
Mevsim değişikliklerinde cilt bakımını nasıl yapmalıyız?
Bu içerik Dr. Şebnem Utku tarafından yazılmıştır.
Cilt, çevresel faktörlerle doğrudan temas eden tek organımızdır. Bu yüzden sadece genetik ve içsel etkiler değil, çevresel etmenler de yaşlanma sürecini önemli ölçüde etkiler. Mevsim geçişlerinde meydana gelen ısı, nem, rüzgâr ve ultraviyole ışınlar cilt üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Yaz aylarında artan sıcaklık ve nem, cilt gözeneklerinin açılmasına, sebum üretiminin azalmasına ve kılcal damarların genişlemesine yol açar. Yaz sonlarına yaklaşırken, cildin en üst tabakası (epiderm) kalınlaşır; uzun süreli ultraviyole hasarı nedeniyle ise orta deri (kollajen ve elastin içeren katman) incelir. Ultraviyoleye bağlı olarak yüzeysel ve derin pigmentasyonlar oluşur, kılcal damarlar belirginleşir ve mevcut cilt sorunları ile alerjiler tetiklenir. Cilt daha az nemli, daha yağsız ve dış etkenlere daha duyarlı hale gelir.
Havanın soğumasıyla gözenekler sıkılaşır ve yağ-sebum üretimi artar. Dolaşım sistemi, ısı kaybını önlemek için kanı daha derin alanlara yönlendirdiği için cildin kan akışı azalır. Bu durum cildin beslenmesini olumsuz etkiler, cilt daha renksiz ve donuk görünür. Rüzgâr da ciltte ani nem kaybına, yüzeyin fazla kurumasına ve çatlamasına neden olur.
İlginizi çekebilir: Gece cilt bakımı nasıl olmalı?
Yaz aylarında akne, sivilce, sedef ve egzama gibi cilt sorunları bir süreliğine ortadan kalkar. Ancak yazın bitmesiyle, ultraviyole ışınlarının bu iyileştirici etkisi azalmaktadır. Bu nedenle kış ayları, bahsi geçen hastalıkların nüks ettiği dönemler olarak değerlendirilebilir. Ayrıca yaz mevsiminden daha az nemli, kollajeni hasar görmüş, kılcalları genişlemiş ve renk ile nem düzensizlikleri artmış cilt ile soğuk havalara beklenmedik bir geçiş, mevcut rahatsızlıkları belirginleştirip alerjik reaksiyonları ve kuruluğu artırabilir, cildi yıpratır. Özetle, koruma işlevi bozularak daha duyarlı ve reaktif hale gelen cildiniz, özel bir bakıma daha fazla ihtiyaç duyacaktır.
Öncelikle cildin, ölü hücrelerle kalınlaşan üst tabakadan arındırılması önemlidir. Bunun için doğal meyve asitleri kullanılabilir. Bu ajanlar, ciltteki kuruluk, leke, kırışıklık veya akne izlerinin derinliğine göre değişen konsantrasyonlarla uygulanabilir. Deri yaşlanmasının önlenmesi ve tedavisi için etkili ve güvenilir bir yöntem olan bu işlem, her sonbahar 2–3 seans olarak veya daha büyük şikayetlerde bir tedavi kürü olarak kullanılabilir. Cildin daha parlak, pürüzsüz olmasını ve gözeneklerin daha sıkılaşmasını sağlar; ince kırışıklıkları azaltır. Belirgin ve derin izler içinse lazerle soyma işlemi güneşsiz mevsimlerde idealdir. Kimyasal peeling yöntemi ile derinin üst tabakaları tedavi edilirken, mezolifting yöntemiyle de derinin alt tabakaları tedavi edilir. Cildin kaybettiği nem, vitamin, aminoasit ve mineral desteği, deri altına ufak iğnelerle enjekte edilir. Sigara, alkol kullanımı, stres, hava kirliliği, güneş ve yılların olumsuz etkileri azaltılmaya çalışılır.
Cildin bütünlüğü göz önünde bulundurulmalıdır. Ellerde ve dekolte bölgesinde gevşeme, sarkma ve lekelerin giderilmesi için gerekirse mezoterapi, peeling, kriyoterapi ve lazer uygulamaları yapılabilir. Mezoterapinin bir çeşidi olan PRP (platelet-rich plasma) enjeksiyonunda, kişiden alınan kandaki onarıcı özellik taşıyan trombositler ayrıştırılarak kişinin cildine enjekte edilir. Hızlı sonuçlar veren etkili bir anti-aging yöntemidir. Doğru bakım ve nemlendirme de bu sürecin önemli bir parçasıdır. Cilt, soğuk havalarda nem kaybını telafi etmek için normalden fazla yağ üretir ve bu durum akne ve siyah nokta oluşumuna yol açabilir. Bu nedenle derinlemesine nemlendiren serum ve maskelerin kullanılması, cilt temizliği ve eksfoliasyon (ölü üst derinin atılması), mevsime ve cildin mevsimsel ihtiyaçlarına uygun ürünler kullanımı son derece önemlidir.
İlginizi çekebilir: Cilde iyi gelen asitler nelerdir?
Cilt tipine uygun, alkol içermeyen bir temizleyici ile günde en az bir kez temizlik yapılmalıdır. Makyaj temizleyicilerin ve cilt temizleyici ürünlerin aynı işlevi görmediği bilinmelidir. Makyaj temizleyici ürünler genellikle çözücü ve yağ içerir ve susuz kullanılabilirler. Cilt temizleyiciler ise makyaj temizlendikten sonra su ile birlikte kullanılmalıdır. Günlük temizlik dışında, cilt tipinize göre doktorunuzun önerdiği aralıklarla derin temizlik, eksfoliasyon veya (granüllü, enzimatik veya kimyasal) peeling uygulamalarına da ihtiyaç vardır.