Sağlık

Merkel Hücreli Karsinom: Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Merkel hücreli karsinom, nadir olmakla birlikte hızla ilerleyen ve yüksek metastaz riski taşıyan bir cilt kanseridir. Genellikle baş, boyun ve yüz gibi güneşe maruz kalan bölgelerde görülür. Hastalık, cildin alt katmanlarındaki sinir uçlarına yakın bulunan Merkel hücrelerinden kaynaklanır. Bu hücreler, dokunma ve basınç duyumlarında görev alır. Fakat çeşitli genetik, çevresel ve bağışıklık sistemi ile ilgili faktörler, bu hücrelerin kontrolsüz çoğalmasına yol açabilir. Erken tanı, tedavi başarısını önemli ölçüde artırırken, geç tanı durumlarında hastalık hızla lenf nodlarına ve uzak organlara yayılabilir.

Merkel Hücreli Karsinom Nedir?

Merkel hücreli karsinom, ciltte nadir fakat agresif gidişli bir kanser türüdür. Cildin en üst katmanında yer alan ve dokunma hissinden sorumlu Merkel hücrelerinden köken alır. Hızla büyüyen ve çevre dokulara yayılabilen bu tümör, lenf nodlarına ve uzak organlara metastaz yapabilir. Özellikle yüz, baş ve boyun gibi güneş ışığına sık maruz kalan alanlarda görülür. Yaşlı bireylerde ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha sık rastlanır. Bu karsinomun belirgin özelliği, hızlı ilerlemesi ve tekrarlama riskinin yüksek olmasıdır.

Normalde Merkel hücreleri, epidermisin bazal tabakasında bulunur ve sinir uçları ile etkileşimde bulunarak mekanik uyarıları algılar. Hastalık, bu hücrelerin kontrolsüzce çoğalmasıyla başlar ve genellikle ilk dönemlerde fark edilmeyebilir. Amerika’da yılda yaklaşık 3.000, Avrupa’da ise 2.500 civarında yeni vaka görülmektedir. Erkeklerde kadınlardan daha sık belirlenirken, genellikle 65 yaş üzeri bireylerde ortaya çıkar. Agresif yapısının en önemli nedeni, tümör hücrelerinin hızlı bir şekilde lenf ve kan yoluyla yayılabilmesidir.

Merkel Hücreli Karsinom Neden Olur?

Bu kanserin gelişiminde birden fazla etken ön plana çıkar. En sık ilişkili olduğu faktörlerden biri, Merkel hücre poliyomavirüsü (MCV) enfeksiyonudur. Bu virüs, çoğu insanda belirti vermeden bulunabilir, ancak bazı durumlarda genetik mutasyonlara yol açarak hücrelerin kontrolsüz çoğalmasına sebep olabilir.

Diğer bir önemli etken, uzun süreli ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalmaktır. Güneş ışığı veya solaryum kaynaklı UV ışınları, cilt hücrelerinde kalıcı hasar bırakabilir. Bu hasar, bağışıklık sistemi zayıf olan durumlarda kansere dönüşebilir.

Hastalığın gelişmesine katkıda bulunan mekanizmalar şunlardır:

  • Merkel hücre poliyomavirüsü enfeksiyonu: DNA hasarı ve hücresel kontrol mekanizmalarının bozulması.
  • UV ışınlarına maruz kalma: Güneş veya yapay UV kaynakları ile uzun süreli temas.
  • Bağışıklık sistemi baskılanması: Organ nakli sonrası immünsüpresif ilaçlar, HIV enfeksiyonu veya kanser tedavisi gibi etkenler.
  • Genetik mutasyonlar: Hücre döngüsü ve onarım mekanizmalarındaki değişiklikler.
  • İleri yaş: Hücre onarım kapasitesinin azalması ve yıllar boyunca biriken DNA hasarları.

Merkel hücre poliyomavirüsü, bazı durumlarda hücre genetiğine entegre olarak tümör baskılayıcı genlerin (p53, RB1) işlevini engeller. Bu durum, hücre döngüsünün durdurulmasını imkânsız kılar. UV ışınları, DNA’daki timin dimerlerini artırarak biriken mutasyonlara yol açar. Özellikle açık tenli ve uzun yıllar dış ortamda çalışan kişilerde bu hasar daha belirgin hale gelir.

Bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde kanserleşme süreci hızlanır. Örneğin, organ nakli sonrası immünsüpresif ilaç alanlardaki Merkel hücreli karsinom riski, sağlıklı bireylere göre 10 kat daha fazladır.

Merkel Hücreli Karsinom Belirtileri Nelerdir?

