Prematüre Bebekler Hakkında Her Şey! | Anne Rehberi
Her yıl, 13 milyon bebek prematüre olarak dünyaya geliyor ve bu bebeklerden bir milyonu birinci yaşını göremeden hayatını kaybediyor. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 150 bin prematüre bebek doğuyor. Bu bebeklerde beyin, karaciğer, böbrek, kalp, akciğer ve bağırsaklar gibi hayati organ ve organ sistemlerinde çeşitli bozukluklar gelişebiliyor.
Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. İpek Akman, prematüre bebekler hakkında bilgi veriyor
Doğumun 37. gebelik haftasından önce gerçekleşmesi, tıpta “prematüre doğum” olarak tanımlanır ve bebek organ sistemleri tam olarak olgunlaşmadan dünyaya geldiği için bazı sorunlarla karşılaşma riski artar. Bebeğin gebelik süresi ve doğum ağırlığı ne kadar düşükse, riskler de o kadar fazladır. Özellikle 32 haftadan önce doğmuş ve 1500 gramdan düşük ağırlıkta olan bebeklerde bu risk daha da artar.
Günümüzde obstetrik bakımdaki (gebelik takibi) ilerlemeler sayesinde riskli hamilelikler erken tespit edilmekte ve uygun tedavi ile anne ve bebeğin sağlığı korunmaya çalışılmaktadır. Ancak bazı durumlarda ‘prematüre doğum’ kaçınılmaz hale gelebilir. Neonatolojideki (Yenidoğan Bilim Dalı) gelişmeler sayesinde çok düşük doğum ağırlığına sahip bebeklerin sağ kalım oranları sürekli artmaktadır. Ülkemizde doğum ağırlığı 750-1000 gram olan bebeklerde sağ kalım oranı yüzde 70 civarındayken, 1000 gramın üzerindeki bebeklerde bu oran yüzde 90’ın üzerine çıkmıştır.
Prematüre bebeklerin riski birçok nedene bağlı olabilir; bunlar arasında en yüksek yüzdesel orana sahip olanlar şunlardır:
- Annenin yaşı (18 yaş altı ve 40 yaş üstü),
- Annenin geçirdiği enfeksiyonlar,
- Rahimdeki anatomik sorunlar (perdeli rahim, rahim ağzı gevşekliği vb.),
- Plasenta (bebeğin eşi) sorunları (plasentanın önde gelmesi veya ayrılması),
- Annenin kronik hastalıkları (hipertansiyon, romatizma vb.),
- Çoğul gebelikler,
- Sigara kullanımı.
Bağışıklık sistemi tam olarak gelişmemiş olan prematüre bebeklerde en sık karşılaşılan problemler şunlardır:
- Solunum güçlüğü,
- Beslenme problemleri,
- Enfeksiyonlara yatkınlık,
- Beyinde kanama ve oksijen düşüklüğüne bağlı hasar,
- Kemik erimesi.
Prematüre bebeklere uygulanan tüm tedavi ve müdahalelere rağmen, doğumdan önce ve hemen sonrasında bazı sağlık sorunları kalıcı olabiliyor. Bunlar arasında erken dönemde solunum sıkıntısı (RDS), beslenme problemleri, enfeksiyonlara yatkınlık, beyinde kanama ve oksijen düşüklüğüne bağlı hasar gibi sorunlar öne çıkıyor. Taburculuk sonrasında prematüre bebeklerin yüzde 10’unda yeterli kilo alamama ve göz sorunları görülürken, yüzde 5-10’u nörolojik sorunlara ve sadece yüzde 1’i işitme sorunlarına maruz kalabilmektedir.
- Prematüre bebek yoğun bakımdan taburcu olduktan sonra bebek, yenidoğan uzmanı veya bu konuda deneyimli bir çocuk doktoru tarafından takip edilmelidir.
- Bebeğin nörolojik gelişimi yakından izlenmeli ve yüksek riskli bebekler erken müdahale programlarına yönlendirilerek fiziksel terapiler başlatılmalıdır.
- Bebeğin göz ve işitme taramaları zamanında ve eksiksiz bir şekilde yapılmalıdır.
- Bağışıklık sistemi tam olgunlaşmadığı için enfeksiyon riskleri bulunmakta; bu sebeple kalabalık ortamlara girilmemeli ve genel hijyen kurallarına uyulmalıdır.
- Bebeğin tüm aşıları zamanında ve doz azaltılmadan uygulanmalıdır.
- Bebeğin beslenmesi, aylık kilo, boy ve baş çevresi artışı takip edilmelidir.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzm. Dr. Hakan Balta, prematüre bebeklerin gelişim süreci hakkında bilgi verdi.
