En İyi Video Oyun Romantikaları: Aşkın En Güzel Hikayeleri

Nathan ve Elena’nın ilişkisinin en güzel yanı ne kadar sarsıntılı olduğudur. Başlangıçta birbirlerine biraz karşıtken, tehlikeli bir durum sayesinde bir araya geliyorlar. İkisi de birbirine pek çok şeyde benziyor, ama oyunlar arsında ayrıldıkları ve sonunda ilişkilerini yeniden canlandırdıkları bir dönem var; son oyunda ise Nate’in bencilliği yüzünden tekrar ayrılmanın eşiğine geliyorlar. Bencilliği, bir maceraya atılmak istemesi değil, bunun hakkında yalan söylemek zorunda hissetmesidir — Elena bunu en iyi anlayacak kişi. Bu, çoğu oyunun dokunmadığı gerçek, insana özgü bir davranıştır. Özgürlüğün ne kadar zor olabileceği zor bir dönemde bile, aralarındaki bağı güçlendiren şey, ikisinin de birbirinden vazgeçmemesidir.

Tidus ve Yuna’nın ilişkisi oldukça acı tatlı bir hikaye içeriyor. Tidus, Yuna’yı, dünya üzerindeki Sin canavarıyla mücadele etmesi için korumayı kabul eder; fakat grubun içindeki tek kişi, bu görev sırasında Yuna’nın öleceğini bilmemektedir. Seyahatleri boyunca birbirlerine yardımcı olarak, ebeveynlerinin gölgelerinden çıkabilmeleri için birbirlerinin büyümelerini sağlıyorlar. Tidus ve grup, döngüyü kırsa da, zamanla gerçek bu olayın bir rüya olduğunu anlıyorlar. Sin’i öldürmek, Tidus’ın birçok anıylı ve onun varlığını sona erdirecek. Bu oyunu oynayıp, Yuna’nın son bir kez Tidus’u kucaklamaya çalıştığında, ona geçemediği anı izleyip gözyaşlarınızı tutabilen var mı?

Bir oyunun, içinde hiçbir etkileşim görmediğimiz bir çifti sevmemizi sağlamak için olağanüstü bir yazıma ihtiyacı var. Gone Home, ailemizin içinde neler olduğunu keşfettiğimiz bir oyun, bunun içinde kız kardeşiniz Samantha’nın Lonnie adında bir kıza aşık olduğunu öğreniyoruz. Oyun boyunca, gerçek yaşamlarına dair video oyunları ve müzik üzerinden nasıl bir bağ kurduklarını görüyoruz. İkisi için de yeni bir deneyim olan bu ilişki, benliklerini arama sürecinde birbirilerine nasıl yardımcı olduklarını gösteriyor. Sonunda, kabul görmedikleri ailelerinden kaçmak için birlikte gitmeye karar verdiklerini öğreniyoruz.

İster erkek Shephard olun, ister kadın, Garrus, üç Mass Effect oyununda en iyi romantizm seçeneğidir. İlk baştan itibaren, Garrus, Reaper’lara karşı savaştığınız mücadelede yanınızdadır, ama onun sadakati bununla sınırlı değil. Diğer birçok romantizmin aksine, Shephard ve Garrus çifti gerçekten bir takım gibi hissediliyor. Aralarındaki güven ve derin ahlaki değerler, Shephard’ı da şekillendiriyor. Garrus, sizi daha iyi bir karakter yapıyor (eğer bir cani olmaya çalışmıyorsanız) ve kendisinin beklediği versiyonunu hayata geçirme isteği uyandırıyor. Belki tuhaf bir kuş görünümünde olabilir ama yüreği altın gibi değerli.

Bazıları, Geralt ve Yennifer’in gerçek çift olduğunu iddia etse de, bence Triss, Witcher için daha uygun bir romantizm. Çünkü Geralt ve Yennifer’in ilişkileri asla sağlıklı olmamıştı. Yennifer ile Geralt, Ciri’nin evlatlık ebeveynleri olarak daha iyi birer ortak gibi görünüyorlar. Triss ise Geralt’ın eksikliğini tamamlayan kişidir. O sıcak ve nazik, ama adaletsiz muamele görmeyecek kadar da güçlü. Geçmişinde Geralt’ın hafızasının kaybolduğu zaman onu bulan kişisi o. Yennifer’in aksine, Triss, Geralt’ı asla bırakmamış ya da kendi ihtiyaçlarını onun önüne koymamıştır.

Bu romantizmin çoğu insan için mantıklı görünmeyeceğini anlayabiliyorum, çünkü Sora ve Kairi neredeyse hiç ekran süresi paylaşmıyorlar. Ama beni dinleyin. Bu ilişki, karakterler arasındaki mesafeye kuruldu. Sora’nın, serinin başında Kairi’ye karşı bir aşk beslediğini biliyoruz ve onu bulup kurtarmak için savaşırken bu hislerin nasıl büyüdüğünü görüyoruz. Bir kez kurtardığında, çok kısa bir buluşma yine Sora’nın Riku’yu kurtarmak için onunla ayrılması gerektiği bir duruma gelmesiyle son buluyor, ama yalnızca onun güvende olduğunu bildiği için. Bu alışılmadık bir durum ama kalplerinin her zaman birbirine geri dönme yolu bulması çok dokunaklı.

İlk olarak bahsettiğimiz çiftlerin hiçbiri, Ellie ve Dina kadar zor koşullarda oluşmamıştı. The Last of Us‘da Ellie ve Dina’nın her anlamda zorlu bir mücadeleleri var. Dünya durumuna rağmen ilişkilerine hoşgörüsüz olan insanlar var, ayrıca doğa, enfekte ve diğer insan grupları gibi fiziksel tehlikelerle de uğraşmaları gerekiyor. Tek bir küçük ışık noktası olan bu ilişki, ne yazık ki yaralarını kapatmayı başaramıyor. Dina, Ellie’ye intikam almak için her şeyi göze alıyor ama nihayetinde bu intikam hırsı aralarını açıyor. Yine de, tekrar birleşme umudunun olduğu bir gelecek var, ama o hikaye henüz yazılmadı.