Aşk ve İlişkiler

Seksi Hayata Dahil Etmeyin

Doğum şeklinin cinsel sorunlara etkisi var mı?
Doğum sonrası cinsel işlev bozukluklarının üç ana sebebi bulunmaktadır: Disparoni yani acılı cinsel birleşme, annenin genel sağlığı veya doğum yolu hasarları. Libido kaybı, orgazm zorluğu ve vajinal kuruluk ise en yaygın sorunlardır. Eğer bu sorunlar bir yıl içinde çözülmezse – ki bu kadar sürenin uzamasını asla istemem – çiftlerimizin bizimle iletişime geçmek için bir gün bile beklememelerini öneririm. Doğum şeklinin cinselliğe etkisine gelecek olursak, birçok kadın sezaryen ya da normal doğumun olumsuz etkileyebileceğini düşünse de, doğum şeklinin cinsel isteğe doğrudan etkisi henüz kanıtlanmamıştır. Cinsel yaşama dönüş süreleri doğum şeklinden bağımsızdır. Sezaryende iyileşme sürecinin tamamlanmasıyla birlikte cinsel birleşme mümkün. Normal doğumda ise dikiş yoksa bile, iyileşme süreci sona erdiğinde cinselliğe dönmek mümkündür. Elbette bu kadar hızlı bir başlangıç genelde gerçekleşmez, ancak teknik olarak mümkündür. Yani doğum şekli kadına etki etmez; asıl etki hormonal değişimlerden kaynaklanmaktadır.

İki aydan fazla bir süre geçtiyse ve annede cinsel istek bakımından en ufak bir değişiklik yoksa ve daha da olmayacağı hissediliyorsa, çiftlerin bir terapiste danışmalarını öneririm.

Doğum bir bahane olabilir
Cinsel yaşamında tatmin olmayan, hiçbir zaman yüksek cinsel istek duymamış ve cinsel yaşamı bir zorunluluk gibi sürdüren kadınlar, doğum sonrasını dinlenmek ve erkekten uzak durmak için bir bahane olarak kullanabilirler. Bu noktada Dr. Erdoğan, böyle kadınları eleştiren erkeklere şunu ekliyor: “Kadınlar için cinsel birlikteliğin yeterince çekici olamadığını ne zaman fark edeceksiniz? Kendinizdeki eksiklere ne zaman bakacak ve tamamlayıcı adımlar atmaya başlayacaksınız? Bence doğum sonrası sizin için yeni bir başlangıç olabilir. İlişkinizde kendinizle yüzleşin ve kadını cinsel yaşamın meraklısı, gönüllüsü yapın.”

Kadınlara önerim; sevgiyle evlenin ve bakabileceğiniz kadar çocuk doğurun. Anneliğiniz kadınlığınızı unutturmasın. Unutmayın, babalık erkeğe erkekliğini unutturmaz.

CİSELİĞİ GERİ GETİRMEK İÇİN;
Kadınlara
Kendinize kadın olduğunuzu hatırlatın. Örneğin, kişisel bakıma zaman ayırın. Günde 1-2 saat de olsa bireysel bir şeyler yapın. Hormonların yarattığı dengenin etkisiyle, canınızın istediğini yapın. Naz yapın, keyif alın; fakat her durumda hoş bir şekilde yapın. Güzel düşünerek, bu meyvenin diğer sahibini unutmadan, anneliğin kadınlıkla birleşmesinin ruhunuza katacağı güzellikleri göz ardı etmeyin…

Erkeklere
Erkeklerin birincil görevi sabırlı olmak yani sadakattir. Sabredemeyen erkekler aldatma yoluna gidebiliyorlar. İlgi ve sevgilerini en etkili biçimde göstermeleri son derece önemlidir. Onlara en büyük tavsiyelerden biri de; aile büyüklerinden yardim alarak eşlerinin ruh dinginliğini sağlamalıdır. Emziremeyen kadınlara işkence etmekle ve sürekli sorularıyla baskı yapmakla görevli diğer kadınları biraz uzak tutmak, gerekirse uyarın. Dış etkenler nedeniyle stres, üzüntü ve yorgunluk yaşayan kadınların cinselliğe dönüşü daha zor olacaktır. Emzirme ve bununla uyum sağlamak dışında her şeyde eşinize destek olun. Bebek harika bir şeydir ve onu birlikte gerçekleştirmiş olmanız sizi yeniden yaklaştırmaya yetecektir. Yazı: İpek Koşan

