Mutlu Bir Evlilik İçin İpuçları
Memorial Şişli Hastanesi Liyezon Psikiyatrisi Bölümü’nden Prof. Dr. Sedat Özkan, sağlıklı evlilikler için çiftlerin yaş ve sosyal statü açısından uyumlu olmasının önemli olduğunu belirtti. “Farklı ilgi alanlarına sahip ve farklı yerlerde mutluluk bulan çiftlerin ayrılması kaçınılmaz.” dedi.
Özkan, boşanmanın başlıca sebeplerinin sosyal, ekonomik, cinsel ve psikolojik sorunlar olduğunu vurguladı.
Yaş ve sosyal statünün evliliğin geleceğini etkilediğini dile getiren Özkan, “Evliliklerin sürdürebilmesi için çiftlerin birbirine denk olması kritik. Kadın ve erkeğin eğitim düzeyi ve sosyolojik yapıları çok farklıysa, bu durum paylaşımı azaltarak çatışmayı artırabilir. Ayrıca evliliklerde yaşam tarzı ve alışkanlıkların farklılığı, zamanla ciddi sorunlara yol açabilir.” ifadelerini kullandı.
İlişkilerin ilk birkaç yıl uyumlu gittiğini, ancak zamanla erkeğin yıprandığını, kadının ise gençliğinin getirdiği enerjiyle dinamik bir yaşam sürdürmek istediğini belirten Özkan, şöyle devam etti:
“Farklı ilgi alanlarına sahip olan ve farklı yerlerde mutlu olan çiftlerin ayrılığı kaçınılmazdır. Çiftler, karar alma süreçlerinde özgür olmalıdır. Boşanmanın sebeplerinden biri, ülkemizde yaygın olan kayınvalide ve kayınpederle aynı evde yaşamaktir. Yeni evli çiftlerin kurulmuş bir düzene adapte olmalarını beklemek büyük bir hatadır. Bağımsız bir hayat tarzı oluşturamayan ve kendi evliliklerini benimseyemeyen çiftler, erkeklerin ‘evin oğlu’ rolünden ‘eş’ rolüne geçişini zorlaştırmaktadır. Çiftlerin, bulundukları yerden çocuklarının eğitimine kadar her konuda karar alabilmeleri, evliliklerinin geleceği açısından kritik öneme sahiptir. Geniş aile yapısında yaşamak, tarafların düşüncelerini açıkça ifade etmesini ve seçimlerini rahatça yapabilmesini zorlaştırmakta, bu da karı koca arasında erozyona neden olmaktadır.”
“Azalan paylaşım, çiftlerin uyumunu yok ediyor”
Özkan, kadının ekonomik bağımsızlık eksikliğinin ya da çocuklar için süren mutsuz evliliklerin oldukça yaygın olduğunu, yaşanan cinsel sorunların ise zamanla dile getirilemeyen, ancak huzursuzluk yaratan bir hal aldığını vurguladı.

Erkeğin cinselliği fiziksel olarak, kadının ise zihinsel olarak yaşadığına dikkat çeken Özkan, bu farklılığın çözülmemiş diğer sorunlarla birleşerek çiftlerin cinsel hayatına olumsuz etki ettiğini ifade etti.
Çiftler arasındaki kişilik çatışmalarının boşanmanın önemli nedenlerinden biri olduğunu belirten Özkan, şöyle devam etti:
“Kadınlar, hayatın sunduğu rollere daha hızlı uyum sağlarken, bu süreç erkekler için daha uzun sürmektedir. Kadın, anne olmadan önce annelik rollerine adapte olabilirken, erkekler baba olduktan sonra bu role geçiş yapabilmektedir. Bu durumda doğal olarak azalan paylaşım, çiftlerin birbirini anlamasını zorlaştırarak uyumu da yok etmektedir.”

Özkan, çiftlerin boşanma kararı almadan önce ilişki terapisine başvurmalarını önerdi. Çiftlerin sorunlarının terapi yoluyla çözülebileceğini ancak özellikle erkekleri terapiye ikna etmenin genelde zor olduğunu belirterek, bu durumun sorunların çözümünü imkansız hale getirdiğini de ekledi.
