Aşk ve İlişkiler

Aşkın Yaz Dönemi

Yaz aşkınız sizi hayal kırıklığına mı uğrattı?
Her yazın bir sonu olduğu gibi, her aşkın da bir sonu olabilir. Eğer böyle bir durumla karşı karşıyaysanız hemen bir acil durum planı yapın ve bu durumu yara almadan atlatın.
• Arkadaşlarınız için bir araya gelin! Kız kıza düzenleyeceğiniz bir ‘yaz aşkına veda’ töreniyle, içindeki acıyı dışarı atabilirsiniz.
• Spor yapmaya ve yürüyüşlere zaman ayırmaya çalışın. Hem yaz boyunca elde ettiğiniz fit görünümünüzü koruyacak, hem de aşk acısını üzerinizden atacaksınız. Spor yaparken salgılanan hormonlar, sizi depresyondan uzak tutacaktır.
• Komedi filmleri haftası yapmaya ne dersiniz? Her gün bir komedi filmi izlemek, ruhunuza iyi gelecektir. Özellikle dostlarla izlendiğinde, kahkahalar acınızı hafifletir.
• Hayatınıza yeni bir yön katmayı düşünün. Örneğin, bir tiyatro grubuna katılabilir veya diksiyon kursuna yazılabilirsiniz.
Hayat, iniş ve çıkışlarıyla güzeldir. Unutmayın! Hayatınızdaki tek bir an, tüm akışınızı değiştirebilir. Umudunuzu kaybetmeyin ve hayatın sürprizlerine açık olun.

Duygularınızı çözümleyin
Eğer bu duyguları yaşıyorsanız, gerçekten aşık olmuş olabilirsiniz. Ama eğer tüm bunlara rağmen ne hissettiğinizi tam olarak ifade edemiyorsanız, o zaman duygularınızı çözümlemeniz gerekir. Peki bu çözümleme nasıl olacak?
• Yeni tanıştığınız kişiyi, sanki yıllardır tanıyormuş gibi hissediyor musunuz?
• Sebepsiz bir mutluluk ve enerji içinde misiniz?
• Onunla tanışmadan önce geçirdiğiniz günler, gözünüze bir anda eksik veya anlamsız gelmeye mi başladı?
• Onunla geleceğinizin nasıl olabileceğiyle ilgili bir merak hissediyor musunuz?
• Onunla birlikteyken kendinizi her zamankinden daha güzel, daha özel ve çekici mi hissediyorsunuz?
• Onunla birlikteyken tamamlanmışlık hissini duyumsuyor musunuz?
• O hayatınızdan çıktığında, hissettiğinizle ilgili endişeleriniz var mı?
Bu sorulara olumlu yanıt veriyorsanız, muhtemelen aşıksınız. Ancak aşkın kalıcılığı, sevgiye dönüşüp dönüşmeyeceği büyük bir merak konusudur. Bazen mantığı devreye sokup incelemek, bazen de yaşayıp görmek gerekir. Seçim sizin.
Yaz: Yeşim Varol Şen

Yaz ayları, güneşin içimizi ısıtan ışıklarıyla yeni aşklara gebedir her zaman. Her köşeden yükselen müzik sesleri ve tatilin tadını çıkaran neşeli kahkahalarla enerji dolu ruhlar heyecan arayışındadır… Yazın sıcak günlerinde, tatil aşıkları ruhları ısıtarak hayata anlam ve heyecan katar. Ancak içimizdeki coşkuyla mantığı devre dışı bırakarak başlayan tatil aşkları, çoğu zaman hayal kırıklıkları veya derin yaralarla sonuçlanır. Birçok kişi, aniden gelişen bu aşkları yazın hoş sürprizi ya da bir tesadüf olarak değerlendirir ve olduğu gibi kabul eder. Oysa, kime aşık olduğumuz aslında bir tesadüf değildir. Aşk, farklı denklemlerin sonucunda benliğimizin yarattığı bir oyun olarak ortaya çıkar. Ancak oyun her zaman güldürmez ve eğlendirmez. Bu yüzden dikkat etmemiz gereken bazı noktalar bulunmaktadır:

• Kime aşık olduğumuz, evrenin bizim için sunduğu bir şans veya hediye değildir. Hayatımız boyunca aşık olduğumuz insanların ortak özellikleri ciddi benzerlikler göstermektedir; bize tanıdık gelen yönleri vardır. Bu benzerlikler, kendimizi tanıma yolunda ciddi ipuçları sunar. Ne istediğimizi, nelerin hayatımızda önemli olduğunu anlamamızı sağlarken; ne istemediğimizi ve karşı tarafın hangi davranışlarının bizi rahatsız ettiğini de öğretir.
• ‘O’na aşık olmamızın temel nedenlerinden biri, bize olumlu ya da olumsuz yönleriyle ebeveynlerimizi hatırlatmasıdır. Ebeveynlerimizi bize anımsatan insanlar, uzun süreli bir tanışıklık hissi yaratır ve güvende hissettirir. Ebeveynlerimizle partnerimizin benzer özellikleri olması, güvenlik hissimizi tehdit etmez.
• Çocukluğumuzda yaşadığımız yaraları, hayat boyu telafi etmeye çalışırız. İçgüdülerimiz, olumsuz yönleriyle ebeveynlerimizi anımsatan kişilerin davranışlarını değiştirerek, çocukluk yaralarımızı onarmamızı sağlar.
• Yaşadığımız duygunun adını aşk koyabilmek için, partnerimizin beş duyumuzla da onaylanması gerekir. Onayden kasıt, sadece çok güzel ya da yakışıklı olması değil; aşkın var olabilmesi için gözlerin onu çirkin bulmaması, sesinin itici gelmemesi yani beş duyumuz tarafından onaylanabilir özellikler taşıması gerekmektedir. Elbette her bireyin onay kriterleri farklıdır.
• Aşk duygu düzeyinde, sevgi ise bilinç düzeyinde yaşanır. Sevgi etiketinin arkasında farkındalık, onay ve mantık bilinci bulunur. Aşk genellikle hayranlıkla başlar ve hayal kırıklığıyla sona erer. Partnerini ‘lider ruhlu’ olarak tanımlayan biri, ilişkiden ‘çok despot’ diyerek kaçabilir.