Artık annesiniz ve aklınızdaki tek şey bebeğinizin emme saati. Fakat evde sizin dışınızda birisi daha var; eşiniz. Şimdiye kadar babalık duygusunu yaşayan bu erkek, bebek dışında bir ilgi alanı daha istiyor; o da cinsellik. Dokuz ay boyunca bu anı bekledikten sonra bir de cinsel isteksizlikle karşılaşması hayatını zorlaştırabilir. Diğer taraftan, siz de kendi hayatınıza dönmek isteyebilirsiniz ama bunu başaramayabilirsiniz. Kafanızdaki soruların yanıtlarını almak için Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Cinsel Terapist Op. Dr. Gökçen Erdoğan ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiye kulak verin…

Doğum sonrası cinselliğe dönüş için en uygun zaman nedir?
En uygun zaman, annenin kendini hazır hissettiği zamandır. Ancak biz kadınlar, belirsiz ifadeleri yorumlamaya bayılırız. Kendini aylarca hazır hissetmeyen kadınların, bu cümlem doğrultusunda durumu göz ardı etmemelerini tavsiye ederim. Önerilen ve normal kabul edilen süreç, doğumdan 5-6 hafta sonra cinsel yaşama dönmektir. Bu süre boyunca erkeklerin sabrı elbette önemlidir; fakat asıl kritik olan, bu sürenin kadının hormon dengesinin sağlanması için yeterli olmasıdır. Eğer sekiz haftadan fazla bir süre geçtiyse ve anne cinsel istekte hiçbir değişiklik olmadığını hissediyorsa, çift olarak terapiste danışmalarını öneririm. Doğum sonrası cinsel yaşam bitiyor şikayetleriyle gelen birçok çift, ilk başta iki ay, ardından bir ay daha derken yıllar geçirmiş oluyor.

Cinsel isteksizlik nedenleri nelerdir?
Doğum sonrası annenin bebeğini emzirmesi için salınan ‘prolaktin’ hormonu çok önemlidir. Prolaktin, anne ile bebek arasında bir bağ kurarken, erkekle kadın arasındaki ilişkiye doğrudan bir fayda sağlamadığı gibi cinselliği de olumsuz etkiler. Bu hormonun etkisiyle annelik kadınlıktan ağır basar. Elbette bu süreçte sürekli faydalıdır. Prolaktin gerçekten bir mucizedir. Ayrıca kadını yeni bir gebelikten koruma özelliği de vardır. Ancak, süt korumasına güvenip diğer gebelik önleme yöntemlerini unutmayın. Çünkü annelik tecrübesini şekillendirmek şansa bırakılmamalıdır.

Cinsel isteği nasıl geri kazanabiliriz?
Aslında çok zor değil. Hormonal denge normale döndüğünde, eşler arasındaki iletişim kopmamışsa ve gebelikteki karı-koca ilişkisi unutmamışsa cinsel istek, biraz sabır ve destekle geri gelecektir. Ancak bu süreçte, kadının kendisini olumsuz düşüncelere kaptırmaması, korkularla dolmaması gerekir. Doğum sonrası vajinismus vakalarının çoğu, kadınların gebelik boyunca bu olasılığı düşündüklerinden kaynaklanmaktadır. Asıl doğru yaklaşım şu olmalıdır: ‘Bu bir süreç, böyle yaşanacak. Ardından eski düzene döneceğiz ve üç kişilik bir ilişki bizi etkilemeyecek; biz çiftiz’ diyerek durumu doğal bir şekilde değerlendirmek gerekir.

Cinsellik ve bebek arasında nasıl bir denge sağlanabilir?
Anne her durumda kadın olarak kalır. Kadın, bir doğumdan sonra anne olarak nitelendirilir. İşte denge bu. Sağlık sorunu bulunmayan tüm kadınlar, anne olma özelliğini taşır. Sağlık sorunları yaşayan ya da doğum şansı bulamayan kadınlar, içgüdüleriyle başka bir tür anne; şefkatli bir teyze, hala veya abla olabilirler. Neyse ki bilim hızlı bir şekilde ilerliyor ve ebeveyn olabilmek için yöntemler ve başarı oranları artmaktadır. Bu yanıtın ilk iki cümlesi anahtarımız. Kadın hormonlarıyla varlığını sürdürür; anne olmadan önce ve anne olduktan sonra… Cinselliği tüm insanlar gibi doğuştan taşır; ancak bunun düzeni, çabası, yaşamı, alışkanlıkları ve istekleriyle partnerine bağlıdır. Bunlar sağlamsa, cinsellik tatmin edici bir şekilde ilerler. Bu konularda sorun varsa, tedavi ve terapi imkanı vardır. Bebek, ne cinselliğin önünde engel ne de onun sebebi ya da amacı olmamalıdır. İkisini ayrı düşünmek önemlidir. Bunu şöyle anlatmak istiyorum; bebek düşünmüyorken de cinselliğiniz önemlidir, bebek sahibi olduktan sonra da. Çünkü anne olduktan sonra kadın olmaya devam edersiniz. Bu bir görev ya da isyan edilecek bir iş değildir.