Gezi

İstanbul’la Bitişik Yürüyüş Parkurları | Turna.com

Doğanın kollarında kaybolmak, şehrin gürültüsünden uzaklaşmak ve kendinizi yenilemek için İstanbul’dan çok uzakta olmanıza gerek yok. İstanbul’un hemen yanı başındaki muhteşem yürüyüş yolları, doğaseverler için oldukça elverişli. Hafta sonu kaçamağı yapmak veya şehirden uzaklaşarak biraz dinlenmek isteyenler için bu rotalar, doğanın sakinliğini ve huzurunu sunuyor. Bu güzergahlarda, hem şehrin stresinden uzaklaşmanın keyfini çıkarabilir hem de yeni yerler keşfedebilirsiniz.

Bu yürüyüş rotaları, spor yapmak ve temiz havanın tadını çıkarmak için harika bir seçenek. Kimi zaman bir ormanın derinliklerinde yürüyüş yapabilir ve kuş seslerini dinleyebilir, kimi zamansa bir göl kenarında oturup manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. İster tercihiniz, ister önceliğiniz ne olursa olsun, İstanbul ve çevresinde keşfedilecek pek çok muhteşem yer var. İşte şehrin karmaşasından uzaklaşıp huzur bulabileceğiniz en güzel yürüyüş rotaları:

İstanbul’un en popüler yürüyüş rotalarından biri olan Belgrad Ormanı, şehrin karmaşasından uzaklaşmak isteyenler için harika bir alternatif. Sarıyer’de bulunan bu geniş orman, şehre yalnızca 20-25 kilometre mesafede. Toplu taşıma veya özel araçla kolayca ulaşım sağlanabiliyor.

Belgrad Ormanı, düzgün yürüyüş parkurları, piknik alanları ve zengin bitki örtüsü ile göz alıyor. Sabah erken saatlerde yürüyüşe başlayarak kuşların şarkıları eşliğinde doğayla iç içe bir gün geçirebilirsiniz. 6 kilometrelik Neşet Suyu koşu parkurunda spor yapabilir veya döneme bağlı olarak yaban hayatı gözlemleyebilirsiniz. Ormanda bisiklet sürmek ve fotoğraf çekmek gibi çeşitli aktivitelerle de keyifli vakit geçirebilirsiniz.

Pendik ve Kartal sınırında yer alan Aydos Ormanı, Anadolu Yakası’ndaki doğaseverler için ideal bir yerdir. İstanbul’un merkezine yakın olmasına rağmen, burası şehrin karmaşasından uzak bir sığınak sunuyor. Huzurlu atmosferi ve doğal manzaralarıyla ziyaretçilerini adeta büyülüyor.

Orman, hafif zorluktaki yürüyüş parkurları ve Aydos Tepesi’nde bulunan panoramik manzaralarıyla dikkat çekiyor. Tepenin zirvesine ulaştığınızda Marmara Denizi ve Adalarını görebilirsiniz. Ayrıca, bölge ailece piknik yapmak ve temiz havanın tadını çıkarmak için harika bir seçenek. Bahar aylarında çiçek açan ağaçların manzarası, yürüyüşünüzü daha da keyifli hale getiriyor.

Kocaeli’nin Gebze bölgesinde bulunan Ballıkayalar Tabiat Parkı, İstanbul’a sadece 1-1,5 saat uzaklıkta. Doğa sporlarına ilgi duyanlar için oldukça cazip bir bölge olan bu park, kaya tırmanışı ve kamp gibi aktiviteler için sıkça tercih ediliyor.

Parkın en dikkat çekici özelliği, vadi boyunca akan çayı ve küçük göletlerdir. Burada hem huzurlu bir yürüyüş yapabilir hem de manzarayı fotoğraflayabilirsiniz. Vadinin derinliklerine ilerledikçe çeşitli bitki türlerini görebilir ve doğal yaşamın izlerini takip edebilirsiniz. Bölgeyi ziyaret ederken yanınıza uygun yürüyüş ayakkabısı ve biraz enerji atıştırmalığı almayı unutmayın; parkur yer yer engebeli olabiliyor.

Doğa tutkunlarının vazgeçilmez adreslerinden biri olan Polonezköy, İstanbul’un Beykoz bölgesinde bulunuyor. Şehir merkezine yalnızca 30-40 dakika uzaklıkta olan bu bölge, temiz havası ve yürüyüş parkurlarıyla dikkat çekiyor.

Polonezköy Tabiat Parkı, doğada vakit geçirmek isteyenler ve güzel bir kahvaltının tadını çıkarmak isteyenler için ideal. 5 kilometrelik yürüyüş parkuru, düz bir alana sahip olup herkes için uygundur. Parkurun sonunda, yerel lezzetlerin sunulduğu restoranlarda mola verebilirsiniz. Ayrıca, Polonezköy’de düzenlenen çeşitli festivaller ve etkinlikler de bölgeye ayrı bir canlılık katıyor.

Tekirdağ’da bulunan Uçmakdere, yürüyüş ve yamaç paraşütü gibi adrenalin dolu aktiviteler için ideal bir rota. İstanbul’a 3 saatlik bir mesafede yer alan bölge, temiz havası ve Marmara Denizi manzaralarıyla dikkat çekiyor. Buradaki doğa, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında en güzel halini alıyor.

Yürüyüş parkurları, hem doğa severler hem de macera tutkunları için uygundur. Eski bir Rum köyü olan Uçmakdere’de tarihi yapıları keşfedebilir ve köyde üretilen organik ürünleri deneyebilirsiniz. Yürüyüş sonrasında sahilde oturup küçük bir mola vermeyi unutmayın. Özellikle gün batımındaki manzaralar, unutulmaz fotoğraflar çekmek isteyenler için eşsiz bir fırsat!

