARI İÇİN ÜNLÜLERLE İLİŞKİ YÜRÜTTÜM…
Ahmet Mümtaz Taylan’ın “Seni tanıdığımızdan beri sürekli göz önündesin, göz önündeki insanlarla ilişki yaşadın” sorusuna Berrak Tüzünataç, şu şekilde yanıt verdi: “Hayatımızdaki iş temposu benzerlik gösteriyor.
Bu senin için de geçerli, halden anlamak karşılıklı olarak önemli; bir kameranın gelmesi durumunda nasıl davranılacağını bilmek gibi, ortak noktalarımızın olması benim düşünceme göre bu ilişkileri şekillendirdi… Kendini sıfırdan anlatmak zor olabilir; halden anlamak oldukça kıymetli…”
ŞÖHRETE HAZIRLIKSIZ YAKALANDIM
Berrak Tüzünataç’ın şöhret konusundaki görüşü ise şöyleydi: Şöhretin iki türü vardır. Birisi, ilgi alanları, görsellik ve yetenekleriyle gelen şöhret, diğeri ise arzulanan şöhrettir. Bu ikisinin şöhretle baş etme tarzı farklıdır.
Ben, başına gelenler kategorisine giriyorum. Şöhret yolculuğum oyuncu olmadan önce başladı. Şimdi bunu kabul edip, yerleştirmeye ve dengelemeye çalışıyorum. Hazırlıksız bir şekilde üne kavuşmuş durumdayım.
Şöhrete uyum sağlamak gerekiyordu benim için. Şöhretin en karmaşık yanı, göz önünde büyümek. Arkadaşlarınız, çocukluk dostlarınız, kuzenleriniz ve okul arkadaşlarınızın geçirdiği süreçlerde sizin zorluklarla karşılaşmanız gündeme geliyor. Herkesin hakkı olan bir konudur, bu durum bende de söz konusu. En zor kısım ise, büyüme sürecidir.
