
Mafia: The Old Country İncelemesi
Hangar 13, 2020 yılında Mafia Definitive Edition ile serinin mirasına ne kadar saygılı olduğunu gösterdi. Ancak bu sefer, sadece bir mirası yenilemekle kalmıyor, aynı zamanda Sicilia Mafyası’nın köken hikayesini anlatma gibi cesur bir amacı üstleniyor. Bu kez 1900’lerin başlarındayız. Amerika’daki organize suçun parlak yükselişinden çok önce, yoksulluk, adaletsizlik ve feodal düzenin hâkim olduğu bir adadayız. Bu seçim, oyunu anında serinin diğer bölümlerinden ayırıyor ve anlatım potansiyelini artırıyor. Popüler kültürün genellikle romantize ettiği Amerikan Mafyası’nın aksine, The Old Country meselenin özüne iniyor.
Mafia The Old Country ile Sicilya’ya gidiyoruz
Oyunun geçtiği Sicilya, video oyunları tarafından çoğu zaman karikatürize edilmiş ve potansiyeli israf edilmiş bir diyar. Ancak geliştirici ekip, bu zorlu yükün altından kalkmak için zeki bir hamle yaparak, Remothered gibi yapımlarla tanınan İtalyan stüdyo Stormind Games ile iş birliği yaptı. Bu ortaklığın muhtemel sonuçları, oyunun her karesinde kendini gösteriyor.
Mafia: The Old Country, bir oyunda gördüğüm en gerçekçi ve ruhu olan Sicilya tasvirini sunabilir. Bu sadece görsel bir başarı değil. Kükreyen güneşin altında taş evlerden zeytin ağaçlarının gölgesindeki patikalara, kükürt madenlerinin klostrofobik dehlizlerinden Etna’nın heybetli silüetine kadar her detay, o dönemin ruhunu yansıtmak için özenle işlenmiş. Görsellik, lehçe ve müzik. Bu üç unsur, oyunun atmosferini zirveye taşıyor. Size tavsiyem, mutlaka oyunu orijinal Sicilya seslendirmesiyle oynamanız. Karakterlerin dudaklarından dökülen her kelime, hikayenin ağırlığını omuzlarınıza yüklüyor. Bu, sadece bir oyunu oynamak değil, adeta o döneme ait bir filmin içine dalmak gibi.
Kaderin Çizdiği Yol: Doğrusal Anlatının Gücü ve Zayıflığı
Serinin hayranları, özellikle Mafia III’ün geniş açık dünyasından sonra bazı beklentilere sahip olabilir. Ancak Hangar 13, bu beklentileri bir kenara itip cesur bir karar alıyor. Mafia: The Old Country, neredeyse tamamen doğrusal bir deneyim. Görevden göreve, sahneden sahneye geçen, sinematik anlatımı her şeyin önüne koyan bir yapı bu.
Bu durum bir eksiklik mi? Amacınıza göre değişir. Eğer Sicilya kırsalında özgürce at koşturup, küçük kasabaların sırlarını keşfedeceğiniz bir açık dünya bekliyorsanız, hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Geliştiricilerin yarattığı dünyanın keşfe kapalı olması bana az da olsa bir tatminsizlik hissettirdi. Ancak, madalyonun diğer yüzünde, bu doğrusal tasarımın hikaye anlatımına muazzam bir odak ve tempo katkısı sağladığı gerçeği var. Oyun, sizi bir an bile boş bırakmıyor; kahramanımız Enzo Favara’nın kaderinin raydan çıkmasına asla izin vermiyor. Bu, aslında tematik bir tercih: Enzo, bulunduğu koşulların bir mahkumu ve oyuncu olarak biz de onun bu kaçınılmaz yolculuğuna eşlik ediyoruz. Bu bir oyun alanı değil, bir kader çizgisi.

Oynanış Mekanikleri
Görevler, gizlilik ve çatışmanın bir karışımını sunuyor. Çoğu senaryoda, düşmanları tek tek sessizce etkisiz hale getirme ya da silahlarınızı kullanarak ortalığı kan gölüne çevirme seçenekleriniz var. Gizlilik, düşmanın arkasına sızdığınızda tetiklenen basit bir mini oyun ile devreye giriyor: doğru zamanda doğru tuşa basarak düşmanı etkisiz hale getiriyorsunuz. Cesetleri gizlemek için etrafa bolca sandık yerleştirilmiş. Ancak burada dikkat çeken garip bir detay, her sandığın en fazla üç ceset barındırabilmesi ve her seferinde sihirli bir şekilde boşalması. Bu küçük mantıksızlık, oyunun genel titizliğine gölge düşürüyor.
Gizlilik başarısız olduğunda ise barut kokusu havaya karışıyor. Döneme uygun tabancalar, pompalı tüfekler ve uzun namlulu silahlarla dolu bir cephanelik sizi bekliyor. Siper tabanlı çatışma mekanikleri sağlam ve tatmin edici. Düşman yapay zekası, gizlilik anlarında biraz kör olsa da, çatışma başladığında oldukça proaktif davranarak üzerinize geliyor ve yanlardan sarmaya çalışıyor.
Bununla birlikte, oyunun en büyük mekanik hayal kırıklığı, gizlilikten yakın dövüşe geçişin olmaması. Sinsice yaklaştığınız bir düşman sizi son anda fark ederse, yumruk yumruğa bir kavgaya girmeniz mümkün olmuyor. Anında silahlara geçmek zorunda kalıyorsunuz. Bu durum, özellikle anlık ve kaotik mafia çatışmalarının ruhunu yakalamada bir eksiklik hissettiriyor.

