
Devam mı, yoksa yeter mi?
İşin sırrı artıları ve eksileri iyi değerlendirmekte yatıyor. Hep bildiğimiz diş macunu hikayesi vardır ya; bir taraf ortadan sıktığı için ayrılan çifte dair. Bu durumu yaşamamak için kontrolü kaybetmemek lazım. Aslında bu, öyle bir oyun ki; ilişkide alınan ayrılık kararı ya da ilişkinin sona ermesi, devam etme kararı ile arasında çok ince bir çizgi var. O çizginin adı sevgi. En doğru karar da burada saklı. Sevgi bittiyse ilişki de bitmeli, sevgi devam ediyorsa ilişki de devam etmeli. Bu denli basit bir bakış açısına sahip olursak, durumu sandığımız kadar karmaşık olmadığını göreceğiz ve en doğru yanıtı rahatlıkla verebileceğiz. Tüm bu gerçeklerin ötesinde, ilişkinizin geleceğine dair en doğru kararı iç sesinizin vereceğini unutmayın. Belki de o ses uzun zamandır size fısıldıyor ama karşınızdakinin sesine fazla odaklandığınız için kendi sesinizi duyamıyorsunuz. Bahane üretme konusunda insanlık mükemmel bir mekanizma gibi çalışıyor ve bitmesi gereken ilişkilerde şu gibi yanıltıcı düşüncelere kapılabiliyoruz; ‘Yılların emeğini nasıl yok sayabilirim?’, ‘Bu yaştan sonra yeni bir ilişkiye başlamak zor’; ‘Aslında o iyi biri, sadece bazı huylarını değiştirmeli.’ Bu mazeretler aslında kendimize ve partnerimize yapılabilecek en büyük kötülük. Ya da devam etmesi gereken bir ilişkide küçük bir sorunla karşılaşınca fedakarlık yapmadan ve anlayış göstermeden düşülen yanılgılar; ‘Bizim ilişkimiz asla yürümeyecek’, ‘Artık beni sevmiyor’, ‘Birbirimize eskisi gibi bakmıyoruz’, ‘O ilk günkü heyecan kalmadı.’ Çakmakçı bu noktada ilişkinin geleceğine dair yazı-tura atmak yerine herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguluyor; “Bunun olabilmesi için eşlerin birbirlerini derinden dinlemesi, anlaması ve gerekli zamanı ayırması gerekiyor. Gerçekten dinlemek ve anlamak, konuşmaktan daha zor bir beceri.” Psikologların tanımladığı ‘kaliteli iletişim’ yöntemi ile iki tarafın da mantıklı ve makul olma olasılığı artacak, ‘tamam mı devam mı?’ sorusuna herkes kendi açısından en doğru yanıtı verebilecek. Hatta sıkışmış hissettikleri bir ilişkiden ayrılabilme cesaretini bulacak ve çözümsüz olmadıklarını fark edecekler. Sanırım yola ilişkilerin kalıcı olmayabileceği gerçeğini kabul ederek çıkması gerekiyor. Ancak hangi noktada ‘dur’ dememiz gerektiğinin ve hangi noktada pes etmememiz gerektiğinin de bilincinde olmalıyız. Önemli olan, anlık kızgınlıklardan veya psikolojik baskılardan arınarak bu kararı doğru bir şekilde verebilmek. Nihayetinde konumuz sizin mutluluğunuz. Gerçeklerle yüzleşmeden mutlu olmaya çalışırsanız, kendinizi kandırmaktan öteye gidemezsiniz. Bu yüzden ‘tamam’ ya da ‘devam’ demek için ihtiyaç duyduğunuz sinyallere dikkat etmelisiniz.
‘Tamam!’ demek için…
Aşağıdakilerden bir ya da daha fazlasının yanıtı ‘evet’ ise, yok olup gitmiş bir ilişkiyi sürdürmeye çalışıyorsunuz. Yani ‘tamam’ demenin vakti çoktan gelmiş.