Merkel hücreli karsinom genellikle ağrısız, hızla büyüyen, ciltte sert ve kubbe şeklinde bir nodül olarak başlar. Tümörün rengi, cilt renginden kırmızımsı-mor tonuna kadar değişiklik gösterebilir. Çoğu zaman başlangıçta belirti vermediği için, başka cilt lezyonlarıyla karıştırılabilir.

İlerlemiş vakalarda, tümör yüzeyinde ülserleşme, kanama veya çevre dokularda şişlik görülebilir. Lenf nodlarına yayılması durumunda, bölgesel şişlikler ortaya çıkabilir.

Merkel hücreli karsinomun yaygın belirtileri şunlardır:

  • Ciltte hızla büyüyen, sert ve ağrısız nodül
  • Lezyonun rengi: kırmızı, pembe, mor veya cilt rengi
  • Tümör yüzeyinde ülserleşme veya kabuklanma
  • Bölgesel lenf bezlerinde şişlik
  • Nadiren kaşıntı veya hassasiyet
  • İleri evrede yorgunluk, kilo kaybı ve uzak metastaz belirtileri

Merkel hücreli karsinom, genellikle sivilce, yağ kisti veya bazal hücreli karsinomla karıştırılabilir. Tümör çapı haftalar içerisinde iki katına çıkabilir. Örneğin, 1 cm çapındaki bir lezyon bir ay içinde 2 cm’ye ulaşabilir. Renk değişikliği, yüzeyde incelme ve kanama eğilimi, ilerleyen evrede görülen tipik bulgulardır. Bu nedenle, ciltte hızla büyüyen ve iyileşmeyen nodüllerin mutlaka bir dermatoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.

Merkel Hücreli Karsinom Risk Faktörleri Nelerdir?

Hastalığın gelişme riskini artıran faktörler belirlenmiştir. Özellikle bağışıklık sisteminin baskılandığı veya cildin yoğun UV ışınlarına maruz kaldığı durumlarda risk daha yüksektir.

Başlıca risk faktörleri şunlardır:

  • İleri yaş (genellikle 65 yaş ve üzeri)
  • Uzun süreli güneş maruziyeti veya solaryum kullanımı
  • Açık ten rengi (melanin koruma seviyesinin düşük olması)
  • Bağışıklık sistemi baskılanması
  • Merkel hücre poliyomavirüsü enfeksiyonu
  • Baş-boyun bölgesinde daha önce cilt kanseri öyküsü

Coğrafi konum da riski etkileyebilir. Ekvatora yakın bölgelerde veya yüksek rakımlı yerleşimlerde yaşayanlar, yıl boyunca daha yoğun UV ışınlarına Maruz kaldığı için daha yüksek risk altındadır. İnşaat işçileri, çiftçiler ve balıkçılar gibi dışarıda çalışan gruplarda hastalık daha yaygındır. Ayrıca daha önce radyoterapi uygulanmış bölgelerde Merkel hücreli karsinom gelişim riski artabilir.

Merkel Hücreli Karsinom Tanısı Nasıl Konur?

Merkel hücreli karsinomun tanısı, klinik muayene, dermatoskopik inceleme ve kesin olarak biyopsi ile konur. Ciltte şüpheli, hızlı büyüyen nodüller görüldüğünde, derhal örnek alınarak patolojik inceleme yapılması gerekmektedir. Patoloji raporunda tümör hücrelerinin karakteristik özellikleri ve immünohistokimyasal boyalar (CK20 pozitif, TTF-1 negatif gibi) tanıyı kesinleştirir.

Tanı sürecinde hastalığın yayılımını değerlendirmek için ayrıca görüntüleme yöntemleri kullanılır:

  • Ultrason: Bölgesel lenf nodlarını değerlendirmek için
  • Bilgisayarlı tomografi (BT): Göğüs, karın ve pelvis taraması
  • Manyetik rezonans görüntüleme (MR): Baş-boyun bölgesi veya beyin metastazı şüphesi durumunda
  • Pozitron emisyon tomografisi (PET-CT): Metastazların yaygınlığını belirlemek için

Biyopsi ve görüntüleme sonuçları, tümörün evresini belirleme ve tedavi planı oluşturma amacıyla birlikte değerlendirilir. İmmünohistokimyasal inceleme, tanıda kritik bir rol oynar. CK20 pozitifliği genellikle “perinükleer noktasal boyanma” olarak belirir ve tanıyı diğer küçük hücreli tümörlerden ayırt etmeye yardımcı olur. PET-CT, mevcut metastazları göstermenin yanı sıra tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde de kullanılır. Ancak, küçük lezyonlarda yanlış negatif sonuçlar alınabileceği için klinik bulgularla görüntüleme sonuçları birlikte yorumlanmalıdır.