Oyun bu eksiği, sinematik bıçak düelloları ile telafi etmeye çalışıyor. Kilit karakterlerle girdiğiniz bu bire bir dövüşlerde, kamera bir dövüş oyunundaki gibi sabitleniyor ve ortaya iyi kurgulanmış, gerilim dolu anlar çıkıyor. Savunma, karşı saldırı ve kaçınma hareketleriyle rakibinizin direncini kırmaya çalıştığınız bu düellolar, oyunun akılda kalıcı anlarından bazılarını oluşturuyor.
Enzo Favara’nın Hikayesi
Tüm bu mekanikler, tek bir amaca hizmet ediyor: Enzo Favara’nın trajik hikayesini anlatmak. Kükürt madenlerinde neredeyse köle olarak çalışan bir yetim genç olan Enzo, arkadaşının trajik ölümünün ardından kaderine isyan edip kaçar ve yolu yerel Don Bernardo Torrisi ile kesişir. En alt basamaktan başladığı bu yeni “ailede”, cesareti ve sadakatiyle basamakları tırmanmaya başlar.
Hikaye, türün klişelerinden besleniyor: yetenekli bir gencin kanlı yükselişi ve kaçınılmaz çöküşü. Büyük sürprizler veya beklenmeyen gelişmeler beklemeyin. Ancak The Old Country’nin başarısı, ne anlattığında değil, nasıl anlattığında yatıyor. Hikaye, özellikle sinematik ara sahnelerde olağanüstü bir işçilikle sunuluyor. Yüz animasyonları, seslendirmeler ve yönetmenlik, sizi koltuğunuza bağlıyor. Karakterler, bazıları klişe olsa da, o kadar iyi yazılmış ve canlandırılmış ki, yaklaşık 12 saatlik oyun süresinin sonunda bile zihninizde yaşamaya devam ediyorlar.

Teknik performans nasıl?
Unreal Engine 5 ile geliştirilen oyun, özellikle çevre detayları ve aydınlatma noktasında etkileyici bir performans sergiliyor. Doğrusal yapının bir avantajı olarak, teknik sorunlar ve takılmalar minimum düzeyde. PC sürümünde ışın izleme yok, ancak DLSS, FSR ve XeSS gibi modern teknolojilerin tümü mevcut. Maksimum ayarlarda 4K çözünürlükte bile mütevazı VRAM kullanımı, oyunun iyi optimize edildiğinin bir göstergesi. RTX 4070 Ti ekran kartında DLSS kalite modunda ve kare oluşturma açık şekilde 4K çözünürlükte Epic ayarlarda 80 FPS ve üzeri aldığımızı belirtelim.
Ve son olarak, muhteşem müzikler. Oyunun ruhunu tamamlayan, atmosferi iliklerinize kadar hissetmenizi sağlayan o özel müzikler. Geleneksel Sicilya melodilerinden, gerilimi arttıran orkestral parçalara kadar her nota, anlatılan hikayenin duygusal yükünü taşıyor.

Değerlendirme
Mafia: The Old Country, herkes için bir oyun değil. Açık dünyanın sunduğu özgürlüğü ve yan görevlerin çeşitliliğini arayanlar için hayal kırıklığı olabilir. Ancak, tamamen hikayeye adanmış, sinematik ve güçlü bir anlatı deneyimi arayanlar için son yılların en unutulmaz yapımlarından biri. Oyunun en büyük “kusuru” olarak görülen doğrusal yapısı, aslında onun en önemli tematik gücüdür.
Hangar 13, bize keşfedilecek bir dünya değil, tanıklık edilecek bir kader sunuyor. Mafia: The Old Country, oynanabilir bir Baba filmi, interaktif bir Cosa Nostra belgeseli gibi. Fiyat etiketini de göz önünde bulundurursak, mafya anlatılarına ilgi duyan herkesin bu kanlı ve onurlu yolculuğa çıkmasını tavsiye ederim. Bu, serinin geçmişine bir saygı duruşu ve geleceği için umut verici bir başlangıç.
Artıları
- Atmosfer ve Özgünlük: Bir oyunda görülmüş en ruhsal ve detaylı Sicilya tasvirlerinden bir tanesi.
- Olağanüstü Anlatı ve Karakterler: Klişe bir çerçevede yükselmesine rağmen, sunumu, seslendirmeleri ve temposuyla içten bir hikaye.
- Sinematik Sunum: Özellikle ara sahneler ve bıçak düelloları, yüksek kalitede bir film deneyimi sunuyor.
- Doğrusal Yapının Hikaye Anlatımını Güçlendirmesi: Odaklı ve tempolu bir deneyim sunarak oyuncuyu hikayenin içinde tutuyor.
- Müzikler: Oyunun atmosferini tamamlayan, gerçekten etkileyici bir soundtrack.
Eksileri
- Sıfır Keşif ve Yan Aktivite: Dünya, büyük ölçüde bir dekor olmaktan öteye geçemiyor.
- Eksik Oynanış Mekanikleri: Gizlilikten yakın dövüşe akıcı bir geçişin olmaması gibi bazı cilalanmamış noktalar.
- Yenilikçi Olmayan Görev Yapısı: Oynanış döngüsü bir süre sonra tekrar edici hale gelebilir.