Gelişim, çocuğun zihinsel, duygusal, iletişim, dil ve hareket gelişiminin yanı sıra ilişki kurma, davranış, görme ve işitme gibi duyusal özelliklerini tanımlar. Uzm. Dr. Hakan Balta, prematüre bebeklerin bu riskler dolayısıyla ayrıntılı gelişimsel değerlendirmelere ve destek izlemlerine ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Balta, “Prematüre bebeklerin yaşadığı sağlık sorunları yanında kendilerine has güçlü yetenekleri ve ailelerinden aldıkları destek, bebeğin gelişimini etkileyen en temel bileşenlerdir” dedi.
Prematüre bebeklerin hareket alanında sorunlar (kaslarda zayıflık, sertlik, spastisite gibi), zihinsel gecikme, görme ve işitme gibi işlevlerde zorluklar, duygusal ve sosyal alanlarda güçlük, solunum sistemi bulguları, beslenme problemleri ve nöbet geçirme gibi sağlık sorunları olabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Balta, prematüre bebeklerin uzun vadeli izlemlerinde bazı sorunlarla karşılaşabileceklerini de belirtti. Uzm. Dr. Balta, “Öğrenme ve kavrama zorlukları, zihinsel gecikmeler, dikkat sorunları, davranış problemleri, kaygı ve depresyon belirtileri, okul sorunları yaşanabilir” şeklinde konuştu.
Bu sorunların her prematüre bebekte görülemeyeceğini, ancak erken doğan bebeklerin gelişimlerinin bu riskler açısından düzenli aralıklarla izlenmesi ve desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Balta, gelişimsel pediatrinin, gelişim bilimini ve prematüre bebeklere yönelik bilimsel kanıtlara dayanan uygulamaları takip ederek şekillendiğini belirtti.
Yenidoğan Uzmanı Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, prematüre doğum sonrası dikkat edilmesi gereken hususları anlattı.
37 haftadan önce doğan bebeklerin ve annelerinin karşılaştığı zorluklara dikkat çeken Yenidoğan Uzmanı Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, “Doğumdan hemen sonra bebek, ilk solukla birlikte anne karnındaki dolaşım sisteminden tamamen farklı bir sisteme uyum sağlamak zorundadır. Prematüre bebeklerin doğum haftası küçüldükçe, başta solunum sistemi olmak üzere diğer organ sistemlerinde de sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle prematüre bebeklerin yenidoğan yoğun bakım ünitesi olan merkezlerde dünyaya gelmesi büyük önem taşır” dedi.
Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, bebeklerin anne rahmindeki doğal ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını, ancak bunun asla anne rahminde sağlanan fonksiyonları tam olarak yerine getiremeyeceğini vurguladı.
Prematüre bebeklerin doğum sonrası yaşadığı zorluklar hakkında Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, “Akciğerleri henüz tam gelişmediği için özel solunum cihazları ve soluk borularına yerleştirilen hortumlarla yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Dolaşım sistemleri o kadar zayıf olabilir ki, ilaç desteğine ihtiyaç duyabilirler. Bağışıklık sistemleri henüz gelişmediğinden basit mikroplardan bile kolay etkilenmektedirler. Beyin damarları aşırı hassastır ve beyin içinde kanama meydana gelebilir. Sindirim sistemleri yeterince olgunlaşmadığı için, midelerine yerleştirilen sondalarla damla damla besleniyorlar. Kısacası, biz doktorlar ve hemşireler onların hayatta kalmaları için her türlü yaşamsal desteği sağlamaya çalışıyoruz. Bu nedenle prematüreliği önlemek, tedavi etmekten daha kolay, daha etkili, daha ekonomik ve daha insancıldır” dedi.
Şenol Bozdağ, prematüre doğumların önlenmesi konusunda dikkat edilmesi gereken hususların oranları azaltabileceğini belirtti. “Anne, bu aşamada gebe kalmayı düşündüğü andan itibaren kadın doğum uzmanıyla görüşmelidir. Ayrıca doğal ve sağlıklı beslenme ile yaşam koşullarını bu duruma uygun hale getirmek, prematüre doğumu engelleyecek ana faktörler arasında yer almaktadır” dedi.
Bağışıklık sistemi henüz olgunlaşmadan doğmuş bebeklerde emme, yutma, nefes alma ve koordinasyon konusunda birçok sorun ortaya çıkmakta. Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, prematüre bebeklerin ilk beslenmesinin kolostrum adı verilen anneden gelen ilk sütle yapılmasının son derece önemli olduğunu vurguladı.
Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, bebeğin dış ortama uyum sürecinde karşılaşılan zorlukları ise “Beslenme sırasında soluk tutma, morarma, emme, yutma ve nefes alma koordinasyonunda sık yaşanan problemler meydana gelebilir. Prematüre bebeklerde midede yiyecek borusuna kaçması, kalp atımında yavaşlama ve morarma atakları görülebilir” şeklinde açıkladı.