• İlişkinizdeki sevginin boyutu değiştiyse ve onu bir arkadaş ya da kardeş gibi sevmeye başladıysanız
• Sadakatszliğe uğradıysanız
• Artık karşınızdaki insana hiç güvenmiyorsanız
• Yalanını yakaladıysanız
• Ağzınızdan çıkan her kelime ona batıyorsa
• Dış görüntünüzü sürekli eleştiriyorsa
• Aynı anda farklı iki dil konuştuğunuzu hissediyorsanız
• Yolunuza o olmadan devam etmek daha cazip geliyorsa
• Size karşı sürekli ters ve sinirli davranıyorsa
• Üzerinde konuşmanız gereken konuları sürekli erteliyorsanız
• Her konuşma tartışmayla sonuçlanıyorsa
• Baş başa olmaktan, beraber plan yapmaktan kaçınıyorsanız
• Aşırı kıskançlığa maruz kalıyorsanız
• Değer verdiğiniz her şeyin elinizden alındığını düşünüyorsanız
• En küçük sorunlarda bile sizi suçluyorsa
• Artık onunla iletişim kuramıyorsanız
• Anlamsız bir şekilde kalbiniz kırılıyor, üzülüyorsanız
• İlişkiniz sizi yoruyorsa, sık sık kaçma isteği duyuyorsanız
• Yaptığınız fedakarlıkların kötüye kullanıldığını düşünüyorsanız
• Adeta bir hata tarayıcı gibi sürekli hata arıyorsa
• En klasik tabiriyle onunla bir gelecek göremiyorsanız
• İlişkiyi ayakta tutmak için çaba sarf eden tek kişi sizseniz
• Bir anlık da olsa aklınızdan, ‘Başka biriyle daha mı mutlu olurdum?’ sorusu geçiyorsa
• Neden hâlâ o ilişkiyi sürdürdüğünüzü bilmiyorsanız, bir sebebiniz kalmadığını düşünüyorsanız
‘Devam!’ demek için…
Aşağıdakilerden bir ya da daha fazlasının cevabı ‘evet’ ise, ayrılık kararı almadan önce bir kez daha durup düşünmelisiniz. İlişkinizdeki sorunlara rağmen birbirinizi hala seviyorsa ve birlikte olmaktan mutluysanız, her şeye rağmen ‘devam’ demeyi göze almalısınız.
• Sizi üzmemek niyetiyle yanlışlar yapıyor ve küçük yalanlar söylüyorsa
• Size hayat yolunda yardımcı, koruyucu, destekleyici fakat öfke anında kırıcı sözler söylüyorsa
• Size her zaman hak ettiğiniz değeri veriyor, ancak özel günleri unutuyorsa
• İş veya aile nedenleriyle size yeterince zaman ayıramıyorsa
• Ailesine ve arkadaşlarına düşkünlüğü zaman zaman sizin önünüze geçiyorsa
• Karşınızdaki insana olan ilginizde ve sevginizde bir azalma yoksa
• Onu kaybetmek ve yalnız kalmak düşüncesi sizi korkutuyorsa
• İlişkiyi ayakta tutmak için çoğunlukla karşılıklı emek harcıyorsanız
• Birbirinize olan saygınızı koruyorsanız
• Aranızdaki güçlü fiziksel çekim devam ediyorsa
• Her şeye rağmen ona olan sevginizi biliyor ve hissediyorsanız
• Karşınızdaki insanı yalnızca iyi vakit geçirmek üzere birinden ziyade, hayatınızı paylaşacağınız bir yol arkadaşı olarak görüyorsanız
Yazı: Ece Üremez
Bir akşamüstüydü, kahve içmek için gittiğim kafede yalnızdım. İnsan gözlemlemek, en sevdiğim aktivitelerdendir ve ben de o sırada gözlemlemeye başlayacakken, evren bana konuyu önüme getirdi. Aslında ödümü kopardı demek daha doğru olur; çünkü o sırada yan masadan yükselen bağrışmalar, yudumlamakta olduğum kahvemi üzerime dökmeme neden oldu. Çift olduklarına inanmayı geçtim, birbirlerine hitap şekilleri ve ses tonlarından insan olduklarına inanmakta güçlük çektim. Kendileri belli ki kıyameti koparma kararı almışlardı. Hemen, kafamı dinleyebilmem için garsona dışarıda bir masaya geçeceğimi işaret ettim. Tam yerimi bulduğuma inanmıştım ki, bu kez de yanımda öpüşerek oturan bir çift dikkatimizi çekti. Neşeleri ve birbirlerine bakışları, mutluluklarından belli oluyordu. ‘Bunları bize neden anlatıyorsun?’ diyeceksiniz; çünkü hikaye, yarım saat içinde tuvalete gitmek üzere içeri girmemle yön değiştirdi. Birbirine ağza alınmayacak, benim nezdimde affedilemeyecek sözler söyleyen çift, aynı eve taşınmaları gerektiğinden bahsediyor ve hatta bir an önce evlenmek istediklerinden söz ediyorlardı. Şok içinde çıkıp yerime oturdum, paralel evrene geçtiğime emin olmak için kendime bir kahve daha söyledim. O anda ne olsa beğenirsiniz, şu an öpüşen çiftin keyfi kaçmış; kadının ağzından şu sözler dökülmekteydi; “Bu iş böyle yürümez. Bu ilişkiye devam etmek istemiyorum. Bence ayrılmalıyız.” O anda nasıl bir şaşkınlıkla baktıysam, adamla bir an göz göze geldim. Adam da demesin mi; “Bence de bitirmeliyiz.” Yan masadan, “Sebep?” diye bağırasım geldi ama yutkunmayı tercih ettim. Zaten içimden sorduğum sorunun cevabı da ardından geldi. Meğer cumartesi birlikteliklerinin ilk yılıymış ve adam iş seyahatine çıkmış. İşte, fazla aşkın akıllara zarar olduğuna dair bir başka örnek. O anda durup düşündüm; bir tarafta birbirlerine aşık olmayı geçtim, yan yana olmaktan bile artık keyif almayan bir çift evlenmek istiyor; diğer tarafta aşk ile bakmaya devam eden bir çift sudan bir sebepten dolayı ayrılık kararı alıyor. Hal böyle olunca, aklımda kalıyor; ilişkilerde ne zaman ‘tamam’ ne zaman ‘devam’ diyeceğimizi nasıl anlarız? İlişkiyi bitirme sinyalleri ya da hâlâ devam etmemizi gösteren belirtiler neler? O gün tanık olduğum atmosferde sadece gözlem yaparak, ilk başta kavga eden çiftin birbirlerinden ayrı olmalarının onları daha mutlu edeceğini, öpüşen çiftin ise birlikte yaşamaya devam etmesinin doğru karar olduğunu düşünmüşüm. Ancak işin iç yüzü belki de görüldüğü gibi değildir diye düşünerek ve uzaktan ahkam kesmenin kolay olduğunu fark ederek, sorularıma yanıt bulmak amacıyla Terapi İstanbul’dan Psikolog Sevtap Çakmakçı’nın kapısını çaldım. Her ilişkinin dinamiği ve hikayesi farklı olabilir, ama bir uzman görüşü bize az çok bir yol haritası çıkartabilir. Soruyu kendisine sorduğumda, Çakmakçı ilk önce neden devam edildiğiyle ilgilendi; “Başlamış olduğumuz bir ilişkiyi bitirmek zordur. İnsanın doğası gereği, yanlış da olsa yaptığı seçime ve karara sahip çıkma eğilimi çok güçlü. İlişki içinde müthiş zorluklar, anlaşmazlıklar baş gösterse de, hatta bu psikolojik ya da fiziksel şiddete kadar dayansa bile insanlar kararlarını korumakta dirençlilerdir.” Bu noktada kendimizce bulduğumuz sebepler ya da dışardan gelen baskılar ilişkimizin kötü de gitse devam etmesinde etkili olabiliyor; her şeye rağmen bir ilişkiyi sürdürmenin bir başarı gibi algılanması, toplumsal onay alma ihtiyacı gibi… Çakmakçı bu ikilemi şöyle özetliyor; “Ayrılık veya devam kararı tuzaklar içeren çok kişisel bir karar. Bazen bitirme kararımızın gerekçesi önemsizken, bazen de akıntıya kürek çekilip çoktan bitmesi gereken bir ilişkiyi sürdürmek zorunda kalıyoruz.” Aslında devam kararında daha çok psikolojik etkenlerin gizli olduğu bir gerçek. Oysa bitirme kararı çoğunlukla fevri ve anlık olaylarla şekillenebilir. Çakmakçı bu konuyla ilgili şunu vurguluyor; “İlişkide bir şeyler tutarlı bir biçimde yolunda gitmemeye başladığında aslında bu sinyalleri alırız. İlişkinin yürümeyeceği ya da kalitesinin giderek düşmesi durumunda insan kendine bazı sorular sormalı. Örneğin; tanıştığımız ilk günler hangi düşünce ve duygularla başlamıştım? Şimdi nasıl hissediyorum? İhtiyaçlarım neler ve ne kadarı karşılanıyor? İlişkide birbirimizi boğmadan kendimiz olabiliyor muyuz? Karşımdaki insan gerçekten hayatımda olmalı mı? Bu ilişkiyi gerçekten istiyor muyum?” Elbette bu soruları hemen cevaplamak kolay olmayacak, ancak her birine verdiğiniz olumsuz yanıt ‘tamam’ hanesine yazılacak. Peki, ‘devam’ hanesi? İlişki sırasında yaşanan yoğun duygular, ani iniş çıkışlarla hem mantık hem de karar mekanizmamızı bozabiliyor ve devam edilmesi gereken ilişkilere sırt dönebilmemize neden olabiliyor. Tam da bu noktada Çakmakçı bize bazı ipuçları sunuyor; “Eğer bir ilişkide fedakarlık dengesi bir kişinin aleyhine bozulmamışsa, sevgi, saygı, şefkat ve tutku varsa, geçici sorunlar yüzünden bir ilişkiyi bitirmek ya da yıpratmak büyük bir hata olur. Her insanın olumlu ve olumsuz yanları olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor. Her zaman karşımızdaki kişiden istediğimiz davranışları bulamayacağımızı, bizim de her seferinde aynı ihtiyaca yanıt veremeyeceğimizi kabul etmek sağlıklı kararlar vermenin anahtarıdır.”