Adını Arapça’da “aşık” anlamına gelen “maşuk” kelimesinden alan Maşukiye, şehirden uzaklaşıp huzur arayanlar için birebir. Sapanca Gölü’nün hemen yanındaki bu bölge, yemyeşil ormanları ve serin dereleriyle ünlüdür. Maşukiye, bölgedeki şelaleleri ve doğal göletleriyle de tanınıyor.

İstanbul’a yaklaşık 2 saat uzaklıkta olan Maşukiye, nefis köy kahvaltıları ile de dikkat çekiyor. Her hafta sonu sakin bir atmosfer arayan birçok İstanbullunun tercih ettiği bir kahvaltı noktası… Burada hem fiziksel hem ruhsal bir yenilenme yaşayabilirsiniz. Yürüyüş sonrasında alabalık restoranlarından birine uğramadan dönmeyin. Ayrıca at binmek ve ATV turları gibi çeşitli etkinlikler, burayı her yaş grubundan ziyaretçi için çekici kılıyor.

Kocaeli’nin eteklerinde bulunan Menekşe Yaylası, çeşitli trekking parkurlarıyla macera severlere kapı açıyor. İstanbul’dan 3-3,5 saat uzaklıkta, doğa ile iç içe bir kaçış noktası burası. Bölgedeki dağ evleri ve kamp alanları, yaylada huzurlu bir konaklama imkanı sağlıyor.

Bölge çam ormanlarıyla çevrili olup harika kamp olanaklarına sahip. Menekşe Yaylası’nda yürüyüş yaparken çeşitli bitki türlerini ve belki de geyikleri görme şansınız olabilir. Sıkça fotoğraflanan bu bölge, doğa fotoğrafçıları için bir cennet. Özellikle sonbaharda yaprakların dökülmesiyle ortaya çıkan manzaralar, kaçırılmaması gereken bir fotoğraf fırsatı sunuyor!

Yalova’nın sınırları içinde yer alan Dipsiz Göl, adı gibi derin ve gizemli bir mekandır. İstanbul’dan 2 saatlik bir yolculukla ulaşılabiliyor. Sessizliğin ve huzurun adresi olan bu göl, çevresindeki patikalarla yürüyüş tutkunlarını kendine çekiyor. Gölün etrafındaki ormanlar, hem yürüyüş hem de piknik için ideal bir ortam sağlamaktadır.

Göl etrafında yapacağınız bir tur, zihninizi boşaltmanıza yardımcı olur. Doğayla baş başa kalıp fotoğraflar çekmek için harika bir noktadır. Gölün efsanevi hikayelerini de yerel halktan dinlemeyi unutmayın. Ayrıca, göl yakınlarında bulunan Erikli Şelalesi de mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasındadır.

Bursa’nın Mustafakemalpaşa bölgesinde bulunan Tacir Kanyonu, macera sevenlerin gözdesidir. İstanbul’a 2.5 saatlik bir mesafede, etkileyici kanyon yapısı ve berrak sularıyla dikkat çekiyor. Kanyonun zorlu patikaları ve göz alıcı şelaleleri, doğayla baş başa bir macera arayanlar için idealdir. Ancak bu rotanın zorluk seviyesinin yüksek olduğunu ve herkes için uygun olmayabileceğini unutmamak gerekir.

Zorlu parkurlar ve çayır alanları, bu bölgeyi hem adrenalini sevenler hem de huzur arayanlar için cazip hale getiriyor. Yürüyüş sonrasında kanyondaki küçük şelalelerde serinlemek de mümkün, ancak her zaman dikkatli olmalısınız. Ayrıca, bölgede düzenlenen rehberli turlar sayesinde doğayı daha yakından tanıyabilirsiniz.

Şehrin kuzeydoğusunda yer alan Ulupelit, Şile’nin sakin bir köyüdür. İstanbul merkezine yalnızca 1 saat uzaklıkta bulunan bu bölge, yürüyüş ve kamp aktiviteleri için harika bir alternatiftir. Köyün huzurlu atmosferi, şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenler içinidealdir ve çevre illerin genellikle ilk tercihlerindendir.

Köyün çevresindeki orman yolları, hafif yürüyüş parkurları için idealdir. Bahar aylarında rengarenk çiçeklerle dolu alanlar, bölgeye ayrı bir güzellik katıyor. Burada hem günün keyfini çıkarabilir hem de yerel halkın el yapımı ürünlerini keşfedebilirsiniz. Çevredeki doğal alanlarda kamp yapmak da mutlaka yapılacaklar listenizde olmalı!

Doğada yürüyüş yaparken uygun ayakkabı giymek, en önemli kurallardan biridir. Ayağınızı sıkan veya desteklemeyen bir ayakkabı, gününüzü ve sağlığınızı olumsuz etkileyebilir. Yanınızda su, enerji atıştırmalıkları ve ilk yardım çantası bulundurmayı unutmayın. Hava durumunu önceden kontrol etmek ve güzergahı detaylı bir şekilde planlamak da büyük önem taşıyor.

Doğada kendinize ve çevreye zarar vermemek için çöplerinizi toplamak ve sessizliği bozmamak gerekir. Aynı zamanda yürüyüş sırasında dikkatli olmalı ve doğanın dengesini bozmamak için belirlenmiş patikalardan ayrılmamalısınız. Eğer yürüyüş konusunda kendinize güvenmiyorsanız, acemiyseniz veya sadece daha emniyetli bir yürüyüş yapmak isterseniz rehberli etkinlikleri tercih edebilirsiniz. Bu basit kurallara uyduğunuzda, doğada geçirilen zamanı daha verimli değerlendirebilir ve sağlıklı bir şekilde eve dönebilirsiniz.