Ailelerin sık yaptığı hatalardan biri de, yeni doğan bebeğin prematüre olup olmadığını kilosuna göre belirleyebileceklerini düşünmeleridir. Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, doğum kilosunun prematüreliği göstermediğini, zayıf bir bebeğin prematüre teşhisi almayabileceğini, ancak daha kilolu doğan bir bebeğin prematüre olabileceğini belirtti. Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, prematüre teşhisinin 37. haftadan önce doğan bebeklere konduğunu belirtmiştir.
Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Atalay Demirel, prematüre bebeklerin bakımında dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı.
Prematüre bebeklerin doğum haftalarına bağlı olarak hayati risk taşıyan sağlık sorunları ile karşılaşabileceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Atalay Demirel, “Bu nedenle prematüre bebeklerin özellikle ilk 3 yıldaki bakımları son derece önemlidir” dedi. Yrd. Doç. Dr. Atalay Demirel, bu konuda ihmal edilmemesi gereken kriterleri sundu, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Enfeksiyon riskleri diğer yenidoğan bebeklere göre çok daha yüksek olduğundan bakımda dikkatli olunmalıdır. Riskler, hastanede doğum sonrası yenidoğan alanında uzmanlaşmış hekimlerin kontrolünde en aza indirilebilirken, bebek taburcu edildikten sonra evde son derece dikkatli bir bakım gereklidir! Eve gelen ziyaretçilerin ya da aile üyelerinden birinin hasta olması durumunda bebeğe yakınlaşmamaları, odanın düzenli havalandırılması, kirli bebek bezinin hemen poşet içerisinde dışarı atılması, ellerin sık ve düzenli bir şekilde yıkanması, özellikle annenin her emzirme öncesi kişisel hijyenini sağlaması çok büyük önem taşımaktadır.
Doğumdan sonraki en büyük mucize olan anne sütü, prematüre bebekler için yaşam kurtarıcı bir özelliğe sahiptir. Araştırmalar, anne sütü ile beslenen prematüre bebeklerin fiziksel ve ruhsal gelişimlerinin çok daha hızlı olduğunu ortaya koyuyor. Zira prematüre bebeklerinin ihtiyaçlarına özellikle cevap verecek içerikte olan annenin sütü, hayati risk taşıyan enfeksiyonlardan koruma sağlarken, bağırsak sorunlarını azaltmakta ve anne-bebeği arasındaki bağı güçlendirmektedir. Bu nedenle bebeğinizi bol bol emzirin. Anne sütünün yetersiz kaldığı durumlarda doktor önerisiyle özel takviye besinler gerekiyor.
Hem prematüre hem de zamanında doğmuş tüm bebeklerin muayenelerinin düzenli olarak yapılması önemlidir. Bununla birlikte prematüre bebeklerin göz muayenesi, işitme muayenesi, nörolojik muayene ve fizyoterapi gibi periyodik olarak takip edilmesi gereken özel muayeneleri de bulunmaktadır. Yoğun bakım servisinden taburcu olurken planlanan takiplerin zamanında ve uygun merkezlerde yapılması, prematüre bebeklerin daha sağlıklı bir yaşam sürmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Aşıları ise doğum yaşına uygun biçimde yapılmaktadır.
Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Atalay Demirel, “Doğum sonrası karşılaşılabilecek sorunlara hazırlıklı olmak, zamanında tespit edip düzeltici tedavileri uygulamak ve kalıcı bir sorun durumunda iyileştirici bakım sağlamak, tedavinin ana basamaklarını oluşturuyor. Bu sebeple prematüre bebeklerin deneyimli yenidoğan uzmanları ve çocuk doktorları tarafından izlenmesi hayati önem taşımaktadır” dedi.
Prematüre doğan bebeklerde solunumdan enfeksiyona, beyin kanamasından kalp yetmezliğine ve ciddi bağırsak hastalıklarına kadar birçok sağlık sorunu gözlemlenebilmektedir. En sık görülen sorun, solunum güçlüğüdür. Akciğerlerimizin açılmasını ve rahat nefes almayı sağlayan surfaktan maddesi, bebekte yaklaşık 32. haftadan sonra üretildiğinden, bu haftadan önce doğan bebeklerde solunum sıkıntısı daha ciddidir. Enfeksiyon riski de diğer yenidoğanlara göre çok daha yüksektir; anne karnındaki bebeklerde emme, yutma ve nefes alma ancak 34-35. haftalarda koordineli bir hale gelebilmektedir, bu nedenle daha önce doğan bebeklerde ciddi sorunlar yaşanabilir.
